Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/74 E. 2022/18 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/74 Esas – 2022/18
T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/74
KARAR NO : 2022/18

HAKİM :…
KATİP :…

DAVACI : …..
VEKİLİ :…
DAVA : Marka … sayılı YİDK Kararı İptali-Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 10/03/2021
KARAR TARİHİ : 24/01/2022 Yazım Tarihi:14/02/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE:-Davacı …Kağıt ve Selüloz A.Ş. nin Türkiye’nin önde gelen sanayi ve ticaret topluluklarından biri olan … Holding şirketi mensubu olarak sektöründe ülkemizin öncü kuruluşlarından olduğunu, -Dava konusu markanın tescilli olduğu ürünler de dahil olmak üzere, çeşitli mal ve hizmet sınıflarında tescilli ve uzun süredir kesintisiz olarak kullanılmakta olan bir çok markaları bulunduğunu, -Dava konusu marka başvurusuna itiraza/ redde mesnet olmak üzere, “…” ibareli, uluslararası 03,05,16 ve 21. Sınıflarda 11.08.2006 tarih ve 2004 11916 tescil no ile tescilli, 2014 yılında tescili yenilenmiş olan markası bulunduğunu, -Davalı şahıs tarafından tescil başvurusunda bulunulan “…” ve davacı tarafa ait “…” markalarının esas ve ayırt edici unsurlarının ayırt edilemeyecek kadar aynı olduğunu, sondaki “e”ve “a” harflerinin değişikliği ile benzerliğin bertaraf edilemediğini,“Davalı yanın seri marka ya da mali bir bağ olduğu izlenimi yaratarak davacı yanın tanınmışlığından ve tüketiciler nezdinde güvenilirliğinden haksız yere faydalanma arzusunda olduğunu, -Dava konusu marka tescil edildiği takdirde, bu markalı ürünlerin hitap ettiği tüketici grubu ile müvekkil şirketin yıllardır tanınmış ve piyasada haklı bir kalite ve güven sembolü olmuş markaların hitap etmekte olduğu tüketici grubunun aynı olacağını, -Görsel ve işitsel anlamda aynı olan her iki markanın ihtiva ettikleri mal ve hizmetlerin de aynı olduğunu, -Her iki markanın görsel ve işitsel olarak aynı olmadıkları kabul edilse dahi benzer oldukları ve SMK 6/1 maddesi kapsamında iltibas teşkil edeceğini, -“…” ibareli markanın davacı şirket tarafından uzun yıllardır büyük yatırımlar yapılarak kullanıldığını ve bu kullanım sonucunda kendileri ile özdeşleşmiş hale getirildiğini, -Davalının tescil talebinde kötü niyetli olduğunu, davacının markasına zarar verebileceği gibi ayırt edici karakterini zedeleyebileceğini, -SMK” nın 6/6-7 ve 8. Maddeleri yönünden de reddedilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu iddia ederek; Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT)’ nun 11.01.2021 tarih ve … sayılı YİDK kararının iptalini, … sayılı marka tescil başvurusunun tescili halinde markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine kararı verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şahsa tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş, duruşmaya da gelmemiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME: Taraflar arasındaki temel uyuşmazlığın avalı şahsın … başvuru sayılı markası ile davacı tarafın 2004/11916 sayılı marka arasında SMK hükümleri açısından aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olup olmadığı, iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, başvuru ibaresi açısından davacının önceye dayalı hak, markalarının yurt içi, yurt dışı tanınmışlığı, kötü niyetli başvuru yapıldığı ve SMK 5/1-ç, 6/1-3-4-5-6-7-8-9 maddeleri yönünden iddiasının yerinde ve doğru olup olmadığı noktasında olduğu tespit edildi.
YİDK kararının 13/01/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 10/03/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararında; “… “…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın kısmen reddi Markalar Dairesi Başkanlığı kararına kaşı, yayına itiraz sahibi firma tarafindan, başvurunun 2004/11916 sayılı “…” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali, eskiye dayalı kullanım, tanınmışlık ve kötü niyet gerekçesiyle SMK’ nın 6 ncı maddesi tümden reddi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
Yapılan inceleme neticesinde, başvunı kapsamında yer alan “Sınıf O3:Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç).” mallarıyla itiraza mesnet markanın kapsamında yer alan “Sınıf 03: Sabunların üretiminde kullanılan doğal ürünler. Losyonlar” malları arasında benzerlik bulunduğu, aynca, itiraza mesnet marka itiraza konu işaret arasında yüksek derecede benzerlik olduğu değerlendirildiğnden, başvuru ile 2004 11916 sayılı “…” ibareli marka arasında zikredilen mallar bakımından ilişkilendirme/karıştırılma ihtimali bulunduğu kanaatine varılmıştır. Ancak, diğer mallar ile itiraza mesnet markanın kapsamındaki mallar arasında benzerlik bulunmadığndan bu mallar balımından markalar arasında ilişkilendirme/kanştınlna ihtimali bulunmadığı anlaşılmıştır.
Aynca, md. 6/3 gerekçeli itiraz sunulan bilgi ve belgeler çerçevesinde incelenmiş ve başvuru kapsamında kalan mallar ya da benzerleri için ihtilafa konu markanın ya da benzerinin işbu başvurunun tarihinden önce muteriz tarafından marka olarak ciddi biçimde kullanıla geldiğini gösterir nitelikte bilgi ve belgeye rastlanmadığından yerinde bulunmamıştır.
İlaveten, itiraza mesnet markanın tanınmış markalardan olduklarını ve md. 6/5 sayılan koşulların mevcut olduğunu gösterir nitelikte bilgi ve belge bulunmadığı değerlendirildiğinden, md. 6/5 gereğince yapılan itiraz da yerinde bulunmamıştır.
Son olarak, başııırunun kötü niyetle yapıldığı yönündeki iddia somut delillerle ispatlanamadığından ve diğer başkaca koşulların varlığı bulunmaksızın, bir başvurunun sadece önceki tarihli marka ile karıştırılma ihtimali bulunduğu iddiası, o başvurunun kötü niyetle yapılmış bir başvuru addedilmesini gerektirecek bir husus olmadığndan, kötü niyet iddiasına dayalı itiraz kabul edilmemiştir.
Sonuç olarak, itirazın kısmen kabulü ve başvurunun “Sınıf 03 : Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç).” bakımından md. 6/1 uyarınca kısmen reddi gerekmiştir. ” şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük tarihli)
Madde 5/1-ç “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler” marka olarak tescil edilmez. hükmü yer almaktadır.
Buradaki “ayniyet” olgusuyla, “bir markanın tamamen taklit edilmesi” kast edilmektedir. “Ayırt edilemeyecek derecede benzerlik” olgusuyla ise başvuru konusu markanın tescilli markanın birebir aynısı olmamakla birlikte, “ilk bakışta fark edilemeyecek derecede aynı” olan ve bu hususun ispatına dahi gerek duyulmayan, ancak çok dikkatli bir inceleme sonucu farkın anlaşılabileceği ibare ve şekilleri taşıyan işaretler kast edilmektedir (Pril/Pırıl örneği, Sabih Arkan, Marka Hukuku).
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını,fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/3 maddesinin uygulanması için tescilsiz olarak kullanılan işaretin MARKASAL şekilde yani işlevine uygun , ayırt ediciliği sağlanmış olarak ticaret alanında kullanılması, bu kullanımın da Türkiye hudutları içinde olması gerekir. Üçüncü kişinin davaya konu tescil başvurusundan veya rüçhan hakkının doğumundan önce, bu işareti kullandığı , çevresinde belli bir oranda bu işaret üzerinde hak sahibi olarak bilinip tanındığının ispatı (tüm Türkiye genelinde değil) gerekir. Diğer bir anlatımla, öncelik hakkını ileri sürenin söz konusu ibarenin başkası tarafindan kullanımını veya tescilini engelleme hakkı verecek nitelik ve yoğunlukta bu işareti Türkiye hudutları içinde ticaret alanında kullandığını ispatlaması gerekir. Gerçekten, bir işareti ilk kullanan ve ona ayırt edici nitelik kazandıran kişi onun hak sahibi olarak kabul edilir ve bu halde gerçek hak sahipliği sözkonusudur.
SMK 6/4 maddesine göre tanınmış markada ;
Paris sözleşmesi kapsamında tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, işaret ve emtia açısından aynı veya benzerinin Türkiye’de aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından başvurusunun yapılması halinde itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmektedir.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
SMK 6/6 madde kapsamına, kişilik haklarından isim hakkı ile fotoğraf üzerindeki hak, FSEK kapsamında telif hakları ve sınaî haklar olan marka, tasarım, patent, faydalı model, coğrafi işaret, ticaret unvanı, işletme adı girer. Marka ve ticaret unvanı da sınaî mülkiyet hakkı olarak maddenin koruma kapsamına alınmıştır. Ancak sınaî mülkiyet hakları kapsamında korunacak bir markadan veya ticaret unvanından söz edebilmek için “tescil” şarttır. Örneğin bir ticaret unvanına dayanarak başkasına ait marka tescilinin engellenmesi isteniyorsa bu ticaret unvanının ticaret sicilinde tescilli olması gerekmektedir.
SMK madde 6/7-8.nci bentlerdeki hususların (koşulların) somut olayda oluşmadığı ;
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markası
… (…) … (2004/11916)
03 03, 05, 16,21

Bilirkişi heyetinden alınan 27.11.2021
tarihli raporda ÖZETLE: “1. SMK 5/1-ç MADDESİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRME: “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler” in tescil edilemeyeceğine ilişkin düzenleme kapsamında bir tescil engelinin varlığından söz edilemeyeceği,
2. DAVALI FİRMANIN … BAŞVURU SAYILI MARKASI İLE … TESCİL NUMARALI MARKA ARASINDA SMK 6/1 MADDESİ AÇISINDAN İLTİBAS KOŞULLARI OLUŞUP OLUŞMADIĞI HAKKINDA DEĞERLENDİRME: davacının dayanak markasının kapsamındaki mallarla dava konusu başvurunun tesciline cevaz verilen mallar bakımından işaretler arasındaki benzerlik ilişkisi de birlikte dikkate alındığında dava konusu marka başvurusunun “Sınıf 03: Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri,” bakımından davacının dayanak markası ile ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu,
3. Dava konusu mallarla ilgili olarak davacı lehine müktesep hakkın varlığından söz edilemeyeceği,
4. Davacının … markasının “kağıt temizlik ürünleri” alanında tanınmış olduğu, ancak nihai anlamda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, bu tanınmışlık düzeyi nedeniyle dava konusu marka başvurusunun tesciline izin verilen “Sınıf 03: Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri.” Bakımından tanınmışlıktan kaynaklı tescil engelinden söz edilebileceği.
5. Kötü niyet iddiasını somutlaştıracak herhangi bir delil sunulmadığından dolayı bir tescil engeli bulunmadığı; ancak, kötü niyet hususunun, hukuki bir değerlendirme olması karşısında konu hakkındaki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
6. Somut uyuşmazlık bakımından dava konusu marka başvurusunun davacının herhangi bir fikri mülkiyet hakkından, yenilenmemiş marka, garanti markası veya ortak markadan kaynaklı bir tescil engelinin bulunmadığı, ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor ve aynı heyetten ek rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Tarafların iddia ve savunması, marka başvuru kapsamı ve görseli, davacı markası , ilgili birimlerden gelen yazılar, bilirkişi heyet raporu, YİDK kararı ve dosyanın bütünü birlikte ele alındığında;
Mutlak red sebebi açısından ;
Davalının başvuru markasının “… ” şeklinde, davacı markasının ise “… ” görselini içermesi karşısında esasen yüksek derecede görsel ve sesçil benzerlik oluşmakla beraber bu benzerliğin aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olarak değerlendirilmemesi gerektiği, zira birinde … ibaresi diğerinde ise … ibaresi olduğu için “e ” ve ” a “harfi farklılığı nedeniyle başvuru ve davacı markasının AYNİYET şeklinde kabul edilemeyeceği sonucuna varılarak SMK 5-1-ç maddesine göre mutlak red sebebi oluşmadığı;
Nisbi red sebepleri açısından;
Tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının “… ” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli tescilli markası arasında dava konusu markanın kapsamında yer alan 3.Sınıftaki “Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri.” yönünden ortalama tüketici kesimi nazarında görsel ve sesçil benzerlik oluştuğu; Bu malların davacı markasının kapsamındaki mallar ile hammadde-mamulden kaynaklı ilişkili ve bağlantılı mallar olduğu sonucuna varıldığı;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yargılama konusu yukarıda belirtilen mallar yönünden ayırdığı satın alma süresi içinde davalının “… ” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davacının “…” ibareli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, diğer bir anlatımla ortalama tüketici nezdinde başvuru kapsamındaki yukarıda belirtilen mallarda davacının markalı ürününü satın almak isterken davalının başvuru markalı ürünü satın almak şeklinde bir yanılgı yaşayabileceği, başvuru kapsamındaki yukarıda belirtilen mallar yönünden her iki taraf markasının aynı işletmeye ait markalar ya da idari ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme markaları olarak algılanabileceği , taraf markaları arasında bu mallarda SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşulu oluştuğu;
Diğer yönden bilirkişi raporunda da geçtiği şekilde ” Davacının … markasının “kağıt temizlik ürünleri” alanında tanınmış olduğu, ancak nihai anlamda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, bu tanınmışlık düzeyi nedeniyle dava konusu marka başvurusunun tesciline izin verilen “Sınıf 03: Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri.” Bakımından tanınmışlıktan kaynaklı tescil engelinden söz edilebileceği.” şeklindeki görüş ve düşünceye de iştirak edilerek yine bu mallar açısından SMK 6/4-5 maddesine göre tanınmışlık nedeniyle davalı başvurusuna nisbi red engeli oluşturabileceği;
Yukarıda belirtilen emtia dışında kalanlar açısından ise iltibas koşulları oluşmadığı gibi tanınmışlık koşulu da oluşmadığı;
Diğer yönden;
Davacı tarafın “…” ibareli başvuru üzerinde SMK 6/3 maddesi anlamında önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği kanıtlanmadığı,
Davacı tarafın “…” ibareli başvuru üzerinde SMK 6/6 maddesi anlamında ticaret ünvanı dahil diğer fikri ve sınai mülkiyet hak iddiası kanıtlanmadığı;
Dava konusu başvuru markası açısından SMK madde 6/7-8 .nci bentlerdeki nisbi red sebepleri de oluşmadığı;
Dava konusu marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle bilirkişi raporu benimsenerek dava kısmen kabul edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE
2-Dava konusu Türk Patentin … sayılı YİDK kararının dava konusu edilen … sayılı markanın kapsamında yer alan 3.Sınıftaki “Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri.” yönünden YİDK kararının İPTALİNE,
3-Dava konusu marka henüz tescil edilmeğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Diğer kısımlardan ise Davanın REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,4 TL’nin davalılardan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
6-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı Türk Patent ve Marka Kurumuna verilmesine,
7-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine,
8-Davacının yaptığı ( 2.100.00 TL bilirkişi ücreti,193‬.00 TL tebligat gideri) toplam 2.293.00 TL nin kabul ve red oranına göre takdiren 1/2 si olan 1.465‬ TL ile 59,30 TL ilk harç masrafının toplam 1.524,3‬ TL nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, davalı şahsın yokluğunda 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 24/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır