Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/188 E. 2022/48 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/205 Esas – 2022/42

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/205
KARAR NO : 2022/42

HAKİM :…
KATİP :…

DAVACILAR :…
DAVALI :….
DAVA : Marka Hakkına Tecavüz, Haksız Rekabet, Men, Ref
DAVA TARİHİ : 12/07/2021
KARAR TARİHİ : 14/02/2022 Yazım Tarihi:07/03/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Davacı müvekkillerden… A.Ş.’nin Mehmet …’nun 1953’te Denizli’de kurduğu dokuma atölyesi ve daha sonra kurulan tekstil fabrikalarının 1990 yılında tek çatı altında birleştirilmesi ile oluşturulan, günümüzde beyaz eşya, elektronik, enerji, gayrimenkul, madencilik ve tekstil alanlarında faaliyet gösteren, … , …Yapı vb. 50’den fazla grup şirketi bünyesinde barındıran müvekkili Holdingin Türkiye ve dünyada bilinirliği olduğunu, Davacı müvekkillerinden …Yapı Yatırım Anonim Şirketi’nin ise… çatısı altında faaliyet gösteren Gayrimenkul Grubuna bağlı şirketlerden birisi olduğunu, Her iki müvekkil şirket tarafından …ibaresinin hem ticaret unvanı hem de marka ve internet alan adı olarak kullanıldığını; dolayısıyla aralarında ticari ilişki ve organik bağ olan müvekkili şirketlerin ortak kullandıkları marka, unvan hakları ve internet alan adı ile huzurdaki davada dava arkadaşı olarak gösterildiğini; müvekkili şirketlerin, davalı tarafa ait haksız markasal kullanımlarda ve ticaret unvanında ortak hak sahipliklerinin bulunduğunu; Müvekkilinin, …ibaresi üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, …ibaresinin tanınmış marka vasfına sahip bulunduğunu; …Holding A.Ş’nin 1953 te kurulduğu ve 1990 yılında holdingleşme sürecine giderek 50 den fazla grup şirketi bünyesinde barındıran bir holdinge dönüştüğünü; diğer müvekkil …Yapı Yatırım A.Ş’nin de; aynı şekilde… çatısı altında faaliyet gösteren ve gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren grup şirketlerinden birisi olduğunu; Müvekkillerinin, …markasını ve ibaresini, yapmış olduğu sınai mülkiyet yatırımları, AR-GE ve reklam çalışmaları ile tanınmış hale getirdiğini; …Holding A.Ş’nin 1990 yılında ticaret siciline ticaret unvanı kaydı ile tescil işlemlerine başladığını; diğer müvekkili …Yapı Yatırım A.Ş.’nin ise 2007 yılında ticaret unvanı tescilinde bulunduğunu; bunun yanı sıra,müvekkili şirketlerin 2007 yılından beri tescilli ticaret unvanının çekirdeğini-özünü teşkil eden …ibareli markalarını da hem kök marka, hem de seri marka olarak tescillere konu ettiğini; Bu kapsamda… A.Ş adına tescilli 2017 102188 tescil numaralı “…AKILLI GELECEK”, 2017 120716 tescil numaralı ile tescilli “…AKILLI HAYAT PLANI”, 2018 10524 tescil numaralı “Z ……”, 2018 37130 tescil numaralı “Z ……”, 2019 05340 tescil numaralı “Z MEHMET …VAKFI” ; …Yapı A.Ş adına tescilli 2007 65148 tescil numaralı “……”, 2007 65149 tescil numaralı “…CENTRE” 2008 62732 tescil numaralı “…GAYRİMENKUL”, 2009 28101 tescil numaralı “……”, 2009 34884 tescil numaralı “…CENTRE”, 2010 21480 tescil numaralı “……”, 2010 21481 tescil numaralı “……”, 2010 75034 tescil numaralı ” Z …… İSTANBUL * Şekil”, 2010 75039 tescil numaralı ” Z …… REZİDANS *Şekil “, 2010 75038 tescil numaralı ” Z …… AVM *Şekil “, 2010 75040 tescil numaralı “…… OTEL *Şekil ” 2011 05123 tescil numaralı “…PORT”, 2014 70660 tescil numaralı “…WORLD”, 2015 63250 tescil numaralı “……”, 2016 41962 tescil numaralı “…ENERJİ GRUBU”, 2016 42786 tescil numaralı “…DOĞAL GAZ”, 2016 78540 tescil numaralı “…DOĞRU ENERJİ”, 2016 78548 v “…ENERJİ DOĞRU ENERJİ”, 2018 30579 tescil numaralı “…ENERJİ”, 2018 39122 tescil numaralı “…ENERJİ SOLUTİON” markalarının tescilli durumda bulunduğunu; * Bunun yanı sıra, müvekkili şirketin, www…..com.tr alan adını 30.10.1997 tarihinde kendi adına tahsis ettirdiğini ve o tarihten bu yana kesintisiz olarak kullandığını, müvekkili şirkete ve …Grup şirketlerine ilişkin tüm bilgilerin işbu internet sitesinde yer almakta olduğunu ve davacı müvekkilinin şirketin işbu tescilsiz marka kullanımından dolayı da öncelik hakkı bulunduğunu; Davalının hem ticari unvanında …esas unsurunu kullanmasının, hem de …ibaresini markasal kullanıma konu etmesinin, ciddi bir iltibas tehlikesi doğurduğunu; zira, davalının ticaret unvanı ve/veya …ibareli kullanımları ile karşılaşan tüketicilerin, davalı firmanın müvekkil firmaların grup şirketlerinden biri olduğu zannına yapılabileceğini; davalı ile ticari ilişkilerde bulunacak olan diğer teşebbüslerin de aynı şekilde bu zanna kapılarak davalı şirketi …GRUBU’nun grup şirketlerinden biri olduğu zannına kapılarak ticari faaliyetlerinde bulunabileceklerini; bu durumun, bahsedilen kitleler üzerinde hem yanıltıcı etki doğurabilecek hem de müvekkillerin uzun çalışmalar ve yatırımları doğrultusunda yaratmış olduğu ticari imajın, davalı şirket tarafından haksız bir şekilde kullanılmasının önünün açılmış olacağını; bu durumun ise hiç şüphe yok ki ciddi bir haksızlık doğuracağı ve hakkaniyete aykırı bir durum teşkil edeceğini; …unsurlu markalarından ve tahsis edilen www…..com.tr alan adından kaynaklı haklarının mevcut olduğunu; * Aynı zamanda davalının …ibaresini ticaret unvanında ve markasal bağlamda kullanımlarının iyi niyetli olduğunun düşünülemeyeceğini; zira davalı şirket tarafından unvan olarak seçilebilecek sınırsız sayıda seçenek özgürlüğü bulunduğu halde, (-ki, davalı tarafından Ankara Grup İlaç olan ticaret unvanı …olarak değiştirilmiştir.) 1990’lı yıllarda dahi, yazılı ve görsel basında yer alan reklamlar ile …Grup şirketlerini bünyesinde barındırdığı sıklıkla duyurulan ve faaliyetleri ve yaptığı yatırımlar ile Türkiye ve Dünyanın birçok ülkesinde bilinirliği olan… A.Ş.ye ait ticaret unvanının ve alan adının esaslı unsuru olan … ibaresinin ticaret unvanı olarak seçilmesi, önceden Ankara Grup İlaç olan ticaret unvanının değiştirilmesi ve Z logosunun kullanılmasının, davalının kötü niyetini ve haksız rekabet amacını ortaya koyduğunu; müvekkil firmanın, SMK ve TTK dan doğan haklarını muhafaza etmekte; …ibaresi üzerinde müvekkilinin sahip olduğu sınai mülkiyet haklarına halel getirecek durumlara ilişkin hem önleyici tedbirler almakta, hem de halel getiren durumların durdurulması maksatlı hukuki yollara başvurmakta kararlı bulunduğunu, Bu yönde müvekkillerinin, kendilerine TTK’ca yüklenen “basiretli iş insanı gibi davranma” yükümlülüğünü yerine getirdiklerini; Bu durumun en net kanıtının, taraflar arasındaki dava süreci başlamadan evvel müvekkilleri tarafından keşide edilen ve dava dosyasına deliller arasında sunulan Beyoğlu 56. Noterliğinin 29.03.2021 tarih ve 06035 yevmiye numaralı ihtarnamesi olduğunu; Davalı şirketin …ibaresini, müvekkili şirketlere ait marka ve iştigal alanları ile ortak alanlarda tanıtma vasıtası/markasal olarak kullanmak suretiyle gösterdiği faaliyetlerinin haksız olduğunun tespit edilmesini, bütünüyle önlenmesi/durdurulmasını ve ihtilaf yaratan marka kullanımlarının yer aldığı her türlü tabela, ambalaj, etiket, levha, broşür ve sair belgenin toplanması ve imhasını, internet alan adı ve sosyal medya hesaplarında yer alan kullanımların Kaldırılmasını, Sonuç olarak, sunulan dilekçeler, deliller ve Sayın Mahkemece re’sen göz önüne alınacak sebepler ışığında davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı firma Vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Müvekkili şirketin 16.10.2020 tarihinde kurulduğu ticaret sicil ve vergi kayıtlarından da görüleceği üzere ticaret unvanının “…İlaç ve Sağlık Ürünleri Anonim Şirketi” olduğunu; ATO OdaKayıt Sicil Suretinde de görüleceği üzere müvekkilinin ticari faaliyet alanının “İlaç ve Tıbbi Cihaz Meslek Komitesi’ne bağlı, Nace kodunun “Eczacılıkla ilgili ürünlerin bir ücret veya sözleşmeye dayalı olarak toptan satışını yapan aracılar” olarak açıklandığını; «e — Müvekkilinin faaliyet gösterdiği alanda davacı şirketlerin hiçbir çalışmasının bulunmadığı, bünyelerinde kurulan alt şirketlerde de bu alanda faaliyette bulunulmadığını, TPMK tescil kayıtlarında ihlale yönelik hiçbir kayıt olmadığı ve davacıların da bu hususu ispat edemediğini; * Müvekkil şirketin ticari faaliyetlerinde ve işyeri tabelasında kullandığı logo ve işaretin ticari faaliyetleri sırasında davacı şirketlerle bağ kurulmasını gerektirecek bir izlenim yaratmadığını; davacı tarafın içerisinde …kelimesi geçen her işletmeye piyasaya hakim ve tekel olabilmek üzere hukuku da kullanarak zorbalık gösterdiğini ve kendi kullandıkları isim ile tekel yaratmaya çalıştıklarını; «e Davacılardan… AŞ.’nin çalışma alanlarının dava dilekçesinde de izah edildiği üzere, müvekkilinin faaliyet alanı olan ilaç ve sağlık ürünlerine ilişkin faaliyet göstermediklerini; …Yapı Yatırım AŞ. ‘nin ise daha çok yapı, mühendislik ve inşaat alanında çalışmalarda bulunduğunu; davacı şirketlerin meşhur yahut bilinir olmalarının müvekkilinin faaliyet alanı ve logosunun hiçbir benzerlik göstermemesine rağmen sanki itibarlarından faydalanılıp da zarara uğratılıyormuş gibi beyanlarda bulunularak dava açılmasının haksız ve dava hukuki mesnetten yoksun olduğunu; Her iki davacı şirketin de tüm resmi kayıtlarına bakıldığında müvekkil şirketin marka haklarına tecavüz, haksız rekabet gibi bir hak ihlali gerçekleştirmediğinin ilk bakışta anlaşılacağını; e Davacı tarafça sunulan dilekçede sayılan markaların müvekkili ile alakalı hizmet vermediğini; dolayısıyla davacı şirketlerin tanınmışlık düzeyi ve ilgili sektörde tanınmışlıklarının sağladığı haksız kazançtan da söz edilemeyeceğini; ticari faaliyeti esnasında her işletme yahut tacir yanıltıcı işaret ve aynı alanda faaliyet gösteren ticari işletmenin ismini kullanmadıkça sorumlu tutulamayacağını; müvekkili şirketin isim ve logosunun davacılardan bağımsız, benzeşmeyen yapıda olduğu ve müvekkil şirketin faaliyet alanı olarak da davacılar ve iştiraki şirketler ile aynı alanda yer almadıklarını, Davacıların müvekkili şirkete ihtarname gönderdiklerini ve kendileri ile iletişime geçen Müvekkillerinden hukuka aykırı şekilde bir bedel ödenmesinin istenildiğini; oysaki Sayın
Mahkeme nezdinde açılan davada davacıların maddi bir talepleri bulunmadığını; Müvekkili şirketin, davacıların işaretini kullanacak şekilde bir girişimde bulunmadığını; nitekim davacılarla aynı alanda ve isimde faaliyet gösteren …Metal Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., …Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği, …Nakliyat, …Aluminyum Sultanbeyli gibi ticari şirketler var iken kendilerinden bağımsız bir piyasada, farklı renk ve şekildeki işaret ve logo ile faaliyet gösteren davalı şirketi hedef almasının kabul edilemez ve hakkaniyete aykırı bulunduğunu; Davacı şirketlerin çalışmadıkları ticari piyasalarda da hakim ve söz sahibi olmak istediklerini; hal böyle iken davacıların işleri ile karıştırmaya yol açan bir davranışın söz konusu olmadığını; müvekkilinin ismindeki dikkat çeken kısmın …İLAÇ ve …SAĞLIK kısımları olduğunu; dolayısıyla sadece …kelimesinin tek başına da kullanılmadığını; müvekkilinin kullandığı logoda elbette ticaret isminin baş harfinin olabileceğini; ancak logoya bakıldığında ne renk ne de şekil olarak hiçbir benzerlik olmadığı, müvekkilinin logosunun rengi turkuaz tonlarında ve dünya benzeri yuvarlak formda bir işaretken davacı şirketlerin kırmızı ve gri renklerde içerisinde açık ve anlaşılır şekilde Z harfi bulunan bir işaret olduğunu; buradan hareketle hukuki gerekçe yaratılmasının da mümkün bulunmadığını; müvekkili şirketin Ankara Ticaret Siciline kayıtlı Ankara’da faaliyet gösteren mütevazı bir şirket olduğunu; davacıların ifade ettikleri şekilde markanın itibarını etkilemek bir yana isim içeriğindeki …kelimesi dışında davacı şirketlerle hiçbir benzerlik yahut yanıltıcılık unsuru, SMK’ya aykırılık teşkil edecek kasıtlı veya kasıtsız bir eylemleri bulunmadığını; Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 29 ” (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak. ( 7.nci maddede sayılan haller 2.nci FIKRADA ; a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması., b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması. 3.ncü FIKRADA ; a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.)
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek,
(2) 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü tecavüz davalarında def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır.” hükmü,
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU (14.02.2011 tarihli yayınlanan);
Madde 52 ” (1) Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.
(2) Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemi üzerine, giderleri aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasına da karar verebilir .” ,
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.; “,hükmü yer almaktadır.

SMK hükümlerine göre iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK hükümlerine göre önceye dayalı kullanım veya gerçek hak sahipliğinden kastedilen ;tescilsiz olarak kullanılan işaretin MARKASAL şekilde yani işlevine uygun , ayırt ediciliği sağlanmış olarak ticaret alanında kullanılması, bu kullanımın da Türkiye hudutları içinde olması gerekir. Üçüncü kişinin davaya konu tescil başvurusundan veya rüçhan hakkının doğumundan önce, bu işareti kullandığı , çevresinde belli bir oranda bu işaret üzerinde hak sahibi olarak bilinip tanındığının ispatı (tüm Türkiye genelinde değil) gerekir. Diğer bir anlatımla, öncelik hakkını ileri sürenin söz konusu ibarenin başkası tarafindan kullanımını veya tescilini engelleme hakkı verecek nitelik ve yoğunlukta bu işareti Türkiye hudutları içinde ticaret alanında kullandığını ispatlaması gerekir. Gerçekten, bir işareti ilk kullanan ve ona ayırt edici nitelik kazandıran kişi onun hak sahibi olarak kabul edilir ve bu halde gerçek hak sahipliği sözkonusudur.
SMK hükümlerine göre tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının markasal kullanımı dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde tanınmışlıktan yararlanılabilecektir.
SMK hükümlerine göre kişilik haklarından isim hakkı ile fotoğraf üzerindeki hak, FSEK kapsamında telif hakları ve sınaî haklar olan marka, tasarım, patent, faydalı model, coğrafi işaret, ticaret unvanı, işletme adı girer. Marka ve ticaret unvanı da sınaî mülkiyet hakkı olarak maddenin koruma kapsamına alınmıştır. Ancak sınaî mülkiyet hakları kapsamında korunacak bir markadan veya ticaret unvanından söz edebilmek için “tescil” şarttır. Örneğin bir ticaret unvanına dayanarak başkasına ait marka tescilinin engellenmesi isteniyorsa bu ticaret unvanının ticaret sicilinde tescilli olması gerekmektedir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.

DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı tarafın “…” ibareli tescilli markasının iltibas, önceye dayalı kullanım, tanınmışlık, ticaret unvanı ve kötü niyet iddialarına bağlı marka haklarının davalı tarafça marka tecavüzü ve haksız rekabet oluşturacak şekilde kullanılıp kullanılmadığı, ihlal söz konusu olduğu takdirde tespit, men, ref, sicilden terkin, toplama ve imha, ilan taleplerinin yerinde ve doğru olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafın ;
…Holding A. Ş. adına 2018 10524 sayı ile tescilli “Z ……” ve davacılardan …Yapı Yatırım A. Ş. adına 2007 65148 sayı ile tescilli “……”, 2007 65149 sayı ile tescilli “…CENTRE” 2008 62732 sayı ile tescilli “…GAYRİMENKUL”, 2009 28101 sayı ile tescilli “……”, 2009 34884 sayı ile tescilli “…CENTRE”, … sayı ile tescilli “……”, 2010 75034 sayı ile tescilli “Z …… İSTANBUL + Şekil” ve 2018 39122 sayı ile tescilli “…ENERJİ SOLUTİON”ibareli tescilli markaları olduğu ve dava tarihinde koruması devam ettiği tespit edilmiştir.
Davacılardan “…YAPI YATIRIM ANONİM ŞİRKETİ”nin ticaret ünvanının 24/05/2007 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, davacılardan “…HOLDİNG ANONİM ŞİRKETİ”nin unvanının ise 24/08/1990 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği tespit edilmiştir.
Davalı şirketin ise 16/10/2020 tarihinde kurulmakla birlikte unvanını 14/12/2020 tarihinde “…İLAÇ VE SAĞLIK ÜRÜNLERİ ANONİM ŞİRKETİ” şeklinde dönüştürdüğü tespit edilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 20.01.2022 tarihli raporda ÖZETLE; “
SMK 7/3-e bendine göre, tescilli bir markayı oluşturan işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak başkaları tarafından kullanılması halinde de, marka sahibinin bu kullanımları yasaklama yetkisi bulunmaktadır. Bu hüküm, marka sahibine, marka işaretinin tescilli bir ticaret unvanı ve işletme adında kullanılması halinde de yasaklama yetkisi vermekle birlikte söz konusu hükmü tüm ticaret unvanı kullanımlarını kapsayacak şekilde geniş yorumlamak mümkün değildir. Bu nedenle tescilli ticaret unvanının kullanımının yasaklanabilmesi için kullanımın markasal nitelikte olması veya markanın fonksiyonlarına zarar vermesi veya kullanım sonucunda haksız bir yararlanmanın söz konusu olması gerekir (Karasu, Rauf/Suluk, Cahit/Nal, Temel, Fikri Mülkiyet Hukuku, Ankara 2017, s. 213 vd.).
Marka ve ticaret unvanı ile marka hakkının ihlali hakkında verilen bu genel izahat ışığında somut olay kapsamında aşağıdaki değerlendirmelerde bulunulabilir. Somut olayda marka hakkına tecavüz ettiği iddia edilen davalı “…İLAÇ VE SAĞLIK ÜRÜNLERİ A.Ş”nin ticaret unvanı 2020 yılında ve mer’i mevzuata uygun olarak tescil edilmekle birlikte davalının facebook, tabela ve linkedin deki kullanımı ŞEKİL + …SAĞLIK….. …………….. şeklindedir. Davalının bu mecralardaki kullanımını salt ticaret unvanı kullanımı olarak kabul etmek mümkün olmayıp söz konusu kullanım bilakis …SAĞLIK LOGO şeklindeki markasal kullanımdır. Davalının facebook, tabela ve linkedin deki …SAĞLIK LOGO şeklindeki markasal kullanımlarına karşılık yukarıda ayrıntıları belirtilen ve davacılardan… A. Ş. adına 2018 10524 sayı ile tescilli marka “Z ……” ve davacılardan …Yapı Yatırım A. Ş. adına 2007 65148 sayı ile tescilli marka “……”, 2007 65149 sayı ile tescilli marka “…CENTRE” 2008 62732 sayı ile tescilli marka “…GAYRİMENKUL”, 2009 28101 sayı ile tescilli marka “……”, 2009 34884 sayı ile tescilli marka “…CENTRE”, 2010 21480 sayı ile tescilli marka “……”, 2010 21481 sayı ile tescilli marka “……”, 2010 75034 sayı ile tescilli marka “Z …… İSTANBUL + Şekil” ve 2018 39122 sayı ile tescilli marka “…ENERJİ SOLUTİON” biçimindedir. Hem davalı markasal kullanımında hem davacıların markasında marka olarak algılanacak asli unsur/asli unsurlardan biri aynı …ibaresi olduğundan davacıların yukarıda belirtilen markaları ile davalı kullanımı arasında yüksek oranda benzerlik bulunduğu ve davalı beyanının aksine taraf logolarının farklı olması iddiasının ortalama tüketiciler açısından davalı kullanımları ile davacıların markalarını farklılaştırmadığı tespit edilmiştir.
Diğer taraftan davalı tarafından sunulan tıbbi malzemelerin tüketiciye sunulması hizmetleri ile aynı veya aynı tür veya bağlantılı mallar ve hizmetlerin, davacılar adına tescilli ve yukarıda belirtilen markaların kapsamında bulunduğu da tespit edilmiştir. Ayrıca taraflarca sunulan hizmetlerin toplumun her seviyesinden ortalama tüketicilere hitap ettiği de tespit edilmiştir.
Davacıların markaları ile davalının markasal kullanımları arasında var olan yüksek orandaki benzerlik, davalı tarafından sunulan tıbbi malzemelerin tüketiciye sunulması hizmetleri ile davacılara ait… sayılı markaların kapsamında bulunan mallar ve hizmetler arasındaki ayniyet ve bağlantı davacı tarafın markalarının ayırt edici gücünün yüksekliği ve markaların hitap ettiği tüketicilerin ortalama tüketiciler olması hususları bir arada dikkate alınarak yapılan değerlendirme sonucunda bilirkişi heyeti takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere davalının facebook, tabela ve linkedin deki ŞEKİL + …SAĞLIK….. ……………..şeklindeki markasal kullanımlarının, davacılardan… A. Ş. adına 2018 10524 sayı ile tescilli “Z ……” ve davacılardan …Yapı Yatırım A. Ş. adına 2007 65148 sayı ile tescilli “……”, 2007 65149 sayı ile tescilli “…CENTRE” 2… sayı ile tescilli “…GAYRİMENKUL”,… sayı ile tescilli “……”, 2009 34884 sayı ile tescilli “…CENTRE”, 2010 21480 sayı ile tescilli “……”, 2010 21481 sayı ile tescilli “……”, … sayı ile tescilli “Z …… İSTANBUL + Şekil” ve… sayı ile tescilli “…ENERJİ SOLUTİON” markaları ile karıştırılma ihtimali yarattığı ve bu durumun marka ihlali olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Somut uyuşmazlığın yukarıdaki ilkeler kapsamında irdelenmesi neticesinde aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir. Raporun marka bölümünde ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle, davalının facebook, tabela ve linkedin deki ŞEKİL + …SAĞLIK….. ……………..şeklindeki markasal kullanımlarının, davacılardan… A. Ş. adına 2018 10524 sayı ile tescilli “Z ……” ve davacılardan …Yapı Yatırım A. Ş. adına 2007 65148 sayı ile tescilli “……”, 2007 65149 sayı ile tescilli “…CENTRE” 2008 62732 sayı ile tescilli “…GAYRİMENKUL”, 2009 28101 sayı ile tescilli “……”, 2009 34884 sayı ile tescilli “…CENTRE”, 2010 21480 sayı ile tescilli “……”, 2010 21481 sayı ile tescilli “……”, 2010 75034 sayı ile tescilli “Z …… İSTANBUL + Şekil” ve 2018 39122 sayı ile tescilli “…ENERJİ SOLUTİON” markaları ile iltibasa neden olduğu ve bu nedenle davalı kullanımlarının haksız rekabete neden olan fiili olarak değerlendirilebileceği sonuç ve kanaatine ulaşmıştır.
…….yapılan incelemede davacılardan “…YAPI YATIRIM ANONİM ŞİRKETİ”nin iştigal konuları ile davalının iştigal konularının birbirine benzemediği tespit edilmiştir. Ancak davacılardan “…HOLDİNG ANONİM ŞİRKETİ”nin “sermaye piyasasının yaratılmasına yardımcı olmak, iştirak ettiği veya kurduğu şirketlerin kendi çalışma alanlarındaki başarılarını arttırmak ve devamlılıklarını sağlamak, şirketlerin faaliyetlerinde organizasyon tekniği ile yüksek verimlilik ve rantabiliteyi sağlamak, her nevi ticari, sigorta, sınai, zirai, hayvancılık, madencilik, enerji, inşaat, turizm, basın-yayın, reklamcılık, nakliyecilik ve mali maksatlarla kurulmuş ve kurulacak anonim ve limited, yerli ve yabancı şirketlerin sermayelerine ve yönetimlerine iştirak etmek, elinde bulunan hisse senetleri veya ortaklık paylarını aracılık yapmamak kaydıyla almak veya satmak” şeklinde belirtilen iştigal konuları ile davalının esas sözleşmesinde amaç ve konu olarak belirtilen “İlaç: biyosidal ürünlerin, halk sağlığı ürünlerinin, tıbbi ve beşeri ilaçların alımı, satımı, üretimi, pazarlanması, ticareti, dağıtımı, ithalat ve ihracatını yapmak, Medikal: hastane, klinik, poliklinik, laboratuvar ve doktor muayenehaneleri ile sağlık kuruluşlarının ihtiyaçları olan her türlü tıbbi cihaz ve yedek parçaları, sarfları, laboratuvar malzemeleri, test kitleri ve sarfları, tıp malzemeleri alım satımı, pazarlanması, dağıtımı, üretimi, ithalat ve ihracatını yapmak, servis ve bakım hizmetlerinin verilmesi, ayrıca bütün bunların aksam ve yedek parçalarının pazarlanması, alınıp satılması, ithalat ve ihracatı, Temizlik: konusu ile ilgili olarak her türlü temizlik malzemelerinin alımını, satımını yapmak, temizlik, makine, donanım, araç ve gereçlerinin alımını, satımını, ithalat ve ihracatını yapmak, Promosyon: bilimum reklam, tanıtım ve promosyon hizmetleri vermek, reklam ve tanıtım ajanslığı yapmak, Otomotiv: her türlü motorlu taşıt ticareti, ithalat ve ihracatını yapmak, Kozmetik ve Ticaret: ticarete konu olan tüm ürünlerin mamul ve yarı mamul ticari emtiaların ithalatını ve ihracatını yapmak” konuları davacının holding şirketi olması sebebiyle tüm şirketlerle ve bu arada davalı şirketle bağlantılıdır. Öte yandan yapılan incelemede davalı şirketin kullanımlarının davacıların markaları ile karıştırılma ihtimali yarattığı da tespit edilmiştir.
Davacılardan 1990 yılında kurulan “…HOLDİNG ANONİM ŞİRKETİ” ile kendisinden 30 yıl sonra 2020 yılında kurulan davalı …İLAÇ VE SAĞLIK ÜRÜNLERİ ANONİM ŞİRKETİ’nin ticaret sicilinde tescil ve ilan edilen iştigal konuları arasında bağlantılı bulunduğu gibi tarafların ticaret unvanlarının asli ayırt edici unsuru olan “…” ibareleri arasında da aynılık bulunmaktadır. Ayrıca, tarafların ticaret şirketi olması hasebiyle ticaret unvanlarının tüm yurtta korunması hem 6762 sayılı eski TTK, hem de meri 6102 sayılı TTK uyarınca yasal zorunluluk olup sonraki kurulan şirketin öncekilerden ayırt edilmesini sağlayacak ekleri kullanması gereklidir. Diğer taraftan davalı şirketin kullandığı ” İLAÇ VE SAĞLIK ÜRÜNLERİ” ibareleri faaliyet alanlarını gösteren, ticaret unvanına tam olarak ayırt edicilik katmayan ve unvanları farklılaştırmaya yeterli olmayan kelimelerdir. Bu nedenle bilirkişi heyeti davacılardan “…HOLDİNG ANONİM ŞİRKETİ”nin unvanı ile davalı “…İLAÇ VE SAĞLIK ÜRÜNLERİ ANONİM ŞİRKETİ”nin ticaret unvanının asli unsurunun aynı …ibaresi olduğu, bu davacının iştigal konuları ile davalının iştigal konusu arasında bağlantı bulunduğu ve belirtilen nedenlerle davacılardan “…HOLDİNG ANONİM ŞİRKETİ”nin unvanı ile davalı “…İLAÇ VE SAĞLIK ÜRÜNLERİ ANONİM ŞİRKETİ”nin ticaret unvanı arasında 6102 sayılı TTK kapsamında da karıştırılma ihtimali diğer bir deyişle iltibas bulunduğu kanaatine ulaşmıştır.
TTK 50. maddesine göre “Usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanmak hakkı sadece sahibine aittir.” Aynı Kanunun 45. Maddesi de “Bir ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde, ek yapılır.” denilerek ticaret unvanına daha evvel tescil edilmiş olan unvanlardan açıkça ayırt edilecek ilavelerin yapılmasını şart koşmuştur.
TTK m.52/1; “Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.” hükmünü içermektedir. Hüküm uyarınca benzerlik ve iltibas ihtimalinin bulunduğu durumlarda sonra tescil edilen ticaret unvanının terkini mümkündür. Yukarıda açıklandığı veçhile ticaret unvanları arasında var olan benzerlik ve iltibas nedeniyle davacılardan “…HOLDİNG ANONİM ŞİRKETİ”nin davalı “…İLAÇ VE SAĞLIK ÜRÜNLERİ ANONİM ŞİRKETİ”nin ticaret unvanında yer alan “…” ibaresinin terkini yönünde talepte bulunabileceği ve uyuşmazlıkta davalı ticaret unvanından “…” ibaresinin terkini koşullarının oluştuğu kanaatine ulaşılmakla birlikte takdir Sayın Mahkemenindir.
SONUÇ;
1. Davalının facebook, tabela ve linkedin deki ŞEKİL + …SAĞLIK….. ……………..şeklindeki markasal kullanımlarının, davacılardan… A. Ş. adına 2018 10524 sayı ile tescilli “Z ……” ve davacılardan …Yapı Yatırım A. Ş. adına 2007 65148 sayı ile tescilli “……”, 2007 65149 sayı ile tescilli “…CENTRE” 2008 62732 sayı ile tescilli “…GAYRİMENKUL”, 2009 28101 sayı ile tescilli “……”, 2009 34884 sayı ile tescilli “…CENTRE”, 2010 21480 sayı ile tescilli “……”, 2010 21481 sayı ile tescilli “……”, 2010 75034 sayı ile tescilli “Z …… İSTANBUL + Şekil” ve 2018 39122 sayı ile tescilli “…ENERJİ SOLUTİON” markaları ile karıştırılma ihtimali yarattığı ve bu durumun marka ihlali olduğu,
2. Davalının facebook, tabela ve linkedin deki ŞEKİL + …SAĞLIK….. ……………..şeklindeki markasal kullanımlarının, davacılardan… A. Ş. adına 2018 10524 sayı ile tescilli “Z ……” ve davacılardan …Yapı Yatırım A. Ş. adına 2007 65148 sayı ile tescilli “……”, 2007 65149 sayı ile tescilli “…CENTRE” 2008 62732 sayı ile tescilli “…GAYRİMENKUL”, 2009 28101 sayı ile tescilli “……”, 2009 34884 sayı ile tescilli “…CENTRE”, 2010 21480 sayı ile tescilli “……”, 2010 21481 sayı ile tescilli “……”, 2010 75034 sayı ile tescilli “Z …… İSTANBUL + Şekil” ve 2018 39122 sayı ile tescilli “…ENERJİ SOLUTİON” markaları ile iltibasa neden olduğu ve bu nedenle davalı kullanımlarının haksız rekabete neden olan fiili olarak değerlendirilebileceği,
Davacılardan “…HOLDİNG ANONİM ŞİRKETİ”nin, davalı “…İLAÇ VE SAĞLIK ÜRÜNLERİ ANONİM ŞİRKETİ”nin ticaret unvanında yer alan “…” ibaresinin terkini yönünde talepte bulunabileceği ve uyuşmazlıkta davalı ticaret unvanından “…” ibaresinin terkini koşullarının oluştuğu,” şeklinde ifade edilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile sonraki tesçilsiz kullanım arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin nazara alınarak belirlenmesi gerekmektedir.
SMK Madde 7 de ” Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.” denildiğinden davacı tarafın yukarıda belirtilen çok sayıda “…” ibareli tescilli markaları bulunmaktadır.
Davalı tarafın ise ŞEKİL + …SAĞLIK….. ……………..şeklindeki markasal kullanımları ile davacının yukarıda belirtilen “…” esas unsurlu tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu; ortalama tüketici kesimi tarafından taraf markaları arasında benzerlik nedeniyle her iki markada yanılgı yaşayabileceği, her iki taraf markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar/hizmetler algısı oluşabileceği yani markaları karıştırabileceği, (nitekim benimsenen bilirkişi raporunda bu husus “Davalının facebook, tabela ve linkedin deki ŞEKİL + …SAĞLIK….. ……………..şeklindeki markasal kullanımlarının, davacılardan… A. Ş. adına 2018 10524 sayı ile tescilli “Z ……” ve davacılardan …Yapı Yatırım A. Ş. adına 2007 65148 sayı ile tescilli “……”, 2007 65149 sayı ile tescilli “…CENTRE” 2008 62732 sayı ile tescilli “…GAYRİMENKUL”, 2009 28101 sayı ile tescilli “……”, 2009 34884 sayı ile tescilli “…CENTRE”, 2010 21480 sayı ile tescilli “……”, 2010 21481 sayı ile tescilli “……”, 2010 75034 sayı ile tescilli “Z …… İSTANBUL + Şekil” ve 2018 39122 sayı ile tescilli “…ENERJİ SOLUTİON” markaları ile karıştırılma ihtimali yarattığı ve bu durumun marka ihlali olduğu, ” şeklinde de izah edildiği) bu açıdan davalının marka tecavüzü eylemi oluştuğu sonucuna varıldığı ;
Haksız rekabet açısından ise yine benimsenen bilirkişi heyeti raporunda ” Davalının facebook, tabela ve linkedin deki ŞEKİL + …SAĞLIK….. ……………..şeklindeki markasal kullanımlarının, davacılardan… A. Ş. adına 2018 10524 sayı ile tescilli “Z ……” ve davacılardan …Yapı Yatırım A. Ş. adına 2007 65148 sayı ile tescilli “……”, 2007 65149 sayı ile tescilli “…CENTRE” 2008 62732 sayı ile tescilli “…GAYRİMENKUL”, 2009 28101 sayı ile tescilli “……”, 2009 34884 sayı ile tescilli “…CENTRE”, 2010 21480 sayı ile tescilli “……”, 2010 21481 sayı ile tescilli “……”, 2010 75034 sayı ile tescilli “Z …… İSTANBUL + Şekil” ve 2018 39122 sayı ile tescilli “…ENERJİ SOLUTİON” markaları ile iltibasa neden olduğu ve bu nedenle davalı kullanımlarının haksız rekabete neden olan fiili olarak değerlendirilebileceği, .” Şeklinde izah edilen gerekçe ve görüşe aynen iştirak edilerek davalının bu şekildeki kullanımlarının TTK 54 ve devamı maddelerinde sayılan haksız rekabet oluşturduğu sonucuna varılmıştır.
Diğer yönden davalının ticaret ünvanı “…İlaç Ve Sağlık Ürünleri Anonim Şirketi” şeklinde olup kendisinden daha önce 1990 yılında kurulan ve tescil edilen “…HOLDİNG ANONİM ŞİRKETİ” ile aynı iştigal konusunda faaliyet gösterdiği, tarafların ticaret unvanlarının asli ayırt edici unsuru olan “…” ibareleri arasında da aynılık bulunduğundan TTK hükümleri kapsamında ticaret ünvanları arasında karıştırılma ihtimal olduğu sonucuna varılarak TTK 52.nci madde kapsamında davalının ticaret ünvanından “…” ibaresinin de terkini gerektiği (benimsenen bilirkişi heyeti raporunda “Davacılardan “…HOLDİNG ANONİM ŞİRKETİ”nin, davalı “…İLAÇ VE SAĞLIK ÜRÜNLERİ ANONİM ŞİRKETİ”nin ticaret unvanında yer alan “…” ibaresinin terkini yönünde talepte bulunabileceği ve uyuşmazlıkta davalı ticaret unvanından “…” ibaresinin terkini koşullarının oluştuğu,.” Şeklinde izah edilen görüşe aynen iştirak edildiği) sonucuna da varılmıştır.
Neticeden dava kabul edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;+
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı taraf eyleminin davacılara ait tescilli markaya yönelik tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun TESPİTİNE, Davalı tarafın İnternet ortamı ve Sosyal Medya kullanımları dahil bu tür kullanımlarının MEN’ine, REF’ine,
3-Davalı tarafın marka tecavüzü ve haksız rekabet oluşturan kullanımlarına yönelik ürünlere rastlandığında el konulup imha edilmesine,
4-Davalı firmanın ticaret ünvanında geçen “…” ibaresinin ticaret ünvanından terkin edilmesine, karar kesinleştiğinde Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
5-Kararın hüküm özetinin Türkiye genelinde yayımlanan tirajı 100.000 üzerinde olan bir gazetede masrafı davalı taraftan karşılanmak üzere bir kez ilan edilmesine,
6-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,4 TL’nin davalıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
7-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine,
8-Davacıların yaptığı; 2.100.00 bilirkişi ücreti, 49,5‬ tebligat ücreti, 59,30 TL ilk harç masrafı olmak üzere toplam 2.208,8 ‬TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacılar vekili ile davalı firma vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı.14/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır