Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/86 Esas – 2022/68
T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R
ESAS NO : 2021/86 Esas
KARAR NO : 2022/68
HAKİM :…
KATİP :….
DAVACI : …
DAVALI : …
DAVA : Marka … sayılı YİDK Kararı İptali- Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 22/03/2021
KARAR TARİHİ : 28/02/2022 Yazım Tarihi:16/03/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE:… markasının müvekkili tarafından 1988 yılından beri tescilli olarak kullanıldığını, … ibaresini ihtiva eden markalarını tescil ettirmeye devam etmiş ve bu suretle tanınmış … ibaresini içeren seri markalarını yarattığını, … markasıyla üretilen “alçı levha” ürününü Türkiye’de ilk olarak üreten müvekkilinin olduğunu, …© ibareli markanın ilk olarak; 1988 yılında 106682 tescil numarası ile müvekkili adına tescil edilmiş olduğunu, süresi içerisinde de yenileme işlemlerinin gerçekleştirildiğini, … markasının TESPİTİNE İLİŞKİN Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu Başkanlığı’nın 30.05.2013 tarih ve … sayılı kararıyla TANINMIŞ MARKA olduğunu, özellikle “alçı plaka” ürünlerinde uluslararası düzeyde uzun yıllardır ve yaygın olarak kullanılan, bu alanda öncü bir marka oluşu, sahip olduğunu, davalının … kodla işlem görmekte olan “… …” ibareli marka başvurusunun, müvekkilin daha önce tescil edilmiş markalarıyla ayniyet derecesinde benzer olup, aynı sınıftaki malları kapsaması nedeniyle iltibas tehlikesi yaratma ve müvekkil markanın tanınmışlığından yararlanarak haksız menfaat sağlama amacı güttüğünü, tescili talep edilen “…” ibareli marka başvurusu, müvekkilimizin tescilli markasının esas unsuru olan “…©” ibaresine ayniyet derecesinde benzer şekilde kullanıldığını, tescili talep edilen … ile müvekkilinin tanınmış … markasının başlangıç ve bitiş kısmının birebir aynı olması sebebiyle özellikle işitsel anlamda markaların karıştırılma riskinin oldukça fazla olduğunu, … ibaresinin müvekkilinin bir alt markasıymış izlenimi vereceğinin aşikâr olduğunu, taraf markaların 19. Sınıfta yer alan malları kapsadığını, …© markalı ürünlerinin, müracaat sahibinin hizmet verdiği alanlarda en çok tanınan ve rağbet edilen ürünlerin başında geldiğini, bu doğrultuda müracaat sahibinin müvekkilinin ve onun …© markalı ürünlerinin bilinirliğinden fayda sağlama amacı olduğunun açık olduğunu ve müvekkilinin markasından haberdar olmadığının düşünülemeyeceğini, davalının “… …” ibaresini seçmiş olmasının tesadüfi olmadığını “… …” ibaresi, müvekkil …© ibaresinden esinlenerek ve taklit edilerek oluşturulduğunu belirterek, Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu Başkanlığı’nın 29.01.2021 tarih ve … sayılı kararının iptali ile haksız ve hukuka aykırı olarak tescili talep edilen “… …” ibareli marka tescil işlemlerinin durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şahısa usulüne uygun tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermediği ancak 16/04/2021 tarihinde davalı şahıs adına UYAP’tan vekaletname sunulduğu ancak duruşmalara gelinmediği, mazeret dilekçeleri gönderildiği görülmüştür.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;davalı şahsın … başvuru sayılı “şekil+… …” ibareli 19. Sınıfta yapılan marka başvurusu dolayısıyla davacı tarafın kurum nezdinde ileri sürdüğü “…” ibareli tescilli markaları arasında SMK 6/1 maddesi açısından iltibas-benzerlik-karıştırılma koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın markalarının yurt içi ve yurt dışı tanınmışlığı, ticaret unvanı dahil diğer fikri ve sınai hak iddiası, davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı iddialarının SMK 6/4-5, 6/6, 6/9 maddeleri açısından alınan YİDK kararına ve hükümsüzlüğe etki edip etmeyeceği, Türk Patent’in … sayılı YİDK kararının iptalinin davalı markasının tescili halinde hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 24/01/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 22/03/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında; “2020 başvuru numaralı “… …” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun …, ….. … sayılı “… wr+fr yangına ve suya dayanıklı” , “… mwfr küfe, suya ve yangına dayanıklı”, “… karo” “… akustik karo”, “nano …”, “dört dörtlük …”, “bir ürün adını, onu en iyi yapandan alır! …”, “…”, “… karolam.” “… wr suya dayanikli”, “…”, “… fr”. “alçipanr normal”, “… herkül”, …” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali ve tanınmışlık gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
……
Yapılan değerlendirme sonucunda, işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların bütün olarak bıraktıkları izlenim itibariyle görsel, işitsel veya anlamsal açıdan benzer olmadığı, bu bağlamda markalar arasında karıştırılma veya tanınmışlık nedeniyle ilişkilendirme ihtimali bulunmadığı kanaatine varıldığından işbu itirazın reddi gerekmiştir ” şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını,fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/4 maddesine göre tanınmış markada ;
Paris sözleşmesi kapsamında tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, işaret ve emtia açısından aynı veya benzerinin Türkiye’de aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından başvurusunun yapılması halinde itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmektedir.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
SMK 6/6 madde kapsamına, kişilik haklarından isim hakkı ile fotoğraf üzerindeki hak, FSEK kapsamında telif hakları ve sınaî haklar olan marka, tasarım, patent, faydalı model, coğrafi işaret, ticaret unvanı, işletme adı girer. Marka ve ticaret unvanı da sınaî mülkiyet hakkı olarak maddenin koruma kapsamına alınmıştır. Ancak sınaî mülkiyet hakları kapsamında korunacak bir markadan veya ticaret unvanından söz edebilmek için “tescil” şarttır. Örneğin bir ticaret unvanına dayanarak başkasına ait marka tescilinin engellenmesi isteniyorsa bu ticaret unvanının ticaret sicilinde tescilli olması gerekmektedir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
Şekil+ … … (…) şekil+… (106682)
19 sınıf 19 sınıf
… Akustik (165957)
19 sınıf
… Herkül (165958 )
19 sınıf
(ve diğerleri )
Bilirkişi heyetinden alınan 22.12.2021
tarihli raporda ÖZETLE; “
Davalıya ait … sayılı “Şekil+ … … ” ibareli marka ile davaya mesnet gösterilen … markaların her ne kadar 19. Sınıftaki malları birebir aynı olsa da markalar arasında görsel ve işitsel olarak benzerlik bulunmadığından 6769 S. SMK m.6/1 anlamında iltibas tehlikesinin olmayacağı,
Davaya mesnet gösterilen markaların …ürünlerinde TANINMIŞ MARKA olduğu, bununla birlikte 19. Sınıftaki mallarda SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşulları oluşmadığından davalının marka başvurusu, davacının tanınmış olduğu iddia edilen markasından haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt ediciliğini zedeleyebileceği sonuçlar doğurabileceği koşullar oluşmadığından SMK 6/5 maddesi koşullarının oluşmayacağı,
Davaya konu olan marka ile davacının ticaret unvanın çekirdek unsurunun farklı olması nedeniyle SMK m.6/6 hükmünün uygulanabilmesi için gereken koşulların oluşmadığı,
Dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığı iddiası ispata elverişli delilin dosyada mevcut olmadığı, bununla birlikte bu hususun Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.
GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki marka işareti arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının ” Şekil+ … … ” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “… ” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ,sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar için ayırdığı satın alma / faydalanma süresi içinde, davalının ” Şekil+ … … ” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının”… ” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının “… ” ibareli tescilli markalı mallarından satın almak/yararlanmak isterken davalının ” Şekil+ … … ” ibareli başvuru markalı malı satın almak / yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacının tescilli markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar algısı da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı kanaati oluştuğu;
Taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/4-5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Davacı tarafın ” Şekil+ … … ” ibareli ibareli başvuru üzerinde SMK 6/6 maddesi anlamında ticaret ünvanı dahil diğer fikri ve sınai mülkiyet hak iddiası kanıtlanmadığı;
Dava konusu marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle bilirkişi raporu da benimsenerek YİDK kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,4 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 7.375.00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şahıs vekilinin yokluğunda 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 15/03/2022
Katip …
¸e-imza
Hakim …
¸e-imza