Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/331 E. 2022/284 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/331 Esas – 2022/284

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/331
KARAR NO : 2022/284

HAKİM :….
KATİP …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- ..
DAVALI : 2-…
VEKİLİ : Av….
DAVA : Marka 2021-M-7813 Sayılı YİDK Kararı İptali-Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 24/11/2021
KARAR TARİHİ : 26/10/2022 Yazım Tarihi : 16/11/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Davacının 39 ve 43. sınıflarda tescil ettirmek istediği davaya konu …. sayılı başvuru markasının o dönem …. sayılı marka gerekçe gösterilerek reddedildiği, kesinleşen….. sayılı kararıyla bu markanın “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, Geçici Konaklama hizmetleri (gündüz bakımın (kreş) hizmetleri dahil)” hizmetleri bakımından hükümsüzlüğüne karar vermesi sonrasında davalı Kurumun 16.04.2020 tarih…. sayılı YİDK kararı ile davaya konu başvurunun 43. sınıf “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, Geçici Konaklama hizmetleri (gündüz bakımın (kreş) hizmetleri dahil) hizmetleri” bakımından 27.04.2020 tarihli Resmi Marka Bültenin de ilanına karar verildiği”, ilan sonrasında Davalı Şirketin …. sayılı “…” markasını gerekçe göstererek yaptığı itiraz üzerine davaya konu başvurudan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, Geçici Konaklama hizmetleri (gündüz bakımın (kreş) hizmetleri dahil)” hizmetlerinin çıkartılmasına karar verildiği; bu karara itirazlarının reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu; zira, iki markanın bir bütün olarak görsel ve işitsel olarak farklı olduğu; Davalının “…” ibareli markasının zayıf marka niteliğinde olduğu; Davacı markasının Davalı markasından iltibas ihtimalini bertaraf edecek şekilde farklılaştığı; Davalının itiraz dilekçesinde … sayılı markasının değil sonraki …. sayılı markaya ilişkin görsel ve açıklamaları kullandığı; davalının kötüniyetli davrandığı; ayrıca, davacının 2011 yılı başından bu yana Konyaaltı/Antalya’da bulunan “… isimli oteli işlettiğinin kesinleşen …. 16.09.2015 tarih …. sayılı kararından anlaşılacağı ve Davacının bu marka üzerinde 43. sınıftaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, Geçici Konaklama hizmetleri (gündüz bakımın (kreş) hizmetleri dahil)” hizmetleri bakımından kullandığı ve gerçek hak sahipliğinin bulunduğu; Davalı….nin markası 2010 yılına dayansa da bu şirketin 2011 yılının 2. yarısında kurularak tüzel kişilik kazandığı; davaya konu …. sayılı markanın davalıya dava dışı …. tarafından devredildiği, ve işletme devredilmeksizin sadece marka devredildiği için eskiye dayalı kullanım hakkının Davalıya geçtiğinin kabul edilemeyeceğini,” ileri sürülerek, 01.10.2021 tarih … sayılı YİDK kararının iptali ile davaya konu markanın “Geçici Konaklama hizmetleri Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” bakımından tesciline, bu talebin kabul görmemesi halinde … sayılı markaların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesi talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı firma vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Davalının 2010/71941 sayılı …….sayılı ……ibareli markaların sahibi olduğu; ilk başvurunun 08.11.2002 yılında kurulan ve turizm sektöründe faaliyet gösterilen … tarafından yapıldığı ve markanın ortakları aynı kişiler olan davalı şirkete devredildiği; Davacının markasını 2011’den beri kullandığını iddia ettiği; Davalı markasının 2010’a dayandığı ve anılan nedenle kötü niyetle tescil iddiasının da mesnetsiz olduğu” ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; 1-Davacı tarafın …. başvuru sayılı markasının reddedilen kısımları açısından davalı firmanın … sayılı markası arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, Türk Patent’in itiraz hakkında verdiği … sayılı YİDK kararının iptalinin gerekip gerekmediği;
2-Davalı firmanın … sayılı markası ile … sayılı markası açısından davacının …. sayılı başvuru markası ile davalı markaları açısından önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği ile davalı markalarının kötü niyetle tescil edildiği iddiaları açısından davalı markalarının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 04/10/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 24/11/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun …sayılı kararında; “… başvuru numaralı “the corner park hotel” ibareli başvurunun … sayılı ve “…’ ibareli markaya dayanılarak 556 s. KHK’nın 8 inci maddesi çerçevesinde kısmen reddi kararına yapılan itiraz incelenmiştir.
……. işbu başvuru ile… sayılı ve “… ibareli markanın, ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştınlma ihtimaline neden olabilecek şekilde benzer oldukları kanaatine varılmıştır. Bunun yanısıra , başvuru ile … sayılı ve …. ” ibareli markanın eşya listesi kapsamında, aynı/aynı tür hizmetlerin yer aldığı belirlenmiştir. Markalann benzerliği ve hizmetlerin aynı /aynı tür olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, işbu başvuru ile … sayılı ve “… ibareli marka arasında 556 s. KHK’nın 8/1 maddesi hükmü anlamında ilişkilendirilme/kanştınlma ihtimalinin ortaya çıkabileceği kanaatine varıldığından Markalar Dairesi Başkanlığınca verilen karar yerinde görülmüştür . Öte yandan, itiraz dilekçesinde bahsedilen diğer hususlar verilen kararı değiştirir nitelikte bulunmamıştır.
Sayılan nedenlerle, işbu itirazın reddi gerekmiştir.
KARAR: İtirazın reddine oybirliği ile karar verilmiştir. ” şeklinde ifade edilmiştir.
10/01/2017 tarihli 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU;
Geçici Madde 1/1 de “Bu Kanunun yayımı tarihinden önce Enstitüye yapılmış olan ulusal ve uluslararası marka ve tasarım başvuruları ile coğrafi işaret başvuruları, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır.” hükmü yer aldığından dava konusu markanın başvuru tarihinin 2012 olması nedeniyle YİDK kararı iptalinde somut olaydaki davaya 556 sayılı mevzuat hükümleri esas alınarak karar verilmiştir.
556 sayılı KHK.nın 8/1 maddesinde “Tescil edilmiş veya tescil için başvuru yapılmış bir markanın sahibi tarafından itiraz yapılması durumunda aşağıdaki hallerde marka tescil edilemez:
a) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı ise ve aynı mal veya hizmetleri kapsıyorsa,
b) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa,” şeklinde hüküm yer almaktadır.
556 s. KHK’nın 8/1 (b) anlamında tescili istenen marka ile tescilli markalar arasında “karıştırılma ihtimaline yol açacak ölçüde benzerlikten” bahsedilmek için;
a) Markalar arasında ayniyet, ürünler arasında benzerlik bulunması,
b) Markaların benzer, ürünlerin aynı olması,
c) Markaların benzer ve ürünler arasında da benzerlik bulunması, şeklinde üç ayrı ihtimalden birinin varlığı (Karan/Kılıç, 556 sayılı KHK şerhi S.197) gerekmektedir.
556 sayılı KHK’nın 8/1 (b) m. anlamında markaların karıştırılmasından söz edebilmek için, dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
556 s. KHK’nın 8/3 maddesinde “Tescilsiz bir markanın veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaretin sahibinin itiraz etmesi üzerine, tescili istenilen marka, 
a) Markanın tescili için yapılan başvuru tarihinden önce veya markanın tescili için yapılan başvuruda belirtilen rüçhan tarihinden önce bu işaret için hak elde edilmiş ise, 
b)Belirtilen işaret, sahibine daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkını veriyorsa, hallerinde tescil edilmez.”hükmü yer almaktadır.
556 sayılı KHK’nin 8/3. maddesinin uygulanabilmesi için, markaya belli bir ayırt edicilik, bir başka ifadeyle bilinirlik kazandırılması gerekir. Bir işaret üzerinde hak iddia edebilmek için, üçüncü kişinin tescil başvurusundan veya rüçhan hakkının doğumundan önce, bu işareti kullanmak ve belli bir oranda tanınır hale getirmek gerekir. Ancak bu ihtimalde, işaret üzerinde bir hak elde edilmiş olabilir. Gerçekten, bir işareti ilk kullanan ve ona ayırt edici nitelik kazandıran kişi onun hak sahibi olarak kabul edilebilir.
556 sayılı KHK’nın 35. maddesinde “Tescil başvurusu yapılmış markanın 7 nci ve 8 inci madde hükümlerine göre tescil edilmemesi gerektiğine ilişkin itirazlar ile başvurunun kötü niyetle yapıldığına ilişkin itirazlar ilgili kişiler tarafından marka başvurusunun yayınından itibaren üç ay içerisinde yapılır.” hükmü
556 sayılı KHK’nın 42. Maddesinde: a) 7.nci maddede sayılan haller. ( davanın tescil tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde açılması gerekir. Markanın tescilinde kötü niyet varsa iptal davası süreye bağlı değildir.) (marka tescili için engel mutlak red nedenleri), b) 8 inci maddede sayılan haller. (Ancak, 8 inci maddenin son fıkrası çerçevesinde açılan davada önceki hak sahibi koruma süresinin bitiminden itibaren 2 yıl içerisinde markasını kullanmamışsa bu bir hükümsüzlük nedeni sayılmaz. (marka tescili için engel nispi red nedenleri), (c) Anayasa Mahkemesinin 09/04/2014 tarih ….sayılı kararı ile İPTAL) d) marka sahibinin davranışları nedeniyle marka, mal ve hizmetler için yaygın bir ad haline gelmiş ise, e) hak sahibi veya yetkili kıldığı kişi tarafından kullanım sonucunda tescil edildiği mal ve hizmetlerin niteliği, kalitesi, üretim yeri ve coğrafi kaynağı konusunda halkta yanlış anlama ihtimali var ise f) 59. Maddeye aykırı kullanım, (teknik yönetmeliğe aykırı garanti markası veya ortak markalarda söz konusu) hükümsüzlük nedeni olarak sayılmıştır.
Medeni Kanun 2.nci maddesinde “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.
Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmü yer almaktadır,
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
YİDK kararı iptalinde;
Davacı başvuru Markası Davalı Markası
….

Mahkememizce uzman bilirkişi heyetinden alınan 13/06/2022 tarihli raporda ÖZETLE: ” (1) Taraf markalarının asli, baskın ve ayırtedici unsurları gözönüne alınarak, görsel, fonetik ve kavramsal bakımdan bütünsel mukayeselerinde, davaya konu…. sayı… ibareli başvuru markasının, itiraza ve davaya konu YİDK Kararında Davacı başvurusunun reddine mesnet gösterilen Davalı Şirket adına tescilli …. markasıyla yüksek düzeyde benzerlik taşıdığı; taraf markalarının 43. sınıfta birebir aynı hizmetler olan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, Geçici Konaklama hizmetleri (gündüz bakımın (kreş) hizmetleri dahil)” hizmetlerini kapsadıkları; ve ayniyet taşıyan bu hizmetler bakımından yüksek düzeyde benzer taraf markalarının ilişkilendirilebilecek ve karıştırılabilecek düzeyde benzer olduğu/iltibas koşullarının bulunduğu;
(2) içtihatlara göre, öncelikli ve üstün fikri ve/veya sınai mülkiyet hakkı sahibinin ulaşabileceği koruma, bahse konu hakkı fiilen kullandığı mal ve hizmetlerle sınırlıdır.
Davacı tarafından, taraf markalarının ortak unsuru olan …ibaresini, -hükümsüzlüğünü talep ettiği Davalı adına tescilli …ibareli markalardan ilki olan …. sayılı başvurunun yapıldığı 10.11.2010 tarihinden daha önce- Davalı markalarının kapsadığı 43. sınıfa konu “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” bakımından marka, alan adı veya ticaret ünvanı olarak ticari fiili kullanımının, yani ilgili ekonomik sektörde/pazarda varlığı gözlemlenebilecek şekilde bir satış/sunum noktası oluşturarak, başkası tarafından kullanım ve tescilini engelleme hakkı verecek nitelikte, sembolik olmayan/gerçek anlamda fiilen kullanıldığının ve markaya ayırtedicilik kazandırıldığının, tarih ihtiva eden katalog, broşür, mal/hizmet sunumuna dair fotoğraf, internet sitesi ekran görüntüsü veya benzeri ürün görselleri, işyeri tabelası, mal satış sözleşmeleri, mal/hizmet satış faturası, yazarkasa satış fişi, gazete ilanı/haberi ve benzeri deliller ile ispatlanması gerekmektedir.
Burada dikkat edilmesi gereken hususlardan biri hizmet markaları söz konusu olduğunda markasal kullanımı ispatın zorluğu ve ne surette gerçekleştirilebileceğidir.
“BİR HİZMETİN ARZI SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA MARKANIN ÜZERİNDE KULLANILACAĞI ÜRÜN VEYA AMBALAJ MEVCUT OLMADIĞINDAN, MARKA ANCAK TİCARET EVRAKI, REKLAMLAR, PANOLAR VB YERLERDE KULLANILMAKTADIR. Bu durumda hizmet sektöründe kullanılan bir ticaret unvanı (İşletme Adı/Tabelası) da hizmet markası gibi kullanılmaktadır (Yasaman, H.; Marka Hukuku İle İlgili Makaleler, B.Kişi Raporları,…. Yasaman, H. Marka Hukuku ile İlgili Bilirkişi Raporları, C.III, sh.402, 447).
Diğer yandan, somut olayda, Davacı, aslında, Davalının hükümsüzlüğünü talep ettiği ilk marka başvurusunu yaptığı 10.11.2010 tarihinden daha önce 43. sınıf “yiyecek ve içeçek sağlama hizmetleri ile geçici konaklama hizmetlerinde …ibareli bir marka kullandığını iddia dahi etmemektedir. Davacı tarafından, aynen, “2011 YILI BAŞI’ndan bu yana ….’da bulunan “…. isimli oteli işlettiğini, ve bunun kesinleşen…. Mahkemesinin 16.09.2015 tarih ….sayılı kararından anlaşılacağı ve Davacının bu marka üzerinde 43. sınıftaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, Geçici Konaklama hizmetleri (gündüz bakımın (kreş) hizmetleri dahil)” hizmetleri bakımından kullandığı ve gerçek hak sahipliğinin bulunduğu” ileri sürülmüştür.
Davacının hükümsüzlük talebini dayandırdığı, 08.09.2017 tarihinde kesinleşen…….. sayılı kararının, Davacı ….’nin dava dışı … isimli kişiye karşı açtığı bu şahıs adına tescilli dava dışı 22.04.2011 başvuru tarihli …. sayılı …” ibareli marka başvurusuna ilişkin gerçek hak sahipliği ve hükümsüzlük davası olduğu; ve bu kararda da Davacının markayı kullanmak için ciddi girişimlerde bulunup yatırım yaptığı en… tarihin 26.02.2011 olarak tespit edildiği; ve o halde huzurdaki davaya konu Davalının …ibareli ilk başvurusunu yaptığı 10.11.2010 tarihinden daha önce- markasal kullanım veya markasal kullanıma hazırlık yapıldığı yönünde hiçbir delilden bahsedilmediği görülmektedir.
Internet alan adının sahibine ilişkin yaptığımız sorguda, zorunlu olmadığından sahibinin kimlik bilgilerinin açıklanmadığı; ancak, mahkeme kararında belirtildiği gibi “….” alan adının 26.02.2011’de oluşturulduğu/tescil edildiği tespit edilmiştir:
26.02.2011’de oluşturulduğu/tescil edildiği “….” alan adının, fiilen davacı tarafından kullanıldığının ve üstelik tescil edildiği aynı gün bu alan adı tescili ile açılabilen “….” websitesinin fiilen açıldığı varsayılması halinde dahi; bu tarih huzurdaki davada hükümsüzlüğü istenen Davalının 10.11.2010 başvuru tarih ve …. …ibareli marka başvurusundan daha sonraki tarihlidir. Dolayısıyla, davaya konu markanın başvuru tarihi öncesinde Davacının bu websitesini fiilen açması ve bu websitesi üzerinden markasal fiili kullanımda bulunmasında da fiziki imkansızlık bulunduğu görülmektedir.
….16.09.2015 tarih …. sayılı kararındaki “Davacının Davalının ….” ibarelerini içeren tanıtım tabelasının 07.04.2011 tarihinde asıldığı ve MAYIS 2011 tarihi itibarıyla .. adlı otelin işletmeye başladığı … sabittir” ifadesi, Davacının otelini işletmeye başlayarak geçici konaklama, yiyecek ve içecek sağlama hizmetleri bakımından fiili markasal kullanımına …. tarihinde başladığına hükmedildiğini göstermektedir; -ki bu tarih de, huzurdaki davaya konu Davalının 10.11.2010 başvuru tarih ve …….ibareli marka başvurusundan daha sonraki tarihlidir.
Davacı tarafından 28.03.2022 tarihli dilekçesi ekinde klasör halinde sunulan deliller incelendiğinde de, ilkinin “2011 Yılına ilişkin Belgeler” başlığı altında sunulduğu; diğerlerinin 2012 ila 2022 yıllarına ilişkin olduğu; ve hiçbirinin 10.11.2010 başvuru tarih ve ….1 sayılı …. …ibareli marka başvurusundan daha önce Davacının …ibareli bir markayı uyuşmazlığa konu geçici konaklama, yiyecek ve içecek sağlama hizmetleri bakımından kullandığını göstermediği görülmektedir.
Sonuç olarak, 556 sayılı KHK md.8/3 kapsamında, dosya münderecatında, hükümsüzlüğü talep edilen Davalı adına tescilli …ibareli ilk marka olan …. sayılı markanın başvuru tarihi olan 10.11.2010 tarihinden daha önce-, Davacı tarafından taraf markalarının ortak unsuru olan …ibaresinin, Davalı markalarının kapsadığı 43. sınıfa konu “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri Geçici konaklama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” bakımından ilgili ekonomik sektörde/pazarda varlığı gözlemlenebilecek şekilde bir satış/sunum noktası oluşturarak, başkası tarafından kullanım ve tescilini engelleme hakkı verecek nitelikte, sembolik olmayan/gerçek anlamda ticarette fiilen ayırtedici işaret olarak kullandığına, ve bu surette Davalının tescille kazandığı haksahipliğinden daha önce Davacının …ibaresi üzerinde kullanımla “gerçek hak sahipliği” sıfatına ve üstün hakka haiz bulunduğuna dair bir iddia veya tarih ihtiva eden katalog, broşür, mal/hizmet sunumuna dair fotoğraf, internet sitesi ekran görüntüsü veya benzeri ürün görselleri, işyeri tabelası, mal satış sözleşmeleri, mal/hizmet satış faturası, yazarkasa satış fişi, gazete ilanı/haberi ve benzeri delile rastlanmamıştır.
Esasen, Davacı tarafından “Davalı ….’nin 2011 yılının 2. yarısında kurularak tüzel kişilik kazandığı; Davalı Şirketin sahibi olduğu … sayılı marka 2010 yılına dayansa da, bu markanın dava dışı ….tarafından Davalı Şirkete devredildiği, ve işletme devredilmeksizin sadece marka devredildiği için eskiye dayalı kullanım hakkının Davalıya geçtiğinin kabul edilemeyeceği”, yani hükümsüzlüğünü talep ettiği markanın başvuru/koruma tarihinin esas alınmaması gerektiği ileri sürülmektedir.
Dosya münderecatı 23.09.2011 tarih ve 7906 sayılı …. Sicil Gazetesinden Davalı Şirketin 2011 yılında kurulduğu görülmektedir.
Davalının 07.02.2022 tarihli Dilekçesi ekindeki Markalar Dairesi Başkanlığının 01.06.2012 tarihli yazısından ve Davalı Kurum websitesindeki aynı tarihli kayıttan …. sayılı markanın 01.06.2012 tarihinde Davalı Şirkete devri işleminin gerçekleştirilerek marka devrinin markalar siciline kaydedildiği anlaşılmaktadır.
Huzurdaki davada, hükümsüzlüğü talep edilen …. sayılı … …markasının Davalı Şirkete 01.06.2012 tarihinde usulüne uygun şekilde devredilerek marka devrinin markalar siciline kaydedildiği zaten uyuşmazlık konusu değildir.
Türk Marka Hukukunda, kural olarak, ….sayılı kararında da vurgulanan “Tescille Koruma” ve “Tescilde öncelik ve teklik” ilkeleri benimsenmiştir. İstisna niteliğindeki SMK 6/3 hükmünde de “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse” ifadesi ile hükümsüzlüğünü talep ettiği markanın başvuru/koruma tarihinin esas alınması gerektiği düzenlenmiştir. Davalının markayı sonradan devralması, sahibi olduğu markanın koruma tarihini değiştirmemektedir; ve davacının , halen Davalı Şirkete ait ve 10.11.2010 tarihinden itibaren tescille koruma altında olan markasını oluşturan …ibaresini 43. Sınıf hizmetlerde kullandığını ispat yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır.
Davalının her iki markasının müştereken korunduğu “Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri” veya Davalının … sayılı markasının korunduğu “Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” bakımından Davacının …ibaresi üzerinde önceye dayalı markasal kullanım iddiası ve belgesine de dosya münderecatında rastlanmamıştır.
(3) Davacının SMK md.6/9 çerçevesinde kötüniyet itirazına ilişkin tarafların iddia, savunma ve delillerinin yukarıda görselleriyle birlikte belirtildiği; ( Dosya münderecatında, Davacının Davalıya gönderdiği herhangi bir ihtarname veya yazıya veyahut Davalının 2014 yılında …ibareli 2. Başvurusunu yaptığında Davacının 2011 yılına dayanan markasal kullanımından ve tekrar reddedilmiş olan marka tescil başvurusundan haberdar olduğuna dair bir delile rastlanmadığı; görülmektedir.
Bu çerçevede, Sayın Hakimliğinizce, hükümsüzlüğü talep edilen ancak Davacının 23.11.2012 tarihli marka başvurusu ve fiili kullanım iddiasında bulunduğu 2011 yılından daha önce yapılmış olan 10.11.2010 tarihli….sayılı marka başvurusunun veya 28.05.2014 tarihli …. sayılı “……sayılı tarihli marka başvurusunun Davacının işletmesi veya markasıyla iltibas yaratacağı umudu/planı/niyetiyle ve böylece haksız menfaat temin etmek amacıyla veyahut markayı gerçekte kullanılmayıp yedeklemek, marka ticareti yapmak veya şantaja yönelik veyahut davacıyı engellemek amaçlarıyla yapıldığının somut olgu ve delillerle ispatlanıp ispatlanamadığının takdiri gerekmektedir. ) ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor ve aynı heyetten ek rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.

GEREKÇE:
YİDK kararı iptalinde ;
Önceki başvuru veya tescilli bir marka ile sonraki başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davacının ….” ibareli marka başvurusu ile davalının “….” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, reddedilen 43.ncü sınıftaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, Geçici Konaklama hizmetleri (gündüz bakımın (kreş) hizmetleri dahil)” hizmetlerinin davalı markası kapsamında da aynen yer aldığı, her iki taraf markasında …. “(davacıya ait) , ” … “(davalıya ait ) ibaresinin asli ve belirleyici olarak ön planda olduğundan karşılaştırmada bu ibareler esas alındığı;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu hizmetler için ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davacının ” ….” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalının”…. ” ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, yani her iki marka arasında yanılgı yaşayabileceği , ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davalı markasının görsel-sescil benzerlik nedeniyle aralarında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı hizmetler algısı oluşabileceği yani markaları karıştırabileceği, bu açıdan 556 sayılı KHK’nın 8/1 maddesindeki iltibas koşulları oluştuğundan YİDK kararı yerinde ve doğru olduğu;
Tüm bu gerekçelerle bilirkişi raporu da benimsenerek davanın reddi gerekmiştir.

Hükümsüzlük yönünden;
Davacı taraf , Davalı firmanın …. sayılı markasının kendisine ait … sayılı markası ile bu markadaki ibarelerin davalı markalarından daha önce kullanımı ve gerçek hak sahipliğine dayanarak ve ayrıca davalının bu markalarının kötü niyetle tescil edildiğini ileri sürerek hükümsüzlük talebinde bulunmuştur.
Benimsenen bilirkişi heyet raporunda ” somut olayda, Davacı, aslında, Davalının hükümsüzlüğünü talep ettiği ilk marka başvurusunu yaptığı 10.11.2010 tarihinden daha önce 43. sınıf “yiyecek ve içeçek sağlama hizmetleri ile geçici konaklama hizmetlerinde …ibareli bir marka kullandığını iddia dahi etmemektedir. Davacı tarafından, aynen, “2011 YILI BAŞI’ndan bu yana ….da bulunan …. isimli oteli işlettiğini, ve bunun kesinleşen…sayılı kararından anlaşılacağı ve Davacının bu marka üzerinde 43. sınıftaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, Geçici Konaklama hizmetleri (gündüz bakımın (kreş) hizmetleri dahil)” hizmetleri bakımından kullandığı ve gerçek hak sahipliğinin bulunduğu” ileri sürülmüştür.
Davacının hükümsüzlük talebini dayandırdığı, 08.09.2017 tarihinde kesinleşen … Mahkemesinin 16.09.2015 tarih …..sayılı kararının, Davacı….’nin dava dışı …. isimli kişiye karşı açtığı bu şahıs adına tescilli dava dışı 22.04.2011 başvuru tarihli…. sayılı “…” ibareli marka başvurusuna ilişkin gerçek hak sahipliği ve hükümsüzlük davası olduğu; ve bu kararda da Davacının markayı kullanmak için ciddi girişimlerde bulunup yatırım yaptığı en ERKEN tarihin 26.02.2011 olarak tespit edildiği; ve o halde huzurdaki davaya konu Davalının …ibareli ilk başvurusunu yaptığı 10.11.2010 tarihinden daha önce- markasal kullanım veya markasal kullanıma hazırlık yapıldığı yönünde hiçbir delilden bahsedilmediği görülmektedir.
Internet alan adının sahibine ilişkin yaptığımız sorguda, zorunlu olmadığından sahibinin kimlik bilgilerinin açıklanmadığı; ancak, mahkeme kararında belirtildiği gibi “… alan adının 26.02.2011’de oluşturulduğu/tescil edildiği tespit edilmiştir:
26.02.2011’de oluşturulduğu/tescil edildiği “….” alan adının, fiilen davacı tarafından kullanıldığının ve üstelik tescil edildiği aynı gün bu alan adı tescili ile açılabilen “…” websitesinin fiilen açıldığı varsayılması halinde dahi; bu tarih huzurdaki davada hükümsüzlüğü istenen Davalının 10.11.2010 başvuru tarih ve…. sayılı … …ibareli marka başvurusundan daha sonraki tarihlidir. Dolayısıyla, davaya konu markanın başvuru tarihi öncesinde Davacının bu websitesini fiilen açması ve bu websitesi üzerinden markasal fiili kullanımda bulunmasında da fiziki imkansızlık bulunduğu görülmektedir.
Davacı tarafından 28.03.2022 tarihli dilekçesi ekinde klasör halinde sunulan deliller incelendiğinde de, ilkinin “2011 Yılına ilişkin Belgeler” başlığı altında sunulduğu; diğerlerinin 2012 ila 2022 yıllarına ilişkin olduğu; ve hiçbirinin 10.11.2010 başvuru tarih ve …. sayılı ……ibareli marka başvurusundan daha önce Davacının …ibareli bir markayı uyuşmazlığa konu geçici konaklama, yiyecek ve içecek sağlama hizmetleri bakımından kullandığını göstermediği görülmektedir.
Sonuç olarak, 556 sayılı KHK md.8/3 kapsamında, dosya münderecatında, hükümsüzlüğü talep edilen Davalı adına tescilli …ibareli ilk marka olan 2010/71941 sayılı markanın başvuru tarihi olan 10.11.2010 tarihinden daha önce-, Davacı tarafından taraf markalarının ortak unsuru olan …ibaresinin, Davalı markalarının kapsadığı 43. sınıfa konu “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri Geçici konaklama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” bakımından ilgili ekonomik sektörde/pazarda varlığı gözlemlenebilecek şekilde bir satış/sunum noktası oluşturarak, başkası tarafından kullanım ve tescilini engelleme hakkı verecek nitelikte, sembolik olmayan/gerçek anlamda ticarette fiilen ayırtedici işaret olarak kullandığına, ve bu surette Davalının tescille kazandığı haksahipliğinden daha önce Davacının … ibaresi üzerinde kullanımla “gerçek hak sahipliği” sıfatına ve üstün hakka haiz bulunduğuna dair bir iddia veya tarih ihtiva eden katalog, broşür, mal/hizmet sunumuna dair fotoğraf, internet sitesi ekran görüntüsü veya benzeri ürün görselleri, işyeri tabelası, mal satış sözleşmeleri, mal/hizmet satış faturası, yazarkasa satış fişi, gazete ilanı/haberi ve benzeri delile rastlanmamıştır.
Davalının her iki markasının müştereken korunduğu “Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri” veya Davalının …. sayılı markasının korunduğu “Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” bakımından Davacının …. ibaresi üzerinde önceye dayalı markasal kullanım iddiası ve belgesine de dosya münderecatında rastlanmamıştır. “şeklinde de ifade edildiği üzere, dava konusu markaların başvuru tarihinden önce davacının daha önce markasal kullanımı ve gerçek hak sahipliği kanıtlanmadığı gibi davalı markalarının yukarıdaki ilkeler ve bilirkişi raporundaki ifade karşısında kötüniyetli tescil edildikleri de kanıtlanmadığından bilirkişi heyet raporu benimsenerek davanın reddi gerekmiştir
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-YİDK kararının iptali yönünden açılan davanın REDDİNE,
2-Hükümsüzlük yönünden açılan davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
4-AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle eşit şekilde davalılara verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile …. Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 26/10/2022

Katip…. Hakim …
E-İmzalıdır E-İmzalıdır