Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/333 E. 2022/324 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/333 Esas – 2022/324

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/333
KARAR NO : 2022/324

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av….
DAVALI : …
DAVA : Marka 2021-M-7372 Sayılı YİDK Kararı İptali-Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 25/11/2021
KARAR TARİHİ : 28/11/2022 Yazım Tarihi: 26/12/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Davacının …..” ibareli markaların sahibi olduğu; davalı …… ibaresinin 35. sınıfında yer alan hizmetlerde kullanılmak üzere 17/09/2020 tarihli …. kod numaralı başvurusunun davacı markalarıyla görsel işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğu, Davacı markalarının serisi izlenimini yaratarak SMK 6/1 uyarınca iltibas yarattığı; Davacı firmanın … mağaza adı ile tanınmış marka vasfına haiz olduğu, yüksek bilinirliğe istinaden 10.000’i aşkın mağazasında …. markalı ürün/hizmet sunumu yapıldığı; Davalının Davacının tanınmış…. markasından haksız menfaat temin edeceği gibi, davalının kötü verilebileceği ürün ve hizmetler sebebiyle Davacının tanınmış markasının zarar göreceği; Markaların benzerliği ve …markasının tanınmışlığı gözönüne alındığında, davaya konu başvurunun kötüniyete dayandığının aşikar olduğu” öne sürülerek, TÜRKPATENT YİDK’nin …. sayılı kararının iptali ile …. numaralı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şahısa usulüne uygun tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermediği görülmüştür.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şahsın …. başvuru sayılı markasının kabul edilen kısımları açısından davacı tarafın mesnet markaları arasından SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı (davalı şahsın itiraza karşı görüş formunda (M116) belirtilen ve kullanım ispatına konu mesnet markalar açısından kurum nezdinde kullanım ispatının yerine getirilip getirilmediği), davacı tarafın başvuru ibaresi açısından 6/3 maddesine göre önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği, SMK 6/5 maddesine göre markalarının tanınmışlığı, SMK 6/6 maddesine göre diğer fikri ve sınai hak iddiası ve SMK 6/9 maddesine göre davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı iddialarının yerinde ve doğru olup olmadığı, Türk Patent’in itiraz hakkında nihai olarak verdiği….sayılı YİDK kararının iptalinin davalı markasının da sicilden terkinin gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 27/09/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 25/11/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun …. sayılı kararında; “…. başvuru numaralı “…..” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, yayına itiraz sahibi firma tarafından, ….. başvuru numaralı “….” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, yayına itiraz sahibi firma tarafından, başvurunun …” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca tümden reddi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
…İtiraz ilk olarak somut uyuşmazlıkta kullanım ispatı talebine konu olmayan …. sayılı “lure” ibareli markalar bakımından incelenmiştir.
Markaların benzerliği hususu itiraza konu Markalar Dairesi Başkanlığı kararında da kabul edilmiş olup Kurul da markaların benzer olduğu görüşündedir.
Ancak, başvuru kapsamında kalan hizmetler ile itiraz gerekçesi …. markaların kapsamında yer alan 3. ve 5. sınıflardaki malların aynı veya benzer olmadığı tespit edildiğinden kalan hizmetler yönünden markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. İtiraz gerekçesi 2007 44216 sayılı markanın da eşya listesindeki mallar göz önüne alındığında, ulaşılan bu sonucu değiştirmeyeceği anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle yayına itiraz hakkında Markalar Dairesince verilen karar ve çıkartılan hizmetlerin kapsamı isabetli görülmüş, fazlaya dair itirazın reddi gerekmiştir.
KARAR: İtirazın reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını,fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 19/2 ” 6 ncı maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. İtiraz sahibi tarafından bu hususların ispatlanamaması durumunda itiraz reddedilir. İtiraz gerekçesi markanın, tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin sadece bir kısmı için kullanıldığının ispatlanması hâlinde itiraz, sadece kullanımı ispatlanan mal veya hizmetler esas alınarak incelenir. “,
SINAİ MÜLKİYET KANUNUNUN UYGULANMASINA DAİR YÖNETMELİK;
Madde 29 ” (1) Kanunun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasının uygulanabilmesi için başvuru sahibinin, yayıma itiraza ilişkin görüşünü sunması gereken süre içinde kullanımın ispatına ilişkin talebini açıkça ve yazılı olarak Kuruma bildirmesi gerekir. Belirtilen koşulları taşımayan ve süresi içinde yapılmayan kullanımın ispatına ilişkin talepler yapılmamış sayılır.
(2) Kullanımın ispatı talebi açık, net ve koşulsuz olarak yapılır. Bu talepte, kullanımın ispatı istenilen markaların tescil numaralarının açıkça belirtilmesi zorunludur. Aksi halde talep yapılmamış sayılır.
(3) Başvuru sahibinin talepte bulunması halinde Kurum, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması için itiraz sahibine bir aylık süre verir. İtiraz sahibi tarafından süresi içinde delil sunulmaması veya sunulan delillerin itirazla ilgili olmaması halinde ve ayrıca başka bir itiraz gerekçesi veya itiraza gerekçe gösterilen başka bir marka da yoksa Kurum itirazı reddeder.” hükmü yer almaktadır.
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/3 maddesinin uygulanması için tescilsiz olarak kullanılan işaretin MARKASAL şekilde yani işlevine uygun , ayırt ediciliği sağlanmış olarak ticaret alanında kullanılması, bu kullanımın da Türkiye hudutları içinde olması gerekir. Üçüncü kişinin davaya konu tescil başvurusundan veya rüçhan hakkının doğumundan önce, bu işareti kullandığı , çevresinde belli bir oranda bu işaret üzerinde hak sahibi olarak bilinip tanındığının ispatı (tüm Türkiye genelinde değil) gerekir. Diğer bir anlatımla, öncelik hakkını ileri sürenin söz konusu ibarenin başkası tarafindan kullanımını veya tescilini engelleme hakkı verecek nitelik ve yoğunlukta bu işareti Türkiye hudutları içinde ticaret alanında kullandığını ispatlaması gerekir. Gerçekten, bir işareti ilk kullanan ve ona ayırt edici nitelik kazandıran kişi onun hak sahibi olarak kabul edilir ve bu halde gerçek hak sahipliği sözkonusudur.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
SMK 6/6 madde kapsamına, kişilik haklarından isim hakkı ile fotoğraf üzerindeki hak, FSEK kapsamında telif hakları ve sınaî haklar olan marka, tasarım, patent, faydalı model, coğrafi işaret, ticaret unvanı, işletme adı girer. Marka ve ticaret unvanı da sınaî mülkiyet hakkı olarak maddenin koruma kapsamına alınmıştır. Ancak sınaî mülkiyet hakları kapsamında korunacak bir markadan veya ticaret unvanından söz edebilmek için “tescil” şarttır. Örneğin bir ticaret unvanına dayanarak başkasına ait marka tescilinin engellenmesi isteniyorsa bu ticaret unvanının ticaret sicilinde tescilli olması gerekmektedir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.

Kullanılmama def’i; 10/01/2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU’nda 6/1 maddesine göre marka başvurularında, 25.nci maddeye göre hükümsüzlük davasında ve de 29.ncu maddesindeki tecavüz davalarında iltibasa dayalı itiraz gerekçesi mesnet marka ( ya da markaları) yönünden kullanılmama def’i imkanı getirilmiştir. Buna göre kendisine ispat yükü düşen taraf ileri sürdüğü davaya konu başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde mesnet (dayanak) marka/markaların kapsamındaki mal veya hizmetler bakımından markasını Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğunu ispatlamalıdır. Aksi takdirde itiraz yapılmamış veya açmış olduğu davasını da ispat edememiş sayılması sonucu ortaya çıkacaktır.
YİDK davalarında, 6769 sayılı SMK’nın Uygulanması Yönetmeliği 29/1-2 maddede belirtilen kullanımın ispatına dayanan taraf yayına itiraza ilişkin görüşünü sunması gereken süre içinde kullanımın ispatına ilişkin talebini açıkça ve yazılı olarak ve de kullanımın ispatı istenilen markaların tescil numaralarının açıkça belirtmesi gerekmektedir. Aksi halde talep yapılmamış sayılacaktır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları

Bilirkişi heyetinden alınan 25/10/2022 tarihli raporda ÖZETLE; “
(1) SMK 6/1 kapsamında,….” esas unsurlu …. sayılı başvuru markası ile Davacının itiraza mesnet …. esas unsurlu …. ve …. sayılı markalarının bıraktıkları bütünsel genel izlenim itibarıyla görsel, işitsel ve kavramsal olarak yüksek düzeyde benzerlik taşıdığı; ancak, başvuru markasının kapsamında bırakılarak tesciline karar verilen 35. hizmetlerin, davacı markalarının 03 ve 05. sınıflarda tescilli olduğu mallardan farklı olması sebebiyle ve SMK 6/1 kapsamında başvuru markası bakımından tescil engeli teşkil etmediği; ve Davacı markalarının kapsadığı mallarda fiilen kullanımının ispatlanıp ispatlanamamasının pratikte bir öneminin bulunmadığı;
(2) SMK 6/3 ve 6/6 çerçevesinde, dosya münderecatında, ne itiraz ne de dava aşamasında, Davalının davaya konu marka başvurusunun yaptığı 17.09.2020 tarihinden daha önceki bir tarihte, Davacı tarafından …. ibaresinin tek başına veya baskın unsur olarak içeren bir Ticaret Ünvanı, İşletme Adı, Alan Adı veya Marka olarak başvuru markasının tesciline karar verilen 35. sınıfa konu hizmetler bakımından herhangi kullanımına rastlanmadığı;
(3) Davacının….markasının refleks halinde hatırlanıp bilinen bir marka olduğunun veya SMK 6/5 hükmünde belirtilen durumlardan birinin gerçekleşebileceğine dair somut olgu ve delillerle rastlanmadığı;
(4) Davacının kötüniyet itirazına ilişkin iddia ve delillerinin yukarıda belirtildiği; ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor ve aynı heyetten ek rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki marka işareti arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının …. ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketici nazarında benzerlik bulunmakla beraber kalan başvuruda emtialarda mal/hizmet benzerliği oluşmadığından SMK 6/1 maddesindeki iltibas-karıştırılma-benzerlik koşulu gerçekleşmediği;
SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşulu oluşmadığından kullanım ispatı hususunun sonuca da etkili olmadığı;
Davacı tarafın …. başvuru üzerinde SMK 6/3 maddesi anlamında önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği kanıtlanmadığı,
SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Davacı tarafın …. ibareli başvuru üzerinde SMK 6/6 maddesi anlamında ticaret ünvanı dahil diğer fikri ve sınai mülkiyet hak iddiası kanıtlanmadığı;
Dava konusu marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle YİDK kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı Türk Patent ve Marka Kurumuna verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şahsın yokluğunda 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile …. istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı.28/11/2022

Katip … Hakim ….
E-İmzalıdır E-İmzalıdır