Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/312 E. 2022/166 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/312
KARAR NO : 2022/166

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVALILAR : 2- … -… …
3- … -… …

DAVA : Marka … Sayılı YİDK Kararı İptali-Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 08/11/2021
KARAR TARİHİ: 13/06/2022 Yazım Tarihi: 29/06/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Müvekkilin 1988 yılında İstanbul Ticaret Odasına kaydını yaptırmış olduğunu, … plastik levha üretiminde benzersiz know-how ve tecrübesi olduğunu, hizmet verdiği açık hava reklamcılığı, teşhir, inşaat, seracılık, aydınlatma, beyaz eşya, güvenlik, otomotiv, mobilya gibi birçok sektörde haklı bir ün kazandığını, … ibareli markasının kullanımına ilişkin deliller sunduklarını, müvekkilin seri markaları olduğunu, müvekkil markasının tanınmış olduğunu, dava konusu markanın aynı/ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, markalar Dairesi Başkanlığı’nın her iki markanın asıl unsurunun … olduğunu belirlediğini, PLASTİK kelimesinin tanımlayıcı olduğunu, davalıların kötü niyetli olduğunu, markaların karıştırılacağını, emsal yargı kararları bulunduğunu belirterek, dava konusu … sayılı YİDK kararının iptalini ve davalı markasının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şahıslar vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Davacının da “soundblock” ibaresinin gürültüyü engelleyen ses bariyeri sistemlerini ifade etmek amacıyla kullanıldığını belirttiğini, bu nedenle markanın ayırt ediciliğinin zayıf olduğunu, davacı markasının ayırt edici gücü zayıf olduğundan ayırt edilemeyecek kadar benzerlik değerlendirmesinin ayırt edici unsur üzerinden yapılmayacağını, bu nedenle 5(1)(ç) yönünden benzerlik olmadığını, ‘…’ kelimesinin ses ve gürültü anlamı yanında ‘SAĞLAM’ anlamına da geldiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şahısların 2019/136240 başvuru sayılı markası ile davacı tarafın kurum nezdinde ileri sürdüğü mesnet markası arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın SMK 6/5 maddesine göre markasının tanınmışlığı iddiası ve SMK 6/9 maddesine göre marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığı iddialarının yerinde ve doğru olup olmadığı, Türk Patent’in … sayılı YİDK kararının iptalinin ve davalı şahıslar markasının da hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 09/09/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 08/11/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında; “2019/136240 başvuru numaralı “… plastik” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın 2016 49621 sayılı ve “soundblock” ibareli markaya dayalı olarak 6769 sayılı SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı başvuru sahibi adına yapılan itirazda, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı iddialarıyla kısmi ret kararının kaldırılması, muteriz adına yeniden yapılan itirazda ise halen başvuru kapsamında kalan mallar yönünden de markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu, itiraz gerekçesi markanın tanınmış olduğu ve başvurunun kötü niyetli olduğu iddialarıyla başvurunun tümden reddi talep edilmektedir.
Yapılan incelemede, başvuruya konu marka örneğinde tek başına “…” ibaresi baskın ve asli markasal unsuru oluştururken itiraz/kısmi ret gerekçesi olan 2016 49621 sayılı markada “soundblock” ibarelerinin birlikte ve bütünsel olarak markayı oluşturduğu ve ortalama tüketiciler nezdinde markanın bu bütünlük içerisinde algılanacağı, bu nedenle sahip oldukları bütünsel anlam ve algı itibariyle markalar arasında gerek redde konu olan hizmetler yönünden gerekse başvuru kapsamında kalan mallar yönünden karıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varıldığından başvuru sahibi adına yapılan itirazın kabulü ile redde konu hizmetlerin başvuru sahibine iadesi, muteriz adına yapılan itirazın ise reddi gerekmiştir.
KARAR 1-Başvuru sahibi adına yapılan itirazın kabulüne ve redde konu hizmetlerin başvuru sahibine iadesine; 2-Işık Plastik Sanayi ve Dış Ticaret Pazarlama A.Ş adına yapılan itirazın reddine; oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir. “,
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
… PLASTİK (2019/136240) soundblock (2016/49621)
07,08,16,21,35. Sınıf 35. Sınıf

Bilirkişi heyetinden alınan 20.04.2022 tarihli raporda ÖZETLE; “
1) Dava konusu mal ve hizmetlerin itiraz gerekçesi marka kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür/benzer olduğu,
2) Taraf marka işaretlerinin genel izlenim yönünden benzer olmadığı,
3) Tanınmışlıkla ilgili iddiaların dava konusu markanın tesciline engel oluşturmadığı,
4) Kötü niyet iddialarının ispat edilmediği,
5) Dava konusu … sayılı YİDK kararının yerinde olduğu,” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor ve aynı heyetten ek rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki marka işareti arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının ” … PLASTİK” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “soundblock ” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle ve özellikle markanın bütünselliği ilkesi kapsamında görsel ,sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma / faydalanma süresi içinde, davalının ” … PLASTİK” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının “soundblock ” ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının “soundblock ” ibareli tescilli markalı mallarından/hizmetinden satın almak/yararlanmak isterken davalının ” … PLASTİK” ibareli başvuru markalı malı/hizmeti satın almak / yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacının tescilli markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar / hizmetler algısı da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı kanaati oluştuğu;
Davacı tarafın SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davalının” … PLASTİK” ibareli marka başvurusu dolayısıyla davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Dava konusu ” … PLASTİK” ibareli marka başvurusunda SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvurusu yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle bilirkişi raporu da benimsenerek YİDK kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara eşit verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 13/06/2022

Katip … Hakim …
E İmzalıdır. E İmzalıdır.