Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. … 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
…
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R
ESAS NO : 2021/93
KARAR NO : 2022/134
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVA : Marka … Sayılı YİDK Kararı İptali
DAVA TARİHİ : 26/03/2021
KARAR TARİHİ : 16/05/2022 Yazım Tarihi: 12/06/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Davacının, bünyesinde bulundurduğu iş ortakları ile birlikte uzun yıllardır faaliyet gösterip sektörde tanındığı; özellikle Ege ve Marmara Bölgesi başta olmak üzere uluslararası alanda ticari faaliyetler yürüttüğü; dijital dünyada (internet, sosyal medya hesapları, yazılımlar, yapay zeka vb.) ihtiyaç duyulan her türlü hizmeti sağladığı, fiziksel ürünler meydana getirdiği; Davacının … tescil numaralı “… şekil” ve onun serisi olan 2019/24801 tescil numaralı “…” markalarının sahibi olduğu; 11.03.2019 başvuru tarihli bu markalardan “ … şekil ” markasının 13.09.2019 ve “…” markasının 29.11.2019 tarihinde tescil edildiği; davalı şahsın 27.09.2019 tarih “…” ibareli … sayılı başvurusunun ilanına itirazlarının reddi üzerine, 17.11.2020’de başvuru markasının SMK 6/1, 6/6, 6/9, 5/1-(c), 5/1-(ç) maddeleri uyarınca reddi talebiyle yaptıkları itirazında YİDK’nın … sayılı kararıyla reddedildiği; dava dilekçesinde ise YİDK kararının SMK 5/1-(c) maddesi uyarınca verdiği karara ilişkin bir talebin söz konusu olmadığından bu konuda verilen cevapların davayla bağlantısı bulunmadığı; Davacı markalarında … sayısının, başvuru markasında … sayısının ön planda olduğu; … ile … markalarının ortalama tüketici nezdinde aynı anlama gelen sayılar olarak algılanabilme ihtimalinin yüksek olduğu; davacıya ait “… şekil” ve “…” markaları ile “…” markasının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu; başvuru markasının davacının tescilli markalarında yer alan 3 ve 2 sayılarından oluştuğu, bu sayıların diziliş itibariyla ilk üç hanesinin Davacı markalarının birebir kopyası olduğu ve son basamağın ise yine Davacı markasında yer alan örüntüsel yapı ile bağlantılı olacak şekilde 2 ile bittiği ve taraf markaları arasındaki benzerlik oranının yüzde 75’ten yukarıda olduğundan ve başvurunun aynı tüketici kitlesine hitap eden aynı hizmetler için yapıldığından SMK 5/1-(ç) maddesinde yer alan mutlak ret sebebinin oluştuğu; Yargıtay 11. HD’nin 10.03.2008 tarih… K. sayılı kararında “şekil+PEROIL” markası ile “şekil+PYROIL” ve “şekil+paroil” markaları arasında, ve Yargıtay 11. HD’nin … K. sayılı kararında … markaları arasında ayırt edilemeyecek düzeyde benzerlik bulunduğunun tespit edildiği; “…” markası ile Davacıya ait tescilli “… şekil” ve “…” markaları arasında tescil edilen hizmet sınıfı, kullanılan rakamlar ve rakamların sıralanma örüntüsü, Okunuş benzerliği ve anlamsal benzerlik ve alıcı grubu benzerliği bulunduğundan tescilinin SMK 6/1 hükmüne de aykırı olduğu; Yargıtay 11. HD. E…. sayılı kararında …. …. başvurusu arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak 11 rakamının ön plana çıkartılması nedeniyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, “bilet11.com” ibareli marka başvurusunun yazım tarzı itibariyle davacının redde mesnet markalarına yanaşma iradesini gösterdiği gerekçesi ile markalar arasında karıştırılma tehlikesi bulunduğuna karar verildiği; Yargıtay 11. HD. 13.04.2010 tarih … K. sayılı kararında “…” ibaresi ile “…” ibareli markanın okunuş ve anlam olarak benzer oldukları, nitekim “…” ibaresinin “lim” sözünün arka arkaya iki kez tekrarı izlenimi verdiği, okunuş ve anlam itibariyle pekiştiğinden taraf markaları arasında benzerlik bulunduğu” sonucuna ulaşıldığı;…. kararında … ve … markaları arasında görsel, işitsel ve kavram benzerliğinin yanı sıra aynı sınıfta tescil edilmiş olmasının karıştırılma tehlikesi yaratacağı kanısına varıldığı; … kararında, Ferromix, Inomix ve Alumix markaları ile Ferromaxx, Inomaxx ve Alumaxx markaları arasında, markaların başlangıçlarının ve son hecelerinin aynı harfle başlaması nedeni ile markaların görsel ve duyusal açıdan benzer olduğundan dikkati ve özeni yüksek tüketici kitlesi açısından karıştırılabileceğine karar verildiği; başvuru markasının davacı markalarıyla seri marka izlenimini de yarattığı; marka hakkının telif hakkı kavramının bir alt kolu olduğundan Davacıya ait … ticaret unvanının “…” başvurusu nezdinde kullanıldığından YİDK kararının SMK 6/6 uyarınca iptalinin gerektirdiği; davaya konu “…” marka başvurusunun Davacının “… şekil” markasının tescilinin ilanından 2 hafta sonra yapılmasının; başvuru markasının 03/30/31/35 sınıfları ve Davacının en yoğun faaliyette bulunduğu reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetlerinin de kapsamasının; dava dilekçesi eki … sayılı E-Tespit Tutanağıyla ispatlandığı üzere Davalı şahsın 02.10.2019’da tescil ettirdiği www…com.tr sitesinde kullandığı logonun, Davacının “…” ve “…” logolarına benzer sarı renkte olmasının; “…” markası tescil edilmeden önce internet sitesinde “© 2021. All rights reserved” ibaresi kullanmasının; bu sitede 35. sınıfta yer alan hizmetler değil 3. sınıfa konu el kremi ve kolonya satışı gerçekleştirilmesinin, davalının Isparta Genç İş Adamları Derneği üyesi olduğunun ve “…Aliminyum PVC Sistemleri” ile bağlantısı olduğunun belirtilmesinin ve 35. sınıfta yer alan reklamcılık, pazarlama, halkla ilişkiler vb. alanlar ile bağlantısının bulunmamasının; davalı şahsın Davacıya ait “… şekil” ve “…” markalarından faydalanmayı istediğinin ve marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu gösterdiği” gerekçeleri öne sürülerek, “Davaya konu marka başvurusunun SMK 5/1-(ç) uyarınca … sayılı YİDK kararının iptali ile markanın tamamının sicilden terkinine, Mahkeme aksi kanaatte ise 35. sınıf nezdindeki başvurunun iptaline; mutlak ret sebebinin bulunmadığı yönde kanaat oluşması halinde SMK 6/1, 6/6 ve 6/9 maddelerindeki nispi ret sebeplerinin varlığı nedeniyle YİDK kararının iptali ile markanın tamamının sicilden terkinine, Mahkeme aksi kanaatte ise 35. sınıf nezdindeki başvurunun iptaline; mutlak ve nispi ret sebeplerinin bulunmadığı değerlendirilir ise YİDK kararına konu markanın davacının seri marka haklarını ihlal etmesi gerekçesiyle YİDK kararının iptali ile markanın tamamının sicilden terkinine, Mahkeme aksi kanaatte ise 35. sınıf nezdindeki başvurunun iptaline” karar verilmesi talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şahısa usulüne uygun tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermediği görülmüştür.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şahsın … başvuru sayılı markasına yönelik davacı tarafın mesnet markaları dolayısıyla SMK 5/1-c, 5/1-ç maddeleri ile SMK 6/1, 6/6, 6/9 maddeleri açısından (başvuru markasının tanımlayıcı olduğu, mesnet markalarına aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, iltibas, ticaret unvanı ve kötü niyetli başvuru yapıldığı iddiaları) ileri sürdüğü itirazın Türk Patent’in … sayılı YİDK kararı ile red konusunda verdiği kararın yerinde ve doğru olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 28/01/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 26/03/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında; “… başvuru numaralı “… sayılı “… şekil”, “…” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6’769 s. SMK’nın 6/1, 6/6, 6/9 , 5/1-c ,5/1-ç maddeleri uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
….. SMK .5-1-c-ç …. Bu çerçevede yapılan değerlendirme neticesinde, itiraza konu işaretin 6769 s. SMK’nın 5/l-(c) bendi kapsamında değerlendirilemeyeceği kanaatine varıldığından bu yönde yapılan itiraz yerinde görülmemiştir. Aynca, başvuru ile itiraza mesnet markalaı aynı ya da ayrt edilemeyecek derecede benzer olmadığından 6769 s. SMK’nın 5/1-(ç) gereğince yapılan itiraz da yerinde bulunmamıştır.
Takiben başvurunun md. 6 uyannca reddi talebinin incelemesine geçilmiştir.
…. Kurul’da” ilgili tüketicilerin başvuruya konu marka ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaları bütüncül algr çerçevesinde farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden farklı markalar olarak algılayabileceği kanaatine vanlmış ve başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar bütünüyle bıraktıkları izlenim itibarıyla ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmamıştır. Bu itibarla, markalar arasında 6769 s. SMK’nın 6/l maddesi hükmü anlamında karıştırılma ihtimalinin bulıınmadığı kanaatine vanlmıştır. Bunun yanında , itiraz dilekçesinde öne sürüldüğü gibi itiraza gerekçe markanın, 6769 s. SMK’nın 6/6 kapsamrndaki hak sahipliği yönünde yeterli kanaate ulaşılamadığından, bu iddianın kabulü mümkün olmamıştır.
Son olarak, başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönünde somut ve elle tutulur delillere rastlanmadığından ve Kurul’da başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönünde bir kanaat de oluşmadığından, bu iddiaya dayalı itiraz haklı görülmemiştir.
Sayılan nedenlerle, itirazın tüm gerekçeleri ile birlikte reddi gerekmiştir.
KARAR: İtirazın reddedilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük tarihli)
5.nci maddede (Mutlak red sebebi) ; ” c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.”,
ç) “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.”, Marka olarak tescil edilmez.
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını,fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 5/1-c yönünden ;
Marka başvurusundaki ibare ortalama tüketici nezdinde yukarıda belirtilen “Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten “tanımlayıcı, vasıf bildirici özellikleri varsa marka olarak tesçili mümkün bulunmamakta ve mutlak red engeline takılmaktadır. Marka hakkı münhasır olarak sahibine tekel / inhisari hak bahşettiğinden tanımlayıcı bir işaret bir kişiye verilirse ticari rekabet sağlanamaz.
Buna göre, bir malın ya da hizmetin cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak gibi özelliklerine (iyi / güzel / süper / büyük / vb.) atıf yapan tanımlayıcı işaretlerin marka olarak tescil edilebilmesi mümkün değildir. Marka başvurusundaki ibare içerdiği emtia sınıfındakilerden ne kadar uzak ise tanımlayıcı, vasıf bildirici halinden de uzaklaşmış sayılır.
SMK 5/1-ç yönünden ;
Buradaki “ayniyet” olgusuyla, “bir markanın tamamen taklit edilmesi” kast edilmektedir. “Ayırt edilemeyecek derecede benzerlik” olgusuyla ise başvuru konusu markanın tescilli markanın birebir aynısı olmamakla birlikte, “ilk bakışta fark edilemeyecek derecede aynı” olan ve bu hususun ispatına dahi gerek duyulmayan, ancak çok dikkatli bir inceleme sonucu farkın anlaşılabileceği ibare ve şekilleri taşıyan işaretler kast edilmektedir (Pril/Pırıl örneği, Sabih Arkan, Marka Hukuku).
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/6 madde kapsamına, kişilik haklarından isim hakkı ile fotoğraf üzerindeki hak, FSEK kapsamında telif hakları ve sınaî haklar olan marka, tasarım, patent, faydalı model, coğrafi işaret, ticaret unvanı, işletme adı girer. Marka ve ticaret unvanı da sınaî mülkiyet hakkı olarak maddenin koruma kapsamına alınmıştır. Ancak sınaî mülkiyet hakları kapsamında korunacak bir markadan veya ticaret unvanından söz edebilmek için “tescil” şarttır. Örneğin bir ticaret unvanına dayanarak başkasına ait marka tescilinin engellenmesi isteniyorsa bu ticaret unvanının ticaret sicilinde tescilli olması gerekmektedir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
…+şekil (…) … (…)
03,30,31,35. Sınıf 09,35,41,42. Sınıf
… (2019/24801)
09,35,41,42. Sınıf
Bilirkişi heyetinden alınan 13/01/2022
tarihli raporda ÖZETLE: ” (1) Davalının … sayılı başvuru markasının tesciline karar verilen ve Davacının itiraza mesnet …
(2) “…+şekil” ibareli Başvuru markasının, tescil edildiği mal ve hizmetler bakımından tanımlayıcı olmayan ve somut ayırtediciliği bulunan bir ibare olduğu gibi; Davacının “…” ibareli itiraza mesnet markalarıyla ayırtedilecek kadar veya karıştırılabilecek düzeyde benzer olmadığı;
(3) Davalı kurumdan celbedilen belgeler veya Davacı yanca dosyaya sunulan deliller arasında, Davalının marka tescil başvuru tarihi olan 27.09.2019 tarihinden daha önce ve hatta herhangi bir tarihte, Davacı tarafından “…” veya başvuru markasının kapsadığı “…” ibaresinin marka, ticaret ünvanı veya alan adı olarak başvuru markasının tescil edildiği 03, 30 ve 31. sınıflara konu mallar veya 35. sınıfa konu hizmetler bakımından fiilen kullandığına dair delile rastlanmadığı;
(4) Davacı yanın kötüniyet iddiasına ilişkin iddia, savunma ve delillerin yukarıda (dava dilekçesindeki yukarıdaki iddialar veya Davalı websitesindeki “…+şekil” ibareli başvurunun markasal kullanımına ilişkin görsellerden, davaya konu başvurunun, Davacının “…” esas unsurlu markalarıyla iltibas yaratacağı umudu/planı/niyetiyle, ve böylece haksız menfaat temin etmek amacıyla veya markayı gerçekte kullanılmayıp yedeklemek, marka ticareti yapmak veya şantaja yönelik veyahut davacıyı engellemek amaçlarıyla yapıldığının somut olgu ve delillerle ispatlanıp ispatlanamadığının takdiri gerekmektedir. ) belirtildiği; ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.
GEREKÇE:
Mutlak red sebepleri açısından ;
SMK 5/1-c yönünden değerlendirme:
“…+şekil” ibareli başvuru markasının kapsamında yer alan mallar / hizmetler açısından hedef kitle yani ortalama tüketici kitlesi nazarında cins, vasıf bildiren, tanımlayıcı bir durum olarak algılanmayacağı sonucuna varıldığı;
SMK 5/1-ç yönünden değerlendirme:
Davalının başvuru markasının “”…+şekil”” şeklinde, davacı markasının ise “…” ve “…” görselini içermesi karşısında her iki markadaki bazı rakamların ( “…”) benzer ya da ortak olması her iki markayı aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olarak kabul edilemez, zira başvuru markası sayısal anlamda … olup davacı markaları … şeklindedir. Diğer yönden başvuru markasında yer alan şekil unsuru davacı markalarında bulunmadığından bu farklar nedeniyle başvuru ve davacı markasının AYNİYET şeklinde kabul edilemeyeceği sonucuna varılarak olayda SMK 5-1-ç maddesine göre mutlak red sebebi oluşmadığı;
Nisbi red sebepleri açısından;
Tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki marka işareti arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının ” …+şekil” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “… ” ve “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel , sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı; Davalı başvurusundaki şekil görselinin başvuru markasına ayrı bir ayırt edicilik katarak davacı markasından bütünüyle uzaklaştığı;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma / faydalanma süresi içinde, davalının ” …+şekil” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının “… ” ve “…” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının “… ” ve “…” ibareli tescilli markalı mallarından/hizmetinden satın almak/yararlanmak isterken davalının ” …+şekil” ibareli başvuru markalı malı/hizmeti satın almak / yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacının tescilli markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar / hizmetler algısı da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı kanaati oluştuğu;
Davacı tarafın ” …+şekil” ibareli başvuru üzerinde SMK 6/6 maddesi anlamında ticaret ünvanı dahil diğer fikri ve sınai mülkiyet hak iddiası kanıtlanmadığı;
Dava konusu” …+şekil” ibareli marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle YİDK kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı Türk Patent ve Marka Kurumuna verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şahsın yokluğunda 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı.16/05/2022
Katip … Hakim …
E-İmzalıdır E-İmzalıdır