Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/164 E. 2022/231 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R
(Bozmaya Uyma)
ESAS NO : 2022/164 Esas
KARAR NO : 2022/231

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : 1- … -…
VEKİLİ : Av. … ..
DAVALI : 2- … – …
VEKİLİ : Av. … …
DAVA : Marka 2017-M-6481 Sayılı YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 06/10/2017
KARAR TARİHİ : 14/09/2022 Yazım Tarihi:14/10/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Müvekkilinin ….’nin ….’nin önde gelen şirketleri arasında olduğunu, başta süt ürünleri olmak üzere çeşitli gıda maddelerinin üretim ve satış faaliyetleri ile iştigal ettiğini, müvekkilinin …. markasının tanınmış marka olduğunu, müvekkilinin …İbaresinin 29, 30 ve 32. Sınıflarda 1999 yılından beri … sayı ile tescilli olduğunu, davalının müvekkilinin markasının varlığını bilmesine rağmen … kod numarası ile 32. Sınıftaki yer alan mallar için “…” ibaresini marka olarak tescil başvurusunda bulunduğunu, söz konusu başvurunun ilanına itiraz edildiğini bu itirazın Markalar Dairesi ve …. tarafından red edildiğimi, davaya konu olan … ibaresi ile müvekkilinin … birebir aynı olduğunu, markadaki asıl vurgunun … ibaresi olduğunu, markanın başında yer alan Vİ ibaresinin ayırt ediciliği sağlamadığını, taraf markaların görsel, işitsel ve anlamsal düzeyde ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğunu, müvekkilinin…. markasının tanınmış marka olduğunu belirterek; …. sayılı kararının iptalini,…. ibareli markası tescil edilmişse hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şahıs vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Müvekkilinin markasının … ibaresinden mesnet olan markanın ise … ibaresinden oluştuğunu, tek benzerliğin…. harflerinin her ikisinde ortak olduğunu, müvekkilinin markasının küçük harfle dizayn edildiğini ve markasının başında vi harfinin bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinin markasının tamamen özgün olduğunu, fonetik olarak müvekkilinin markasının viops olarak mesnet olan markanın da … olduğunu, … ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, bu kelimenin günlük dilde ikaz anlamında olduğunu bu nedenle markaların orta düzey tüketici nezdinde benzer olmadığını, tüketiciler nezdinde benzer olmayacağını ve karıştırılmayacağını belirterek; açılan davanın reddini talep etmiştir.
ÖNCEKİ DEĞERLENDİRME;
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şahsın …. başvuru sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacı tarafın …. tescil sayılı “…!” ibarli markası arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1 maddesi yönünden iltibas/benzerlik oluşup oluşmadığı, başvuru ibaresi üzerinde davacı tarafın eskiye dayalı kullanım hak iddiası, markasının tanınmışlığı, başvuru ibaresi üzerinde sınai ve fikri mülkiyet hak iddiası ile davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı iddialarının 556 sayılı KHK’nın 8/3, 8/4, 8/5, 35 MK 2 maddesi yönünden davalı marka başvurusuna engel oluşturup oluşturmayacağı, …. sayılı YİDK kararının yukarıdaki iddialar yönünden yerinde ve doğru olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
…. sayılı kararında; “…. başvuru numaralı ve …” ibareli başvurunun 556 s. KHK’nın 8 inci maddesi uyarınca …. sayılı ve “…!” ibareli markayla karıştırılma ihtimali, eskiye dayalı kullanım ve kötü niyet gerekçeleriyle reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
…..
Kurul’da, ilgili tüketicilerin başvuruya konu “…” ibareli marka ile itiraza gerekçe olarak gösterilen…. sayılı ve “…!” ibareli markayı farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden farklı markalar olarak algılayabileceği kanaatine vanlmış ve başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen marka bütünüyle bıraktıkları izlenim itibarıyla ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmamıştır. Bu itibarla, markalar arasında 556 s. KHK’nın 8/1 maddesi hükmü anlamında karıştrılma ihtimalinin bulunmadığı görüşüne ulaşılmıştır.
Öte yandan, itiraz dilekçesinde ifade edilen eskiye dayalı kullanım ve kötü niyet iddiaları ispatlanamadığından ve bu iddialann kabulü yönünde Kurul’da kanaat oluşmadığından, eskiye dayalı kullanım ve kötü niyet iddialan haklı bulunmamıştır.
Sayılan nedenlerle, işbu itirazın reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde ifade edilmiştir.
10/01/2017 tarihli 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu;
Geçici Madde 1/1 de “Bu Kanunun yayımı tarihinden önce Enstitüye yapılmış olan ulusal ve uluslararası marka ve tasarım başvuruları ile coğrafi işaret başvuruları, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır.” hükmü yer aldığından dava konusu markanın başvuru tarihinin 2016 olması nedeniyle somut olaydaki davaya 556 sayılı mevzuat hükümleri esas alınarak karar verilmiştir.
556 sayılı KHK.nın 8/1 maddesinde “Tescil edilmiş veya tescil için başvuru yapılmış bir markanın sahibi tarafından itiraz yapılması durumunda aşağıdaki hallerde marka tescil edilemez:
a) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı ise ve aynı mal veya hizmetleri kapsıyorsa,
b) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa,” şeklinde hüküm yer almaktadır.
556 s. KHK’nın 8/1 (b) anlamında tescili istenen marka ile tescilli markalar arasında “karıştırılma ihtimaline yol açacak ölçüde benzerlikten” bahsedilmek için;
a) Markalar arasında ayniyet, ürünler arasında benzerlik bulunması,
b) Markaların benzer, ürünlerin aynı olması,
c) Markaların benzer ve ürünler arasında da benzerlik bulunması, şeklinde üç ayrı ihtimalden birinin varlığı (Karan/Kılıç, 556 sayılı KHK şerhi S.197) gerekmektedir.
556 sayılı KHK’nın 8/1 (b) m. anlamında markaların karıştırılmasından söz edebilmek için, dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 21.11.2018 tarih ve …. K. Sayılı kararla ÖZETLE ” ….davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacının ..” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin davalının “…” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacıya ait …. ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, taraf marka işaretleri benzemediğinden 556 sayılı KHK 8/1. maddesi kapsamında benzerliğin bulunmadığı, başvuru ibaresi üzerinde davacı tarafın önceye dayalı kullanım ve ticaret ünvanına bağlı hak iddiasının kanıtlanmadığı, başvurunun kötü niyetli yapıldığının kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine ” şeklinde karar verilmiştir.
Bu kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Dairesi’nce verilen 05/06/2020 tarih ve … sayılı kararın temyizen ….incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla …14/02/2022 Tarih ve … Karar sayı ile ÖZETLE ; “Davaya konu, ‘’…’’ ibareli marka başvurusu ile davacının itirazına dayanak …’’ ibareli markanın tescil sınıfları yönünden 32. sınıf emtialarda bire bir aynı olduğu, taraf markalarındaki ibarelerin ise sescil ve görsel olarak benzer olduğu tartışmasız olup davacının….’’ ibareli önceki tarihli markasının 32. emtia sınıfları yönünden tanımlayıcı veya kaynak gösterici ibare olmaması nedeniyle de ayırt ediciliği yüksek marka olması dikkate alındığında taraf markalarının 556 sayılı KHK’nın 8/1. maddesi kapsamında benzer olduğu, tüketiciler nezdinde markalar arasında karıştırılma ihtimalinin doğacağı dikkate alınarak neticesine göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamış olup, bu nedenle bölge adliye mahkemesinin başvurunun esastan reddine dair kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile …. verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin …. Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULARAK KALDIRILMASINA, ” şeklindeki karar ile dosya yeniden mahkememize gönderilmiştir.
YENİ DEĞERLENDİRME ;
Taraf teşkilinden sonra bozma ilamına uyularak bozma gerekçesinde “Davaya konu, ‘’…’’ ibareli marka başvurusu ile davacının itirazına dayanak ‘’….’’ ibareli markanın tescil sınıfları yönünden 32. sınıf emtialarda bire bir aynı olduğu, taraf markalarındaki ibarelerin ise sescil ve görsel olarak benzer olduğu tartışmasız olup davacının …. ibareli önceki tarihli markasının 32. emtia sınıfları yönünden tanımlayıcı veya kaynak gösterici ibare olmaması nedeniyle de ayırt ediciliği yüksek marka olması dikkate alındığında taraf markalarının 556 sayılı KHK’nın 8/1. maddesi kapsamında benzer olduğu, tüketiciler nezdinde markalar arasında karıştırılma ihtimalinin doğacağı ” şeklindeki gerekçe doğrultusunda davanın kabulü (… sayılı YİDK kararının iptaline, Dava konusu marka tescilli olmadığından hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ) gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜNE
– 2-Dava konusu …. sayılı YİDK kararının iptaline,
3 -Dava konusu marka tescilli olmadığından hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 31.4 TL’nin düşümü ile bakiye 49,3 TL’nin davalılardan eşit tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
5-AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan eşit tahsiliyle davacıya verilmesine,
6- Bozma öncesi ve sonrasında davacının yaptığı; 1.500.00 bilirkişi ücreti, 425,5‬,‬ TL peşin yatırdığı yargılama gideri avansı , 31,40 TL ilk harç masrafı olmak üzere toplam 1.956,9‬ TL yargılama giderinin davalılardan eşit tahsiliyle davacıya verilmesine,
7–Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 Sayılı HMK’nın Geçici 3/2 madde yollaması ile, HUMK 427 vd.m. uyarınca, tebliğden itibaren 15 günlük yasal süre içinde ….’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2022
Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza