Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/231 Esas – 2022/220
T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R
ESAS NO : 2021/231
KARAR NO : 2022/220
HAKİM :….
KATİP : ….
DAVACI :..
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : 1-….
VEKİLİ : Av….
DAVALI : 2-….
VEKİLİ : Av…
DAVA : Marka 2021-M-4228 Sayılı … Kararı İptali
DAVA TARİHİ : 12/08/2021
KARAR TARİHİ : 12/09/2022 Yazım Tarihi: 12/10/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Müvekkili Şirketin “….” markasının tescili için 25.02.2020 tarihinde….) başvuruda bulunduğunu ve başvurunun…sayı ile işleme alındığını, … sayılı “….” ibareli başvurunun yayınına karşı davalı yanca itirazda bulunulduğunu, dava… “…” ve “…” ibareli markalara dayanılarak yapılan benzerlik itirazları gereği Müvekkil Şirket marka başvurusu tümüyle reddedildiğini, Kararda “… Kaşıkla ibareli başvuru ile ret gerekçesi … ibaresini asli unsur olarak içeren markaların bütün olarak bıraktığı izlenim itibariyle görsel ve işitsel bakımdan benzer markalar oldukları, ayrıca markaların tescil kapsamında aynı/aynı tür malların yer aldığı, bu nedenle markalar arasında karıştırılma ihtimali ortaya çıkabileceği.” şeklindeki gerekçelerle 10.06.2021 tarihli …. sayılı …. kararı ile müvekkil Şirket marka başvurusunun reddine karar verildiğini, …. Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun …. sayılı kararı usul ve yasaya aykırı olup iptali gerektiğini, müvekkili …’nin faaliyetlerine 1995 yılında 21 mağazayla başladığını, müvekkili Şirketin ana ilkesinin temel gıda ve tüketim malzemelerinin mümkün olan en uygun fiyat ve yüksek kaliteyle tüketiciye ulaştırmak olduğunu, müvekkili şirketin yurtiçi ve yurtdışında birçok sayıdaki mağazayla hizmet verdiğini, müvekkili Şirketin marka başvurusunun reddi kararına mesnet “…”….” markalarının … adına tescilli olduğunu, oysaki marka başvurusuna itiraz edenin başka bir firma olduğunu, …. kararı ile verilen müvekkili Şirketin marka başvurusunun reddi kararının en başta bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olduğundan iptalinin gerektiğini, müvekkil Şirketin 1991 yılından bu yana ortak 29. ve 30. sınıftaki aynı emtialarda tescilli olan çok sayıda “…” ve “…” ibareli markası bulunduğunu, başvuru konusu “…..” markasındaki “…” ibaresinin müvekkilinin aynı sınıflarda tescilli ….” şeklindeki seri markalarında da aynen kullanıldığını, müvekkil Şirketin markalarında “…” ibaresini öne çıkartılarak kullandığını ve seri markalar yarattığını, müvekkili Şirket’in tescilli “…” ibareli markalarının yıllardır süregelen yoğun kullanım, reklam ve tanıtım faaliyetleri neticesinde ve ürün kalitesi ile tüketiciler nezdinde bilinir hale geldiğini ve markaların müvekkili Şirketle özdeşleştiğini, … Kararında redde mesnet markaların ise , , , olduğunu, görsellerine yer verilen markalar incelendiğinde, müvekkili Şirketin başvuru konusu “… markasının itiraza mesnet markalardan bütün olarak farklılaştığının son derece açık olduğunu, benzerlik değerlendirmesinde markaların bir bütün olarak ele alınarak tüketici üzerinde bırakacakları genel izlenimin değerlendirilmesi esas olduğundan markalar bütün olarak değerlendirildiğinde, aralarında benzerlik olduğundan ve dolayısıyla markaların karıştırılma tehlikesi olduğundan söz edilemeyeceğini, müvekkili Şirketin marka başvurusunun düzenleniş biçimi göz önünde bulundurulduğunda “…” markasının yanına getirilen ……… ibaresi ile birlikte müvekkili Şirketin “…” markalarına atfen seri marka izlenimi oluşturulduğunu, müvekkili Şirketin başvuru konusu “…” markasının dava konusu …. kararında yer alan itiraza mesnet markalardan oldukça farklı olarak siyah renkle, küçük harflerle ve el yazısı stili ile yazıldığını, buna karşın Kararda yer alan itiraza mesnet markalardan şekil unsuru içermeyen “…” markasının ise gri renkle, düz yazı şeklinde ve büyük harflerle yazıldığını, diğer itiraza mesnet “…” ibareli markalarda yer alan başkaca kelime ve şekil unsurlarıyla da markalar her açıdan tamamen farklılaştığını, markaların iki tanesinin ise doğrudan ambalaj tasarımı içeren şekil markası niteliği taşıdığını, yani markalar arasında şekil, tertip tarzı ve genel intiba açısından görsel hiçbir benzerlik bulunmadığını, markaların kelime unsurları yönünden kavramsal olarak karşılaştırılmasında ise markaların tamamen farklı kelimelerden oluşan markalar olduğu son derece açık olduğunu, müvekkili Şirketin markasındaki “…” ibaresine eklenen ….” ibaresi ile de farklılık yaratıldığını ve böylece müvekkili markasının redde mesnet markalarla karıştırılma ihtimalinin de tümüyle ortadan kalktığını, bu konuda emsal Yargıtay Kararları olduğunu, müvekkili Şirketin “…” ibareli markalar üzerinde 1991 yılından bu yana çok sayıda 29. ve 30. Sınıflarda tescilli markası olduğundan, müvekkili Şirketin bu markalar üzerinden müktesep hakkının olduğunu, ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim açısından müvekkili Şirketin markasına ayırt edicilik kazandırıldığının kabulünün gerektiğini, davalı Kurul tarafından verilen aksi kararın iptalinin gerektiğini belirterek daval…. Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 10.06.2021 tarihli…. sayılı marka başvurusunun reddi kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı firma vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Davaya konu … kararında herhangi bir eksiklik bulunmadığını, davacının kararda yer alan itiraz sahibi bilgisinin eksik olduğu yönündeki iddialarının isabetsiz olduğunu, … nezdinde itirazda bulunan davacının kendisi olduğunu, verilen karar da davacının itirazları sonucunda verildiğini, … Kararında Yapılan karşılaştırma sonucunda da markaların bütün olarak bıraktığı izlenim itibariyle görsel ve işitsel bakımdan benzer oldukları, markaların tescil kapsamında aynı/aynı tür malların yer aldığı, bu nedenle de markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu kanaatine varılarak başvurunun reddine karar verildiğini, müvekkilinin de …. nezdinde “…” ibareli birçok tescilli markasının bulunduğunu, ayrıca …. başvuru numaralı dosya ile tescilli “…” ibareli markanın 19.07.2000 yılından beri müvekkil şirket adına tescilli olduğunu, müvekkili Şirketin “…” ibaresi üzerinde tescile dayalı ve 20 yıldan beri tescilden ve kullanımdan kaynaklanan kazanılmış (müktesep) hakka ve öncelik hakkına sahip olduğunu, müvekkilinin , , , markaları olduğunu, müvekkilinin ….” markasının hem yurt içi hem de yurt dışında tanınmış bir marka olduğunu, müvekkiline ait ….nezdinde tescilli “…” ibareli markanın yaratılmış bir marka olduğunu, yüksek derecede ayırt ediciliğe sahip olduğunu, bunun yanı sıra “…” markasının kullanıma dayalı ayırt ediciliğinin bulunduğunu, bu nedenle en ufak bir benzerlik dahi müvekkil markasının ayırt ediciliğini zedeleyecek ve karıştırılma ihtimali doğuracağını, kaldı ki dava konusu marka ile müvekkilinin markası arasındaki benzerliğin son derece yüksek olduğunu, davacının “… Kaşıkla” ibareli markasının tescilinin müvekkilinin tüketici nezdinde oldukça sevilen ve tanınan markasının ayırt ediciliğine zarar vereceğini, bu nedenle, müvekkilinin markasının haklarının ve bugüne kadar yapılan yatırım, reklam ve tanıtımların dikkate alınmasının ve korunmasının zorunlu olduğunu, “… Kaşıkla” markası ile “…” markası arasında görsel, işitsel ve kavramsal açından ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, dava konusu markayla karşılaşan ortalama tüketicinin “…” ibaresini hiç görmeyip yalnızca “Kaşıkla” ibaresinden bir seçim yapmasının mümkün olmadığını, tüketicinin markada öncelikle herhangi bir anlamı bulunmayan, yaratılmış bir kelime olan “…” ibaresini algılayacağını, “Kaşıkla” ibaresinin benzerlik incelemesi bakımından hiçbir önemi bulunmadığını, benzerlik incelemesinin “…” ibaresi üzerinden yapılacağını, altı harften oluşan dava konusu marka ve müvekkili markasının yalnızca iki harfinin farklı olduğunu, bu farklılığın markayı ayırt edici kılmak için yeterli olmadığını, ortalama tüketicinin aynı uzunlukta, yüksek oranda aynı sesleri içeren dava konusu “…” ibareli marka ile müvekkilinin “…” ibareli markaları arasında ilişki kurmamasının ve bu markaları karıştırmamasının mümkün olmadığını, dava konusu markanın tescili durumunda müvekkil markasıyla ilişkilendirilmesi ve iltibasa neden olmasının kaçınılmaz olduğunu, Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinde “halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa” denilmek suretiyle her benzerlik değil ortalama tüketici nezdinde iltibas yaratma ihtimali bulunan benzerlik tescile engel olarak belirtildiğini, dava konusu markanın 29. ve 30. sınıflarda tescil talebinde bulunduğunu, müvekkiline ait markanın ise 05., 29., 30. ve 32. sınıflarda tescilli olduğunu, 30. sınıflarda yer alan mal ve mal gruplarındaki ürünler, cins ve nitelikleri gereği tüketicinin satın alma kararı verme sürecinin çok kısa olduğu ürünler olduğunu, …. sayılı “… Kaşıkla” marka başvurusunun reddine yönelik olarak verilen 10.06.2021 tarih ve…. sayılı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının hukuka uygun olduğunu belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı firmanın…. başvuru sayılı markası ile davalı … firmasının mesnet markalar arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, başvuru ibaresi açısından davacı tarafın müktesep hak iddasının başvuruya ve alınan … kararına etki edip etmeyeceği…. sayılı … kararının bu davanın tarafları açısından yerinde ve doğru olup olmadığı,iptalinin gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
… kararının 14/06/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 12/08/2021
tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
…. …’nun …. sayılı kararında; … başvuru numaralı ‘… kaşıkla’ ibareli başvurunun …. sayılı ‘…’, ‘şölen … şekil ‘, ‘şölen …’, ‘şölen …’ ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi uyarınca reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvuru hakkındaki ret kararının kaldırılması talebiyle başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz ile 19 uncu maddesi uyarınca verilen ilana itirazın reddi kararına karşı muteriz …. tarafından yapılan itiraz incelenmiştir.
1) Başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz:
Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından verilen yayıma itiraz kararında ifade edildiği üzere, başvuru sahibi tarafından sunulan karşı görüş yazısının bir aylık yasal süresi içerisinde sunulmadığı anlaşıldığından kullanım ispatı talebi dikkate alınmamış ve itiraz hakkındaki kararın kullanım ispatı incelemesinden bağımsız olarak verilmesi gerekmiştir.
Yapılan incelemede, ‘… kaşıkla’ ibareli başvuru ile ret gerekçesi ‘…’ ibaresini asli unsur olarak içeren markaların bütün olarak bıraktığı izlenim itibariyle görsel ve işitsel bakımdan benzer markalar oldukları, ayrıca markaların tescil kapsamında aynı/aynı tür malların yer aldığı, bu nedenle markalar arasında karıştırılma ihtimali ortaya çıkabileceği kanaatine varılmıştır.
Belirtilen nedenlerle iş bu itirazın ve başvurunun reddi gerekmiştir. ….” şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Taraf markalarında AYNI işaret olması ve kapsamlarındaki emtia (mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
Kazanılmış hak kavramı, ….kurumunda daha önceden tesçilli olan markanın aynısının önceki sahibine bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunarak yeni markayı da alabileceği düşüncesinden ortaya çıkmıştır.
Kazanılmış hak açısından ise … uygulamalarında KRİTER “1-Kazanılmış hak sağlayan markanın tesçilli olarak uzun süre kullanılması (kullanım ve tesçilin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkması- kabullenilmesi), 2-Sonradan yapılan başvurunun kazanılmış hak sağlayan markanın ASLİ UNSURU muhafaza edilerek , işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle oluşturulması, ( önceki markanın asli unsuru değişmiş ise yeni başvuru kabul edilir), 3- Sonraki başvurunun önceki markanın kapsadığı ve hizmet ile …. veya … TÜR mal ve hizmetleri içermesi, ( yani kapsamını genişletmemesi)” şeklinde özetlenebilir.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davacı başvuru Markası Davalı Markaları
… kaşıkla … … (2000/14671)
29,30. Sınıf 05,29,30,32. Sınıf
Şekil+Şölen …..
Önceki markaları 05,29,30,32. Sınıf
…. (…’da geçen markalar)
….
….
….
….
… ….
Bilirkişi heyetinden alınan 22.02.2022 tarihli raporda ÖZETLE; “…’nin “… kaşıkla” ibareli ve … başvuru sayılı başvuru markasının 29. ve 30. Sınıflardaki mal ve hizmetleri kapsadığı; davalı Şölen …’nin “…” ibareli,…. sayıyla tescilli; “şölen … şekil” ibarel…. sayıyla tescilli; “şölen …” ibareli, …. sayıyla tescilli; “şölen …” ibareli,…. sayıyla tescilli markalarının da 29., 30. ve 32. sınıflardaki mal ve hizmetleri kapsadığı; dolayısıyla taraf markalarının 29. ve 30. sınıflardaki mal ve hizmet emtialarının aynı ve benzer tür olduğu;
2. Davacı …’nin “… kaşıkla” ibareli ve logolu marka başvurusu ile davalı ….’nin “… ” ibareli ve logolu; “şölen … şekil” ibareli ve logolu; “şölen …” logolu , tescilli markaları arasında tarafların marka adları arasında görsel, kavramsal, tasarımsal ve anlamsal açılardan bir benzerlik olmadığı; aynı zamanda, marka logolarının şekillerinde ve marka adı ibarelerinde yazılış stilleri ve kullanılan tasarımsal figürler ile renkler açılarından da önemli ve büyük farklılıklar bulunduğu; bu farklılıkların markalar arasındaki işitsel kısmi benzerliği tümüyle ortadan kaldırarak ayırt ediciliği genel olarak sağladığı; dolayısıyla markaların görsel görünümlerinin tüketicilerde uyandırabileceği çağrışımların ve bir bütün olarak uyandırdıkları kanaatin tamamen farklı olacağı; davacının başvuru markası ile davalının tescilli markalarındaki salt kısmi işitsel benzerliğin, bir başka deyişle bazı harflerin ortak olarak kullanılmasının, markaların benzer olduğunun kabulü için yeterli olmadığı; markaların esas unsurlarını oluşturan kelimelerin İspanyolca oldukları ve aynı anlamı taşımadıkları, yani farklı anlamda kullanılan kelimeler oldukları; tarafların kendi markalarını uzun yıllardır aynı mal ve hizmet sınıflarında ayrı ayrı fiilen kullandıkları; kaldı ki davacı yanın “…” markasını 1991 yılından bu yana TPMK nezdinde tescilli şekilde korunduğu; davalı….’nin ise “…” markasını 2000 yılından beri …. nezdinde tescilli şekilde korunduğu; bu nedenlerle, taraf markaları arasında benzerlik, ilişkilendirme ve karıştırma ihtimallerinin oluşmadığından, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesine göre birlikte gerçekleşmesi gereken iki şartın beraber sağlanmaması sebebiyle taraf markaları arasında iltibas oluşmadığı;
3. …. Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (….) tarafından verilen davacı ….’nin … başvuru numaralı “… kaşıkla” marka başvurusunun reddi yönündeki 10.06.2021 tarihli ve …. sayılı …. kararının iptali için gerekli şartların mevcut olabileceğinin değerlendirildiği;” şeklinde ifade edilmiştir.
Davalı firma vekilinin yeni bilirkişi heyetinden rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talep reddedilmiştir.
GEREKÇE:
Önceki başvuru veya Tescilli bir marka ile sonraki başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davacının “… kaşıkla” ibareli marka başvurusu ile davalının ” …” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar için ayırdığı satın alma süresi içinde, davacının “… kaşıkla” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalının “…” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, benzerlik nedeniyle her iki markada yanılgı yaşayabileceği , ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından yargılama konusu mallarda başvuru konusu işaret ile davalı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar algısı oluşabileceği yani markaları karıştırabileceği, bu açıdan SMK 6/1 maddesindeki iltibas, karıştırılma koşulları oluştuğundan …. kararı yerinde ve doğru olduğu;
(aksi yöndeki bilirkişi heyet görüşüne HMK 282 .nci maddede ” Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmünden hareketle yukarıdaki gerekçe ile iştirak edilmediği) ;
Davacı taraf … ibareli yukarıda tabloda gösterilen önceki markalarının müktesep hak olduğunu iddia etse de yukarıdaki kriterler karşısında önceki markaları ile … kaşıkla adlı başvuru markası bütünsellik açısından aynı olmadığından müktesep hak koşulları da oluşmadığı;
Tüm bu gerekçelerle davanın reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle eşit şekilde davalılara verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile… Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 12/09/2022
Katip … Hakim ….
E-İmzalıdır E-İmzalıdır