Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/261 E. 2022/147 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/261
KARAR NO : 2022/147

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVA : Marka … Sayılı YİDK Kararı İptali-Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 10/09/2021
KARAR TARİHİ : 16/05/2022 Yazım Tarihi: 09/06/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Davaya konu olan “…” ibareli marka başvurusu ile müvekkiline ait … ibareli markaların ortalama tüketicide bıraktığı genel görünümün ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, her iki markada da hakim rengin kırmızı olduğunu ve … ibaresini aynı sıra ile içerdiğini, başvuruya konu markanın ortasında bulunan L ve F harflerinin ortalama tüketicinin dikkatinden kaçacak nitelikte olduğunu, İngilizce bir kelime olan markayı hızlıca … olarak okuyacak ortalama tüketicinin yanılacağını, içerisinde … geçen ve tanınmış̧ bir marka olan müvekkil markasının da …ile başladığı için ortalama tüketicinin de kelimenin başı ve sonuna daha çok dikkat çektiği için markayı … olarak algılayacağını, müvekkilinin tanınmış̧ … ile benzer olan ve karıştırılma ihtimali yüksek olan … ibareli başvurunun da reddedilmesi gerektiğini, markaların aynı veya benzer sınıfları kapsadığını, … markalarının 35 / 37 / 39 / 41 / 42 / 43 / sınıflarında uzun yıllardır tescilli olduğunu, itiraza konu marka başvurusunun da 39. sınıfındaki hizmetler bakımından tescil edilmek istendiğini, ortalama bir tüketicinin markaları karıştırarak satın alma eğilimi durumunun oluşacağını, …’un 1964 yılında Koç Holding tarafından önce Duty free hizmetleri veren bir firma olarak faaliyetlerine başladığını, 1960’lı yıllarda yalnızca gümrükten muaf mağazacılık hizmeti veren bir şirket olduğunu, 1970’li yılların başında … teşkilatının Türkiye temsilciğini aldığını, yurtiçi ve yurtdışına dönük … operatörlüğü, uçak bileti satışı, kongre ve etkinlik organizasyonları ve sunulan yerel hizmetler verdiğini, 2001 yılında Türkiye’nin en büyük online turizm portalı … ’u da bünyesine alarak, e-ticaret faaliyetlerine başladığını, ulusallar arası birçok kurumun Türkiye temsilcisi olduğunu, … ibareli̇ markaların hem Türkiye de hem de dünya çapında tanınmış̧ marka olduğunu , … ibaresinin müvekkilinin markası dışında ticaret unvanının da esas ve vurgulayıcı unsuru olduğunu ve tüketici nezdinde markanın müvekkilin ticaret unvanı ile sıkı sıkıya bağlı hale geldiğini, … ibareli marka başvurusunun 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/6 maddesi çerçevesinde de reddinin gerektiğini, davalının marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu belirterek Türk Patent YİDK’nın 13.07.2021 tarih ve … sayılı kararının iptalini ve dava konusu … markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı vekili 16/05/2022 tarihli beyan dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkil markası ile davacıya ait markaların görsel olarak farklı olduğunu, taraf markalar arasında işaret benzerliği olmadığı ve paralelinde iltibas ihtimali ve koşulunun oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şahsın … başvuru sayılı markası ile davacı tarafın kurum nezdinde ileri sürdüğü mesnet markalar arasında SMK 6/1 maddesi açısından iltibas oluşup oluşmadığı, davacı tarafın SMK 6/4-5, 6/6, maddelerine göre ileri sürdüğü itirazların yerinde ve doğru olup olmadığı Türk Patentin … sayılı YİDK kararının yerinde ve doğru olup olmadığı, davalı başvurusunun TTK hükümlerine göre haksız rekabet oluşup oluşmadığı davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 14/07/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 10/09/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında; “… başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun yayınına yapılan itirazın incelenmesi sonucunda, markalar kavramsal, işitsel ve görsel olarak ihtiva ettikleri unsurların tamamı ile birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde, başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen…………… sayılı “…”, “…”, “… , “…” ibareli markaların iltibasa neden olabilecek düzeyde benzer olmadığı ve markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Markalar benzer olmadığından, itiraz gerekçesi markaların önceki kullanımları ya da piyasadaki bilinirlik düzeyinin de markalar arasında karışıklığa neden olmayacağı, muteriz markalarının ün ve itibarından haksız kazanç elde etme ya da bunlara zarar verme ihtimallerinin bulunmadığı kanaatine ulaşıldığından itirazın reddi gerekmiştir.
KARAR: İtirazın reddedilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük tarihli)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını,fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü ;
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU (14.02.2011 tarihli yayınlanan);
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/4 maddesine göre tanınmış markada ;
Paris sözleşmesi kapsamında tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, işaret ve emtia açısından aynı veya benzerinin Türkiye’de aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından başvurusunun yapılması halinde itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmektedir.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
SMK 6/6 madde kapsamına, kişilik haklarından isim hakkı ile fotoğraf üzerindeki hak, FSEK kapsamında telif hakları ve sınaî haklar olan marka, tasarım, patent, faydalı model, coğrafi işaret, ticaret unvanı, işletme adı girer. Marka ve ticaret unvanı da sınaî mülkiyet hakkı olarak maddenin koruma kapsamına alınmıştır. Ancak sınaî mülkiyet hakları kapsamında korunacak bir markadan veya ticaret unvanından söz edebilmek için “tescil” şarttır. Örneğin bir ticaret unvanına dayanarak başkasına ait marka tescilinin engellenmesi isteniyorsa bu ticaret unvanının ticaret sicilinde tescilli olması gerekmektedir.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
… (…) … (2009/19565)
39. Sınıf 35,37,39,41,42,43. Sınıf
(YİDK’da geçen diğer markalar)
Bilirkişi heyetinden alınan 21/03/2022
tarihli raporda ÖZETLE: ” Dava konusu … sayılı … ibaresinin davaya mesnet gösterilen markalar ile her ne kadar kapsamlarındaki hizmetler aynı olsa da taraf markalar görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olmadığı ve bu nedenle 6769 SMK’nın Md. 6/1 anlamında iltibas tehlikesinin söz konusu olmadığı,
Davaya mesnet gösterilen markaların tanınmış marka olduğu tespit edilmediğinden 6/5 ve 6/5 maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı,
Davaya konu olan marka ile davacının ticaret unvanın çekirdek unsurunun farklı olması nedeniyle SMK m.6/6 hükmünün uygulanabilmesi için gereken koşulların oluşmadığı,
Taraf markalar arasında iltibas ihtimalinin gündeme gelmeyeceğinden haksız rekabet koşullarının da oluşmadığı ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bilirkişi heyetinden rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talep reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Önceden tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının “… ” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “… ” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ,sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu hizmetler için ayırdığı satın alma / faydalanma süresi içinde, davalının “… ” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının “… ” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının “… ” ibareli tescilli markalı hizmetinden satın almak/yararlanmak isterken davalının “… ” ibareli başvuru markalı hizmeti satın almak / yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacının tescilli markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı hizmetler algısı da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı kanaati oluştuğu;
Taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/4-5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Davacı tarafın “… ” ibareli başvuru üzerinde SMK 6/6 maddesi anlamında ticaret ünvanı dahil diğer fikri ve sınai mülkiyet hak iddiası kanıtlanmadığı;
Davalı başvurusunun TTK 54.ncü madde anlamında haksız rekabet oluşturduğu da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle YİDK kararı doğru olduğundan bilirkişi raporu da benimsenerek davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile …Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 16/05/2022
Katip … Hakim …
E-İmzalıdır E-İmzalıdır