Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/320 Esas – 2022/243
T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R
ESAS NO : 2021/320
KARAR NO : 2022/243
HAKİM…
KATİP :…
DAVACI :…
VEKİLİ : Av….
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av….A
DAVALI : 2…
VEKİLİ : Av..
DAVA : Marka 2021-M-8950 Sayılı YİDK Kararı İptali
DAVA TARİHİ : 14/11/2021
KARAR TARİHİ : 26/09/2022 Yazım Tarihi: 24/10/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Müvekkilinin… sayılı ile 09, 35 ve 42. sınıflarında …. security” ibareli marka için başvuru yaptığını, bu başvurunun ilanına davalı tarafından yapılan itiraz sonucunda….. tarafından 09 ve 42. Sınıfların red edildiğini, müvekkilinin, …. cihazının üreticisi olduğunu,….. şifreleme işlemlerinde kullanılan anahtarların üretilmesi, saklanması ve yayılması gibi anahtar yönetim işlemlerini yüksek hızla gerçekleştiren donanımsal güvenlik modülü olduğunu, 2013 yılında …. çalışmalarına başlanan ürün 2018 yılında ticari bir ürün haline gelmiş ve ilk uluslararası sertifikası olan…. sertifikasını 2019 yılında aldığını, müvekkilinin markasının finans sektöründe dünya çapında muadili bulunmayan güvenlik yazılım ve donanım hizmeti sunulmasında kullanıldığını, davalı markasının ise dijital oyun, espor sektöründe kullanılan bir marka olduğunu, marka kullanım alanı ve hitap ettiği alıcı kitlesinin tümüyle farklı olduğunu, aynı veya benzer nitelikte olmadığını, müvekkiline ait markanın “… digital security …” olarak farklı renk kombinasyonları ve desenli bir yazı karakteri ile şekil unsurunun ön planda olduğunu, davalı tarafın markasında ise şekil unsurunun ön planda olduğu ve her iki markanın da öne çıkan unsurlarının oldukça farklı olduğunu, markalarda geçen “…” ifadesi özellikle teknoloji alanında bir ürünün üst ya da profesyonel versiyonu olduğunu ifade etmek için yaygın olarak kullanılan, ayırt edici nitelikte olmayan bir ibare olduğunu, müvekkilin markasında yer alan “cenne” davalı markasında yer alan “cend” ibaresinden görsel ve işitsel olarak farklı olduğunu, …. ibaresi aynı zamanda firmaların faaliyet gösterdiği sektörlerin farklılığını ortaya koyar nitelikte bir ilave unsur olarak görüleceğini, müvekkilinin, dijital güvenlik cihazlarının/sistemlerinin üretilmesi, kurulması ve bakım destek hizmeti sunulması konusunda son derece yetkin olduğunu, markaların tamamen farklı bir alanda kullanıma sunulacağını, müvekkil “…” ibaresiyle ilk marka tescil başvurusunu 2016 yılında gerçekleştirmiş olduğunu, o tarihten bu yana tescilli markası olarak ilgili ibareyi kullandığını, davalı şirkete ait “…” ibareli markasının ise 23.12.2019 tarihinde tescil edildiğini ve müvekkilinin kullanımından çok daha sonrasına dayandığını, müvekkil markasının 2016 yılından beri kullanmakta olması karşısında davalı markasını bundan 3 yıl sonra, henüz markasını 8 aydır kullanıyorken müvekkilin markasına itiraz ettiğini, taraf markalar arasında gerek kavramsal gerek işitsel gerek görsel olarak herhangi bir benzerlik bulunmaması nedeniyle …. sayılı “… digital security” ibareli marka tescilinin kısmen reddine ilişkin …. kararının İPTALİNE, söz konusu markanın 09 ve 42 marka sınıflarında tescil işleminin gerçekleştirilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı firma vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Müvekkilinin 08.03.2019 tarihinde kurulan….de ve yurtdışında yazılım hazırlama, mobil oyun hazırlanması, yayınlanması, satışı, üçüncü taraf şirketler ile yaptığı işbirlikleri ile üçüncü taraflarca veya birlikte geliştirdikleri başta oyun olmak üzere her türlü yazılım ve uygulamanın yayınlanması, ……..’de bu uygulamaların yayınlanmasının sağlanması, bu platformların yayıncıları ile sözleşme ve sair işlemleri yürütmek üzere faaliyetleri bulunduğunu, …. markası ve logosunun son dönemlerde oldukça popüler hale gelen ..uygulamalarının geliştirilmesi, yerli yazılımlar oluşturularak … alanında tanınırlık kazandığını, … oluşumlarının profesyonel anlamda yaygınlık kazanması, bu konuda ….’de ve küresel çapta dünyaca bilinen-tanınan sporcuların yetişmesi için yazılım ve dijital oyun sektöründe ciddi yatırımlara yaparak geliştirme faaliyetlerinde bulunduğunu, …’in nezdinde 31.07.2019 tarihinde … sayı ile 09. 28., 41., 42. ve 45. Sınıfta yer alan mal ve hizmetlerde “..” başvurusunu gerçekleştirerek başvuru tarihinden bu yana kesintisiz olarak kullandığını, davacının, müvekkilinin markalarından birisi olan…” markasının esas unsuru olan “… ibaresinde bir harf yerine iki harf ekleme sureti ile görüntüde değişiklik yaparak marka unsurlarının da oldukça benzer kullanıldığını, …. başvuru numaralı … digital security – şekil” markasının 09 ve 42. marka sınıfını da dâhil ederek ve 35. marka sınıfını da ekleyerek başvuruda bulunduğunu, bu başvurunun ilanına yapılan itirazın kabul edildiğini, taraf markaları arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunduğunu, davacı’ya ait …. sayılı “… digital security – şekil” başvuru markası, müvekkil şirketin “….” esas unsurlu markası ile aynı/ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, “…. ibaresinden oluşan altı harflik ilk kısımda tüm harfler aynıdır. ….” markasının kelimesi sonundaki “D” harfi çıkartılıp, yerine mevcut kelimedeki son harf ile bir harf daha (“NE”) eklenmesi suretiyle diğer bütün harfleri aynen kullanılmış olup, ibarenin işitsel olarak bıraktığı izlenim müvekkilinin markası ile açıkça iltibas yaratabilecek düzeyde olduğunu, bu kapsamda, “digital security” ibaresi de tanımlayıcı ve yardımcı unsur olduğundan ve markalara ayırt edicilik kazandırmadığından değerlendirme dışında bırakılacağını, ….” ibaresinin 09. ve 42. sınıfta ayırt edicilik özelliği bulunmadığını, başvuruya konu markanın 09 ve 42. marka sınıflarındaki hizmetlerinin aynı içeriğe sahip hizmetler aynı olduğunu, davalı şirketin…. başvuru numaralı markası üzerinde kazanılmış hakkı bulunmadığını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı firmanın …. başvuru sayılı markasının kapsamında yer alan 9 ve 42 nci sınıflardaki mal ve hizmetler yönünden davalı firmanın …. sayılı mesnet markası ile SMK 6/1 maddesi açısından iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın dilekçelerinde geçen önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği, önceki tescilli markaları olduğu ibareler açısından müktesep hak iddiasının alınan … kararına etki edip etmeyeceğ… sayılı … kararının iptalinin gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
… kararının 01/11/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı … Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 14/11/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
….. sayılı kararında; “…. başvuru numaralı “….” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki … kararına karşı, başvurunun …. sayılı “…” ibareli marka ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
…….. Yapılan incelemede, ‘….’ ibaresini asli unsur olarak ihtiva eden başvuru ile asli unsuru “…” olan itiraz gerekçesi markanın, başlangıç kısımlarının aynı olması da dikkate alındığında görsel, işitsel ve bütünsel açıdan benzer markalar olduğu ve tescili talep edilen Sınıf 9 ve 42 kapsamındaki mal/hizmetlerin itiraz gerekçesi markanın kapsamında bulunduğu tespit edilmiştir. Bu çerçevede, markaların benzerlik düzeyi ile mal/hizmetlerin benzerlik düzeyi birlikte dikkate alındığında sayılan markalar arasında aynı tür mal/hizmetler bakımından 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunduğu kanaatine varıldığından itirazın kısmen kabulü gerekmiştir.
Markaların farklı tür mal/hizmetler bakımından karıştırılmayacağı düşünüldüğünden ve de somut delillerle desteklenmeyen kötü niyet gerekçesi mesnetsiz görüldüğünden tümden ret talebi haklı ve yerinde bulunmamıştır.”
KARAR: İtirazın kısmen kabulüne ve başvurunun “09 ve 42. sınıflarda yer alan tüm mal/hizmetler” bakımından kısmen reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Taraf markalarında AYNI işaret olması ve kapsamlarındaki emtia (mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/3 maddesinin uygulanması için tescilsiz olarak kullanılan işaretin MARKASAL şekilde yani işlevine uygun , ayırt ediciliği sağlanmış olarak ticaret alanında kullanılması, bu kullanımın da… hudutları için olması gerekir. Üçüncü kişinin davaya konu tescil başvurusundan veya rüçhan hakkının doğumundan önce, bu işareti kullandığı , çevresinde belli bir oranda bu işaret üzerinde hak sahibi olarak bilinip tanındığının ispatı (tüm Türkiye genelinde değil) gerekir. Diğer bir anlatımla, öncelik hakkını ileri sürenin söz konusu ibarenin başkası tarafindan kullanımını veya tescilini engelleme hakkı verecek nitelik ve yoğunlukta bu işareti … hudutları içinde ticaret alanında kullandığını ispatlaması gerekir. Gerçekten, bir işareti ilk kullanan ve ona ayırt edici nitelik kazandıran kişi onun hak sahibi olarak kabul edilir ve bu halde gerçek hak sahipliği sözkonusudur.
Kazanılmış hak kavramı, …kurumunda daha önceden tesçilli olan markanın aynısının önceki sahibine bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunarak yeni markayı da alabileceği düşüncesinden ortaya çıkmıştır.
Kazanılmış hak açısından ise Yargıtay uygulamalarında KRİTER “1-Kazanılmış hak sağlayan markanın tesçilli olarak uzun süre kullanılması (kullanım ve tesçilin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkması- kabullenilmesi), 2-Sonradan yapılan başvurunun kazanılmış hak sağlayan markanın ASLİ UNSURU muhafaza edilerek , işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle oluşturulması, ( önceki markanın asli unsuru değişmiş ise yeni başvuru kabul edilir), 3- Sonraki başvurunun önceki markanın kapsadığı ve hizmet ile AYNI veya AYNI TÜR mal ve hizmetleri içermesi, ( yani kapsamını genişletmemesi)” şeklinde özetlenebilir.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davacı başvuru Markası Davalı Markası
… ….
…. 09,28,41,42,45. Sınıf
09,35,42 sınıf
Önceki markası
….
….
Ve….sayılı markalar ile diğerleri
Bilirkişi heyetinden alınan 04/07/2022 tarihli raporda ÖZETLE; “Davaya konu olan…. sayılı … D…. marka ile davaya ve kısmi redde mesnet gösterilen davalının “…” ibareli marka arasında REDDE KONU 09 ve 42 SINIFTAKİ mal ve hizmetler bakımından birebir aynı olduğu gibi markalar arasında görsel ve işitsel anlamda da bir benzerlik söz konusu olduğundan SMK 6/1 maddesi anlamında iltibas ihtimalinin oluşacağı,
Davacının “önceki kullanıma dayalı hak” iddialarının dava konusu marka başvurusunun tesciline bir etkisinin olamayacağı,
Davacının …. ibareli marka başvurusu yönünden, … ibareli marka tescilinden kaynaklı “42. SINIFTA YER ALAN ” hizmetler bakımından kullanımının olmadığından müktesep hakkının bulunmadığı,” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bilirkişi heyetinden rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talep reddedilmiştir.
GEREKÇE:
Önceki başvuru veya tescilli bir marka ile sonraki başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davacının ” … … ” ibareli marka başvurusu ile davalının ” …. ” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu; başvuru markasının reddedilen 09 ve 42.nci sınıflardaki mallar/hizmetlerde de benzerlik oluştuğu;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu başvuru kapsamından çıkarılan 09 ve 42.nci sınıflardaki mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davacının ” ……. ” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalının ” ..” ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, her iki markada benzerlik nedeniyle yanılgı yaşayabileceği , 09 ve 42.nci sınıflardaki mallar/hizmetlerde ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davalı markası arasında benzerlikten dolayı işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı Mallar/ hizmetler algısı oluşabileceği yani markaları karıştırabileceği, bu açıdan SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşulları oluştuğundan …. kararı yerinde ve doğru olduğu;
Davacı tarafın SMK 6/3 maddesine göre ileri sürdüğü hakkın ise yasada kendi başvuru markasının tescili sağlaması değil başkasının başvuru markasını engelleyebileceğinden somut olayda uygulanması mümkün olmadığı sonucuna varıldığı;
Davacı taraf daha önceden tescilli olan markalarına bağlı müktesep hak ileri sürmüş ise de ; davalının itiraz mesnedi (….) sayılı markasının tescil tarihi 23.12.2019 olup bu tarihten geriye yönelik 5 yılı aşkın davacının herhangi bir markası tescilli olmadığından yukarıdaki kriterlerden “Kazanılmış hak sağlayan markanın tesçilli olarak uzun süre kullanılması (kullanım ve tesçilin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkması- kabullenilmesi)” koşulunu sağlamadığından müktesep hak koşullarından da yararlanamayacağı;
Tüm bu gerekçelerle bilirkişi raporu da benimsenerek davanın reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle eşit şekilde davalılara verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile .. istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı.26/09/2022
Katip… Hakim …
E-İmzalıdır E-İmzalıdır