Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/69 E. 2022/14 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/69 Esas – 2022/14
T.C. ”TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/69
KARAR NO : 2022/14

HAKİM : …
KATİP :…
DAVACI ….
DAVALI : ….
DAVALI ….
DAVA : Marka … Sayılı YİDK Kararı İptali- Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 08/03/2021
KARAR TARİHİ : 19/01/2022 Yazım Tarihi : 03/02/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: davacı şirketin dünyanın en büyük GSM
operatörlerinden biri olarak uzun yıllardan beri mobil telekomünikasyon sektöründe faaliyet
gösteren Vodafone’un lisansörü olarak Türkiye’de yaygın olarak faaliyet gösterdiğini, davacı
tarafından yoğun emek ve etkin tanıtım faaliyetleri sonucunda davacının markalarından olan
“…” unsurlu markaların tüketici nezdinde tanındığını ve davacı ile özdeşleştiğini, davalı
şahsın “…” ibareli marka başvurusunun davacı şirket adına tescilli ve tanınmış olan ve
seri marka hüviyetinde bulunan … sayılı “…”li markalar ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu ve bu
benzerliğin iltibasa neden olabilecek nitelikte olduğunu, bu markanın davacının markaları ile
tüketiciler nezdinde karışıklık yaratarak davalıya haksız avantaj sağlayacağını ve davacının
markalarının itibarını ve ayırt edici karakterini zedeleyeceğini, bu markanın davacının “…”li
seri markalarının yeni bir versiyonu/devamı olduğu izleniminin yaratıldığını, tüketicilerin
davacının “…”li seri markalarını taşıyan mal ve hizmetleri satın almak isterken davalının
“…” markalı mal ve hizmetlerini satın alma yönünde tercihte bulunabileceklerini,
davacının “…”li markalarının tanınmış marka olduğunu, davalının davaya konu marka
başvurusunu yaparken kötü niyetli olduğunu, seçebileceği binlerce kelime varken davacının
tanınmış/seri markalarına benzer bir ibareyi marka olarak seçmesinin bu kötü niyetin açık bir
tezahürü olduğunu iddia ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın 04.01.2021 tarihli ve …
sayılı kararının iptalini ve … sayılı markanın tescili halinde iptalini, hükümsüzlüğünü
ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şahısa usulüne uygun tebligatın yapıldığı, cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şahsın … başvuru sayılı markası ile davacı tarafın mesnet markaları arasında SMK 6/1 maddesi açısından iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın markalarının yurt içi ve yurt dışı tanınmışlığı iddiasının SMK 6/4-5 maddesi açısından ve ayrıca davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı yönünde SMK 6/9 maddesine göre ileri sürdüğü iddialarının yerinde ve doğru olup olmadığı, Türk Patent’in … sayılı YİDK kararının iptalinin, davalı markasının da hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 07/01/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 08/03/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında; ”… başvuru numaralı ”…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar dairesi başkanlığı kararına karşı, başvurunun … , sayılı ”… classic”, ”…” ”… business” ”…”, ”… şekil”, ”… şekil” ”….” ibareli markalara dayanılarak 6769 s. SMK ‘nın 6 ıncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
…………
Öncelikle, itiraz dilekçesinde yukarıda sayılan markalar dışında kalan markaların Markalar
Dairesi Başkanlığı nezdinde yapılan yayına itiraz aşamasında ileri sürülmeyip ilk kez Kurul
nezdinde yapılan karara itiraz aşamasında ileri sürüldüğü, bu durumun itiraz kapsamının
genişletilmesi sonucunu doğurduğu tespit edildiğinden belirtilen markalara dayalı itiraz kabul
edilmemiştir.
Kurul’da, ilgili tüketicilerin başvuruya konu marka ile itiraza gerekçe olarak
gösterilen markaları bütüncül algı çerçevesinde farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden farklı
markalar olarak algılayabileceği kanaatine varılmış ve başvuru ile itiraza gerekçe olarak
gösterilen markalar bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak
üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmamıştır
…….
Md. 6/4 kapsamında yapılan
inceleme sonucunda, hükümde belirtilen koşulların oluşmadığı kanaatine varıldığından itiraz
gerekçesi yerinde bulunmamıştır.
Somut olay açısından, itiraza konu başvurunun tescilinin 6769
s. SMK’nın 6/5 maddesi hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açacağı yönünde de bir
kanaat oluşmadığından, tanınmışlık gerekçesine dayalı itiraz haklı görülmemiştir.
Son olarak,
başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönünde somut ve elle tutulur delillere rastlanmadığından ve
Kurul’da başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönünde bir kanaat de oluşmadığından, bu iddiaya
dayalı itiraz da haklı görülmemiştir. Sayılan nedenlerle itirazın reddi gerekmiştir.
İtirazın reddine
oybirliği ile karar verilmiştir. ” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak … nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi … nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/4 maddesine göre tanınmış markada ;
Paris sözleşmesi kapsamında tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, işaret ve emtia açısından aynı veya benzerinin Türkiye’de aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından başvurusunun yapılması halinde itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmektedir.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi … sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
…+şekil (…) …+şekil (… )
18,25,35. Sınıf 09. Sınıf
… Classic(2013 32703)
ve diğerleri

Bilirkişi heyetinden alınan 02.12.2021 tarihli raporda ÖZETLE; “1) Karşılaştırılan işaretlerin/markaların görsel, işitsel ve kavramsal açılardan ve genel görünümleri itibariyle benzer olmadığı,
2) Davalının markasının kapsamına alınmak istenilen ve 18 ve 35. Sınıfa giren emtialar açısından, davacının muhtelif markaları hasebiyle emtia ayniyeti/benzerliği/ türdeşliği şartının kısmen gerçekleştiği, 25. Sınıfa giren emtialar açısından ise gerçekleşmediği
3) (1) nolu bentte yer alan sebeplerden dolayı, (2) nolu bentteki tespite rağmen, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin/iltibas tehlikesinin bulunmadığı,
4) Davacının “tanınmış marka” iddiasının davalının … sayılı markasının tesciline/hükmüne bir etkisinin/engelinin olmayacağı;
5) Davacının “kötü niyet” iddialarının değerlendirmesinin hukuki niteliği yüksek olduğundan Sayın Mahkeme tarafından yapılması gerektiği,
6) Dava konusu edilen 04.01.2021 tarihli ve … sayılı YİDK Kararının, bu değerlendirmeler ile uyumlu olduğu,
7) Davacının hükümsüzlük isteminin, bu değerlendirmeler ile uyumlu olmadığı,” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor veya aynı heyetten ek rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talep reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının “…+şekil ” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında; (Bilirkişi heyet raporunun 19 ve 20.nci sayfasındaki tabloda)
18.nci sınıftaki mallarda davacının … sayılı “…” ibareli markası;
35.nci sınıftaki hizmetlerde ise davacının … sayılı … asli unsurlu markaları arasında ;
”18. sınıfa giren; İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları.” malları ile 35. sınıfa giren; ”Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri: sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir). ”hizmetleri yönünden ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede görsel ve sescil benzerlik oluştuğu;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yargılama konusu markanın yukarıda belirtilen 18 ve 35.nci sınıftaki mallar/hizmetler yönünden ayırdığı satın alma /faydalanma süresi içinde davalının başvuru markasını gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davacının”…” asli unsurlu markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, diğer bir anlatımla ortalama tüketici nezdinde başvuru markasının yukarıda belirtilen 18 ve 35.nci sınıftaki malları/hizmetleri yönünden davacının yukarıdaki … ibareli markalı ürününü /hizmetini satın almak / yararlanmak isterken davalının başvuru markalı ürünü/hizmeti satın almak/yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşayabileceği, başvuru markasının bu mallar/hizmetleri yönünden her iki taraf markasının aynı işletmeye ait markalar ya da idari ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme markaları olarak algılanabileceği , taraf markaları arasında bu mallarda/hizmetlerde SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşulu oluştuğu;(aksi yöndeki bilirkişi görüşüne HMK 282 .nci maddede ” Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmünden hareketle yukarıdaki gerekçe ile iştirak edilmediği) ;Bu kısımlardan davanın kabulü gerektiği;
Dava konusu markanın 25.nci sınıftaki malları açısından ise bu mallar davacı markalarında bulunmadığından emtia benzerliği oluşmadığından dolayı taraf markaları arasında bu mallarda SMK 6/1 maddesindeki iltibas oluşmadığından bu kısımdan ise davanın reddi gerektiği ;
Davalının marka başvurusu nedeniyle kalan mallarda SMK 6/4-5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) gibi SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle davanın kısmen kabulü, kısmen de reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Dava konusu Türk Patentin … sayılı YİDK Kararının dava konusu edilen … sayılı markanın kapsamında yer alan ”18. sınıfa giren; İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları.” malları ile 35. sınıfa giren; ”Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri: sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir). ”hizmetleri yönünden YİDK Kararının iptaline, davalı markasının bu mal ve hizmetler yönünden KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, sicilden terkin edilmesine, karar kesinleştiğinde Türk Patente müzekkere yazılmasına,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,4‬ TL’nin davalılardan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
4-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle Türk Patente verilmesine,
5-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine,
6-Davacının yaptığı (2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 224,5 TL tebligat gideri) toplam 2.324,5‬ TL nin kabul ve … oranına göre takdiren 1/2 si olan 1.162,25‬ TL ile 59,30 TL ilk harç masrafının toplam 1.221,55‬ TL nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Diğer kısımlar yönünden davanın reddine,
8-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şahsın yokluğunda 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 19/01/2022

Katip … Hakim …
E-imzalıdır E-imzalıdır