Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/346 E. 2022/257 K. 10.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/346 Esas – 2022/257

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R
ESAS NO : 2021/346 Esas
KARAR NO : 2022/257

HAKİM..
KATİP…
DAVACI …
VEKİLİ : Av….
DAVALI : 1-…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2-..
DAVA : Marka 2021-M-8978 Sayılı YİDK Kararı İptali – Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 06/12/2021
KARAR TARİHİ : 10/10/2022 Yazım Tarihi:31/10/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE:Dava konusu davalıya ait marka başvurusuna İtirazlarının reddedildiğini, Karara itiraz ettiklerini, Bu itirazın da dava konusu YİDK kararıyla reddedildiğini, Dava konusu markanın müvekkilinin …. markasına benzer olduğunu, Müvekkilin çeşitli marka tescilleri bulunduğunu, sınıfların aynı olduğunu, Dava konusu markanın asıl unsurunun … olduğunu, Müvekkil markasının maruf ve meşhur hale getirildiğini, Müvekkilin 1979’dan beri faaliyette olduğunu, Google aramasında şeker ağam araştırmasında da müvekkilin çıktığını, Haksız rekabet olduğunu, Emsal yargı kararları bulunduğunu belirterek, dava konusu YİDK kararının iptalini ve markanın 29, 30 ve 35.sınıflar yönünden sicilden terkinini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı firmaya usulüne uygun tebligatın yapıldığı, cevap dilekçesi sunmadığı, ancak yetkili temsilcisi duruşmalara gelerek davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı firmanın …. başvuru sayılı markası ile davacı tarafın kurum nezdinde ileri sürdüğü itiraz mesnedi markaları arasında dava konusu markanın kapsamında yer alan 29 ve 30. Sınıftaki mallar ile 35. Sınıftaki hizmetler yönünden SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, Türk Patent’in …. sayılı YİDK kararının iptalinin gerekip gerekmediği (kurum nezdinde sadece iltibas iddiasına dayalı itiraz yapıldığı); hükümsüzlük talebi açısından iltibas iddiasına ilaveten davacı tarafın SMK 6/5 maddesine göre markalarının tanınmışlığı, SMK 6/9 maddesine göre davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı ve TTK 54 vd maddelerine göre haksız rekabet oluşturduğu iddialarının yerinde ve doğru olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 04/11/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 06/12/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun …. sayılı kararında; .”………………
Belirtilen kapsamda yapılan inceleme sonucunda işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların ihtiva ettikleri anlam, genel görünüm ve muhtemel tüketici kitlesi üzerinde bırakacağı etki ve izlenim itibariyle karıştırılacak derecede benzer olmadığı ve markalar arasında görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma olasılığı bulunmadığı kanaatine ulaşıldığından itirazın reddi gerekmiştir.
KARAR İtirazın reddedilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü;
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU (14.02.2011 tarihli yayınlanan);
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.; “hükmü yer almaktadır.

SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası …..
(Ve diğerleri…………..)
Bilirkişi heyetinden alınan 18/07/2022 tarihli raporda ÖZETLE; “
1-Dava konusu 29.sınıftaki malların, başka bir itiraz ile markadan çıkarıldığı,
2-Taraf markaları kapsamındaki 29 ve 30.sınıftaki mallarla 35.sınıfta 5, 29, 30, 31, 32.sınıftaki malların satışı hizmetlerinin ve 35.sınıftaki 1-4.gruplardaki hizmetlerin aynı/aynı tür benzer olduğu,
3-Taraf marka işaretlerinin genel izlenim yönünden benzer olmadığı,
4- Taraf markaları arasında karıştırılma olasılığı bulunmadığı,
5-Tanınmışlıkla ilgili iddiaların dava konusu markanın tesciline engel oluşturmadığı,
6-Kötü niyet iddialarının dava konusu markanın tesciline engel oluşturmadığı,
7-Dava konusu …sayılı YİDK kararının yerinde olduğu,” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talep reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının ….. ” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında;dava konusu edilen …sayılı markanın kapsamında yer alan 30. Sınıftaki mallar ile 35. Sınıfta yer alan 1-4 alt gruptaki hizmetler ile 30. Sınıftaki malların satışına yönelik hizmetler yönünden ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede görsel ve sescil benzerlik oluştuğu; Bilirkişi raporunda da sayfa 10-11-12 de emtia benzerliği olanların tabloda gösterildiği;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yargılama konusu markanın yukarıda belirtilen 30. Sınıftaki mallar ile 35. Sınıfta yer alan 1-4 alt gruptaki hizmetler ile 30. Sınıftaki malların satışına yönelik hizmetler yönünden ayırdığı satın alma /faydalanma süresi içinde davalının başvuru markasını gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davacının “….” ibareli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, diğer bir anlatımla ortalama tüketici nezdinde başvuru markasının yukarıda belirtilen 30. Sınıftaki mallar ile 35. Sınıfta yer alan 1-4 alt gruptaki hizmetler ile 30. Sınıftaki malların satışına yönelik hizmetler yönünden davacının yukarıdaki “..” ibareli markalı ürününü /hizmetini satın almak / yararlanmak isterken davalının başvuru markalı ürünü/hizmeti satın almak/yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşayabileceği, benzerlik nedeniyle başvuru markasının bu mallar/hizmetleri yönünden her iki taraf markasının aynı işletmeye ait markalar ya da idari ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme markaları olarak algılanabileceği , taraf markaları arasında bu mallarda/hizmetlerde SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşulu oluştuğu;(aksi yöndeki bilirkişi görüşüne HMK 282 .nci maddede ” Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmünden hareketle yukarıdaki gerekçe ile iştirak edilmediği) ;Bu kısımlardan davanın kabulü gerektiği;
Dava konusu markanın yukarıda belirtilen 30. Sınıftaki mallar ile 35. Sınıfta yer alan 1-4 alt gruptaki hizmetler ile 30. Sınıftaki malların satışına yönelik hizmetler DIŞINDAKİ emtialarda ise emtia benzerliği oluşmadığından dolayı taraf markaları arasında bu mallarda/hizmetlerde SMK 6/1 maddesindeki iltibas oluşmadığından bu kısımdan ise davanın reddi gerektiği ;
Davalının marka başvurusu nedeniyle kalan mallarda SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) gibi SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
SMK 6/9 maddesine göre davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı ve TTK 54 vd maddelerine göre haksız rekabet oluşturduğu yönündeki davacı iddiaları da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle davanın kısmen kabulü, kısmen de reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Dava konusu Türk Patent’in ….sayılı YİDK kararının dava konusu edilen ….sayılı markanın kapsamında yer alan 30. Sınıftaki mallar ile 35. Sınıfta yer alan 1-4 alt gruptaki hizmetler ile 30. Sınıftaki malların satışına yönelik hizmetler yönünden YİDK kararının KISMEN İPTALİNE, markanın bu mallar ve hizmetler yönünden KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, sicilden KISMEN TERKİN EDİLMESİNE, karar kesinleştiğinde Türk Patent’e müzekkere yazılmasına,
3-Diğer kısımlar yönünden ise davanın REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,4 TL’nin davalılardan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
5-AAÜT uyarınca 15.000.00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı Türk Patente verilmesine,
6-AAÜT uyarınca 15.000.00 TL vekalet ücretinin davalılardan eşit tahsiliyle davacıya verilmesine,
7-Davacının yaptığı ( 2.350.00 TL bilirkişi ücreti, 85,5 TL tebligat gideri) toplam 2.435,5 TL nin kabul ve red oranına göre takdiren 1/2 si olan 1.217,75 TL ile 59,30 TL ilk harç masrafının toplam 1.277,05 TL nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı firma yetkilisiinn huzurunda, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile … Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 10/10/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza