Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/296 E. 2022/327 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/296 Esas – 2022/327

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA “
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R
ESAS NO : 2021/296 Esas
KARAR NO : 2022/327

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : 1- ….
VEKİLİ : Av….
DAVALILAR : 2-…
DAVA : Marka 2021-M-6181 Sayılı YİDK Kararı İptali-Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 22/10/2021
KARAR TARİHİ : 28/11/2022 Yazım Tarihi:26/12/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Müvekkilinin …in inisiyatifi ile 26 Ağustos 1924 yılında kurularak faaliyetlerine başladığını, sektöründe öncü, sunduğu hizmetler ve hizmetlere bağlı markaları ile ulusal ve uluslararası düzeyde tanınmış olduğunu, …ibareli markalar dahil bir çok tanınmış ve tanınmış marka serilerinde yer alan markaların sahibi olduğunu, 20 yıldır müvekkil şirket tarafından …” markasına yapılan tanıtım ve yatırım çalışmaları ile bir çok farklı sektörlerdeki iş ortaklıkları neticesinde …kelimesinin müvekkilinin bankasını adres gösterdiğini, …Kart ibaresinin 2001 yılından bu yana ödeme sistemleri alanında müşterilerine Taksit, puan gibi uygulamalarla ayrıcalıklar sunduğunu, perakende sektörüne yönelik olarak aralıksız devam ettirdiği kampanyalar ile hem iş ortakları hem de müşterileri nezdinde perakende sektörünün ayrılmaz bir parçası haline geldiğini, davalının markası ile müvekkilinin markalarının görsel, anlamsal ve sescil bakımdan aynı olduğunu, davalının marka başvurusu “…indirim.com” kelimelerinden oluştuğunu, Türkçe yazım şekli olan “maksimum” ibaresi yerine müvekkil Banka ile özdeşleşmiş ve tanınmış …ibaresini seçmiş olmasının tesadüf olmadığını, müvekkili adına tescili “maksimum” kelimesini de içeren bir çok markanın da varlığı gözetilerek davacının Türkçe veya İngilizce yazım şekilleri fark etmeksizin maksimum / …ibarelerini taşıyan bir marka tescil talebinin müvekkilinin markaları ile iltibas yaratacağını, tanınmış markasına benzeterek haksız kazanç elde etme gayreti olduğunu, “indirim.com” ibaresinin ayırt edici niteliğinin olmadığını, markanın baskın unsurunun “maximum” ibaresi olduğunu, taraf markaların kapsadıkları mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olduğunu, davalı marka başvurusu kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin 35. Sınıf olduğunu, sadece 35. sınıf olarak görünmekle birlikte mal ve hizmet sınıf listesinde yer alan hemen hemen tüm malların bu sınıfa eklendiğini, söz konusu sınıfın kapsadığı hizmetlerin müvekkil adına tescilli markaların kapsadığı sınıflara konu mal ve hizmet sınıfları ile aynı, ilişkili ve bezer olduğunu, markaların karıştırılma ihtimalinin varlığı sabit olduğunu, davalı markasının kullanımı ile müvekkil Bankanın yüksek bir bilinirlik seviyesine erişen tescilli markanın haklarını ve itibarını zedeleyeceğini, davalının marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu, belirterek…. sayılı kararının iptaline davalının … başvuru numaralı şekil markasının tescil başvurusunun tescil işlemlerinin tamamlanması halinde hükümsüz sayılmasına ve Markalar Sicilinden terkinini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şahıs dilekçe ve beyanında ÖZETLE: e-ticaret markası olduğunu, dava konusu olan markanın “maximum” ve “indirim.com” şeklinde bir bütün olarak ele alınması gerektiğini, “ indirim.com” ibaresinin iltibasa yer verilmemesi adına kullanıldığını, markasının logosunun ve yazı karakterinin davacı markalarından tamamen farklı olduğunu, hiçbir benzerliğinin bulunmadığını, davacı Markalarında “maximum” ibaresinin ön plana çıktığını, kendi markasında ise “indirim.com” ibaresinin ön planda olduğunu “maximum” ibaresinin indirimi nitelediğini, Müşteri kitlesi olarak farklı olduklarını, markaların görsel ve işitsel olarak bir bütün halinde indirim ve co ibaresinin amaca hizmet ettiğini, markalar arasında karıştırılma ihtimali olmayacağından 6/5 anlamında davacı markalarından haksız yarar da sağlamayacağını, davacının markasının itibarını zedelemeyeceğini belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şahsın …sayılı başvuru markası ile davacı tarafın kurum nezdinde ileri sürdüğü mesnet markaları arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın SMK 6/4-5 maddesine göre markalarının yurt içi ve yurt dışı tanınmışlığı iddiasının yerinde ve doğru olup olmadığı, …. kararının iptalinin gerekip gerekmediği; hükümsüzlük talebi açısından ise davacı tarafın yukarıda belirtilen iltibas ve tanınmışlık iddiasına ilaveten SMK 6/9 maddesine göre davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı iddiasının yerinde ve doğru olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
… kararının 26/08/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı … Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 22/10/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
…. sayılı kararında;
” Yapılan incelemede, markalarda ihtilaf konusu olan İngilizce menşeli ….”” kelimesinin, …. “en yüksek derece” anlamını haiz bulunduğu ve de günlük hayatta yaygın kullanımda olduğu, bu itibarla başvurunun ihtiva ettiği renk, kelime, tertip tarzı ile birlikte bütünsel ayırt edici niteliği haiz bulunduğu; itiraz gerekçesi markaların da “….” unsuru biçiminde bütünsel ayırt edici niteliği haiz bulunduğu kanaatine varılmıştır. Bu kapsamda markalar kavramsal, işitsel ve görsel olarak ihtiva ettikleri unsurların tamamı ile birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde, başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar arasında iltibas ihtimali bulunmadığı, ilgili markaların tanınmışlık düzeyinin de bu durumu değiştirmeyeceği kanaatine varılmıştır.” gerekçesiyle itirazın reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” Şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/4 maddesine göre tanınmış markada ;
Paris sözleşmesi kapsamında tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, işaret ve emtia açısından aynı veya benzerinin …’de aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından başvurusunun yapılması halinde itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmektedir.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (… sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
Şekil .. …

Bilirkişi heyetinden alınan 27.08.2022 tarihli raporda ÖZETLE; “
1. Davalıya ait …” ibareli marka ile davaya mesnet gösterilen değerlendirme bölümünde yer alan tablodaki ….) markalar arasında görsel, işitsel anlamda benzerlik olduğu, bununla birlikte taraf markaların kapsamında yer alan dava konusu 35. Sınıftaki tüm hizmetlerin de birebir aynı olması nedeniyle 6769 S. SMK m.6/1 anlamında iltibas tehlikesinin oluşacağı,
2. Davacının mesnet gösterdiği markalar, tüketiciler tarafından iyi bilinen bir marka olduğundan 6769 SMK’nın 6/5 maddesi koşularının somut olayda gerçekleşeceği,
3. Dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığı konusundaki nihai takdirin Sayın Mahkemenin değerlendirmesinde olduğu,” şeklinde ifade edilmiştir.
Davalı şahsın yeni bir heyetten rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talep reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacının ” …
” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davalının …. ” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının ” … ” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, yanılgı yaşayabileceği , ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar/hizmetler algısı oluşabileceği yani markaları karıştırabileceği, bu açıdan SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşulları oluştuğu ,
Yukarıda belirtilen şekilde iltibas oluşmakla beraber SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan davalı marka başvurusu nedeniyle ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ) ile dava konusu markanın kötüniyetli olarak başvurusu yapıldığı kanıtlanmadığı , ancak bu durum var olan iltibası ortadan kaldırmadığından davanın kabulü gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜNE,
2- Dava konusu…. sayılı YİDK kararının (bu davanın tarafları açından) İPTALİNE,
3- Dava konusu …. sayılı marka tescilli olduğundan HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, sicilden terkin edilmesine, karar kesinleştiğinde Türk Patente müzekkere yazılmasına
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile 21,4 TL’nin davalılardan eşit tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
4-AAÜT uyarınca 15.000.00TL vekalet ücretinin davalılardan eşit tahsiliyle davacıya verilmesine,
5-Davacının yaptığı; 2.350.00 bilirkişi ücreti, 289.00 TL tebligat ücreti, 80,7 TL ilk harç masrafı olmak üzere toplam 2.719,7‬ TL yargılama giderinin davalılardan eşit tahsiliyle davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı kurum vekilinin ve davalı şahsın yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile …Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 28/11/2022

Katip….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza