Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/348 E. 2022/287 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/348 Esas – 2022/287
T.C. ”TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/348
KARAR NO : 2022/287

HAKİM…
KATİP : ….

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : 2- ….
VEKİLİ : Av…..
DAVA : Marka 2021-M-8166 Sayılı YİDK Kararı İptali- Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 07/12/2021
KARAR TARİHİ : 31/10/2022 Yazım Tarihi : 30/11/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Müvekkil Şirket’in 1991’de faaliyete başladığını, …” markası ile televizyon yayıncılığı yaptığını, toplumun her kesiminde bu marka ile tanındığını, yayınlarını ücretsiz, şifresiz, dekodersiz yani doğrudan televizyon alıcılarına aktardığını, …. markası başta olmak üzere …”” esas unsurunu ihtiva eden birçok ibareyi kendi adına marka olarak tescil ettirdiğini, seri markaların sahibi haline geldiğini, dava konusu markanın yayınına itiraz ettiklerini, itirazın reddedildiğini, karara itirazın da dava konusu YİDK kararıyla reddedildiğini, aynı, aynı tür, benzer mallar olduğunu, markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, tanınmışlık nedeniyle farklı sınıfta da müvekkil markasının korunması gerektiğini, dava konusu markada …kelimesinin altının çizili olduğunu, …alan adının müvekkile ait olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, daha önce şirket ortaklarının markalarına itiraz ettiklerini ve buitirazların kabul edildiğini, O harfindeki sembolün ortak olduğunu, Emsal yargı kararları bulunduğunu belirterek, dava konusu YİDK kararının iptalini ve markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı firmaya usulüne uygun tebligatın yapıldığı, cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı firmanın … başvuru sayılı markası ile davacı tarafın itiraz mesnedi markalar arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşullar oluşup oluşmadığı, davacı tarafın markalarının yurt içi yurt dışı tanınmışlığı yönündeki SMK 6/4-5 Maddesindeki iddiası, diğer Fikri ve Sınai Hak iddiası (SMK 6/6 maddesi), ve davalı başvurusunun SMK 6/9 maddesine göre kötü niyetle yapıldığı yönündeki iddiaların yerinde ve doğru olup olmadığı, Türk Patent’in…. Sayılı YİDK kararının iptalinin, davalı markasının da hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 14/10/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 07/12/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun …. sayılı kararında; …. başvuru numaralı “big show kids” ibareli
başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın……
…….
Bu çerçevede yapılan incelemede, başvurunun çeşitli renklerde harfler ile aynı puntolarla yazılı “big show kids”
ibareleri ve kız ve erkek çocuk gülen yüz şekil unsurlarından oluştuğu, ihtilaf konusu “show” ibaresinin başvurunun
tertibinde öne çıkarılan konumda olmayıp, … ibaresinin de ayırt ediciliğinin yüksek olmadığı değerlendirilerek
başvurunun bütün olarak bıraktığı izlenim itibariyle itiraz gerekçesi markalardan farklılaştığı tespit edilmiştir. Bu bağlamda başvuru ile ret gerekçesi markaların görsel ve işitsel yönden bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle
ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer olmadığı kanaatine varılmış ve
bu yöndeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararı yerinde bulunmuştur.
…………
Somut olayda, itiraza konu başvurunun itiraz gerekçesi markalar ile karıştırılmaya yol açabilecek derecede benzer
görülmemesi ve itiraz gerekçesi markaların bilinir olduğu sektör ile başvurunun kapsamında yer alan
mallar/ hizmetlerin ilgili olmaması birlikte değerlendirilerek başvurunun tescili halinde 6769 sayılı SMK’nın 6/4 ve 6/5
maddelerinde belirtilen koşulların ortaya çıkmayacağı kanaatine varılmış ve tanınmışlık gerekçeli itiraz haklı
bulunmamıştır.
………..
İtiraz sahibinin kötü niyete ilişkin iddiaları incelenmiş, başvuru ile doğrudan ilişki kurulamayan farklı bir firma
adına yapılmış olan ve kötü niyetli olduğu ileri sürülen başvuruların işbu başvurunun reddine gerekçe olarak
gösterilmesi isabetli bulunmamıştır. Bunun dışında sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda başvurunun
kötü niyetle yapıldığı yönünde kanaat oluşmadığından bu yöndeki itiraz da haklı bulunmamıştır.
Karar: Sayılan nedenlerle itirazın reddi gerekmiştir.” gerekçesiyle davacı tarafça yapılan itirazlar reddedilmiştir.
” ifade edilmiştir.

6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını,fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/4 maddesine göre tanınmış markada ;
Paris sözleşmesi kapsamında tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, işaret ve emtia açısından aynı veya benzerinin Türkiye’de aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından başvurusunun yapılması halinde itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmektedir.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
SMK 6/6 madde kapsamına, kişilik haklarından isim hakkı ile fotoğraf üzerindeki hak, FSEK kapsamında telif hakları ve sınaî haklar olan marka, tasarım, patent, faydalı model, coğrafi işaret, ticaret unvanı, işletme adı girer. Marka ve ticaret unvanı da sınaî mülkiyet hakkı olarak maddenin koruma kapsamına alınmıştır. Ancak sınaî mülkiyet hakları kapsamında korunacak bir markadan veya ticaret unvanından söz edebilmek için “tescil” şarttır. Örneğin bir ticaret unvanına dayanarak başkasına ait marka tescilinin engellenmesi isteniyorsa bu ticaret unvanının ticaret sicilinde tescilli olması gerekmektedir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır. ( Bu konuda örneğin; “Marka sahibinin, markasını tescil ettirirken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir”….
….Kararı”nda da “Marka korumasının amacına aykırı biçimde kötüye kullanılması yoluyla başkasının markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanılmayıp yedekleme, marka ticareti yapmak amacına veya şantaja yönelik başvuru ve tescillerin kötüniyetli olarak kabul edilmesi gerektiği” vurgulanmıştır.
… sayılı kararında “önceki markanın varlığı hakkındaki mevcut veya muhtemel bilginin, başvurunun kötü niyetle yapıldığını tek başına göstermeyeceği ve tüm faktörlerin dikkate alınması gerektiği” hükmü verilmiştir. … sayılı Kararında da “Kötüniyetin varlığının her somut olayın özelliklerine göre belirlenmesi gerektiği, markaların iltibasa yolaçması ve davalının uzun süredir davacı ile aynı sektörde faaliyet göstermesinin başlı başına kötüniyet ve hükümsüzlük nedeni oluşturmayacağı” vurgulanmıştır.)
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
Big Show Kids SHOW

Bilirkişi heyetinden alınan 27/07/2022 tarihli raporda ÖZETLE; ” 1)İddia, savunma ve dosya içerisindeki belge ve bilgilerin incelenmesi sonucunda; Dava konusu hizmetlerden 35.sınıftaki “Reklamcılık pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri”nin itiraz gerekçesi 99 000968 ve 95/013761 sayılı markalar kapsamındaki hizmetlerle aynı/aynı tür olduğu,
2)Dava konusu diğer mal ve hizmetlerin benzer olmadığı,
3)Davacının 1.maddede sayılan markalar dışında kalan diğer tüm markalarının farklı mal ve hizmetler içerdiği,
4)Taraf marka işaretlerinin genel izlenim yönünden benzer olmadığı,
5)Taraf markaları arasında karıştırılma olasılığı bulunmadığı,
6)Davacının diğer fikri ve sınai hak iddialarının dava konusu markanın tesciline engel oluşturmadığı,
7)Tanınmışlıkla ilgili iddiaların dava konusu markanın tesciline engel oluşturmadığı,
8) Kötü niyet iddialarının dava konusu markanın tesciline engel oluşturmadığı,
9)Dava konusu …sayılı YİDK kararının yerinde olduğu, ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor veya aynı heyetten ek rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talep reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının “…. ” ibareli marka başvurusu ile davacının …” ibareli tescilli markaları arasında dava konusu edilen …sayılı markanın kapsamında yer alan ve yukarıda bilirkişi raporunda belirtilen …ile raporda belirtilmeyen 35/04 sınıfında kayıtlı hizmetler yönünden emtiaların benzer/ilişkili mal/hizmetler olmasından dolayı görsel ve sesçil benzerlik oluştuğu, her iki taraf markasının … ibaresini asli belirleyici unsur olarak kullandıkları ;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yargılama konusu 35/01, 35/02, 35/03 ve 35/04 sınıftaki mallar/hizmetler açısından ayırdığı satın almak / yararlanmak süresi içinde davalının başvuru markasını gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davacının …” ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, benzerlik nedeniyle he iki taraf markasında yanılgı yaşayabileceği, bu mallar / hizmetler açısından her iki taraf markasının aynı işletmeye ait markalar ya da idari ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme markaları olarak algılanabileceği , taraf markaları arasında bu mallar/hizmetlerde SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşulu oluştuğundan aksi yöndeki YİDK kararı hatalı olduğu ( HMK 282. Maddesinde belirtilen “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmünden hareketle yukarıdaki gerekçelerle bilirkişi raporunun aksi görüşüne itibar edilmediği ) Bunun dışında kalan mallar/hizmetlerde ise davacının diğer itiraz mesnedi markalarda iltibas oluşmadığı kanaatine varılmış;
Diğer yönden;
SMK 6/4-5 maddesindeki tanınmışlık koşulu oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Davacı tarafın “Big Show Kids ” ibareli başvuru üzerinde SMK 6/6 maddesi anlamında ticaret ünvanı dahil diğer fikri ve sınai mülkiyet hak iddiası kanıtlanmadığı;
Dava konusu marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Ancak bu durumlar yukarıda sayılan kısmi iltibası da ortadan kaldırmadığından dava kısmen kabul edilip kısmen de reddedilmiştir.
HÜKÜM ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;

1-Davanın KISMEN KABULÜNE,

2-Dava konusu Türk Patent’in … sayılı YİDK kararının dava konusu edilen … sayılı markanın kapsamında yer alan … sınıfında kayıtlı hizmetler yönünden YİDK kararının İPTALİNE, bu hizmetler yönünden markanın KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, sicilden terkin edilmesine, karar kesinleştiğinde Türk Patent’e müzekkere yazılmasına, (bu kısımlardan dava KABUL)
3-Diğer kısımlar yönünden davanın REDDİNE,

4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,4 TL’nin davalılardan eşit tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
5-AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara eşit verilmesine,

6-AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan eşit tahsiliyle davacıya verilmesine,

7-Davacının yaptığı ( 2.350,00 TL bilirkişi ücreti, 147‬,00 TL tebligat gideri) toplam 2.497,00 TL nin kabul ve red oranına göre takdiren 1/2 si olan 1.248,5‬ TL ile 59,30 TL ilk harç masrafının toplam 1.307,8 TL nin davalılardan eşit tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan masrafların ise davacı üzerinde bırakılmasına,

8-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı firma vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile ….Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 31/10/2022

Katip … Hakim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır