Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/343 E. 2022/309 K. 21.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R
ESAS NO : 2022/343 (BOZMAYA UYMA)
KARAR NO : 2022/309

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 2- … -( TC…. ) …
VEKİLİ : Av. ……
DAVA : Marka 2017-M-10299 Sayılı YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 02/02/2018
KARAR TARİHİ : 21/11/2022 YAZIM TARİHİ:20/12/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE:Müvekkili şirketin,… kuruluşu olduğunu…com alan adının sahibi olduğunu, e-ticaret sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, dava konusu…” markanın yayınına itiraz edildiğini, itirazın reddedildiğini, bu karara karşı itiraz edildiğini, dava konusu … kararıyla da itirazın reddedildiğini, markaların iltibas yaratacağını, müvekkil markasının tanınmış olduğunu, müvekkilin tatil ve otel hizmeti de bulunduğunu, 11 ibaresinin tanınmış olduğunu, emsal yargı kararları bulunduğunu, … ve … markalarıyla ilgili kararlar bulunduğunu, müvekkil markasının yoğun kullanımla yüksek ayırt edicilik kazandığını belirterek; dava konusu …kararının iptalini ve markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şahıs vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Yetki itirazında bulunduğunu, davanın süresinde açılmadığını, görev itirazında bulunduğunu, esasa yönelik olarak da taraf markalarının benzer olmadığını, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, kurum kararının doğru olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
ÖNCEKİ DEĞERLENDİRME;
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şahsın….” ibareli 43. sınıfta yapılan marka başvurusu ile davacı tarafın YİDK kararında geçen “11” ibareli markaları karşısında markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1 maddesi yönünden iltibas-benzerlik-karıştırılma ihtimali oluşup oluşmadığı, davacı tarafın markalarının tanınmışlığı iddiasının davalı şahsın marka başvurusuna 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi yönünden engel oluşturup oluşturmayacağı, …. sayılı YİDK kararının yerinde ve doğru olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 08/12/2017 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 02/02/2018 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
… sayılı kararında; …başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın……
Yapılan değerlendirme sonucunda, işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların, bütün olarak değerlendirildiğinde markaların birbirilerinden çok farklı olarak algılanması hususu da dikkate alındığında seri marka biçiminde algılanma ve ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırma ihtimaline yol açabilecek derecede benzer olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Markalar arasında karıştırılma ihtimaline yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığından muterizin tanınmışlık iddiası da kabul edilebilir nitelikte bulunmamış ve sayılan nedenlerle iş bu itirazın reddi gerekmiştir.
KARAR: İtirazın reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde ifade edilmiştir.
10/01/2017 tarihli yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu;
Geçici Madde 1/1 de “Bu Kanunun yayımı tarihinden önce Enstitüye yapılmış olan ulusal ve uluslararası marka ve tasarım başvuruları ile coğrafi işaret başvuruları, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır.” hükmü yer aldığından dava konusu markanın başvuru tarihinin 2016 olması nedeniyle somut olaydaki davaya 556 sayılı mevzuat hükümleri uygulanacaktır.
556 sayılı KHK.nın 8/1 maddesinde “Tescil edilmiş veya tescil için başvuru yapılmış bir markanın sahibi tarafından itiraz yapılması durumunda aşağıdaki hallerde marka tescil edilemez:
a) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı ise ve aynı mal veya hizmetleri kapsıyorsa,
b) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa,” şeklinde hüküm yer almaktadır.
556 s. KHK’nın 8/1 (b) anlamında tescili istenen marka ile tescilli markalar arasında “karıştırılma ihtimaline yol açacak ölçüde benzerlikten” bahsedilmek için;
a) Markalar arasında ayniyet, ürünler arasında benzerlik bulunması,
b) Markaların benzer, ürünlerin aynı olması,
c) Markaların benzer ve ürünler arasında da benzerlik bulunması, şeklinde üç ayrı ihtimalden birinin varlığı (Karan/Kılıç, 556 sayılı KHK şerhi S.197) gerekmektedir.
556 sayılı KHK’nın 8/1 (b) m. anlamında markaların karıştırılmasından söz edebilmek için, dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 04.02.2019 tarih ve… sayılı kararla ÖZETLE “davalının ….” ibareli marka başvurusu ile davacının “… kararında geçen diğer tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu hizmetler için ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davalının “…” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacıya ait “…kararında geçen diğer tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, yanılgı yaşamayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden 556 sayılı KHK 8/1 iltibasın bulunmadığı kanaati oluştuğu, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki tanınmışlık iddiası açısından ise taraf marka işaretleri benzemediği gibi davalının marka başvurusunda davacı tarafın tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Bu kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair…. Dairesi’nce verilen 22.10.2020 tarih …. sayılı kararın temyizen Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla …. Karar sayı ile ÖZETLE ; “…. davacıya ai…” ibareli marka kapsamındaki mal ve/veya hizmetler, davalı başvurusu olan “….” ibareli marka kapsamındaki mal ve/veya hizmetlerle aynı ve/veya benzer durumdadır.
Dava konusu marka “..” ibaresinden ibaret olup bu markadaki ….” ibaresi tescilli olduğu 43. Sınıf kapsamında ki mal ve hizmetler yönünden tamamlayıcı olduğundan, markanın ayırt edici ibaresi … rakamıdır. Hal böyle olunca genel izlenim olarak ortalama tüketiciler yönünden iltibas veya karıştırma ihtimaline sebep olacak derecede taraf markaları arasında sessel, işitsel ve görsel olarak benzerlik bulunduğu anlaşılmaktadır. Benzer şekilde, Dairemizin 04.02.2019 tarih….. markalarının benzer olduğu kabul edilmiştir.
Bu durumda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince davanın reddine ve bölge adliye mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin … kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, ” şeklindeki karar ile dosya yeniden mahkememize gönderilmiştir.
YENİ DEĞERLENDİRME ;
Taraf teşkilinden sonra bozma ilamına uyularak bozma gerekçesinde ” davacıya ait “… ibareli marka kapsamındaki mal ve/veya hizmetler, davalı başvurusu olan …” ibareli marka kapsamındaki mal ve/veya hizmetlerle aynı ve/veya benzer durumdadır.
Dava konusu marka.. ibaresinden ibaret olup bu markadaki “…” ibaresi tescilli olduğu 43. Sınıf kapsamında ki mal ve hizmetler yönünden tamamlayıcı olduğundan, markanın ayırt edici ibaresi “11” rakamıdır. Hal böyle olunca genel izlenim olarak ortalama tüketiciler yönünden iltibas veya karıştırma ihtimaline sebep olacak derecede taraf markaları arasında sessel, işitsel ve görsel olarak benzerlik bulunduğu anlaşılmaktadır. Benzer şekilde, Dairemizin 04.02.2019 tarih ve…. sayılı kararı ile “… markalarının benzer olduğu kabul edilmiştir.
Bu durumda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, ” şeklindeki gerekçe doğrultusunda davanın kabulü (… kararının İPTALİNE, Dava konusu marka tescilli olmadığından hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ) gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜNE
2-Dava konusu …sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
3-Dava konusu marka tescilli olmadığından hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin düşümü ile bakiye 44,8‬ TL’nin davalılardan eşit tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
5-AAÜT uyarınca 15.000.00 TL vekalet ücretinin davalılardan eşit tahsiliyle davacıya verilmesine,
6-Davacının yaptığı; 1.800.00 Bilirkişi ücreti, 345,5 tebligat ücreti, 35,90 TL ilk harç masrafı olmak üzere toplam 2.181,4‬0 TL yargılama giderinin davalılardan eşit tahsiliyle davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 Sayılı HMK’nın Geçici 3/2 madde yollaması ile, HUMK 427 vd.m. uyarınca, tebliğden itibaren 15 günlük yasal süre içinde ….’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/11/2022
Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza