Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/71 E. 2022/60 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/71
KARAR NO : 2022/60

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI …
DAVALI :…

DAVA : Marka … Sayılı YİDK Kararı İptali-Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 08/03/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2022 Yazım Tarihi: 14/03/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: 1986 yılında yayıncılık hayatına başlayan müvekkilinin “…” grubu aynı marka ibaresi ile sınavlara hazırlık amaçlı kitaplar çıkartmaya, daha sonra da “…” ve “…” adında Türkiyenin en çok satan dergilerini yayınlamaya başladığını, “…” ve “…” eğitim sistemini takip eden çok sayıda okul bulunduğunu, müvekkili firmaya ait olan ve tanınmış marka tescil belgesine sahip olan … markası ile birlikte … markasının da 1992 yılından itibaren münhasıran hak sahibi olduğunu, dershanelerin kapatılması sürecinde, tüm birimlerini temel lise ve … KOLEJİ / … OKULLARI olarak güncelleyen müvekkiline ait 4 yayınevi, yüz binleri aşan öğrenci ve 10.000’e yakın öğretmeni bulunduğunu, müvekkiline ait muhtelif sınıflarda toplam 19 adet … ibareli tescilli seri marka bulunduğunu ve bunların 1992 yılından bu yana kullanılmakta olduğunu, özellikle 41. Sınıfa yönelik sürekli bir şekilde … ortak ibareli markalarının bilinirliğine, tanınırlığına katkıda bulunmak için ciddi bir emek, reklam bütçesi ve yatırımlar gerçekleştirildiğini, davalıya ait tescil başvurusunun 16. ve 41. sınıflarda olduğunu; başvuruya konu “İFE İLKHEDEF FEN BİLİMLERİ EĞİTİM KURUMLARI” şekil markası ile müvekkiline ait seri marka niteliğindeki “…” ibareli markaların; özellikle de 41. sınıf yönünden müvekkil adına tescilli ve hem tek başına hem de ortak unsur olarak kullandığı … markaları ile seri marka algısı yarattığını, davaya konu iptali istenen YİDK kararında özetle; “İFE ibaresinin asli ayırt edici unsur olduğu, diğer unsurların markada tali biçimde konumlandırılmış olduğu, bu itibarla başvuru ile itiraz gerekçesi markaların ihtiva ettikleri tüm unsurlarla birlikte görsel, işitsel ve kavramsal yönden bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle iltibasa yol açabilecek düzeyde benzer olmadığı ve markalar arasında 6769 SMK nın 6(1) maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır. İtirazda tanınmışlık iddiasının yeterli düzeyde delille desteklenmediğinden ispatlanamadığı ve de markaların karıştırılmayacağı düşünüldüğünden md. 6/5 kapsamında yapılan itirazın reddi gerekmiştir.” şeklinde açıklamaya yer verildiğini, ancak bu kararın yerinde olmadığını, davaya konu İFE İLKHEDEF FEN BİLİMLERİ EĞİTİM KURUMLARI markası her ne kadar logosunda … ibaresini kullanmasa da; davalıya ait http://ifefenbilimleri.com/kurumsal-2/ adlı web sitesindeki fiili kullanımlarına bakıldığında baskın bir şekilde … ibaresini kullandığının ve iltibasa sebep olduğunun görüleceğini, ekte yer alan http://ifefenbilimleri.com/kurumsal-2/ web sitesine ait görüntüsünden görüleceği üzere davalının fiili olarak, tescil başvurusuna konu edilen marka ile birlikte davalıya ait ticari unvanın markasal nitelikte kullanıldğını ve “İFE” ibaresi bertaraf edilerek haksız rekabete neden olunduğunu, davalının tescil başvurusunda bulunduğu 6 kelimeden ibaret markasını farklı kombinasyonlarda tescile aykırı olarak kullandığını, davalının davaya konu başvurusunun 16. ve 41. sınıflar yönünden tescili halinde davalının da içerisinde … ibaresi geçen seri marka tescili elde edeceğini ve bu markayı 41. sınıf yönünden kullanması halinde her iki marka arasında eğitim ve öğretim hizmetleri yönünden iltibas ve iktibas meydana geleceğini, davalı tarafça aynı sınıfta ve aynı sektörde kullanılmak üzere tercih ettiği ibare ile müvekkile ait … markasına sescil, görsel ve işitsel olarak benzerlik taşıdığını, Doktrinde ve içtihatlarda karıştırma ihtimalinin, markalar arasında bağlantı olduğu ihtimalini de içerecek şekilde yorumlanarak geniş olarak anlaşıldığını, karıştırma tehlikesinin varlığının yeterli görüldüğünü, Markalar arasındaki benzerlik incelemesinde ortalama tüketicilerin baz alınması sebebiyle, bu düzeydeki tüketicilerin davaya konu markalar arasında idari bir bağ, aynı işletmenin birbiriyle bağlantılı alt-eş kurumları olduğunu düşünme tehlikesi nindahi yeterli kabul edilmesi gerektiğini, sonuç olarak, YİDK’nın … sayılı kararının iptalini; söz konusu marka tescil elde etmiş ise de hükümsüz kılınması ve sicilden terkini gerektiğini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı firma vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE:Davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, Internet üzerinden … ibareli markanın araştırması yapıldığı zaman … olarak bir güncelleme yapılmadığı aynı isimle devam etmekte olduğu ve … ibaresine yer verilmediğini, “… Koleji” ile ilgili yapılan araştırmada “hedefkoleji.com” ve “https://www.hedefakdenizokullari.com/tr/” olmak üzere yalnızca iki tane url çıktığını, bunların davacı ile ilgisinin bulunmadığını düşündüklerini, müvekkil tarafından “ife ilkhedef fen bilimleri eğitim kurumları” ibareli markasının tescili için Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde yapılan başvuruda davacı markasına yanaşma ve seri marka üretme saiki güdülmediğini, aksine davacının eğitim sektöründe tekelleşme çabasıyla ve kötü niyetli hareket ettiğini; davacının dava dilekçesinde … markalarının kendisine ait olduğunu bu sebeple de müvekkilin bu ibareyi markasında geçiremeyeceği iddiasında bulunduğunu, bunun hukuka uygun olmadığını, “…” ibaresinin davacının tekelinde olmadığı gibi, davacı dışında diğer davalı kurum nezdinde tescilli üçüncü kişilere ait “…” ibaresini taşıyan birçok marka bulunduğunu; davacının eğitim sektöründe “…” ibaresinin kendilerine ait olduğu ve bu ibareyle bir tanınmışlığa ulaştıkları iddiasının da kabul edilemeyeceğini, çünkü; Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde “…” ibaresini barındıran 697 adet marka bulunduğunu, 16. ve 41. sınıf markada dahi 221 adet “…” ibaresini barındıran marka bulunduğunu; bu markalardan sadece 19 adetinin davacı adına tescilli olduğunu, müvekkili adına kayıtlı markanın asli unsurunun “İFE” ibaresi olduğunu; müvekkilinin “ilk” kelimesinin ilk harfi ile “fen” kelimesinin ise ilk iki harfini kullanarak bu ibareyi marka adı olarak belirlediğini, markadaki şeklin kullanılması halinde tüketicinin aklında daha kalıcı olacağını düşündüğünü, bundan dolayı şeklin en ortasında büyük harflerle ve dikkat çekici şekilde “İFE” ibaresine yer verildiğini, Kaldı ki “İFE” ibaresinin tüketici tarafından daha fazla kullanılacağını, çünkü “ife” ibaresi Türk alfabesinde daha yüksek dereceye sahip olan harfleri içerdiğini, davaci adına tescilli marka ile müvekkil adına tescilli markanın birbirlerine benzerliğinin bulunmadığını, bu nedenle ortalama tüketici nezdinde herhangi bir iltibasa yol açmayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı firmanın… başvuru sayılı markası ile davacı tarafın kurum nezdinde ileri sürdüğü mesnet markalar arasında SMK 6/1 maddesi açısından iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın markalarının tanınmışlığı ve davalı başvurusunun haksız rekabet oluşturduğu iddialarının yerinde ve doğru olup olmadığı, Türk Patent’in … sayılı YİDK kararının iptalinin gerekip gerekmediği, kurum nezdinde ileri sürülmeyen ancak dava dilekçesinde geçen davacı tarafın dava konusu edilen marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığı iddiasının yukarıdaki iddialarına ilaveten hükümsüzlük talebine etkisi olup olmayacağı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 13/01/2021 tarihinde davacı tarafa e – tebliğ edildiği, SMK 160/6 maddesine göre 10 gün sonrası hesabıyla davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 08/03/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında; “… başvuru numaralı “ife ilkhedef fen bilimleri eğitim kurumları” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı karanna karşı, … YAYINCILIK REKLAMCILIK SANAYi VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ tarafından başıurunun … sayılı … “…’ ibareli markalar ile karıştınlma ihtimali ve tanınmışlık gerekçeleriyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
……. Yapılan incelemede, başvuruda “İFE” ibaresinin asli ayrt edici unsur olduğu, diğer unsurların markada tali biçimde konumlandınlmış olduğu, bu itibarla başvuru ile itiraz gerekçesi markaların ihtiva ettikleri tüm unsurlarla birlikte görsel, işitsel ve kavramsal yönden bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle iltibasa yol açabilecek dtizeyde benzer olmadığı ve markalar arasında 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
İtirazda tanınmışlık iddiasının yeterli düzeyde delille desteklenmediğinden ispatlanamadığı ve de markaların karıştırılamayacağı düşünüldüğünden Md. 6/5 kapsamında yapılan itiıazın reddi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle itirazın reddi gerekmiştir.
KARAR: İtirazın reddedilmesine oybirliği ile karar verilmiştir” şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü;
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU (14.02.2011 tarihli yayınlanan);
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” ,
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.; ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında … tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
ŞEKİL+ İFE (…) … yayınları +şekil (2006/10328)
İLK … FEN BİLİMLERİ 16,41. Sınıf
EĞİTİM KURUMLARI hdd … dergisi dershaneleri (2006/12292)
16,41. Sınıf 16,41. Sınıf
… dershanesi+şekil (2011/24566)
16,41. Sınıf
( ve diğerleri)
Bilirkişi heyetinden alınan 17/01/2022 tarihli raporda ÖZETLE; “1. Davalının… başvuru sayılı markası ile davacı tarafın YİDK kararında belirtilen tescilli mesnet markaları aynı mal ve hizmetleri kapsamakla birlikte, taraf markaları arasında, bıraktıkları bütünsel ve genel izlenim itibarıyla görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi açısından karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı,
2. SMK m.6/5’den kaynaklı bir tescil engelinin söz konusu olmayacağı,
3. Davalı başvurusunun SMK m.6/9 kapsamında yaptığı kötüniyet itirazının takdirinin mahkemeye ait olduğu; buna ilişkin açıklamaların yukarıda belirtildiği,
4. Dolayısıyla, YİDK’nın … sayılı kararının yerinde olduğu,
5. Davalı firma kullanımının haksız rekabet kapsamında olmadığı, ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki marka işareti arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının ” ŞEKİL+ İFE İLK … FEN BİLİMLERİ EĞİTİM KURUMLAR” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli tescilli markaları arasında özellikle markaların bütünselliği ilkesi dikkate alındığında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ,sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı; Başvuru markasının asli ayırt edici unsuru ŞEKİL+ İFE olup diğerleri tali unsur olduğu, davacı markalarının ise asli unsurun … şeklinde olduğu öne çıktığı;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma / faydalanma süresi içinde, davalının ” ŞEKİL+ İFE İLK … FEN BİLİMLERİ EĞİTİM KURUMLAR “ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının”…” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının “…” ibareli tescilli markalı mallarından/hizmetinden satın almak/yararlanmak isterken davalının ” ŞEKİL+ İFE İLK … FEN BİLİMLERİ EĞİTİM KURUMLAR “ibareli başvuru markalı malı/hizmeti satın almak / yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar / hizmetler algısı da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı kanaati oluştuğu;
Taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Dava konusu marka açısından TTK 54.ncü madde anlamında haksız rekabet , SMK 6/9 maddesi anlamında da kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle bilirkişi raporu da benimsenerek YİDK kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı.23/02/2022
Katip … Hakim …
E-İmzalıdır E-İmzalıdır