Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/99 E. 2022/156 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/99 Esas – 2022/156
T.C. ”TÜRK MİLLETİ ADINA”

4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/99
KARAR NO : 2022/156

DAVA : Marka … Sayılı YİDK Kararı İptali- Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 31/03/2021
KARAR TARİHİ : 18/05/2022 Yazım Tarihi : 17/06/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Davacının Türkiye’nin sayılı elektronik eşya üreticilerinden biri olduğunu, dünyada da ev temizliği ve hijyen denince akla gelen ilk
markalardan birinin davacının “…” markası olduğunu, davacının temellerinin 1933 yılında
Almanya’da atıldığını, dünyanın pek çok ülkesinde “…” markasının tescilli olduğunu,
Türkiye’de de “…” markalı ürünlerin 1985 yılından beri …Şirketler Grubu
güvencesiyle satılıyor olduğunu, davacının “…” markasının tanınmış marka olduğunun
davalı TÜRKPATENT nezdinde … sayı tahtında kabul ve tescil edilmiş olduğunu, ayrıca
davacının “…” markalarının tanınmışlığı hususunda verilmiş ihtisas mahkemesi
kararlarının bulunduğunu, davalı şahsın aynı ibareyi ihtiva eden markasının davacının tescilli
markalarından doğan haklarını ihlal ettiğini, davalının davaya konu “…” marka
başvurusunun “…” ibaresini olduğu gibi ihtiva ettiğinden davacının tescilli/tanınmış/seri
markalarıyla iltibas yaratma ihtimalinin kuvvetli olduğunu, ayrıca davacının markalarında
geçen “hausgeräte” ibaresinin Türkçe’de “ev aletleri”, davalının markasında geçen “home”
ibaresinin de Türkçe’de “ev, yuva” anlamına gelmesi nedeniyle taraf markalarının birbirlerine
daha da benzediğini, internette “…” ibaresi aratıldığında davacıya ait ürünlerin
sergilendiği sayfaların çıkıyor olmasının da bu hususun kanıtı olduğunu, davalının tescil
başvurusunun kötü niyetli olduğunu ve davacının markasının tanınmışlığından haksız olarak
yararlanılmak istenildiğini, zira davalının dava konusu marka başvurusunda bulunurken
davacının markalarından haberdar olmamasının mümkün olmadığını, ayrıca davalının daha
önce de başka tanınmış markalarla yakın benzer marka başvurularında bulunmuş olduğu
hususunun TÜRKPATENT kayıtlarında sabit olduğunu, davacının ticaret unvanından
kaynaklanan haklarının da somut olayda korunmasının ve davalının marka başvurusunun ev
aletleri ile ilişkili olan mal ve hizmetlerde reddinin gerektiğini iddia ederek, TÜRKPATENT
YİDK’nın … sayılı kararının iptalini ve davalı şahsın …sayılı markasının
kayıtlı olduğu tüm mal ve hizmetler açısından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şahıs vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE:
Davalının dava konusu edilen
markanın kapsamına giren emtialarla ilgili olarak 2008 yılından beri ticari faaliyetlerini
yürüttüğünü, huzurdaki davanın mevzuatta öngörülen yasal süresi içerisinde ve yetkili
mahkemede ikame edilmediğinden usulden reddinin gerektiğini, taraf markalarının kapsamına
giren emtiaların farklı olduğunu, zaten de davacının markalarını sadece “elektrikli ev
aletleri”nde kullandığını, markalarının kapsamına giren diğer emtialar açısından bir koruma
talep edemeyeceğini, karşılaştırılan markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal açılardan
herhangi bir benzerlik olmadığını, zira davacının markalarında kullanılan siyah ve mavi renk
tonlarının davalının markasında kullanılmamış olduğunu, ortalama tüketicinin her iki işareti
birbirinden rahatlıkla ayırt edebileceğini, markalarda geçen “hausgeräte” ve “home”
ibarelerinin Türkçe anlamlarının ortalama tüketici tarafından bilinebilmesinin söz konusu
olmadığını, davacının markasının tanınmış marka olmadığını, ayrıca davacının markasının
davalının markasının kapsamına giren emtialarda kullanılmadığını, uyuşmazlık konusu olan
“…” ibaresi Türkçe’de yaygın bir anlamı olan bir ibare olduğundan, herkesin bu ibareyi
kendisine marka olarak seçebileceğini, nitekim TÜRKPATENT kayıtlarında bir araştırma
yapıldığında “…” ibaresini içeren 76 adet marka tescil kaydına rastlandığını, bu seçimde
bulunan herkesin kötü niyetli adledilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şahsın …başvuru sayılı markası ile davacı tarafın kurum nezdinde ileri sürdüğü ”… ” ibareli markaları arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas oluşup oluşmadığı, davacı tarafın markalarının yurt içi ve yurt dışı tanınmışlığı iddiasının SMK 6/4-5 maddesine göre yerinde ve doğru olup olmadığı, başvuru ibaresi üzerinde davacı tarafın ticaret unvanı dahil SMK 6/6 maddesine göre diğer fikri ve sınai hak iddiasının, davalı başvurusunun da SMK 6/9 maddesine göre kötü niyetli yapıldığı ve TTK hükümlerine göre de haksız rekabet oluşturduğu iddialarının yerinde ve doğru olup olmadığı ve Türk Patentin … sayılı YİDK kararının iptalinin gerekip gerekmediği, davalı markasının tescili halinde hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 05/02/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 31/03/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında;”…başvuru numaralı ”… ” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, yayına itiraz sahibi firma tarafından, başvurunun … ” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali ve tanınmışlık gerekçesiyle 6769 s. SMK ‘nın 6 ıncı maddesi uyarınca tümden reddi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
……………
Yapılan inceleme neticesinde, başvuru kapsamında kalan mallar ve itiraz mesnet markaların kapsamlarındaki malların mahiyeti dikkate alındığında, başvuru ile itiraza mesnet markalar arasında başvuru kapsamında kalan mallar/ hizmetler açısından ilişkilendirme / kırıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Muteriz vekilinin tanınmışlık gerekçesini ileri sürmekle birlikte, 2013 yılında Kurum tarafından o günkü sunulan bilgi ve belgeler çerçevesinde yapılmış tanınmışlık tespiti dışında itiraza mesnet markaların tanınmış olduğunu gösterir nitelikte herhangi bir bilgi ve belge sunmadığı tespit edilmiştir. Kurum tarafından 2013 yılında yapılmış tanınmışlık tespitinin o günkü bilgi ve belgeler çerçevesinde yapılmış statik bir tespit olduğu oysa bir markanın bilinirliğinin piyasadaki faaliyetler ve tanıtım çabalarına bağlı olarak artabileceği gibi ortadan da kalkabileceği açıktır. Bu itibarla, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler çerçevesinde tanınmışlık gerekçeli itirazın yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Karar: İtirazın reddine oy birliği ile karar verilmiştir. ” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını,fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/4 maddesine göre tanınmış markada ;
Paris sözleşmesi kapsamında tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, işaret ve emtia açısından aynı veya benzerinin Türkiye’de aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından başvurusunun yapılması halinde itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmektedir.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
SMK 6/6 madde kapsamına, kişilik haklarından isim hakkı ile fotoğraf üzerindeki hak, FSEK kapsamında telif hakları ve sınaî haklar olan marka, tasarım, patent, faydalı model, coğrafi işaret, ticaret unvanı, işletme adı girer. Marka ve ticaret unvanı da sınaî mülkiyet hakkı olarak maddenin koruma kapsamına alınmıştır. Ancak sınaî mülkiyet hakları kapsamında korunacak bir markadan veya ticaret unvanından söz edebilmek için “tescil” şarttır. Örneğin bir ticaret unvanına dayanarak başkasına ait marka tescilinin engellenmesi isteniyorsa bu ticaret unvanının ticaret sicilinde tescilli olması gerekmektedir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU (14.02.2011 tarihli yayınlanan);
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
…+şekil (2019/57288) FKR (2010 27985)
08,20,21,24,35. Sınıf 07,09,11, 21. Sınıf
… HAUSGERATE (2015 26495)
07,09, 11. Sınıf
….. ve diğer … ibareli mesnet markalar

Bilirkişi heyetinden alınan 13.12.2021 tarihli raporda ÖZETLE; “
1) Davacının 2010 27985 ve 2016 14765 sayılı markaları haricinde kalan markalarının, davalının tescil ettirmek istediği marka ile görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzer olduğu,
2) Davalının markasının kapsamına alınmak istenilen 35. Sınıfa giren tüm hizmetler ile 21. Sınıfa giren “diş fırçaları, elektrikli diş firçaları, diş ipleri, tıraş fırçaları, saç fırçaları, taraklar” açısından, davacının muhtelif markaları hasebiyle, emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliğinin gerçekleştiği, diğer emtialar açısından ise gerçekleşmediği,
3) (2) nolu bentte aynı/benzer/türdeş olduğu tespit edilen emtiaların hitap ettiği ortalama tüketici/alıcı kitlesinin bilinç/dikkat/ özen/seçicilik seviyesinin düşük olmadığı,
4) (1) ve (2) nolu bentte yer alan sebeplerden dolayı, (3) nolu bentte yer alan tespite rağmen, karşılaştırılan markalar arasında, (1) nolu bentte sayılan markalar açısından ve (2) nolu bentte sayılan emtialar yönünden iltibas tehlikesinin/karıştırılma ihtimalinin kısmen bulunduğu, diğer emtialar açısından ise bulunmadığı
5) Davacının markalarının tanınmışlığından kaynaklanan iddiasının davalının markasının; “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri” dışında kalan ve kapsamına alınmak istenilen mal ve hizmetler açısından tesciline/hükmüne engel olabileceği,
6) Davacının ticaret unvanından kaynaklanan haklarının davalının markasının tesciline/hükmüne etkisinin/engelinin olamayacağı,
7) Davacının “kötü niyet” iddialarının değerlendirmesinin hukuki niteliği yüksek olduğundan Sayın Mahkeme tarafından yapılması gerektiği,
8) Dava konusu edilen 05.02.2021 tarihli ve … sayılı YİDK Kararının, (4) ve (5) nolu bentlerdeki değerlendirmeler ile uyumlu olmadığı,
9) Davacının hükümsüzlük isteminin, 35. Sınıf açısından (4) nolu ve davalının markasının kapsamına alınmak istenilen diğer emtialar açısından da (5) nolu bentlerdeki değerlendirmeler ile uyumlu olduğu,,” şeklinde ifade edilmiştir.
Davalı şahıs vekilinin yeni bir heyetten rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talep reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının “…+şekil” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında dava konusu …sayılı markanın kapsamında kalan ” 35. Sınıfa giren tüm hizmetler ile 21. Sınıfa giren “diş fırçaları, elektrikli diş firçaları, diş ipleri, tıraş fırçaları, saç fırçaları, taraklar” malları açısından ortalama tüketici kesimi nazarında görsel ve sesçil benzerlik oluştuğu, her iki markada … ibaresinin asli ayırt edici olduğu görüleceği;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yargılama konusu 35. Sınıfa giren tüm hizmetler ile 21. Sınıfa giren “diş fırçaları, elektrikli diş firçaları, diş ipleri, tıraş fırçaları, saç fırçaları, taraklar” malları açısından ayırdığı satın alma /yararlanma süresi içinde davalının başvuru markasını gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davacının ” …” ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, benzerlik nedeniyle her iki markada yanılgı yaşayabileceği, bu mallar/hizmetler açısından her iki taraf markasının aynı işletmeye ait markalar ya da idari ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme markaları olarak algılanabileceği , taraf markaları arasında bu Mallar/ hizmetlerde SMK 6/1 maddesindeki iltibas / karıştırılma/ benzerlik koşulu oluştuğu bilirkişi raporu ile anlaşıldığından aksi yöndeki YİDK kararı hatalı olduğu kanaatine varılarak bu kısımlardan davanın kabulü gerekmiş; Bunun dışında kalanlar açısından ise iltibas oluşmadığı sonucuna varıldığı;
Dava konusu marka başvurusu dolayısıyla davacı tarafın SMK 6/4-5 maddesindeki tanınmışlık koşulu oluşmadığı, ( davalı başvruusu nedeniyle davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı;
( HMK 282 .nci maddede ” Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmünden hareketle bilirkişi raporunun bazı mallar/hizmetlerdeki tanınmışlık değerlendirmesine ilişkin aksi yöndeki görüşüne “2013 yılında yapılmış tanınmışlık tespitinin o günkü bilgi ve belgeler çerçevesinde yapılmış statik bir tespit olduğu oysa bir markanın bilinirliğinin piyasadaki faaliyetler ve tanıtım çabalarına bağlı olarak artabileceği gibi ortadan da kalkabileceği , 2013 yılında Kurum tarafından o günkü sunulan bilgi ve belgeler çerçevesinde yapılmış tanınmışlık tespiti dışında itiraza mesnet markaların tanınmış olduğunu gösterir nitelikte herhangi bir bilgi ve belge sunmadığı” şeklindeki kurum tespiti haklı bulunması nedeniyle itibar edilmemiştir.) ;
Davacı tarafın başvuru markası üzerinde SMK 6/6 maddesi anlamında ticaret ünvanı dahil diğer fikri ve sınai mülkiyet hak iddiası kanıtlanmadığı;
Dava konusu başvuru markası açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru veya TTK 54 ve devamı açısından haksız rekabet yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Ancak bu durumlar yukarıda belirtilen mallar ve hizmetlerde KISMEN SMK 6/1 iltibas durumunu da ortadan kaldırmadığından neticeden dava kısmen kabul edilerek aksi yöndeki YİDK kararının kısmen iptaline karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Dava konusu Türk Patentin … sayılı YİDK kararının dava konusu edilen …sayılı markanın kapsamında kalan ” 35. Sınıfa giren tüm hizmetler ile 21. Sınıfa giren “diş fırçaları, elektrikli diş firçaları, diş ipleri, tıraş fırçaları, saç fırçaları, taraklar” malları açısından YİDK kararının İPTALİ ile markanın bu mal ve hizmetler yönünden HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, karar kesinleştiğinde sicilden terkin edilmesi için Türk Patent Kurumuna müzekkere yazılmasına,
3- Diğer kısımlar yönünden davanın reddine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,4‬ TL’nin davalılardan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
5-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara eşit şekilde verilmesine,
6-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan eşit şekilde tahsiliyle davacıya verilmesine,
7-Davacının yaptığı (2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 233,00 TL tebligat gideri) toplam 2.333,00 TL nin kabul ve red oranına göre takdiren 1/2 si olan 1.166,5‬ TL ile 59,30 TL ilk harç masrafının toplam 1.225,8‬ TL nin davalılardan eşit şekilde tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 18/05/2022