Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R
ESAS NO : 2021/363
KARAR NO : 2022/323
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … ..
VEKİLİ : Av. … -.
DAVALI : 1- … -… …
VEKİLİ : Av. … – ..
DAVALI : 2- ..
VEKİLİ : Av. … – …A
DAVA : Marka 2021-M-8361 Sayılı YİDK Kararı İptali-Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 17/12/2021
KARAR TARİHİ : 28/11/2022 Yazım Tarihi: 26/12/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Müvekkilinin 1988 yılında kurulduğunu, Türkiye’nin en köklü şirketlerinden biri olduğunu, bu güne kadar turizmden gayrimenkule, perakendeden internet teknolojilerine, farklı endüstrilerde faaliyet gösterdiğini, 1992 yılında otel zinciri yatırımı ile girişimciliğini yeni bir boyuta taşıdığını, Müvekkil Şirkete ait … ibareli tescilli markalarının olduğunu, müvekkilin hem işletme adı hem de markasal olarak “… ibaresini sunduğu hizmetler ile özdeşleştiğini ve yoğun kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmış itibarlı ve tanınmış bir marka olduğunu, 2012 yılından bu yana basında çok sayıda habere konu edildiğini, müvekkilinin Türkiye’nin muhtelif şehirlerindeki diğer otellerin yanı sıra Türkiye’nin ilk ve tek destinasyon SPA’sı olan … Dünya, 2018, 2017, 2016, 2015 yılında … Bölgesinin Kazananı ödülüne, ….Bölgesinin … İyisi ödülüne; 2017 yılında …tarafından….ödülüne layık görüldüğünü, müvekkilinin birçok sertifikasının olduğunu… alan adlı internet sitesinin müvekkiline ait olduğunu davalı Şirket adına başvurusu yapılan … kod numaralı “…” markasının müvekkiline ait NUA ibareli tanınmış seri markalarla ayırt edilemeyecek derecede benzerliğinin bulunduğunu, …markası müvekkil tarafından kullanılan Türk Patent nezdinde tescilli …. ibareli tanınmış, seri markalar ve “…” markası ile benzerlik yaratmaya matuf nitelikte ve çağrışım sureti ile markadan faydalanmaya çalıştığını, taraf markalar arasında tüketici nezdinde karışıklığa yol açacak derecede benzerlik bulunduğunu, müvekkiline ait … ibareli seri markalar 1-45 arasındaki tüm sınıflarda tescilli olduğunu, davalıya ait …. markası 25. sınıfta tescilli olduğunu, markalar arasında 25. sınıf bakımından çakışmanın mevcut olduğunu, bu durum müvekkiline ait markanın imajı, itibarı ve müşteri çevresinin … tarafından kullanılarak iltibas meydana getirilmeye çalışıldığını açıkça ortaya koyduğunu, markalar arasında görsel, sessel ve sınıfsal benzerlik bulunduğundan davalı markası müvekkil şirkete ait tanınmış seri markaların arasına sızma niteliğinde bir durum oluştuğunu, davalı yan başvurusunun kötü niyetli olduğunu belirterek davalı adına Türk Patent nezdinde tescil edilmiş.. ibareli markanın tüm sınıflar açısından hükümsüzlüğüne, YİDK’nın 14.10.2021 tarih ve …. sayılı kısmen ret kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şahıs vekili tarafından 31/08/2022 tarihli vekaletname sunulduğu, 07/10/2022 tarihli dilekçede bilirkişi raporundaki aleyhe hususları kabul etmediğini ve 28/11/2022 tarihli duruşmada davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şahsın … başvuru sayılı markası ile davacı tarafın “NUA” ibareli tescilli markaları arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın 6/3 maddesine göre önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği iddiası, SMK 6/5 maddesine göre markalarının tanınmışlığı iddiası ve SMK 6/9 maddesine göre de davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı iddialarının yerinde ve doğru olup olmadığı, Türk Patent’in… YİDK kararının iptalinin ve davalı markasının da hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 18/10/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 17/12/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında; “….ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2…sayılı markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
…. Md. 6/1 bakımından yapılan incelemede, asli unsuru ”noa” ibaresi olan başvuru ile itiraza mesnet olan markalardan … sayılı ve ”nua” ibareli markanın görsel, işitsel bakımdan benzer oldukları, ayrıca tescili talep edilen Sınıf 21 kapsamındaki mallarla itiraz gerekçesi … sayılı markanın kapsamındaki malların aynı tür olduğu, bu kapsamda, markaların benzerlik düzeyi ile mal/hizmetlerin benzerlik düzeyi birlikte dikkate alındığında, sayılan markalar arasında 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunduğu kanaatine varıldığından, itirazın markalar kapsamındaki aynı tür mallar bakımından kısmen kabulü gerekmiştir. Markalarda farklılaşan mal/hizmetler bakımından ise karıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Başvuru ile itiraz gerekçesi diğer markalar arasında, markaların benzerlik düzeyi ve mal/hizmetlerin kapsamı itibariyle Md. 6/1 anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Sayılan nedenlerle, itirazın kısmen kabulü gerekmiştir.”
KARAR: İtirazın kısmen kabulüne ve başvurunun “Sınıf 21 kapsamında yer alan mallar” bakımından kısmen reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.”
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
(6) Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. ” hükmü,
Medeni Kanun 2.nci maddesinde “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.
Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/3 maddesinin uygulanması için tescilsiz olarak kullanılan işaretin MARKASAL şekilde yani işlevine uygun , ayırt ediciliği sağlanmış olarak ticaret alanında kullanılması, bu kullanımın da Türkiye hudutları için olması gerekir. Üçüncü kişinin davaya konu tescil başvurusundan veya rüçhan hakkının doğumundan önce, bu işareti kullandığı , çevresinde belli bir oranda bu işaret üzerinde hak sahibi olarak bilinip tanındığının ispatı (tüm Türkiye genelinde değil) gerekir. Diğer bir anlatımla, öncelik hakkını ileri sürenin söz konusu ibarenin başkası tarafindan kullanımını veya tescilini engelleme hakkı verecek nitelik ve yoğunlukta bu işareti Türkiye hudutları içinde ticaret alanında kullandığını ispatlaması gerekir. Gerçekten, bir işareti ilk kullanan ve ona ayırt edici nitelik kazandıran kişi onun hak sahibi olarak kabul edilir ve bu halde gerçek hak sahipliği sözkonusudur.
SMK 6/5 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Toplumda tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin, farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, itiraz üzerine ret edilir.
Tanınmış marka kavramı Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
….
Bilirkişi heyetinden alınan 23.09.2020 tarihli raporda ÖZETLE; “Davaya konu …. sayılı “….” ibareli başvuru ile itiraza dayanak gösterilen davacının mesnet esas unsurlu…” ibareli markaları arasında görsel, işitsel ve genel izlenim olarak bir benzerlik bulunduğu ancak markaların kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin tamamen farklı olması dikkate alındığında markalar arasında iltibas tehlikesi oluşmayacağı,
Davacı markalarının tanınmışlığının ispat edilemediği,
Davacının dava konusu çekişmeli mallar bakımından gerçek hak sahipliğinden doğan haklarının bulunmadığı,
Kötü niyet konusundaki takdirin mahkemede olduğu,” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor ve aynı heyetten ek rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.
GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki veya hükümsüzlüğe konu olan işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının “….” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait …” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak benzerlik bulunmakla beraber başvuru kapsamında bırakılan emtialarda mal/hizmet benzerliği oluşmadığından SMK 6/1 maddesindeki iltibas-karıştırılma-benzerlik koşulu gerçekleşmediği;
Davacı tarafın başvuru ibaresi ( kapsamında bırakılan emtialarda) üzerinde SMK 6/3 maddesi anlamında önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği kanıtlanmadığı,
Davalının marka başvurusu dolayısıyla davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” hususları ise kanıtlanmadığı ;
Dava konusu marka açısından kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle bilirkişi raporu da benimsenerek YİDK kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle eşit şekilde davalılara verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının yatıran taraf iadesine ,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile … Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı.28/11/2022
Katip … Hakim …
E-İmzalıdır E-İmzalıdır