Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/184 E. 2022/354 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R
ESAS NO : 2021/184
KARAR NO : 2022/354

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … -… …
VEKİLİ : Av. … ..
DAVA : 1-Marka Tecavüzünün Önlenmesi, Durdurulması, 2- Maddi- Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/06/2021
KARAR TARİHİ : 12/12/2022 Yazım Tarihi:04/01/2023
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Dava dava dışı …..) tarafından 06.03.2014 tarihinde “….” ibaresini marka olarak …. numara ile tescil ettirdiğini, müvekkili şirkete ise 11.05.2021 tarihli dilekçesi ile devir işlemi gerçekleştirildiğini, marka sahibi olarak ….’nin sicile kaydedildiğini, … firmasının izni ve onayı ile devir tarihinden önce de markanın kullanımının söz konusu olduğunu, müvekkili Şirketin uzun yıllardır kahvecilik alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin bu markayı işyerlerinde, reklam panolarında, tabela ve reklam vasıtalarında kullandığını, müvekkili Şirketlerin defter kayıtları incelendiği zaman markanın oluşturduğu pazar payının ve elde edilen gelirin ortaya çıkacağını, davalının aynı sektörde “……. adresinde faaliyet göstermekte ve ekte sunduğumuz fotoğraflarda ve fiş fotokopisinde görüleceği üzere “…. ibaresini tescilli markaymış gibi faturalarda, bardaklarda ve tabelalarda “…. şeklinde kullandığını, bu nedenle … – soruşturma numarasıyla suç duyurusunda bulunulduğunu, iddianamede şüphelinin … adıyla …da iş yeri açıp aynı faaliyet alanında iştigal ettiği, şüphelinin bu ismi kullanmak suretiyle müştekinin marka hakkına tecavüz ettiği bilirkişi raporuyla belirlendiğini, şüpheliye ait iş yerinden alınan iki adet tek kullanımlık şeker ambalajı emanetin…sırasına kaydedildiğini, ….. Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, müvekkili tarafından tescil edilen markanın ve davalı tarafından kullanılan ibarelerin esaslı unsuru …. ibaresi olduğunu, bu haliyle davalının kullandığı ibareler ile müvekkiline ait marka arasında kavramsal ve işitsel benzerlik bulunduğunun açık olduğunu, müvekkiline ait markanın kapsamının gıda emtiaları ile yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri olduğunu, davalı tarafından bu markanın aynı alanda yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerinde ve kahve vb. ürünlerin satışında kullanıldığını, müvekkiline ait markanın kapsamı ile şüphelinin markayı kullandığı faaliyet alanının aynı olduğunu, davalı Şirket tarafından ….” ibaresinin ürünlerinde, işletmesinde, reklam panolarında, tabelalarında, servis ürünlerinde kullanmasının müvekkilinin markasına açık bir tecavüz oluşturduğunu, bu suretle de haksız rekabete yol açtığını, davalı Şirketin müvekkilinin tescilli markası kapsamındaki mal ve hizmetlerle ilgili alanda faaliyet gösterdiğini, tescilli marka ile neredeyse aynı ibareyi müvekkilinin izni olmaksızın kendi mal ve hizmetlerinde kullandığını, müvekkilinin davalıya envanter ve demirbaşları satmış olmasının davalının davacıya ait marka adını kullanabileceği anlamına gelmediğini, “….” kelimesinin markaların esaslı unsurlu olduğunu, davalının müvekkilinin tescilli markasına son derece benzeyen “…” ibaresini bilerek ve iltibas yaratmak amacıyla kullandığını, bu hususun hukuka aykırılık teşkil ettiğini, arabuluculuk yolunda anlaşma sağlanamadığını, davalı şirketin kullandığı “…” ibaresinin müvekkili Şirketlerin tescilli markasına aynen benzediğinden bu durumun haksız rekabet nedeniyle müvekkilinin markasına tecavüz oluşturduğundan tecavüzün menine, her türlü tedbirin alınmasına, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 100.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin başlangıç tarihinden ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 30.11.2021 tarihli beyan dilekçesinde ise, davalının müvekkiline ait ürünlerin satışının yapıldığı online platform sayesinde müvekkiline ait markanın tanınırlığının artmış olduğunu, platform üzerinden on binlere satış yapıldığını, müvekkiline ait markanın online platformda görüntülenme sayısının milyonları bulduğunu, müvekkilinin dava konusu markanın yer aldığı işletmeyi davalıdan önce 5 yıl boyunca işletmiş olduğunu, markanın yer aldığı ürünlerin satışı ile ciddi şekilde tanınırlığının arttığını, müvekkilinin uğradığı zararın tazmini taleplerinin Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 151/2-c bendinde yer alan düzenleme gereğince hesaplanırken müvekkilinin sınai mülkiyet hakkına tecavüz eden davalının bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedelinin de dikkate alınmasını talep ettiklerini belirtmiştir.
Davacı vekili 20/10/2022 tarihli ISLAH dilekçesi ile maddi tazminat talebini 187.993,95 TL. daha arttırmıştır.
SAVUNMA:
Davalı şahıs vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Müvekkilin 2017 Nisan ayında kafeterya işletmek üzere … bünyesinde bulunan iş yerini kiraladığını, müvekkilinden önce aynı adreste davacı Şirketin “…” ismiyle hizmet veren işletmesinin bulunduğunu, 2017 yılının başından itibaren T…. genelindeki tüm şubelerini kapatarak kendi adına tescilli markası ile sadece internetten kahve ürünleri satışı yapan davacının 330.000,00 TL karşılığında ….adresindeki kapatmış olduğu şubesinden kalan tüm envanter ve demirbaşlarını (masa, sandalye, tabelalar, şekerlikler vb.) müvekkiline devrettiğini, devralınan ürünlerin kullanılmasında bir sakınca olmadığı yönünde tarafların anlaşmalarına rağmen müvekkilinin iş yerinin tüm dekorasyonunu yenileyerek isim ve logolarını değiştirdiğini, kafeterya olarak hizmet vermeye başladığını, Davacının önceden Aynı yerde kullanmış olduğu Afrika kökenli saçlarında kahve çekirdeklerinden yapılan taç bulunan kadın logosunun müvekkili tarafından kaldırılarak bunun yerine kahve çekirdeklerinden oluşan bir baykuş figürü kullanılmaya başlandığını, davacının turuncu ve siyah renklerini kullanarak “….” olarak yazılı tabelaları kaldırılarak yerlerine kahverengiyle farklı yazı stili kullanılarak yazılan “….” ibaresinin kullanılmaya başlandığını, davacının tescillemiş olduğu marka ismi ile müvekkilin kullanmış olduğu ismin farklı dillerde olduğunu ve farklı anlamlara geldiğini, davacı Şirketin tescil ettirmiş olduğu marka isminin….’da resmi dil olarak kabul edilen Felemenkçe bir kelime olduğunu, ….” ibaresinin kahve çekirdeği anlamına geldiğini, müvekkilinin iş yerinde kullandığı “…” ibaresinin ise İngilizce olduğunu, Nimet Kahve anlamına geldiğini, müvekkilinin kullandığı logo ile davacının tescil ettirmiş olduğu logonun tamamen birbirinden farklı olduğunu, müvekkilinin ticari faaliyetini yürüttüğü iş yerinin tamamen farklı bir konsept içerdi keticilerin farkı ayırt etmesinin mümkün olması sebebi ile iltibasa kesinlikle mahal vermediğini, müvekkilinin ….nin teras katında işletmekte olduğu iş yerinin geleneksel veya eski usul olarak tanımlanabilecek bir kafeterya olduğunu, müvekkilinin tost, poğaça gibi gıda ürünleri servis ettiğini, kahvehanelerde bulunan demleme çay, muz çayı, kivi çayı, oralet ve benzeri içeceklerin yanında kahve, limonata, portakal suyu gibi ürünleri hazırlayarak satış yaptığını, davacının “Koffieboon” markasıyla 2017 yılına kadar Türkiye’de az sayıda bulunan şubelerinde ticari faaliyetine devam ettiğini, 2017 yılından sonra şubelerini kapatarak hali hazırda kendi üretimi olan kahve çekirdeklerinin paket halinde internet üzerinden perakende satışını yapmaya devam ettiğini, davacının şubelerini kapatmadan önce vermiş olduğu hizmetin günümüzde “3. Dalga Kahveci” olarak adlandırılan şekilde olduğunu, 3. Dalga Kahveci olarak adlandırılan marka ve müesseselerin aksine eski usulde yukarıda anlatıldığı üzere hizmet veren müvekkilinin bu faaliyetiyle iltbasa yol açmış olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilin 2017 yılının başlarında iş yerinde ticarete başlamadan önce davacı ile anlaşarak bir takım envanter ve demirbaşları davacıdan satın aldığını, müvekkilinin kendisinin üretimi olan herhangi bir ürün olmadığını, müvekkilinin faaliyet konusu gereği Müşterilerine sunacağı ürünleri dışarıdan tedarik ettiğini, hazırlayıp satarak ticaret yaptığını, bu sebeple de davacının kendisinin müvekkiline satmış olduğu ürünler nedeniyle marka hakkını ihlal ettiği iddiasının dürüstlük ilkesiyle de bağdaşmadığını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
6769 Sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU ; (10/01/2017 yürürlük)
Madde 7 ” (1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir.Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve …. ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.”,
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek…………..” hükmü,
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden ;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı “gibi taleplerde bulunabilir.
Madde 151/2 ” Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.” hükmü ;
6098 sayılı TÜRK BORÇLAR KANUNU
Madde 49″ Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Madde 50 ” Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.”, hükmü,
6100 sayılı HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU
MADDE 304/1″ Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.” hükmü yer almaktadır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı tarafın devir aldığı 2011/115527 tescil sayılı markasının davalı tarafça iltibas oluşturacak şekilde işyerinde kullandığı iddiasına bağlı marka tecavüz eyleminde bulunulup bulunulmadığı, ihlal söz konusu olduğu takdirde davacının maddi ve manevi tazminat talebinin yerinde ve doğru olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
Davacıya ait 2011/115527 sayılı “Şekil+Koffieboon” ibareli 30 , 43 .ncü sınıf yönünden dava tarihinde tescilli ve korunan markası olduğu Türk Patent kayıtları ile tespit edilmiştir.
Dosyaya sunulan karşılıklı tüm delil ve belgeler, celbedilen kayıtlar, (emsal lisans araştırması da yapıldığı, ….’dan gelen yazıda emsal lisansa rastlanmadığı ifade edildiği, ) davalının yargılandığı …. dosyasına ait ilgili belgeler ( arama-tespit tutanağı, bilirkişi raporu, ifadelerin yer aldığı tutanaklar v.s. ) , taraflara HMK 220/3 maddesi kapsamında çıkartılan ihtar kapsamında sunulan defter ve kayıtlar ( taraflardan istenen ve dosyaya kazandırılan Yıllık Beyannameler, Bilanço-Gelir Tabloları ve Dönemsel Geçici Vergi Beyannameleri esas alınarak uyuşmazlık konusu markaya ait ciro hesaplamasına ilişkin tablolar ) ve tüm dosya kapsamı 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdii edilerek rapor alınması yönüne gidilmiştir.
14.04.2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda ” Savcılıkça yapılan soruşturma aşamasında,…tarafından 02.11.2020 tarihinde “…. adresinde yapılan tespitte işyerinin tabelasında, panosunda, menüsünde, ürünlerinde “….” ibaresinin kullanıldığı tespit edilmiştir. Nitekim, davalı … de 02.11.2020 tarihli savunmasında, “…Devraldıktan sonra kendilerinin talebi üzerine tabela ismimi ‘….’ olarak değiştirdim. Ben bu haliyle işyerime devam ettim…” demiştir. Bu itibarla, hem davalı …’ün beyanlarından hem de soruşturma aşamasındaki tespitlerden, davalı …’ün 2017 yılı Nisan ayından beri işyeri tabelasında ve ürünlerinde “….” adını fiilen kullandığı anlaşılmıştır.
SONUÇ; 1. Davalı …’ün de yiyecek ve içecek/gıda sektöründe faaliyet gösterdiğinin anlaşıldığı; davalının … ibaresini fiilen kullanmasının davacının “Koffieboon” tescilli markasındaki mal ve hizmet sınıfı olan 30. ve 43. Sınıftaki yiyecek içecek/gıda sektörü emtialarını aynı mal ve hizmetler sınıfı türünde kapsadığı;
2. Davacı….nin….sayıyla TPMK nezdinde korunan …” (Türkçesi:…) tescilli marka adı ile davalı …’ün 2017 Nisan ayından beri fiilen kullandığı ….(… adının karşılaştırılmasında, iki ibare arasında aynılık/benzerlik olduğu; logo tasarımlarının farklı olmasının marka adlarındaki aynılığı/benzerliği ortadan kaldırmadığı; marka logolarında kullanılan marka esas unsurunun “boon” ibaresinin ortak/aynı olduğu; tarafların kullandıkları marka adları arasında işitsel, anlamsal, görsel, fonetik, kavramsal aynılık/benzerlik olduğu; davalının kullandığı marka adı ile karşı karşıya kalan tüketicinin, davacının tescilli marka adı ile benzer şekilde yaratılmış davalının kullandığı ibareyi davacının markasının yeni bir serisi, devamı, çeşidi olarak yorumlayabileceği; bu ibarelerin tüketiciler nezdinde ilişkilendirilme, karıştırılma, çağrıştırma yapabileceği; dolayısıyla davalının söz konusu “…” ibaresini kullanımının iltibas ihtimalini oluşturabileceği; bu durumda davalı …’ün işletmesinde fiilen ….SMK 7. ve 29. Maddelerde düzenlenen davacının markasına karşı marka hakkına tecavüz durumunun doğduğu;
3. Davalı … ’ün ….yıllarına ait cirosu üzerinden hesaplanan tazminat tutarının 188.993,95 TL olduğu;
4. Davacı…. yıllarına ait cirosu üzerinden hesaplanan tazminat tutarının 46.431,46 TL olduğu;” şeklinde ifade edilmiştir.
Taraflarca kök rapora itiraz üzerine itirazları karşılar aynı heyetten Ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyetinin sunduğu 28.07.2022 Tarihli EK RAPOR’da “İtirazlara İlişkin Açıklamalar: Davalı yan Bilirkişi Kök Raporunda, marka hakkına tecavüz durumunun bulunduğu değerlendirmesine katılmanın mümkün olmadığını belirtmiştir. Ancak, Bilirkişi Kök Raporunda da belirtildiği üzere, davacı…nezdinde korunan ….) tescilli marka adı ile davalı …’ün 2017 yılı Nisan ayından beri fiilen kullandığı ….) adının karşılaştırılmasında ise; iki ibare arasında aynılık/benzerlik olduğu; logo tasarımlarının farklı olmasının marka adlarındaki aynılığı/benzerliği ortadan kaldırmadığı; marka logolarında kullanılan marka esas unsurunun “boon” ibaresinin ortak/aynı olduğu; tarafların kullandıkları marka adları arasında işitsel, anlamsal, görsel, fonetik, kavramsal aynılık/benzerlik olduğu; davalının kullandığı marka adı ile karşı karşıya kalan tüketicinin, davacının tescilli marka adı ile benzer şekilde yaratılmış davalının kullandığı ibareyi davacının markasının yeni bir serisi, devamı, çeşidi olarak yorumlayabileceği; bu ibarelerin tüketiciler nezdinde ilişkilendirilme, karıştırılma, çağrıştırma yapabileceği; dolayısıyla davalının söz konusu….” ibaresini kullanımının iltibas ihtimalini oluşturabileceği kanaati edinilmiştir. Nitekim, tanık ….ın beyanında, “Sanığa devrettiğim sırada şekerlikler ve bardaklıklar vardı ve üzerilerinde …yazıyordu. Sanığa iş yerini devrettiğim sırada isim hakkı bize ait olmadığı için üzerinde… yazan tabela ve diğer tüm demirbaşların, bu arada bardak ve şekerliklerin değişmesi gerektiğini” söylemiştir.
6769 sayılı SMK’nun 151/2-c maddesine dayanılarak tazminat hesaplanması talebiyle açılan ve somut olaya emsal teşkil eden lisans sözleşmesinin dosyaya girmediği uyuşmazlıkta, Yargıtay kararları doğrultusunda, tarafların dönemler itibarıyla belirlenen ciroları üzerinden, oranların ortalaması alınarak hesaplanan tazminat tutarı Kök Raporumuzda Mahkemenin takdirine sunulmuştur.
Ciro; bir işletmenin belirli bir süre içinde ürettiği net satış miktarıdır. Hem davacı hem de davalı taraf için yapılan tazminat hesaplamasında kullanılan ciro tutarları Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına sunulan Kurumlar ve Gelir Vergisi Beyannameleri üzerinden alınmış olup, yeni bir tutar hesaplamasına gidilmemiştir.
SONUÇ…, tarafların Bilirkişi Kök Raporuna ilişkin itirazlarının incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde, nihai takdiri Mahkemeye ait olmak üzere; tarafların itirazlarının Bilirkişi Kök Raporunda tespit edilen hususları değiştirici nitelik taşımadığı sonucuna varılmıştır. ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin tazminat hesabı açısından 25/05/2022 tarihli itiraz dilekçesinde belirtilen ilgili yerlere yazı gönderilmesi, diğer tarafa ihtarlı yazı gönderilmesi yönündeki talebi dosyaya sunulan bilirkişi heyeti ek raporu duruşmada tespit edilen uyuşmazlık ve davacının seçenek talebine göre defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığından bu yönündeki talepleri HMK.30.maddesi kapsamında değerlendirilerek reddine ; Davalı vekilinin ise yeniden bilirkişi raporu alınması talebi HMK 30.maddesi kapsamında değerlendirilerek reddine karar verilmiştir.
GEREKÇE
SMK 7.nci madde kapsamında marka tesciline sahip olanların hakları belirtilmiş ve buna aykırı davrananların eylemi ise SMK 29.ncu maddede marka tecavüzü olarak nitelendirilmiştir.
Davacı tarafın yukarıda belirtilen şekilde 11.05.2021 tarihinde dava dışı firmadan devren hak iktisap ettiği …. sayılı “Şekil+Koffieboon” ibareli 30 , 43 .ncü sınıf yönünden dava tarihinde tescilli ve korunan markası olduğu …. kayıtları ile tespit edilmiştir.
Davalı tarafın ise 2017 yılından itibaren davacının önceki marka sahibinin kiracısı olan….” adresindeki işyerini demirbaş eşyaları ile birlikte devir alarak kafeterya işletmeciliği konusunda faaliyet göstermeye devam ettiği , ancak davalının bilirkişi raporu, tanık …. esas sayılı dosyasındaki 08/03/2022 tarihli duruşmadaki) ifadesi ve 02/12/2020 tarihli tespit tutanağında ve kendi ikrarında geçtiği şekilde işyerindeki tabela ve sair logolarında, tanıtım ürünlerinde ….” ibaresini kullandığı anlaşıldığı;
Yine benimsenen kısmı ile bilirkişi heyet raporunda geçen “iki ibare arasında aynılık/benzerlik olduğu; logo tasarımlarının farklı olmasının marka adlarındaki aynılığı/benzerliği ortadan kaldırmadığı; marka logolarında kullanılan marka esas unsurunun “boon” ibaresinin ortak/aynı olduğu; tarafların kullandıkları marka adları arasında işitsel, anlamsal, görsel, fonetik, kavramsal aynılık/benzerlik olduğu; davalının kullandığı marka adı ile karşı karşıya kalan tüketicinin, davacının tescilli marka adı ile benzer şekilde yaratılmış davalının kullandığı ibareyi davacının markasının yeni bir serisi, devamı, çeşidi olarak yorumlayabileceği; bu ibarelerin tüketiciler nezdinde ilişkilendirilme, karıştırılma, çağrıştırma yapabileceği; dolayısıyla davalının söz konusu “CoffeeBoon” ibaresini kullanımının iltibas ihtimalini oluşturabileceği kanaati edinilmiştir.
Bu itibarla, sonuçta Heyetimizce; davalı …’ün işletmesinde fiilen “….” markasının haklarına tecavüz ettiği; dolayısıyla bu durumda davalı tarafından davacının markasına karşı SMK 7. ve 29. Maddelerde düzenlenen marka hakkına tecavüz durumunun doğduğu ” görüşü de aynen benimsenerek davalı kullanımının davacıya ait tescilli markaya tecavüz oluşturduğu sonucuna varıldığı, davalının dava dışı (Ceza davasında tanık) Serdar Aydın’dan burayı işletmedeki demirbaşları ile devir almasının davacıya ait markayı da lisans izni ile kullandığı sonucu çıkmayacağı, dava konusu markanın kullanımı konusunda gerek markayı devreden gerekse de devralan tarafca davalıya yazılı bir lisans (izin) verilmediğinden davalı savunması haklı bulunmadığı;
Neticeden davalının eylemi marka tecavüzü şeklinde oluştuğu sonucuna varılarak “davalı taraf eyleminin davacıya ait tescilli markaya tecavüz oluşturduğundan davalı eyleminin ÖNLENMESİNE, DURDURULMASINA, Kısmen maddi ve manevi tazminata, kararın ilanına ” dair karar verilmesi gerekmiştir.
Maddi , Manevi tazminat oranı konusu;
SMK Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden ;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı “gibi taleplerde bulunabilecektir.
Bu kapsamda davacı vekili dava dilekçesi ile SMK 151/2-c maddesindeki ” sınai mülkiyet hakkına tecavüz eden davalının bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeli ” seçeneğini tercih ettiği ve 20/10/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 187.993,95 TL. daha arttırarak 188.993,95 TL. Maddi tazminat talebinde bulunmuştur.
Bilirkişi heyeti raporunda ise ” Davalı … ’ün … yıllarına ait cirosu üzerinden hesaplanan tazminat tutarının 188.993,95 TL olduğu;
Davac…. yıllarına ait cirosu üzerinden hesaplanan tazminat tutarının 46.431,46 TL olduğu;” ifade edilmiş olup SMK 151/2-c maddesindeki ” Sınai mülkiyet hakkına tecavüz eden davalının bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeli ” hesap edilmelidir.
ATO’dan gelen yazıda lisans bedeli bulunmadığı, davacı tarafca da örnek lisans sunulmadığından davalı eylemi aynı zamanda Borçlar Kanunu hükümleri kapsamında “haksız fiil” de sayılarak BK 49 ve 50/2.nci maddesine göre davalı ve davacı cirolarının toplamının yarısı olan 81.388,00 TL miktarı üzerinden takdiren lisans bedeli tespit edilmiştir.
Faiz başlangıcı ise 02/12/2020 tarihli tespit tutanağı davalı taraf açısından ilk ihlalin varlığını resmi olarak saptadığından takip eden aybaşı olan 2021 yılı OCAK ayı başından itibaren itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın reddine karar verilmiştir.
(Kısa kararda faiz başlangıç tarihi sehven 2019 yılı başı yazılsa da 6100 sayılı HMK MADDE 304/1″ Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir.” denildiğinden gerekçeli karar yazılırken ve karar henüz tebliğ edilmediğinden bu hata re’sen düzeltilmiş ve hüküm kısmına 2021 yılı başı ibaresi düzeltilerek yazılmıştır.)
Davacı taraf aynı zamanda manevi tazminat talebinde de bulunmuş olup davalı eylemi marka tecavüzü oluşturduğundan SMK 149.ncu maddeye göre takdiren 25.000,00 TL manevi tazminatın dava konusu markanın devir alındığı 10/05/2021 tarihinden itibaren ( markanın devir alındığı tarihten önceki manevi zarar devreden açısından değerlendirilebileceği, mali zararın devri mümkün iken manevi zarar devri mümkün olmadığı ) yürütülecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın reddine karar verilmiştir.. ( bu oranın tespitinde ise davacının tescilli markasındaki işaretin aynısı davalı tarafca işyerinde izinsiz kullanılması dolayısıyla bu durumun davacı üzerinde yarattığı/yaratabileceği olumsuz etkileri nedeniyle takdiren tayin edilmiştir.)
Neticeden dava kısmen kabul edilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davalı taraf eyleminin davacıya ait tescilli markaya tecavüz oluşturduğundan davalı eyleminin ÖNLENMESİNE, DURDURULMASINA,
3-Davacı tarafça talep edilen ve ıslah suretiyle artırılan maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 81.388,00 TL’nin 2021 yılı başından itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın REDDİNE,
4-Davacı tarafça talep edilen manevi tazminat talebiyle ilgili olarak takdiren 25.000,00 TL manevi tazminatın dava konusu markanın devir alındığı 10/05/2021 tarihinden itibaren yürütülecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın REDDİNE,
5-Kararın hüküm özetinin Türkiye genelinde yayınlanan ve tirajı 100.000’in üzerinde olan bir gazetede masrafı sonradan davalı taraftan tahsil edilmek üzere bir kez ilan edilmesine,
6-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 7.267,36 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL ilk ıslah harcı 3.210,50 TL= 3.269,8‬0 TL’den düşümü ile bakiye 3.997,56‬ TL’nin davalıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
7-AAÜT uyarınca tazminat dışı istemler yönünden 15.000,00 TL vekalet ücreti, maddi tazminat yönünden 15.000.00 TL vekalet ücreti, manevi tazminat yönünden 15.000.00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 45.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
8-AAÜT uyarınca reddedilen maddi tazminat yönünden 15.000,00 TL vekalet ücreti, manevi tazminat yönünden 15.000,00 TL vekalet ücreti olmak üzere 30.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
9-Davacının yaptığı (2.550,00 TL bilirkişi ücreti, 157,1‬ TL tebligat gideri) toplam 2.707,1‬0 TL nin kabul ve red oranına göre takdiren 1/2 si olan 1.353,55‬ TL ile 3.269,8‬0 TL harç masrafı olmak üzere toplam 4.623,35‬ TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
10-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile …. istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı.12/12/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza