Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/263 E. 2022/320 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/263 (Birleşen Ankara 2 FSHHM’nin 2021/266 Esas sayılı dosyası dahil)
KARAR NO : 2022/320

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI …
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : 1- … -..
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : 2- … -…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Marka 2017-M-7280 Sayılı YİDK Kararı İptali ve Marka Tescili
DAVA TARİHİ : 25/10/2017-01/10/2021
KARAR TARİHİ: 28/11/2022 Yazım Tarihi: 26/12/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Davacının 1980 yılından beri yüksek nitelikli yapıştırıcılar, yalıtım malzemeleri, boya ve vernik üretimiyle iştigal ettiğini, …” ibareli marka başvurusununun davalı firmanın…. markalarına dayalı olarak karıştırılma ihtimali gerekçesiyle dosyaladığı itirazları neticesinde diğer davalı…. tarafından kısmen ve nihai olarak reddedildiğini, bu işlemin haksız ve hukuka aykırı bir işlem olduğunu, zira….Karar sayılı kesinleşmiş kararında davacının “…. markasının gerçek hak sahibi olduğuna karar verildiğini, zaten de davacının bu markayı 2007 yılından beri güçlü yapıştırıcılarda markasal hüviyette yoğun ve ciddi bir biçimde kullandığını ve ilgili sektörde tanınmış hale getirdiğini, davalının kısmi red kararına mesnet alınan 2….sayılı markalarının bütüncül olarak ele alındığında esas unsurlarının tek başına “…” ibaresi olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, yani somut uyuşmazlıkta karşılaştırılan taraf markalarının birbirlerinden farklı olduğunu ve karıştırılma ihtimallerinin bulunmadığını ileri sürerek, …nın dava konusu edilen 25.08.2017 tarih ve…. sayılı kararının iptaline ve… sayılı marka başvurusunun kapsamındaki tüm emtialar açısından tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalı firmanın yurt dışındaki adresine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak davalı firma yasal süresi içerisinde davanın esasına cevap vermediği, ancak duruşmaya gelen vekilleri “Firmamıza yönelik dava süresinde açılmaması nedeniyle öncelikle usul yönünden davanın reddine karar verilmesini esas yönünden ise kurum kararının yerinde ve doğru olduğundan haksız olan davanın reddine karar verilmesini talep ederiz ” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı firmanın 2014/89624 başvuru sayılı markası ile davalı firmaya ait…. sayılı mesnet markalar dolayısıyla 556 sayılı KHK’nın 8/1 maddesine göre başvuru markasının reddedilen kısımları açısından ….Sayılı YİDK kararının yerinde ve doğru olup olmadığı, davacının önceye dayalı hak iddiasının başvuruya ve alınan YİDK kararında etki edip etmeyeceği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 28/08/2017 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 25/10/2017 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
…. sayılı kararında; “… başvuru numarah “titan” ibareli başvurunun …. sayılı ve …. ibareli markalara dayanılarak 556 s. KHK’nın 8 inci maddesi çerçevesinde kısmen reddi kararına yapılan İtirazın incelenmesi neticesinde,
Başvuru ile itiraza mesnet gösterilen markaların bağlantı kurulması ihtimali dahil karıştınlma ihtimaline yol açabilecek derecede benzer olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Ayrıca başvuru ile itiraza mesnet markanın kısmen aynı veya aynı tür malları/hizmetleri kapsadıkları da tespit edilmiştir.
Diğer taraftan, itiraz dilekçesinde başvuru sahibini önceki tarihli markaları nedeniyle … ibaresi iizerinde öncelikli hak sahibi olduğu iddia edilmekle birlikte, önceki tarihli …ibareli markaların marka örneklerinin başvurudan farklı olduğu görüldüğünden bu yöndeki iddiaya itibar edilmemiştir.
Ayrıca, her somut olayın kendi özellikleri ve somut koşulları çerçevesinde, ayrı olarak incelenmesi gerekliliği marka hukukunun temel prensiplerinden birisidir. Bu genel ilke çerçevesinde, hele ki marka ömekleri ve esas unsurları işbu başvurudan farklı olan başvurular için verilmiş olan kararların işbu başvuru için emsal karar teşkil etmesi mümkün görülmemiştir. Bu çerçevede itirazda sunulan mahkeme kararının hükümsüzlük ve kötü niyet iddiaları ile farklı tarafa açılmış davaya ilişkin olduğu, işbu itirazın konusunun ise iltibas incelemesi olduğu dikkate alındığında sözkonusu kararın emsal teşkil etmeyeceği düşünülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle itiraz hakkında Markalar Dairesi Başkanlığınca verilen kısmi ret kararı yerinde görülmüş ve iş bu itirazın reddi gerekmiştir.
KARAR :İtirazın reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde ifade edilmiştir.
10/01/2017 tarihli 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU;
Geçici Madde 1/1 de “Bu Kanunun yayımı tarihinden önce Enstitüye yapılmış olan ulusal ve uluslararası marka ve tasarım başvuruları ile coğrafi işaret başvuruları, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır.” hükmü yer aldığından dava konusu markanın başvuru tarihinin 2014 olması nedeniyle somut olaydaki davaya 556 sayılı mevzuat hükümleri esas alınarak karar verilmiştir.
556 sayılı KHK.nın 8/1 maddesinde “Tescil edilmiş veya tescil için başvuru yapılmış bir markanın sahibi tarafından itiraz yapılması durumunda aşağıdaki hallerde marka tescil edilemez:
a) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı ise ve aynı mal veya hizmetleri kapsıyorsa,
b) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa,” şeklinde hüküm yer almaktadır.
556 s. KHK’nın 8/1 (b) anlamında tescili istenen marka ile tescilli markalar arasında “karıştırılma ihtimaline yol açacak ölçüde benzerlikten” bahsedilmek için;
a) Markalar arasında ayniyet, ürünler arasında benzerlik bulunması,
b) Markaların benzer, ürünlerin aynı olması,
c) Markaların benzer ve ürünler arasında da benzerlik bulunması, şeklinde üç ayrı ihtimalden birinin varlığı (Karan/Kılıç, 556 sayılı KHK şerhi S.197) gerekmektedir.
556 sayılı KHK’nın 8/1 (b) m. anlamında markaların karıştırılmasından söz edebilmek için, dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
Kazanılmış hak açısından ise Yargıtay uygulamalarında KRİTER “1-Kazanılmış hak sağlayan markanın tesçilli olarak uzun süre kullanılması (kullanım ve tesçilin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkması- kabullenilmesi), 2-Sonradan yapılan başvurunun kazanılmış hak sağlayan markanın ASLİ UNSURU muhafaza edilerek , işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle oluşturulması, ( önceki markanın asli unsuru değişmiş ise yeni başvuru kabul edilir), 3- Sonraki başvurunun önceki markanın kapsadığı ve hizmet ile …mal ve hizmetleri içermesi, ( yani kapsamını genişletmemesi)” şeklinde özetlenebilir.

Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davacı başvuru Markası Davalı Markaları
titan … …
01. 17. Sınıf 01,02,17. Sınıf
..
Önceki markalar ı 06,17. Sınıf
(5 yıl geçmemiş olup ….
raporda gösterilenler) 01,03,08,16,17,05. Sınıf
Bilirkişi heyetinden alınan 19.10.2022
tarihli raporda ÖZETLE: “1) Karşılaştırılan markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzerlik bulunduğu,
2) Davacının markasının kapsamına alınmak istenilen tüm emtialar yönünden emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleştiği,
3) Davacının markasının kapsamına alınmak istenilen emtiaların hitap ettiği ortalama tüketici kitlesinin seçicilik/algı/dikkat/özen seviyesinin, bu emtiaları satın alırken düşük olmadığı,
4) (1) ve (2) nolu bentlerdeki sebeplerden dolayı, (3) nolu bentteki tespite rağmen, karşılaştırılan markalar arasında, karıştırılma ihtimalinin/iltibas tehlikesinin bulunduğu,
5) Davacının “gerçek hak sahipliği” iddialarının dava konusu edilen markasının tesciline bir etkisi olamayacağı,
6) Davacının önceki tarihlerde tescilli markalarından kaynaklanan ve korunması gereken müktesep (kazanılmış) bir hakkının bulunmadığı,
7) Dava konusu edilen 25.08.2017 tarihli ve …. Kararının, yukarıda yer verilen tüm değerlendirmeler ile uyumlu olduğu, ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor alınması veya ek rapor alınması yönündeki talepleri HMK 30.maddesi kapsamında değerlendirilerek dosyaya sunulan raporun denetlenebilir olduğu içeriğinin de İhtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir nitelikte olması nedeniyle yargılamanın gereksiz uzamaması için bu taleplerin reddine karar verilmiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davacının .. ” ibareli marka başvurusu ile davalı firmaya ait ” …” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, diğer yönden başvuru markasının reddedilen kısımlarında emtia benzerliği de oluştuğu;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar için ayırdığı satın alma / faydalanma süresi içinde, davacının … ” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalı firmaya ait ” … ” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davalı firmanın ” .. ” ibareli tescilli markalı mallarından satın almak/yararlanmak isterken davacının “…. ” ibareli başvuru markalı malı satın almak / yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşayabileceği;
Ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davalının tescilli markaları arasında işaretsel yüksek benzerlik nedeniyle işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar algısı da oluşabileceği, dolayısıyla taraf marka işaretleri benzediğinden 556 sayılı KHK 8/1-b maddesindeki iltibasın bulunduğu kanaati oluştuğu;
Yine bilirkişi raporunda da ayrıntılı “Davacının müktesep hak iddialarına mesnet aldığı ….sayılı markadan daha sonraki tarihlerde girmiş olduğundan, davacının bu markalarına dayalı olarak müktesep hak iddiasında bulunması mümkün olmadığından, tablomuza ve Raporumuzdaki değerlendirmelere davacının bu markaları dahil edilmemiştir.
Davacının müktesep hak iddiasına mesnet aldığı markalarının, dava konusu markasının başvuru tarihi olan 05.11.201429’ten geriye dönük 5 yıl hesaplandığında, yani 05.11.2009 tarihinden önce tescile bağlanmış olması gerekir. Davacının müktesep hak iddialarına mesnet aldığı markalarının, Raporumuzun 6-7. Sayfalarında yer alan tablolarda belirtilen tescil tarihleri incelendiğinde ise, davacının hiçbir markasının, bu tarihten önce tescile bağlanmadığı görülmektedir. Yani davacının markalarının, tescilli olarak uzun süredir kullanılıyor olduğundan bahsedilemediğinden, bu markalarının Raporumuzun bu bölümünde alıntısına yer verdiğimiz Yargıtay kararında bahsi geçen müktesep hak kriterlerinden birincisi ile uyumlu olmadığı anlaşılmaktadır. ” şeklinde de ifade ediliğinden aynı gerekçelerle davacı açısından müktesep hak koşulları oluşmadığı;
Tüm bu gerekçelerle bilirkişi raporu da benimsenerek … kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-ASIL DAVA YÖNÜNDEN; Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 31,40 TL’nin düşümü ile bakiye 49,30 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN; Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle eşit şekilde davalılara verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar davalı kurum vekili ile davalı firma vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile …. istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 28/11/2022
Katip … Hakim …
E-İmzalıdır E-İmzalıdır