Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/70 E. 2022/3 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/70 Esas – 2022/3
T.C. ”TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/70
KARAR NO : 2022/3

HAKİM :…
KATİP : ….

DAVACI : …
DAVALI :….
DAVA : Marka… Sayılı YİDK Kararı İptali- Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 08/03/2021
KARAR TARİHİ : 17/01/2022 Yazım Tarihi : 31/01/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Davacının 1978 yılında başlayan faaliyetleri ile gıda
sektöründe Türkiye’nin en köklü ve büyük şirketlerinden biri olduğunu, “BETA” markasına
kurulduğu günden beri ciddi yatırımlar yaptığını ve emek harcadığını, “BETA” ibaresinin gıda
sektöründe davacı ile özdeşleştiğini ve tanınmış hale geldiğini, bu tanınmışlığın davalı
TÜRKPATENT tarafından da kabul edilerek… sicil no.su ile tescil edilmiş olduğunu,
davacının çok sayıdaki markaları arasında yer alan “…”li markalarının da seri ve tanınmış
marka niteliklerini haiz olduğunu, davalı şahsın tescil ettirmek istediği “…” ibareli
markanın davacının tescilli/tanınmış/seri “…”li markalarının devamı niteliğinde olduğu
imajını verdiğini, zira bu markayı oluşturan kelimenin, davacının markalarında geçen “…”
ibaresinin sonuna “-n” ve “-t” harflerinin getirilmesiyle türetilmiş olduğunu, dolayısıyla davalı
markasının tek unsurunun davacının tescilli/tanınmış/seri “…”lı markalarının esas unsuru
ile ayniyet derecesinde benzeyen “…” ibaresi olduğunu, taraf markalarının görsel, işitsel
ve kavramsal açılardan ayrıca genel görünümleri itibariyle benzer markalar olduğunu ve
aynı/aynı tür mal ve hizmetlerde kullanılacaklarını, zira davacının markalarının 01-45. Sınıflar
arasında birçok sınıf için tescilli olduğunu, bu durumun markalar arasında karıştırılma
ihtimalini doğuracağını, davalı şahsın davacının tanınmış markalarının ününden haksız bir
biçimde faydalanmak amacıyla “…” esas unsurlu markayı tescil ettirmek istemesinin
davalının kötü niyetinin açık bir tezahürü olduğunu ileri sürerek, TÜRKPATENT YİDK’nın dava
konusu edilen 07.01.2021 tarihli ve… sayılı kararının iptaline ve davalı adına
tescili talep edilen … sayılı markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne ve
sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şahısa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak davalı şahıs yasal süresi
içerisinde davanın esasına cevap vermediği gibi dava dosyasına bilahare herhangi bir savunma
da sunmamıştır.

MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.

DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şahsın … başvuru sayılı markası ile davacı tarafın mesnet markaları arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın SMK 6/5 maddesine göre markalarının tanınmışlığı ve SMK 6/9 maddesine göre de davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı iddialarının ve itiraz hakkında nihai olarak verilen Türk Patent’in… sayılı YİDK kararının yerinde ve doğru olup olmadığı, kurum kararının iptalinin, davalı markasının da hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 11/01/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 08/03/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun… sayılı kararında; ”… başvuru numaralı ”…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı başvurunun…, … ”, ”… şekil”, ”… şekil” ”… türk çayı b şekli”, ”… şekil”, ”…”, ”…”, ”… şekli” ibareli markalara ile karıştırılma ihtimali, itiraz gerekçesi markların tanınmışlığı ve kötü niyet gerekçeleriyle 6769 s. SMK ‘nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
Yapılan incelemede, başvuru ile itiraz gerekçesi markaların ihtiva ettikleri tüm unsurlarla
birlikte görsel, işitsel ve kavramsal yönden bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle belirgin
farklılıklar içermesi, başvuruya konu malların niteliği ve bu malların hitap ettiği tüketici kesiminin
dikkat düzeyinin yüksekliği gibi hususlar birlikte göz önüne alındığında, markalar arasındaki
farklılıkların somut olayda karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmaya yeterli olduğu ve markalar
arasında 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı kanaatine
varılmıştır.
İtiraz gerekçesi ‘…’ markasının tanınmışlığı ile başvurunun kötü niyetle yapıldığı
yönündeki iddialar somut ve yeterli delillerle ispatlanamadığından bu kapsamdaki itirazlar da
haklı bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle itirazın reddi gerekmiştir.
Karar: İtirazın reddedilmesine
oy birliği ile karar verilmiştir.
” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
…+şekil (…) …+şekil(2015 30650)
04,07,12,13,35,42. Sınıf 05,30. Sınıf
… (2013 70190)
30. Sınıf
( ve diğerleri)
Bilirkişi heyetinden alınan 03.12.2021 tarihli raporda ÖZETLE; “1) Karşılaştırılan işaretlerin/markaların görsel, işitsel ve kavramsal açılardan ve genel görünümleri itibariyle benzer olmadığı,
2) Taraf markaları arasında, emtia benzerliği/türdeşliği şartının, davacının 2016 20999 ve 2007 20522 sayılı markaları özelinde, davalının markasının kapsamına alınmak istenilen 07, 12, 13, 35 ve 42. Sınıflara giren emtialar açısından gerçekleştiği, 04. Sınıfa giren emtialar açısından ise gerçekleşmediği,
3) (2) nolu bentte sayılan emtiaların hitap ettiği tüketici/alıcı kitlesinin seçicilik/bilinç/dikkat/algı/özen seviyelerinin olabildiğince yüksek olduğu,
4) (1) ve (3) nolu bentteki değerlendirmeler doğrultusunda, (2) nolu bentteki tespite rağmen, karşılaştırılan markalar arasında iltibas tehlikesinin/ karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı,
5) Davacının “tanınmışlık” iddiasının davalının markasının tesciline/hükmüne bir engelinin/etkisinin olamayacağı,
6) Davacının “kötü niyet” iddialarının değerlendirmesinin hukuki niteliği yüksek olduğundan Sayın Mahkeme tarafından yapılması gerektiği,
7) Dava konusu edilen 07.01.2021 tarihli ve… sayılı YİDK Kararının, yukarıdaki değerlendirmeler ile uyumlu olduğu,
8) Davacının hükümsüzlük isteminin, yukarıdaki değerlendirmeler ile uyumlu olmadığı, ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki marka işareti arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “… ” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ,sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma / faydalanma süresi içinde, davalının “…” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının “… ” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının “… ” ibareli tescilli markalı mallarından/hizmetinden satın almak/yararlanmak isterken davalının “…” ibareli başvuru markalı malı/hizmeti satın almak / yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacının tescilli markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar / hizmetler algısı da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı kanaati oluştuğu;
Taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Dava konusu marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle YİDK kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,4 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle Türk Patente verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şahsın yokluğunda 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 17/01/2022
Katip … Hakim ..
E-imzalıdır E-imzalıdır