Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/339 E. 2022/217 K. 12.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/339 Esas – 2022/217
T.C. ”TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/339
KARAR NO : 2022/217

HAKİM : …
KATİP : ..

DAVACI : ..
VEKİLİ : Av….
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : 2-….
DAVA : Marka 2021-M-7620 Sayılı … Kararı İptali
DAVA TARİHİ : 29/11/2021
KARAR TARİHİ : 12/09/2022 Yazım Tarihi : 12/10/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Müvekkilinin 27.03.2018
yılında ….’nu kurarak iş hayatında tanınmış ve başarılı
hukuk büroları arasına …. ismi ile dahil olduğunu, daha sonra ….” ibaresini
….Kurumu nezdinde …tescil numarası ile tescil ettirdiğini,
11.08.2020 tarihinde yatırım danışmanlığı, dış ticaret, ….danışmanlığı, vergi,…
danışmanlığı, enerji danışmanlığı, sigorta – trafik danışmanlığı gibi pek çok alanda faaliyet
gösteren … kurduğunu, 26.11.2020 tarihinde kurulan
…. bünyesinde … kitap
serisinin basımı ve satışı yapıldığını, …. marka ibarelerinin iş hayatında
aktif olarak kullanmakla birlikte özellikle… marka ibaresiyle piyasada oldukça
tanındığını, 30.07.2021 tarihinde ….’nin kurulduğunu, bu
şirketin profesyonel site yönetim hizmetleri verdiğini, 10.09.2021. Tarihinde….
…Şirketini kurduğunu ve bünyesinde sağlık, medikal, huzurevi, yaşlı
bakımevi, turizm, organizasyon gibi pek çok alanda faaliyet verdiğini, müvekkile ait marka
ile davalıya ait markanın benzerliği iddiası mesnetsiz olduğunu, müvekkile ait marka ile
davalıya ait markanın; yazılış, okunuş, fonetik, anlam, renk, logo, hitap ettikleri tüketici
profili, giderdikleri ihtiyaçlar, kullanım amaçları, dağıtım kanalları ve birbirlerini ikame
etme olanaklarının bulunmaması değerlendirildiğinde müvekkiline ait marka ile davalı
markanın benzer olmadığını, iltibas tehlikesine dahi yol açmayacak derecede farklı ve
bambaşka olduğunu, davalıya ait “… …” ibareli marka
ile müvekkile ait “…..” markanın birbiri ile benzer olmamakla birlikte,
nihayetinde karıştırılma ihtimalleri de bulunmadığını, müvekkilinin markasının tamamen
özgün ve original nitelikte olduğunu, müvekkilinin daha önce… tescil numarası
ile tescil edilen “… … ibareli marka ile yine … tescil numarası ile
tescil edilen ..” ibareli marka birleştirilerek oluşturulduğunu, bu anlamda “…
….” markasını duyan ve gören tüketici, bunun müvekkile ait bir marka olduğunu
anlayacağını, … ibaresinin denizcilikte terim anlamında kullanılmakla birlikte, bir
emrin yerine getirilmesi için tüm şartların hazır olması manasına geldiğini, ..ibaresinin,
Roma Hukuku’na ait bir terim olmakla birlikte kural, kanun anlamına geldiğimi, … ibaresi
ise İngilizce bir terim olup, vergi anlamına geldiğini, bu kelimelerle markaların tamamen ayrı
olduğunu, müvekkile ait marka bileşke marka olduğunu, müvekkil markası ile davalıya ait
markanın faaliyet gösterdiği alanların birbirinden tamamen farklı olduğunu belirterek
…’nın 01.10.2021 tarih ve…. sayılı kararının iptaline…. sayılı
markanın hükümsüzlüğü taleplerinin REDDİNE karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı firmaya usulüne uygun tebligatın yapıldığı, cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı şahsın …. başvuru sayılı markası ile davalı firmanın …. sayılı markası arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas- karıştırılma- benzerlik oluşup oluşmadığı, ….sayılı … kararının yerinde ve doğru olup olmadığı, davacı tarafın başvuru ibaresi üzerinde SMK 6/3 maddesine göre önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği iddiası ile başkaca tescilli markalara yönelik müktesep hak iddiasının alınan … kararına ve başvuru markasına etki edip etmeyeceği, noktasında olduğu anlaşılmıştır.
…. kararının 01/10/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı ….Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 29/11/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
…sayılı kararında; ‘…. başvuru numaralı ”… …. ibareli başvurunun….sayılı ”…” ibareli marka ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK ‘nın 6(1) maddesi uyarınca kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvuru hakkındaki kısmi ret kararının kaldırılması talebiyle başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz ile başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın kısmen reddi yönündeki …. kararına karşı yayına itiraz sahibi….Tarafından başvurunun … sayılı ”…” ibareli maka ile karıştırılma ihtimali, eskiye dayalı kullanım, tanınmışlık, kötü niyet gerekçeleriyle 6769 s. SMK nın 6 ncı maddesi uyarınca tümden reddi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
…….
1-Başvuru sahibi tarafından başvuru hakkındaki kısmi ret kararının kaldırılması talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
Yapılan incelemede başvurunun ”…..” ibarelerinden oluştuğu, itiraz gerekçesi markanın ayırt edici esas unsuru konumundaki ”…” ibaresini ibaresini aynıyla içerdiği, bu bağlamda başvuru ile itiraz gerekçesi markanın işitsel yönden bütünüyle bıraktıkları izlenim itibarile ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer olduğu kanaatine varılmıştır. Takiben başvuru ile kısmi ret gerekçesi markanın kapsamında aynı/ aynı tür hizmetlerin bulunduğu belirlenmiştir. Bu bağlamda başvuru ile kısmi ret gerekçesi marka arasında ilgili tüketici kesimi nezdinde redde konu hizmetler üzerinde ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimalinin bulunduğu değerlendirilmiş, başvuru hakkında Markalar Dairesi Başkanlığınca 6769 s. SMK nın 6/1 maddesi gereğince verilen kısmi ret kararı yerinde görülmüş ve başvuru sahibinin itirazının reddine karar verilmiştir.
2-Yayına itiraz sahibi…… Tarafından başvurunun … sayılı ”… … ” ibareli marka ile karıştırılma ihtimali, eskiye dayalı kullanım, tanınmışlık, kötü niyet gerekçeleriyle 6769 s. SMK nın 6 ncı maddesi uyarınca tümden reddi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
Yapılan incelemede başvuru ile ret gerekçesi … sayılı ”…..” ibareli markanın görsel ve işitsel olarak bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle benzer olduğu değerlendirilmiştir. Takiben başvurunun eşya listesinde kalan hizmetler açısından inceleme yapılmıştır. Başvurunun ve itiraz gerekçesi markanın kapsamında yer alan hizmetlerin aynı olmayan malların perakendeciği olduğu tespit edilmekle birlikte yapılan karşılaştırmada bir araya getirilen malların benzerlik düzeyi değerlendirilerek markaların kapsamlarındaki hizmetlerin düşük düzeyde de olsa benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
Karıştırılma ihtimaline ilişkin genel değerlendirme, markalar ve bunların malları veya hizmetleri arasındaki benzerlik başka olmak üzere, ilgili çeşitli faktörlerin karşılıklı bağımlılığını içerir. Mallar arasındaki benzerlik derecesinin düşüklüğü, markalar arasındaki benzerlik derecisinin yüksekliği (veya tam tersi) ile telefi edilebilir.
Belirtilen karar çerçevesinde, düşük düzeydeki mal/hizmet benzerliğinin karıştırılma ihtimaline yol açabilmesi için işaretler arasındaki benzerliğin görece yüksek olması ve/veya itiraz gerekçesi markanın bilinirlik düzeyi veya ayırt edici niteliğinin yüksek olması gerekmektedir.
Somut olayda başvurunun, itiraz gerekçesi markanın esas unsuru konumundaki ve itiraza konu hizmetlerde ayırt ediciliğinin yüksek olduğu değrelendirlien ”…” ibaresini aynıyla içerdiği, ”…” ibaresinin başvurunun tertibinde öncelikle dikkati çeken konumda olduğu ve bu bağlamda başvuru ile itiraz gerekçesi markanın yüksek düzeyde benzer olduğu değerlendirilmiş, başvuru ile ret gerekçesi marka arasında ilgili tüketici kesimi nezdinde ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kanaatine varılarak başvurunun 6769 s. SMK nın 6/1 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
Diğer taraftan itiraz dilekçesinde ileri sürülen eskiye dayalı kullanım, tanınmışlık, kötü niyet iddiaları yeterli delillerle ispatlanmadığından bu kapsamdaki itirazlar haklı görülmemiştir.
Nihayetinde başvuru sahibi tarafından yapılan itirazın sayılan nedenlerle reddi gerekmiştir.
Yayına itiraz sahibi….. Tarafından yapılan itirazın kabulü ve başvurunun reddi gerekmiştir.
Karar:
1-Başvuru sahibi tarafından yapılan itirazın reddine oybirliği ile karar verilmiştir.
2-Yayına itiraz sahibi….. tarafından yapılan itirazın kabulüne, başvurunun reddine oybirliği ile karar verilmiştir. ” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Taraf markalarında AYNI işaret olması ve kapsamlarındaki emtia (mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/3 maddesinin uygulanması için tescilsiz olarak kullanılan işaretin…. şekilde yani işlevine uygun , ayırt ediciliği sağlanmış olarak ticaret alanında kullanılması, bu kullanımın da … hudutları içinde olması gerekir. Üçüncü kişinin davaya konu tescil başvurusundan veya rüçhan hakkının doğumundan önce, bu işareti kullandığı , çevresinde belli bir oranda bu işaret üzerinde hak sahibi olarak bilinip tanındığının ispatı (tüm … genelinde değil) gerekir. Diğer bir anlatımla, öncelik hakkını ileri sürenin söz konusu ibarenin başkası tarafindan kullanımını veya tescilini engelleme hakkı verecek nitelik ve yoğunlukta bu işareti …. hudutları içinde ticaret alanında kullandığını ispatlaması gerekir. Gerçekten, bir işareti ilk kullanan ve ona ayırt edici nitelik kazandıran kişi onun hak sahibi olarak kabul edilir ve bu halde gerçek hak sahipliği sözkonusudur.
Kazanılmış hak kavramı, … daha önceden tesçilli olan markanın aynısının önceki sahibine bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunarak yeni markayı da alabileceği düşüncesinden ortaya çıkmıştır.
Kazanılmış hak açısından ise Yargıtay uygulamalarında KRİTER “1-Kazanılmış hak sağlayan markanın tesçilli olarak uzun süre kullanılması (kullanım ve tesçilin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkması- kabullenilmesi), 2-Sonradan yapılan başvurunun kazanılmış hak sağlayan markanın ASLİ UNSURU muhafaza edilerek , işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle oluşturulması, ( önceki markanın asli unsuru değişmiş ise yeni başvuru kabul edilir), 3- Sonraki başvurunun önceki markanın kapsadığı ve hizmet ile AYNI veya AYNI TÜR mal ve hizmetleri içermesi, ( yani kapsamını genişletmemesi)” şeklinde özetlenebilir.

Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davacı başvuru Markası Davalı Markası
…. … +şekil ….
35. Sınıf ….
Önceki Markası 06,35. Sınıf
… hukuk +şekil….
41,45.nci sınıf
Bilirkişi heyetinden alınan 08.08.2022 tarihli raporda ÖZETLE; “; Davacıya ait …. sayılı ibareli marka ile davaya mesnet gösterilen … “…” esas unsurlu marka arasında benzerlik bulunduğu, taraf markaların kapsamlarında yer alan red edilen hizmetlerin de birebir aynı olması nedeniyle 6769 S. SMK m.6/1 anlamında iltibas tehlikesinin olacağı,
Davacının… ibaresi üzerinde dava konusu 35. Sınıfta yer alan hizmetler bakımından SMK m.6/3 hükmüne göre öncelik hakkının bulunmadığı,
Davacının önceki tarihli markalarının ise müktesep hak oluşturmayacağı ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bilirkişi heyetinden rapor veya aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talep reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki başvuru veya Tescilli bir marka ile sonraki başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davacının “…. ” ibareli marka başvurusu ile davalı firmanın ” …… ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, her iki taraf markasının … (davacı) … (davalı) işaretlerinin baskın olarak ön planda görüleceği, diğer yönden emtia benzerliği de gerçekleştiği ;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu hizmetler için ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davacının “…. ” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalı firmanın ” … …. +şekil ” ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, her iki markada benzerlik nedeniyle yanılgı yaşayabileceği , ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından benzerlik nedeniyle başvuru konusu işaret ile davalı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalar algısı oluşabileceği yani markaları karıştırabileceği, bu açıdan SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşulları oluştuğundan … kararı yerinde ve doğru olduğu;
Davacı taraf daha önceden tescilli olan … hukuk +şekil … ibareli markalarına dayalı müktesep hak iddiasında bulunmuş ise de “Kazanılmış hak sağlayan markanın tesçilli olarak uzun süre kullanılması (kullanım ve tesçilin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkması- kabullenilmesi) ” yani makul olan 5 yıllık süre geçtiği koşulu oluşmadığından müktesep hak koşullarından da yararlanamayacağı;
Diğer yönden davacı taraf başvuru ibaresi üzerinde SMK 6/3 maddesi anlamında önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği iddialsını ileri sürmüş ise de bu husus nisbi red sebebi olarak başkasının başvuru markasına engel oluşturan sebepler olup davacının kendi başvurusunun tescilini sağlama sebepleri de sayılmadığından yani iltibası ortadan kaldıran sebep olmadığından bu iddianın da kabulü de mümkün görülmediği;
Tüm bu gerekçelerle bilirkişi raporu da benimsenerek davanın reddi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,4‬ TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle… verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı firma yetkilisinin yokluğunda 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile… Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 12/09/2022

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır