Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/368 E. 2022/315 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C. ”TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/368
KARAR NO : 2022/315

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1- … -…
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : 2- … – …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVA : Marka 2021-M-8627 Sayılı YİDK Kararı İptali -Kısmi Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 22/12/2021
KARAR TARİHİ : 23/11/2022 Yazım Tarihi : 23/12/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Davacının
…. sayılı ve ‘… ibareli marka tescil başvurusuna müvekkilimizin
markalarıyla iltibasa neden olacağı nedeniyle itirazlarının Markalar Dairesi ve YİDK
tarafından reddedildiği; oysa, Davacının ‘do ghazal şekil’, ‘alghazaleen two deer’,
‘doghazal’, ‘do ghazal tea şekil’, ‘alghazaleen in leaves’ markalarını tescil ettirerek
…. ibareli marka serisini oluşturduğu; Davacı markalarının tescilli oldukları sınıf
genel anlamda 30. sınıfta yer alan emtia olup, ‘‘Çay, kahve, kakule, karanfil, biber,
tarçın, şekerleme, çikolata, baharatlar, pirinç, tuz” emtiaları tescil kapsamında
bulunduğu; dava konusu olan ….’ ibareli marka ise 09 / 18 / 25 / 30 / 35.
sınıflarda yer alan mal ve hizmetler için tescil ettirmek istendiği ve bu anlamda 30. Sınıf
ve 35/5 alt sınıfında müvekkile ait marka kapsamında yer alan emtiaların aynı ve ilişkili
olduğunun açık olduğu; dava konusu marka ile Davacı markalarının tescilli oldukları sınıf,
markanın logosunda kullanılan şekil, markanın telaffuz şekli ve markanın bütününde
bıraktığı etki ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, tescili talep edilen ürünler
kolay tüketilebilecek ve detaylı bir düşünmeyi gerektirmeksizin alınabilecek nitelikte
olduğu için ortalama tüketicinin …’ ibareli ürünleri Davacının güven ve kalite
sembolü haline gelmiş ‘….’ marka serisinin ürün grubuna ait bir ürün gibi
düşüneceği ve Davalı markasında, kullanabileceği sınırsız şekil ya da figür varken Davacı
markalarında yer alan ve uluslararası alanda tasarım tescil belgesi bulunan ‘….
sembolünün kullanıldığı ve bu anlamda seri marka algısı yaratıldığından halk nezdinde
karıştırılma ihtimalinin bulunduğu; Davacıya ait markaların tanınmış olup, davalı yanın
seçebileceği milyonlarca seçenek varken bilinçli şekilde tanınmış marka benzeri
gazelay+şekil ibareli marka başvurusunu yaptığı; Davacının …
neznindeki marka tescilleri ve Uluslararası Marka Tescil Belgelerinin dosyaya sunulduğu
ve Yargıtay içtihatları gereğince, menşe ülkesi dışında birden çok ülkede tescilli markaların tanınmış marka olduğunu kabul edildiği ve tüketiciler …FİGÜRÜNÜ
taşıyan …. markalı ürünleri gördüklerinde Davacı markası zannedecekleri ve
Tüketiciler nezdinde yaşanacak herhangi olumsuz bir durum ve piyasa çapındaki
olumsuz yansımasının sonuçlarına Davacının maruz kalacağı, tanınmış markanın
sulandırılması ile marka değerinin azalacağı; Davalının …ibaresini ön plana
çıkartarak marka başvuru yapmasının tesadüf eseri olamayacağı, tanınmış ‘….
markasının ünden faydalanma kastı ile başvuruda bulunulduğu ve Tanınmış marka
benzerinin başvuru konusu edilmesi dahi başlı başına kötü niyet sebebi olduğu” öne
sürülerek, 26.11.2021 tarih ve… sayılı sayılı YİDK kararının iptali ile dava
süresince tescili halinde … sayılı …’ ibareli markanın 30. sınıfın
tamamı ve 35/5. alt sınıfta yeralan 30. sınıf ürünlerin satışına yönelik her türlü hizmet
yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Şahıs Vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: “Davalı …’ın… Ticaret unvanına sahip şirketin ve 2005
36181 sayılı ”….” ibareli markanın sahibi olduğu; Ticaret sicil gazetesinden de
anlaşılacağı üzere cep telefonu ve aksesuarları ithalat ve satışı, Her türlü Cep
telefonu Tamiri ve teknik servis hizmeti ayrıca her türlü kozmetik ürünün ithalat ve
satışı konusunda izne sahip olup 25/08/2005 tarihinden itibaren de … markası
altında faaliyetlerine devam ettiği; 09, 18, 25, 30 ve 35 numaralı sınıflarda yer alan işleri de yapabilmek adına 17.08.2020 tarihli ve … Başvuru numarasıyla
… markası için başvuruda bulunduğu; Davalının hiçbir markadan
etkilenmemiş tamamen kendine özgü ve hiçbir markayla benzerliği bulunmayan
…ismini seçtiği; Davalının ismi… ve kızının ismi…. ve soy isimleri
.. olduğu için hem kızının hem kendisinin hemde her ikisinin de soyadının baş
harflerini kullanarak ‘…” ismini tasarladıkları; logoda bir ceylan/geyik
resminin olduğu ve bu resmin bir AY’a baktığı; tamamen orjinal olup yine Davacının
isminden ve soy isminden alıntılar içeren bir logo olduğu;… Arapça kökenli
bir kelime olup TDK ‘ya göre ceylan / antilop anlamına geldiği ve Davalı Arap kökenli
bir Türk vatandaşı olduğu için …. amblemini kullandığı; taraf markaların
kaligrafik tertip, görsellik, yazılış, okunuş, sessel ve anlamsal olarak hiçbir ayniyet içermediği, yazı karakterleri, fontları, logoları, renkleri, harfleri barındırdıkları
ibareler, oluşturuluş biçimleri,görünüşleri ve telaffuzlarının farklı olduğu,
karıştırılmasının mümkün olmadığı; Davacıya ait markaların biri Arapça harflerle
tanıtılmış diğeri ise İngilizce olarak yazıldığı; okunuş ve yazılış olarak da çok farklı
şekilde telaffuz edildiği; hiçbir hayvan figürünün kullanımının hiçbir markanın
tekelinde olmadığı; bold renk kullanılarak 2 adet ceylan bedeninden oluşan şekil ile
bold olmayan ve sadece 1 adet Geyik- ceylan kafasını içeren şeklin karıştırılma
ihtimalinin hiçbir müşteri seviyesinde mümkün olmayacağı” öne sürülerek davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şahsın ….başvuru sayılı markası ile davacı tarafın itiraz mesnedi markaları arasında SMK 6/1 maddesine göre dava konusu markanın 30. Sınıfın tamamı ile 35. Sınıftaki 30. Sınıfa ait malların satış hizmetlerine yönelik iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın SMK 6/5 maddesine göre markalarının tanınmışlığı ve SMK 6/9 maddesine göre kötü niyetli başvuru yapıldığı iddiasının yerinde ve doğru olup olmadığı, Türk Patent’in ….sayılı YİDK kararının iptalinin, davalı markasının da 30. Sınıfa ait mallar ile 35. Sınıftaki 30. Sınıfa ait malların satış hizmetleri yönünden kısmen hükümsüzlüğü gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 29/11/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 22/12/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında; ”…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun … ibareli markalar ile karıştırıla ihtimali, itiraz gerekçesi markaların tanınmışlığı ve kötü niyet gerekçeleriyle 30. Sınıfa dahil mallar ve 35. Sınıfta bu malların perakendeciliğine yönelik hizmetler bakımından 6769 SMK nın 6 ncı maddesi uyarınca kısmen reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
……..
Yapılan değerlendirme sonucunda, işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların görsel, işitsel ve kavramsal yönden bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle belirgin biçimde farklılaşmış olduğu, bu farklılıklar nedeniyle markaların iltibasa yol açabilecek düzeyde benzer olmadığı ve markalar arasında 6769 s. SMK ‘nın 6(1) maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
İtiraz gerekçesi markaların Türkiye’de tanınmışlığa sahip olduğu ve başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönündeki iddialar da yeterli delillerle ispatlanamadığından bu kapsamdaki itirazlar da haklı görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle itirazın reddi gerekmiştir.
Karar: İtirazın reddine oy birliği ile karar verilmiştir. ” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır. ( Bu konuda örneğin; “Marka sahibinin, markasını tescil ettirirken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir” (….nda da “Marka korumasının amacına aykırı biçimde kötüye kullanılması yoluyla başkasının markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanılmayıp yedekleme, marka ticareti yapmak amacına veya şantaja yönelik başvuru ve tescillerin kötüniyetli olarak kabul edilmesi gerektiği” vurgulanmıştır.
….ın 11/06/2009 tarihli…. sayılı kararında “önceki markanın varlığı hakkındaki mevcut veya muhtemel bilginin, başvurunun kötü niyetle yapıldığını tek başına göstermeyeceği ve tüm faktörlerin dikkate alınması gerektiği” hükmü verilmiştir. … … sayılı Kararında da “Kötüniyetin varlığının her somut olayın özelliklerine göre belirlenmesi gerektiği, markaların iltibasa yolaçması ve davalının uzun süredir davacı ile aynı sektörde faaliyet göstermesinin başlı başına kötüniyet ve hükümsüzlük nedeni oluşturmayacağı” vurgulanmıştır.)
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları….

Bilirkişi heyetinden alınan 27/09/2022 tarihli raporda ÖZETLE; ” (1) SMK 6/1 uyarınca, aynı veya benzer nitelikte mal ve hizmetleri kapsamakla birlikte, … ibareli başvuru markası ile Davacının 30. sınıfa konu belirli emtia için tescilli …sayılı …. sayılı markalarının, bıraktıkları bütünsel genel izlenim itibarıyla karıştırılabilecek düzeyde benzer olmadığı ve hitap ettiği vasati nihai tüketicilerden oluşan alıcı kitlesi nezdinde Davalı markasının tesciline karar verilen 29, 30 ve 35. sınıf mal ve hizmetler bakımından iltibas yaratmayacağı;
(2) Davacının itiraza mesnet markalarından herhangi birinin refleks halinde müdahaleye ihtiyaç duymadan hatırlanan tanınmış bir marka olduğunun ve/veya Davacı markasının tescili ve kullanılması halinde Davacı markalarından haksız menfaat sağlaması, Davacı markalarının itibar veya ayırt edici niteliğine zarar verilmesi hallerinden birinin gerçekleşebileceğinin somut olgu veya delillerle ortaya konulamadığı;
(3) Davacının kötüniyet iddiasına ilişkin iddia, savunma, delillerin yukarıda (….” ibareli marka başvurusunun Davacının “do….” ibareli markalarıyla iltibas umudu/planı/niyetiyle ve böylece haksız menfaat temin etmek amacıyla veyahut markayı işlevine aykırı olarak markayı gerçekte kullanılmayıp yedeklemek, marka ticareti yapmak veya şantaja yönelik veyahut davacıyı engellemek amaçlarıyla yapıldığının somut olgu ve delillerle ispatlanıp ispatlanamadığının takdiri ) belirtildiği; ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor ve aynı heyetten ek rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki marka işareti arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının “…. ” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait yukarıdaki tablodaki ” ” …. ” ibareli tescilli markaları arasında (her ne kadar emtia benzerliği oluşsa da) biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ,sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar için ayırdığı satın alma / faydalanma süresi içinde, davalının … ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının tablodaki ” …….bareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının tablodaki “…”, …..” ibareli tescilli markalı mallarından satın almak/yararlanmak isterken davalının “…” ibareli başvuru markalı malı satın almak / yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacının tescilli markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar algısı da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı kanaati oluştuğu;
Taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Dava konusu marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle YİDK kararı doğru olduğundan bilirkişi raporu da benimsenerek davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,4‬ TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara eşit verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile ….istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı.23/11/2022

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır