Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/190 E. 2022/39 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C. ”TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/190
KARAR NO : 2022/39

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI :…
VEKİLİ : ….
DAVA : Marka … Sayılı YİDK Kararı İptali – Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 23/06/2021
KARAR TARİHİ : 09/02/2022 Yazım Tarihi : 28/02/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE:Müvekkilinin 30.
sınıfta tescilli ”…” ve “…” ibareli SERİ ve TANINMIŞ markalarını mesnet
göstererek, davalının 29, 30, 35. Sınıfta yer alan mal ve hizmetlerde … nolu
“… …” ibareli markanın ilanına itiraz yapıldığını, bu itirazın MDB ve YİDK tarafından
red edildiğini, dava konusu marka ile müvekkilinin markaları aynı veya benzer mal ve
hizmetlerde olduğunu, dava konusu markanın, müvekkilinin kadim markası olan ”…”
markasını aynen alınarak oluşturulduğunu, müvekkilinin markasının esas unsurunun
… kelimesinden oluştuğunu, davalı markasının ise … ve … ibarelerinden
oluştuğunu, davalının markasına sadece … ibaresi eklediğini, bu kelimenin “bir işte
yetkili olan, bir işi yapan, erbap” anlamına geldiğini, davalı markasında baskın unsurun
… ibaresi olduğunu, tüketicinin davalı markasını, müvekkil markası …’ nın veya
… markasının daha iyisi, üstünü olarak değerlendireceğini, davalı markasındaki
“…” ibaresinin tali unsur konumunda olduğunu, müvekkilinin ”…” ve “…”‘
markasının tanınmış marka olduğunu, davalının müvekkilinin markasının bilmemesinin
mümkün olmadığını, davalının ”…” ve “…” ibaresini anımsatan, anlatan markayı
tekrar tekrar tescil ettirmek istemesinin kötü niyetli olduğunu, dava konusu marka ile
müvekkilin markası aynı mal ve hizmet (gıda ürünleri) sınıfında bulunmakta olup, bu
malların özelliği değeri düşük, fazla zaman ayırmadan anlık kararla alınabilen, küçük
yaştaki çocuklara hitap eden, bu nedenle kolayca markaların karıştırıldığı mallar
olduğunu, tüketicinin dava konusu “… …” markasını müvekkilinin ”…” ve “…”
markasının bir serisi olarak değerlendireceğini, ”…” ve “…” markasının toplumda
ulaştığı tanınmışlık düzeyi gözetildiğinde davalının “… …” markasının tesciline izin
verilmesi halinde, müvekkilinin markasının imajını haksız olarak kendine transfer
edeceğini, haksız yarar sağlayacağını, müvekkilimin marka imajına zarar vereceğini
belirterek Türk Patent YİDK’nın … sayılı kararının iptaline, …
nolu “… …” ibareli marka başvurusunun tescil edilmiş olması halinde
hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı firmaya usulüne uygun tebligatın yapıldığı, cevap dilekçesi sunulmadığı ancak vekil görevlendirildiği, duruşmalara gelinmediği sadece mazeret dilekçesi gönderildiği görülmüştür .

MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.

DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı firmanın … başvuru sayılı markası ile davacı tarafın kurum nezdinde ileri sürdüğü mesnet markalar arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın markalarının tanınmışlığı ve davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı iddialarının SMK 6/5, 6/9 maddelerine göre yerinde ve doğru olup olmadığı, Türk Patent’in … sayılı YİDK kararının iptalinin, davalı markasının da hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 29/04/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 23/06/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında; ”… başvuru numaralı ”… …” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, yayına itiraz sahibi firma tarafından, başvurunun … sayılı ”… şekil”, ”…”, ”…” ibareli markalar ile karşıtırılma ihtimali, tanınmışlık ve kötü niyet gerekçesiyle 6769 s. SMK ‘ın 6 ıncı maddesi uyarınca tümden reddi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
…….
Yapılan inceleme sonucunda, başvuru kapsamında kalan mal ve hizmetler ile itiraza mesnet markaların
kapsamlarındaki malların/hizmetlerin ve başvuru ile itiraza mesnet markaların benzerliği
bir arada değerlendirildiğinde başvuru ile itiraza mesnet markalar arasında
İlişkilendirme/ karıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Ayrıca, itiraza
mesnet markaların tanınmış markalardan olduklarını ve md. 6/5 sayılan koşulların mevcut
olduğunu gösterir nitelikte bilgi ve belge bulunmadığı değerlendirildiğinden, md. 6/5
gereğince yapılan itiraz da yerinde bulunmamıştır.
Son olarak, başvurunun kötü niyetle
yapıldığı yönündeki iddia somut delillerle ispatlanamadığından ve diğer başkaca koşulların
varlığı bulunmaksızın, bir başvurunun sadece önceki tarihli marka ile karıştırılma ihtimali
Bulunduğu iddiası, o başvurunun kötü niyetle yapılmış bir başvuru addedilmesini
gerektirecek bir husus olmadığından, kötü niyet iddiasına dayalı itiraz kabul edilmemiştir.
Karar: itirazın reddine oybirliği ile karar verilmiştir. ” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
… … (…) …+şekil (2001 27120)
29,30,35. Sınıf 30.Sınıf
…+şekil (2017 23224)
30. Sınıf

Bilirkişi heyetinden alınan 18.01.2022 tarihli raporda ÖZETLE; “Dava dilekçesinde yer alan … sayılı markaların müddet olması nedeniyle bu markaların hükümsüzlüğü etkilemeyeceği,
Dava konusu … sayılı ibareli marka ile davacının gerek YİDK kararında gerekse dava dilekçesine yer alan esas unsurlu “…” markaları görsel ve işitsel olarak benzer olduğu davaya konu olan 35. Sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Çaylar, buzlu çaylar. Mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) hizmetleri bakımından 6769 S. SMK m.6/1 anlamında iltibas tehlikesi bulunduğu,
Davaya konu olan markanın 1 nolu bentte yer alan hizmetlerin dışında başvuru kapsamında yer alan 29, 30 ve 35. Sınıftaki diğer mal ve hizmetler bakımından her ne kadar markalar görsel ve işitsel olarak benzer olsa da bu mal ve hizmetlerin farklı olması nedeniyle iltibasın gündeme gelmeyeceği,
Davaya konu olan markanın 2 nolu bentte yer alan mal ve hizmetler bakımından, davacının tanınmış olduğu iddia edilen markasından SMK 6/4 ve 6/5 maddesi anlamında haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt ediciliğini zedeleyebileceği koşulların oluşmayacağı,
Dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığı iddiası ispata elverişli delilin dosyada mevcut olmadığı, bununla birlikte bu hususun Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu,” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor ve aynı heyetten ek rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talep reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının “… … ” ibareli marka başvurusu ile davacının ” …+şekil” ibareli tescilli markaları arasında dava konusu markanın kapsamında yer alan 35. Sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Çaylar, buzlu çaylar. Mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) ” hizmetleri açısından ortalama tüketici kesimi nazarında görsel ve sesçil benzerlik oluştuğu, her iki markada … ibaresinin asli ayırt edici olduğu görüleceği; diğer yönden davalının başvurusunu yaptığı yukarıda belirtilen 35.nci sınıftaki hizmetler ile davacıya ait markanın kapsamındaki 30.ncu sınıftaki mallar açısından taraf markaları arasında ilişkili ve bağlantılı mallar/hizmetler olduğu;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yargılama konusu 35. Sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Çaylar, buzlu çaylar. Mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) ” hizmetleri açısından ayırdığı satın alma /yararlanma süresi içinde davalının başvuru markasını gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davacının ” …+şekil” ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, benzerlik nedeniyle her iki markada yanılgı yaşayabileceği, bu hizmetler açısından her iki taraf markasının aynı işletmeye ait markalar ya da idari ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme markaları olarak algılanabileceği , taraf markaları arasında bu hizmetlerde SMK 6/1 maddesindeki iltibas / karıştırılma/ benzerlik koşulu oluştuğu bilirkişi raporu ile anlaşıldığından aksi yöndeki YİDK kararı hatalı olduğu kanaatine varılarak bu kısımlardan davanın kabulü gerekmiş; Bunun dışında kalanlar açısından ise iltibas oluşmadığı sonucuna varıldığı;
Davacı tarafın SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Dava konusu marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Ancak bu durumlar yukarıda belirtilen hizmetlerde KISMEN SMK 6/1 iltibas durumunu da ortadan kaldırmadığından neticeden dava kısmen kabul edilerek aksi yöndeki YİDK kararının kısmen iptaline karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Dava konusu Türk Patentin … sayılı YİDK kararının dava konusu edilen … sayılı markanın kapsamında yer alan ” 35. Sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Çaylar, buzlu çaylar. Mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) ” yönünden YİDK kararının iptaline,
3-Dava konusu marka tescilli olmadığından hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Diğer kısımlar yönünden davanın reddine,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,4‬ TL’nin davalılardan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
6-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine,
7-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine,
8-Davacının yaptığı (2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 118‬,00 TL tebligat gideri) toplam 2.218,00 TL nin kabul ve red oranına göre takdiren 1/2 si olan 1.109‬,00 TL ile 59,30 TL ilk harç masrafının toplam 1.168,3‬ TL nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı firma vekilinin yokluğunda 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 09/02/2022

Katip … Hakim …
E-imzalıdır E-imzalıdır

.