Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/67 E. 2022/67 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C. ”TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/67
KARAR NO : 2022/67

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI …
DAVALI …
DAVA : Marka … Sayılı YİDK Kararı İptali
DAVA TARİHİ : 05/03/2021
KARAR TARİHİ : 28/02/2022 Yazım Tarihi : 17/03/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE:
davacının… sayılı marka
başvurusunun davalı şahsın … sayılı markasına dayalı olarak karıştırılma ihtimali
gerekçesiyle dosyaladığı itirazları neticesinde diğer davalı TÜRKPATENT tarafından bütünüyle
ve nihai olarak reddedildiğini, bu işlemin haksız ve hukuka aykırı bir işlem olduğunu, zira davacı
tarafın 2009 tarihinde başladığı ticari faaliyetleri kapsamında “limit” ve “lmt” ibareli markaları
kullanageldiğini, davacının bu markaları tanınmışlık düzeyine eriştiren emek ve çabaları
gözetildiğinde, dava konusu markanın gerçek hak sahibi olduğunu, zaten davacının 2009-2019
yılları arasında faaliyetlerini “lmt” ibareli ticaret unvanı altında yürüttüğünü, davalı şahsın
redde mesnet alınan markasının, davacının önceki tarihlerde tescilli markalarının
sulandırılmasıyla oluşturulmuş bir marka olduğunu, davalı şahsın bu şekilde davacının gerçek
hak sahibi olduğu tanınmış markalarından haksız menfaat sağlama saikiyle haraket ettiğini, nitekim davacı tarafından davalı şahıs aleyhine … sayılı markasının hükümsüzlüğü
için açılmış olan davanın yargılamasının …FSHHM’nde 2019/125 Esas sayılı dosya tahtında
devam ettiğini, davacının müktesep hak iddialarına mesnet aldığı markaları ile huzurda dava
konusu edilen markasının yazı tipi, renk şeması ve algıda bıraktıkları görsel etki açılarından
birebir aynı olduğunu, davalı şahsın davacının markasının tesciline itiraz ederken dürüstlük
kurallarına aykırı ve kötü niyetli davrandığının açık olduğunu ileri sürerek, TÜRKPATENT
YİDK’nın dava konusu edilen 05.01.2021 tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Şahıs Vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: taraf markalarının
birbirleriyle benzer olduğunu ve benzer emtialarda kullanılacaklarından karıştırılma
ihtimalinin yüksek olduğunu, zira davacının davalının markasının kimliğini/semantik yapısını
taklit ederek ayniyet yarattığını, davalının “limitsiz” ibaresinden sesli harfleri çıkartarak
yarattığı markasal kimliğin, konu markanın orijinalitesi olduğunu, davacının huzurdaki davaya
konu marka için başvururken seri marka yaratmayı amaçlamadığının açık olduğunu, zira bu
markanın davacının önceki tarihlerde tescilli markalarından çok farklı bir biçimde, davalı şahsın
markasına yakınlaşacak biçimde, genişletilerek tasarlanmış bir işareti haiz olduğunu, davalının
tescilli markalarını lisans sözleşmesi kapsamında kullanan şirket aleyhine davacının
hükümsüzlük davası açtıktan sonra ticaret unvanını değiştirmiş olmasının davacının davalının
ticari faaliyetlerini engelleme maksatlı hareketler içinde olduğunun açık bir tezahürü olduğunu,
davacının öncelikli hak/gerçek hak sahipliği iddialarının, tescil yerine uygulanan alternatif bir
sistemi ifade edemeyeceğini, yani davacının bu iddialara dayalı olarak başvurusunun önceki
tarihlerde tescile bağlanmış ve korunan bir markanın önüne geçerek korunmasını talep
etmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının “lmt” ve “limit” ibareli markaları için yaptığı
tanıtımlara dayanarak dava konusu edilen “…” markasının tanıtıldığını ileri süremeyeceğini,
davacının davalının … sayılı markalarının hükümsüzlüğü
için …FSHHM’nde 2019/125 Esas nolu dosya tahtında dava açmış olduğunu ve aynı
sebeplerle …Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunduğunu, aynı zamanlarda dava dışı bir
şahıstan 2017 79537 sayılı markayı devraldığını, davacının bu çabalarına rağmen davacının
ihtiyati tedbir talebinin reddedildiğini ve Savcılığın da takipsizlik kararı verdiğini, İzmir
FSHHM’nin 2019/125 Esas nolu dosyası ile bu sefer davalı şahıs tarafından davacı aleyhine
ikame olunan, aynı mahkemenin 2020/17 Esas nolu dosyasına sunulan bilirkişi raporlarında da
davacının haksız bulunduğunu, zaten de her iki davanın birleştirilmiş olduğunu, 13.10.2021
tarihli duruşma celsesinde de davacının açtığı 2019/125 Esas nolu davanın bütünüyle
reddedildiğini, davalının açtığı 2020/17 Esas nolu davanın ise kabul edilerek davacının
huzurdaki davadaki müktesep hak iddialarına mesnet aldığı 2017 79537 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verildiğini, bütün bu hususların davacının huzurdaki davayı açarken ve
dava konusu edilen marka başvurusunu yaparken kötü niyetli olduğunun açık birer tezahürü
olduğunu iddia ederek, davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı firmanın… başvuru sayılı markası ile davalı şahsın … sayılı markası arasında SMK 6/1 maddesi açısından iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın başvuru ibaresi üzerinde gerçek hak sahipliği, önceki markalara dayalı müktesep hak iddiası ve davalı şahsın itirazının kötü niyetli yapıldığı iddialarının itiraz hakkında nihai olarak verilen Türk Patent’in … sayılı YİDK kararına etki edip etmeyeceği, kurum kararının iptalinin gerekip gerekmediği, davalı şahsın davacı taraf açısından başvurunun kötü niyetli yapıldığı ve nihayetinde davanın da kötü niyetli açıldığı iddiasının yerinde ve doğru olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 07/01/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 05/03/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında;”2019/130633 başvuru numaralı ”…” ibareli başvrunun … sayılı ”…vip lmtz” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK ‘nın 5(1) maddesi uyarınca reddi yönündeki Markalar dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvuru hakkındaki ret kararının kaldırılması talebiyle başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz incelenmiştir.
Yapılan incelemede, uyuşmazlık konusu markalara konu olan işaretlerin görsel, işitsel ve anlamsal düzeyde iltibasa yol açacak derecede benzer olduğu ve de redde konu olan mal/hizmetlerlerle aynı tür mal/ hizmetlerin itiraz gerekçesi markaların kapsamında bulunduğu hususları dikkate alındığında sayılan markalar arasında 6769 s. SMK ‘nın 6(1) maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunduğu kanaatine varıldığından başvurunun reddine yönelik karar isabetli görülmüştür.
İtirazda belirtilen başvuru sahibinin önceki tarihli ”lmt, limit” ibareli markaları başvurudan farklı görüldüğünden, ”…” ibareli markanın gerçek hak sahibi olduğu ve muteriz markaları aleyhine
hükümsüzlük davası ikame etmiş olduğu görülmekle birlikte, henüz kesinleşmiş mahkeme kararı
bulunmadığı ve de ret gerekçesi markanın koruma süresi devam ettiğinden öncelikli hak sahipliği
ve gerçek hak sahipliği iddiaları haklı ve yerinde görülmemiştir.
Karar: İtirazın ve başvurunun reddine
oybirliği ile karar verilmiştir.” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Taraf markalarında AYNI işaret olması ve kapsamlarındaki emtia (mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/3 maddesinin uygulanması için tescilsiz olarak kullanılan işaretin MARKASAL şekilde yani işlevine uygun , ayırt ediciliği sağlanmış olarak ticaret alanında kullanılması, bu kullanımın da Türkiye hudutları içinde olması gerekir. Üçüncü kişinin davaya konu tescil başvurusundan veya rüçhan hakkının doğumundan önce, bu işareti kullandığı , çevresinde belli bir oranda bu işaret üzerinde hak sahibi olarak bilinip tanındığının ispatı (tüm Türkiye genelinde değil) gerekir. Diğer bir anlatımla, öncelik hakkını ileri sürenin söz konusu ibarenin başkası tarafindan kullanımını veya tescilini engelleme hakkı verecek nitelik ve yoğunlukta bu işareti Türkiye hudutları içinde ticaret alanında kullandığını ispatlaması gerekir. Gerçekten, bir işareti ilk kullanan ve ona ayırt edici nitelik kazandıran kişi onun hak sahibi olarak kabul edilir ve bu halde gerçek hak sahipliği sözkonusudur.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. ” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Kazanılmış hak kavramı, Türk Patent kurumunda daha önceden tesçilli olan markanın aynısının önceki sahibine bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunarak yeni markayı da alabileceği düşüncesinden ortaya çıkmıştır.
Kazanılmış hak açısından ise Yargıtay uygulamalarında KRİTER “1-Kazanılmış hak sağlayan markanın tesçilli olarak uzun süre kullanılması (kullanım ve tesçilin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkması- kabullenilmesi), 2-Sonradan yapılan başvurunun kazanılmış hak sağlayan markanın ASLİ UNSURU muhafaza edilerek , işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle oluşturulması, ( önceki markanın asli unsuru değişmiş ise yeni başvuru kabul edilir), 3- Sonraki başvurunun önceki markanın kapsadığı ve hizmet ile AYNI veya AYNI TÜR mal ve hizmetleri içermesi, ( yani kapsamını genişletmemesi)” şeklinde özetlenebilir.

Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davacı başvuru Markası Davalı Markası
… (2019/130633) … + şekil (2019 31775)
16. Sınıf 16,41. Sınıf
Önceki markaları
LMT, LİMİT
Bilirkişi heyetinden alınan 30.11.2021
tarihli raporda ÖZETLE; ” 1) Karşılaştırılan markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzerlik bulunduğu,
2) Davacının markasının kapsamına alınmak istenilen tüm emtialar yönünden emtia ayniyeti şartının gerçekleştiği,
3) Davacının markasının kapsamına alınmak istenilen emtiaların hitap ettiği ortalama tüketici kitlesinin seçicilik/algı/dikkat/özen seviyesinin, bu emtiaları satın alırken yüksek olmadığı,
4) (1), (2) ve (3) nolu bentlerdeki sebeplerden dolayı, karşılaştırılan markalar arasında, karıştırılma ihtimalinin/iltibas tehlikesinin bulunduğu,
5) Davacının “gerçek hak sahipliği” iddialarının dava konusu edilen markasının tesciline bir etkisi olamayacağı,
6) Davacının önceki tarihlerde tescilli markalarından kaynaklanan ve korunması gereken müktesep (kazanılmış) bir hakkının bulunmadığı,
7) Tarafların kötü niyet iddialarının, dava konusu edilen… sayılı markanın hükmüne/tesciline bir etkisinin olamayacağı
8) Dava konusu edilen 05.01.2021 tarihli ve … sayılı YİDK Kararının, yukarıda yer verilen tüm değerlendirmeler ile uyumlu olduğu, ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bilirkişi heyetinden rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talep reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki başvuru veya Tescilli bir marka ile sonraki başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davacının “… ” ibareli marka başvurusu ile davalı şahsın ” … … + şekil” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, her iki taraf markasının … işaretlerinin baskın olarak ön planda görüleceği, diğer yönden 16.ncı sınıf malları açısından da emtia benzerliği gerçekleştiği ;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar için ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davacının “… ” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalı şahsın …” ibareli ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, her iki markada benzerlik nedeniyle yanılgı yaşayabileceği , ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından benzerlik nedeniyle başvuru konusu işaret ile davalı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalar algısı oluşabileceği yani markaları karıştırabileceği, bu açıdan SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşulları oluştuğundan YİDK kararı yerinde ve doğru olduğu;
Davacı taraf daha önceden tescilli olan … ibareli markalarına dayalı müktesep hak iddiasında bulunmuş ise de başvuru konusu işaret ile davacının önceki markasındaki işaret aynı olmadığından müktesep hak koşullarından da yararlanamayacağı;
Diğer yönden davacı taraf başvuru ibaresi üzerinde SMK 6/3 maddesi anlamında önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği , SMK 6/9 maddesi anlamında Kötüniyet iddialarını ileri sürmüş ise de bu hususlar nisbi red sebebi olarak başkasının başvuru markasına engel oluşturan sebepler olup davacının kendi başvurusunun tescilini sağlama sebepleri de sayılmadığından bu iddiaların kabulü de mümkün görülmediği;
Tüm bu gerekçelerle bilirkişi raporu da benimsenerek davanın reddi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,4‬ TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı şahıs vekilinin e- duruşma yoluyla, davalı Kurum vekilinin huzurunda yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı.28/02/2022

Katip … Hakim …
E-imzalıdır E-imzalıdır