Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/298 E. 2022/270 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/298 Esas – 2022/270
T.C. ”TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/298
KARAR NO : 2022/270

HAKİM …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : …
VEKİLİ : Av….
DAVA : Marka 2021-M-6347 Sayılı YİDK Kararı İptali – Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 26/10/2021
KARAR TARİHİ : 17/10/2022 Yazım Tarihi : 04/11/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Davalının…
sayılı … markası için 09 ve 35. Sınıfta yer alan mal ve hizmetlerde yaptığı başvurusunun
ilanına müvekkili tarafından yapılan itiraz sonucunda başvurudan 09. Sınıf: ve 35. Sınıf
çıkartıldığını ve kalan mal ve hizmetler için başvurunun tescil işlemlerinin devamına karar
verildiğini, …’nın bu kararının hatalı olduğunu ve başvurunun tüm mal ve hizmetler
bakımından hükümsüzlüğünün gerektiğini, müvekkilinin şirketinin ve markalarının
tanınmış olduğunu… markalı ürünlerin tüm e-ticaret sitelerinde satışa sunulduğunu, davaya konu… markası ile müvekkili adına tescilli … markaları arasında
ayniyet olduğunu, … ibaresinin çatı marka olduğunu, bu ibarenin arka planda
bırakılması gerektiğini ve marka değerlendirmesinde baskın unsurun … olduğunu, taraf
markaların esas unsurları arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak ayniyet bulunduğunu,
dava konusu marka ile müvekkilin markası arasında sınıfsal benzerlik bulunduğunu, dava
konusu markanın 09 ve 35. Sınıfta yer alan tüm emtialar da müvekkiline ait markanın ise 09
ve 14. Sınıfta yer alan mallarda tescilli olduğunu, müvekkiline ait markanın 14. Sınıfta yer
alan saatler ile dava konusu markanın başvuru kapsamında yer alan “Gözlükler” mallarının
ilişkili olduğunu, müvekkilinin markasının tanınmış olduğunu, tüketiciye her türlü rekabet
kaygısı dışında yüksek bir kalite sunduğunu, karşı tarafın müvekkilinin tanınmışlığından
haksız olarak yararlanacağını, ayırt edici gücünü istismar edeceğini, markanın itibarının
zarar göreceğini, bu nedenle başvurunun 6/5 anlamında reddinin gerektiğini, dava konusu
başvurunun kötü niyetli olduğunu belirterek ….’nın 26.08.2021 tarih ve
…. sayılı kararının iptaline, ….sayılı… markasının tescil
edilmesi halinde hükümsüzlüğüne sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Firmaya usulüne uygun tebligatın yapıldığı, cevap dilekçesi sunmadığı ancak dosyaya vekaletname ibraz edildiği , herhangi bir dilekçe veya beyan sunulmadığı görülmüştür.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı firmanın …. başvuru sayılı markasının kabul edilen kısımları açısından davacı firmanın mesnet markası ile SMK 6/1 maddesi açısından taraf markaları arasında iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın SMK 6/5 maddesine göre markasının tanınmışlığı ve SMK 6/9 maddesine göre de davalı başvurusunun kötü niyetle yapıldığı iddiasının davalı başvurusuna ve alınan … kararına etki edip etmeyeceği …. kararının iptalinin davalı markasının da hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
… kararının 27/08/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı … Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 26/10/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
… sayılı kararında; ”…. başvuru numaralı ‘….’ ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın kısmen reddi yönündeki… kararına karşı, yayına itiraz sahibi firma tarafından, başvurunun… sayılı ”vestel ıdock” ibareli markaya dayanılarak 6769 s. SMK ‘nın 6 (1), (5) ve (9) uncu bentleri uyarınca tümden reddi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
……………..
Bu
kapsamda yapılan inceleme sonucunda başvuru ile itiraz gerekçesi markanın benzer olduğu
görülmüş ve başvuru ile tescili talep edilen “09. Sınıf: Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve
manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar,
manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik
klipleri. 35. Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Manyetik, optik
kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları
vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar;
manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş
sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen
hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer
yöntemler ile sağlanabilir.)”… sayılı markanın tescil kapsamında bulunan mallarla
aynı/aynı tür/ilişkili olduğu tespit edilmiş ve belirtilen mallar/hizmetler bakımında da markalar
arasında karıştırılma ya da ilişkilendirme olasılığı bulunduğu tespit edilmiştir.
……..
Hükümden de anlaşılacağı üzere 6769 S. SMK’nın 6/5 bendi, bir
markanın toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle başka bir markanın tesciline engel teşkil
edebilmesi, bu tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabilmesi, markanın itibarına
zarar verebilmesi veya söz konusu markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabilmesi
ihtimallerine dayandırmaktadır. Dolayısıyla, bir markanın sektöründe belirli bir bilinirliğe sahip
olması, aynı ya da benzer başka bir markanın farklı mallar üzerinde tesciline engel oluşturabilmesi
için yeterli olmayıp, aynı zamanda yukarıda belirtilen şartların oluşması gerekmektedir. Buradan
hareketle, itiraz sahibi yukarıda sayılan durumların, olayların olağan akışı içinde öngörülebilir
olması bakımından gerçekleşmesi muhtemel olduğunu ortaya koymak zorundadır. Bu amaçla itiraz
sahibi, markasına verilecek zararın ya da markasının üzerinden sağlanacak yararın nelerden
oluşacağını ve nasıl ortaya çıkacağını gösterir ve olayların olağan akışı içinde belirtilen durumların gerçekten olası olduğu yönünde bir sonuca varmak için yeterli kanaat oluşturacak deliller sunmalı
veya en azından mantıklı bir sav ileri sürmelidir. Tüm bu bilgiler ışığında yapılan değerlendirme de
sunulan bilgi ve belgelerin itiraz gerekçesi markanın ….’de tanınmışlık düzeyine ulaştığı
sonucuna ulaşmak için yeterli olmadığı gibi başvurunun tesciline konu mallar/hizmetler bakımından
tescile bağlanması durumunda itiraz gerekçesi markalara verilecek zararın ya da bu markaların
ününden sağlanacak yararın nelerden oluşacağını ve nasıl ortaya çıkacağını göstermede de yeterli
olmadığı tespit edilmiştir.
6769 S. SMK’nın 6/9 bendi “kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz
üzerine reddedilir “hükmü amirdir.
Ancak başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönündeki iddia da
somut delillerle ispatlanmadığı gibi sadece markalar arasındaki benzerlik ve iltibas iddiasına
dayandırıldığından ve Kurul’un kanaatine göre, markalar arasındaki benzerlik, diğer başkaca
koşulların varlığı aranmaksızın, tek başına kötü niyet iddiasının kabulü için bir kanıt teşkil
etmediğinden (aynı yönde bkz…. sayılı
kararı, para.90) bu gerekçenin de kabulü mümkün olmamıştır. Belirtilen nedenlerle işbu itirazın
kısmen kabulü gerekmiştir.
KARAR: İtirazın kısmen kabulüne ve başvurunun 09. Sınıf: Manyetik, optik kayıt
taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla
indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik
okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri,
diziler ve video müzik klipleri. 35. Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın
alması için Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve
yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen
elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara
kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri mallarının bir araya getirilmesi
hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve
benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) bakımından reddedilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda… sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır. ( Bu konuda örneğin; “Marka sahibinin, markasını tescil ettirirken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir” (Karasu, Rauf; Spekülasyon ve Engelleme Markaları, …. korumasının amacına aykırı biçimde kötüye kullanılması yoluyla başkasının markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanılmayıp yedekleme, marka ticareti yapmak amacına veya şantaja yönelik başvuru ve tescillerin kötüniyetli olarak kabul edilmesi gerektiği” vurgulanmıştır.
… sayılı kararında “önceki markanın varlığı hakkındaki mevcut veya muhtemel bilginin, başvurunun kötü niyetle yapıldığını tek başına göstermeyeceği ve tüm faktörlerin dikkate alınması gerektiği” hükmü verilmiştir. Yargıtay HGK’nun 09.05.2018 tarih E.2017-96 K.2018/1043 sayılı Kararında da “Kötüniyetin varlığının her somut olayın özelliklerine göre belirlenmesi gerektiği, markaların iltibasa yolaçması ve davalının uzun süredir davacı ile aynı sektörde faaliyet göstermesinin başlı başına kötüniyet ve hükümsüzlük nedeni oluşturmayacağı” vurgulanmıştır.)
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markası
…. …
09,35. Sınıf 09,14. Sınıf
Bilirkişi heyetinden alınan 24/06/2022 tarihli raporda ÖZETLE; ” Davaya konu olan … sayılı ” şekil+İDock” markası ile davacının mesnet gösterdiği …. ibareli marka her ne kadar görsel ve işitsel olarak benzer olsa da taraf markaların kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin tamamen farklı olması nedeniyle 6769 S. SMK 6/1 maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunmadığı,
Davaya mesnet gösterilen markaların tüketici nezdinde bir farkındalığının olduğu ancak uyuşmazlığın çözümü zaten SMK 6/1 maddesi anlamında yapılmış olup 6/5 maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı,
Dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığı iddiasına ait delil bulunmadığı, kötüniyet iddiaları hususunun Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu, ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor ve aynı heyetten ek rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki marka işareti arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının …” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait ” …. ” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil benzerlik oluşmuş ise de; davalı markasının kapsamında kalan (yani çıkarılmayanlar) emtialar ile davacının itiraz mesnedi markasının kapsamındaki emtialar benzer olmadığı gibi ilişkili ve bağlantılı mallar/hizmetler de bulunmadığından SMK 6/1 maddesindeki iltibas/karıştırılma koşulu oluşmadığı;
SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Dava konusu marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle bilirkişi raporu da benimsenerek YİDK kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Davalı firma kendisini vekil ile temsil ettirmesine rağmen dosyaya herhangi bir dilekçe sunulmadığı, duruşmalardan herhangi birine de iştirak edilmediğinden davalı firma lehine vekalet ücreti hükmedilmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,4 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı firma yetkilisinin yokluğunda 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile…. Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 17/10/2022

Katip…
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır