Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/365 E. 2022/335 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R
ESAS NO : 2021/365 Esas
KARAR NO : 2022/335
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1- … -… …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 2- …
DAVA : Marka 2021-M-8555 Sayılı YİDK Kararı İptali
DAVA TARİHİ : 21/12/2021
KARAR TARİHİ : 30/11/2022 Yazım Tarihi:29/12/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Dava konusu markası için başvurunun ilanına davalı tarafından …. ibareli marka mesnet gösterilerek yapılan itiraz sonucunda red edildiğini, markaların görsel, işitsel olarak farklılık kazandığını, müvekkilinin markası ile davalı markası arasında kelime fazlalıklarının olduğunu, markalar arasında görsel açıdan farklı algılanmasına sebep olacağını, müvekkilinin markasında “” ibaresinin markayı diğer markalardan ayırt edilmesini ve farklı olmasını sağladığını, bunun yanında …. kelimesi de eklenerek müvekkilinin markasının bütünüyle özgün bir marka ve logo olduğunu, …” kelimesinin tek başına ayırt ediciliği tam anlamıyla bulunmadığını, Türkçe’de karşılıklı konuşma anlamına gelen İngilizce bir kelime olduğunu, bu kelimenin tek kişinin tekeline verilmesinin mümkün olamayacağını, müvekkilinin markasında … ibaresinden çok …ibaresinin ön plana çıkarıldığını markanın asli unsurunun bu ibare olduğunu, müvekkilinin markasının gerek harf sayısı, gerekse işitsel olarak mesnet gösterilen markadan oldukça farklı olduğunu, müvekkilinin markasına oldukça yatırım yaptığını ve Markanın genel haliyle bölgede oldukça tanınır hale geldiğini, markaların birbirleriyle benzer olmadığını, markaların tescilli oldukları ürünlerinde ortalama seviyesinin son derece yüksek olduğunu belirterek Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK’nın 22.10.2021 tarih ve … sayılı kararının İPTALİNE, …. numaralı markanın tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şahıs Vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: ” Her iki markaya ilk bakıldığında marka ibareleri benzerdir. Her iki marka da “dialogue” ibaresi ortaktır ve ana unsurdur. Benzer ve iltibas yaratacak şekildedir. Markalar telaffuz edildiğinde, harflerin ayırt edilmeyecek derecedeki fotonik benzerliği itibariyle ayırt edilmesi güç bir şekilde işitsellik bıraktığı gibi, görsel olarak da yoğun bir benzerlik taşımaktadır. Bu şekli ile aynı ve benzer özellik taşımaktadır. Sözcük unsuru hafızada kalmaya uygun olduğundan benzerlikte önemli bir unsurdur. Markaları oluşturan kelimelerin “dialogue” markaların okunuş ve görünüş olarak benzerdir. … markasının tescilli olduğu malların tüketicilerinde benzerlik ve bağlantı olduğu duygusuna neden olabileceği ve karıştırılacağı ihtimali yüksektir. ….ibaresi ön plana çıkarılarak kullanıldığı için tüketiciler tarafından iltibasa sebep olacağı aşikardır. Zira asıl belirleyici ve akılda kalıcı ibare “dialogue” kelimesidir. Markaların benzer / aynı kabul edilen sınıflardaki mallar bakımından özellikle sadece markayla ilgili duyumlarla markayı satın almaya yönelmiş olan işitsel bilgisi dışında bilgisi bulunmayan tüketiciler tarafından birbirini çağrıştırması mümkündür. Hal böyle olunca markalar arasındaki benzerlik düzeyi ve markaların kapsadığı malların benzerliği dikkate alındığında ilgili tüketici kitlesince satın alma kararı verilirken malın ticari kaynağında yanılma meydana gelmesi ihtimalinin yüksek olduğunun kabulü gerekmektedir.” şeklinde davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı tarafın …. başvuru sayılı markası ile davalı şahsın …. sayılı markası arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, Türk Patentin …sayılı YİDK kararının iptalinin gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 22/10/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 21/12/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun …. sayılı kararında; “….Bu çerçevede başvuru ile ret gerekçesi markanın asli unsurunu oluşturan dialogue ibaresinin bağımsız ayırt edici niteliği dikkate alındığında markalar arasında ortak unsur durumunda bulunan söz konusu ibareden kaynaklanan benzerliğin ret kapsamında bulunan ve ret gerekçesi markanın tescil kapsamında bulunanlarla aynı/aynı tür olan hizmetler bakımından ilgili tüketici nezdinde başvuru ile ret gerekçesi marka/marka sahipleri arasında idari veya iktisadi anlamda bir bağlılığın bulunduğu yönünde bir izlenim oluşturabileceği kanaatine ulaşılmış ve başvuru ile ret gerekçesi marka arasında 6769 S. SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ilişkilendirme ihtimali dahil olmak üzere karıştırılma ihtimalinin bulunduğu tespit edilmiştir. İtirazda başvurunun kullanıldığı ve tanınmış marka haline geldiği ileri sürülerek işbu itirazın kabulü gerektiği iddia edilmekle birlikte aralarında üst düzey benzerlik bulunan ve aynı/aynı tür hizmetleri kapsayan başvuru ve ret gerekçesi markanın konu edildiği iş bu itiraz bakımından belirtilen hususun markalar arasındaki iltibas olasılığını ortadan kaldırır nitelikte bir husus olarak değerlendirilmesi mümkün görülmemiştir. Belirtilen nedenlerle işbu itirazın reddi gerekmiştir. İtirazın reddedilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.” Şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Taraf markalarında AYNI işaret olması ve kapsamlarındaki emtia (mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davacı başvuru Markası Davalı Markası


43.Sınıf 43.Sınıf
Bilirkişi heyetinden alınan 01.08.2022 tarihli raporda ÖZETLE; ” Dava konus… … ibaresinin redde mesnet gösterilen marka ile her ne kadar kapsamlarındaki hizmetler aynı olsa da taraf markalar görsel ve işitsel anlamda benzer olmadığı ve bu nedenle 6769 SMK’nın Md. 6/1 anlamında iltibas tehlikesinin söz konusu olmadığı, ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davalı şahıs vekilinin yeni bir heyetten rapor alınması yönündeki talebi HMK 30 uncu maddesi kapsamında değerlendirilerek dosyaya sunulan rapor denetlenebilir olduğu , içeriğinin ise İhtisas Mahkemesi Hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir nitelikte olduğundan yargılamanın gereksiz uzamaması için reddine karar verilmiştir.
GEREKÇE:
Önceki başvuru veya Tescilli bir marka ile sonraki başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davacının … ” ibareli marka başvurusu ile davalının ….” ibareli tescilli markası arasında her ne kadar bazı ortak ibare yer alsa da ve emtia benzerliği oluşsa da markanın bütünselliği ilkesi de gözetilerek biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel , sesçil ve anlamsal olarak hedef (oratalama) tüketici grubu açısından benzer olarak değerlendirilemeyeceği;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu hizmetler için ayırdığı satın alma /yararlanma süresi içinde, davacının marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalının “….” ibareli markasından farklı olduğunu algılayabileceği gibi her taraf markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı hizmetler algısı da oluşmayacağı yani markaları karıştırmayacağından SMK 6/1 maddesindeki iltibas, karıştırılma koşulları oluşmadığı;
Neticeden bilirkişi raporu da benimsenip aksi yöndeki YİDK kararı hatalı ve yanlış olduğundan davanın kabulü gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜNE
2-Dava konusu Türk Patent’in… sayılı YİDK kararının İPTALİNE
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile 21,4 TL’nin davalılardan eşit tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
4-AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan eşit tahsiliyle davacıya verilmesine,
5-Davacının yaptığı; 2.350.00 bilirkişi ücreti, 104,5‬ TL tebligat ücreti, 80,70 TL ilk harç masrafı olmak üzere toplam 2.535,2 TL yargılama giderinin davalılardan eşit tahsiliyle davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,

Dair verilen karar davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şahıs vekilinin yokluğunda 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile … Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 30/11/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza