Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/51 E. 2022/58 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/51 Esas – 2022/58

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/51
KARAR NO : 2022/58

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI :…
DAVALI :…
DAVALI …
DAVA TARİHİ : 19/02/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2022 Yazım Tarihi: 14/03/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: …. Bankası A.Ş.’ nin Türkiye’ de faizsiz bankacılık alanında finansal kuruluşların ilki olduğunu, 1984 yılında yabancı ortaklarla birlikte kurulan bankanın 80 ülkede 1000’ e yakın banka ile muhabir ilişkisi bulunduğunu, 09 ve 36. Sınıflarda tescili talep edilen … nolu … markasının yayınına davalı firma tarafından yapılan itirazın önce reddedildiği, YİDK aşamasında yalnızca SMK 6/1’ e dayalı iddialar bakımından kabul edildiği, bu kararın da iptalinin gerektiğini, söz konusu markada esas unsurun … ibaresi olduğunu, markanın parçalara bölünerek cımbızlama yapılmak yerine bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, Cüzdan” kelimesi anlamsal olarak “…” kelimesinden ayrılsa bile bu kısmın tamamıyla kendileri tarafından üretilmiş bir kelime olmasından kaynaklı markalarına ayırt edicilik katacağını, “Al” ve “…” şeklinde iki farklı ibare olarak değil “Alneo” şeklinde tek bir ibare olarak algılanacağını, YİDK kararına konu davalı markalarından …. sayılı “…” markası dışındaki markalarda ilgili kelime dışında kelimelerin de esaslı unsur olarak kullanıldığını, tescili istenen sınıflarda ortalama tüketicinin dikkatli olduğu göz önünde bulundurulduğunda markanın başında yer alan “al” ibaresinin “…” markası ile ilişkilendirileceğini, yeni anlamına gelen “…” kelimesinin marka sahipleri tarafından sıklıkla kullanıldığını, anlamının ortalama tüketici tarafından bilineceğini ve ayırt ediciliğinin oldukça düşük olduğunun aşikar olduğunu, “…” kelimesinin zayıf bir marka olduğu, tek başına marka olarak tescil edilemeyecek kadar jenerik bir unsur olduğu hususunu tespit eden EUIPO karar örneklerinin mevcut olduğunu, zayıf markaların koruma alanlarının güçlü markalara göre daha dar olduğunu, her iki tarafın da bankacılık sektöründe faal olduğunu, markaların kapsamındaki hizmetlerin belli bir özen ve dikkatle hareket eden yetişkin insanlara yönelik olduğunu, taraf markalarının bugüne kadar piyasada birlikte kullanılageldiğini ve her hangi bir karışıklık meydana gelmediğini, Türkpatent nezdinde “…” ibaresi eklenen 09/36 ve benzer sınıfta başvuru kaydı bulunan 600’ ün üzerinde kayıt bulunduğunu, kendilerinin de “neopol” ve “neos” markalarının itirazlara rağmen tescile bağlandığını, “Alneo” markası ve www.alneo.com.tr alan adına markalarına önem verdiklerinden ötürü yıllardır yatırım yaptıklarını, reklam kampanyaları düzenlediklerini, markanın iptal edilmesi halinde yaptıkları yatırımın boşa gitmesi sebebiyle hak kaybına uğrayacaklarını ileri sürerek TÜRKPATENT’in 27.12.2020 tarih ve … sayılı YİDK kararının iptaline ve 2020/10773 sayılı … marka başvurusunun tüm mal ve hizmetler için tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı firma vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Davaya konu marka ve kendi tescilli markalarının aynılığı ya da benzerliği kapsamında karıştırılma ihtimali olduğunu, aynı başvuru sahibinin söz konusu markaya benzer “alneo” isimli marka başvurusunun itirazları üzerine reddedildiğini, bu kapsamda “…” markasının da reddedilmesi gerektiğini, “…” markasının kendileri tarafından uzun zamandır kullanıldığını, geniş reklam faaliyetleri sayesinde milyonlara ulaşıldığını, “…” markasının da bu markaların seri markası gibi algılanacağını, “Cüzdan” ibaresi bankacılık sektöründe parayla ilgili çok yaygın kullanılan bir ibare olduğundan dikkate alınmayacağı, iki markanın esas unsurunun da “…” kelimesi olacağı, aynı başvuru sahibinin “… select” ve “… basis” ibareli başvurularının da yine itirazları neticesinde reddedildiği, bu kapsamda benzer başka kararlar da olduğunu, markalarının tanınmış bir marka olduğunu, ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı firmanın 2020/107773 başvuru numaralı markası ile davalı firmanın YİDK kararında belirtilen mesnet markaları arasında SMK 6/1 maddeleri açısından iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, Türk Patentin … sayılı YİDK Kararının yerinde ve doğru olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 29/12/2020 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 19/02/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında; ” 2020/10773 başvııru numaralı “alıeociizdan” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun …sayılı “…”,…”…” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyannca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
……..
Yapılan incelemede; başvuruda yer alan “al” ibaresi ile 2014 108321, 2006 18095, 2006 18094 sayılı “… esnaf’, “akbank neokart”, ‘…” ibareli itiraz gerekçesi markalarda yer alan “ak” ibaresi arasında yakın çağrımsal ilişki bulunması, başvuru ile sayılan markaların “…” ibaresini içermesi, itiraz gerekçesi… sayılı “… …”, “…, hesabını bilen alışveriş kartı”, “… esnaf’, “…” ibareli markaların asli/münhasır ayrt edici unsurunun işbu başvııruda aynen yer alması, işbu başvuruda yer alan “cüzdan” ibaıesinin bankacılık sektöründe sıklıkla kullanılan bir ibare olması ve her bankanın kendi kartının veya unvanının yanında “cüzdan” ibaresini koyarak kullandığı, müşterilerinin bankasının kampanyalarından, son alışverişlerinden, kredi kartı limit , puan ve borç durumlannı takip edebildiği gibi çeşitli özellikleri içeren uygulamalar geliştirmesi nedeniyle ayırt edici olmadığı ve hatta işbu başvurunun “al neocüzdan” ibaresinden oluşması ve bankacılık sektöründeki genel eğilim dikkate alındığında işbu başvurıınun itiraz gerekçesi markalann seri markası algısını yaratması nedenleriyle işbu başvuru ile itiraz gerekçesi markaların güçlü düzeyde bütüncül benzerlik içermesi hususlarını , başvuru ile anılan markaların aynı, aynı tür ve benzer mal ve hizmetleri kapsaması ile birlikte dikkate alan Kurul; başvuru ile itiraz gerekçesi markalar arasında karıştıırlma ihtimalinin ortaya çıkabileceği kanaatine ulaşmış ve itiraz haklı bulunmuştur.
Diğer itiraz gerekçeleri itiraz sahibince somut delillerle ispatlanamadığından kabul edilmemiştir.
Sayılan nedenlerle itirazın kabul edilmesi gerekmiştir.
KARAR: İtirazın kabulüne ve başvurunun reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Taraf markalarında AYNI işaret olması ve kapsamlarındaki emtia (mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davacı Başvuru Markası Davalı Markaları
… (2020/10773) Akbank Neokart (2006/18095)
09,36. Sınıf 09,36,38. Sınıf
… (2006/18094)
09,36,38. Sınıf
… … (2008/62741)
09,16,35,36,38. Sınıf
(YİDK’da geçen diğer markalar)

Bilirkişi heyetinden alınan 24.11.2021 tarihli raporda ÖZETLE; “Davacıya ait 2020/10737 nolu … ibareli marka ile redde mesnet gösterilen … ve … esas unsurlu ibareli markalar arasında görsel, işitsel anlamda benzerlik olduğu, bununla birlikte taraf markaların çekişme konusu mal ve hizmetlerinin de birebir aynı olması nedeniyle 6769 S. SMK m.6/1 anlamında iltibas tehlikesinin oluşacağı, ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Tescilli bir marka ile sonraki başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davacının “… ” ibareli başvuru markası ile davalı firmanın “…” veya ” … ” ibareli markaları arasında arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle ve de özellikle markalar bütünsel açıdan karşılaştırıldığında görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu Mallar / hizmetler için ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davacının”… ” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalıya ait “…” veya ” … ” ibareli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, diğer bir anlatımla dava konusu mallar/ hizmetler yönünden davalının “…” veya ” … ” ibareli markalarından yararlanmak ya da satın almak isterken davacının “… ” ibareli başvuru markalı malları /hizmeti satın almak/yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, dava konusu mallar / hizmetler yönünden ortalama düzeydeki tüketici kesimi nazarında taraf markaları arasında işletmesel bağ olduğu, ya da idari ve ekonomik anlamda birbirine bağlı işletmelere ait markalar algısı oluşmayacağı, taraf markaları arasında SMK 6/1 maddesindeki iltibas-benzerlik-karıştırılma ihtimali koşulu oluşmadığından (aksi yöndeki bilirkişi görüşüne HMK 282 .nci maddede ” Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmünden hareketle yukarıdaki gerekçe ile iştirak edilmediği) ; aksi yöndeki YİDK kararı hatalı kabul edilerek davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Dava konusu Türk Patent’in … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,40 TL’nin davalılardan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
4-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine,
5-Davacının yaptığı; 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 101,00 TL tebligat ücreti, 59,30 TL ilk harç masrafı olmak üzere toplam 2.260,30 TL yargılama giderinin davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin e duruşma yoluyla ile davalı kurum vekili ile diğer davalı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 23/02/2022

Katip … Hakim …
E-İmzalıdır E-İmzalıdır