Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/178 E. 2022/153 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/178 Esas – 2022/153
T.C. ”TÜRK MİLLETİ ADINA”

4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/178
KARAR NO : 2022/153

DAVA : Marka … Sayılı YİDK Kararı İptali – Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 14/06/2021
KARAR TARİHİ : 18/05/2022 Yazım Tarihi : 17/06/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: davacının 2002 yılından beri “… Okulları” markası altında eğitim ve öğretim alanlarında Türkiye geneline yayılmış faaliyetlerde
bulunduğunu, bu faaliyetlerinde kullandığı “…” markasına yaptığı yatırımlar neticesinde bu
markanın Türkiye çapında tanınır hale geldiğini ve eğitim sektöründe bir kalite sembolü
olduğunu, “…” ibaresinin eğitim sektöründe doğrudan davacıyı çağrıştırdığı, bu ibarenin
davacı adına tanınmışlık ve bağımsızlık da kazandığını, nitekim bu tanınmışlığın davalı
TÜRKPATENT tarafından da kabul edilerek T/02430 no. tahtında ilgili sicile kaydedilmiş
olduğunu, davalı şahsın aynı ibareyi ihtiva eden markasının davacının tescilli markalarından
doğan haklarını ihlal ettiğini, davalının davaya konu “…” markasının “…”
ibaresini olduğu gibi ihtiva ettiğinden davacının tescilli/tanınmış/seri markalarıyla iltibas
yaratma ihtimalinin kuvvetli olduğunu, davalının bu markasını gören tüketicilerin davalıyı davacının bir şubesi olarak algılayacaklarını, taraf markalarının aynı/aynı tür hizmetlerde
kullanılacağını, davalının tescil başvurusunun kötü niyetli olduğunu ve davacının markasının
tanınmışlığından haksız olarak yararlanılmak istenildiğini, zira davalının dava konusu marka
başvurusunda bulunurken davacının markalarından haberdar olmamasının mümkün
olmadığını, somut olaya benzer nitelikteki olaylarda ihtisas mahkemelerinin üçüncü kişilere ait
“…”lı markaların davacının tescilli/tanınmış markalarıyla iltibas yaratma tehlikesini kabul
ettiğini, huzurdaki davaya konu YİDK kararının bu yargı kararları ile de çeliştiğini iddia ederek,
TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının iptalini ve davalı şahsın …
sayılı markasının tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Şahıs Vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: davacının dava açma ehliyeti
bulunmadığını, zira dava konusu şekil markasında binaen ortada zarar gören ve zarara uğrama
ihtimali bulunan bir tarafın mevcut olmadığını, karşılaştırılan markaların görsel, işitsel ve
kavramsal açılardan çok farklı olduğunu, somut olayda markanın mutlak veya nispi red
nedenlerinden hiçbirinin mevcut olmadığını, ayrıca taraf markalarının farklı mal ve hizmetlerde
kullanılacağını, asıl davacının huzurdaki davayı açmakla kötü niyetini ortaya koyduğunu, bu
nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şahsın … başvuru sayılı markası ile davacı tarafın kurum nezdinde ileri sürdüğü mesnet markaları arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın markalarının tanınmışlığı ve davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı iddialarının SMK 6/5, 6/9 maddelerine göre yerinde ve doğru olup olmadığı, Türk Patent’in … sayılı YİDK kararının iptalinin, davalı markasının da hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 15/04/2022 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 14/06/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında; ”… başvuru numaralı ”…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı başvurunun 2017 552, 2007 58424, …………………………., ibareli markalara dayanılarak 6769 s. SMK ‘nın 6 ıncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
2017-M-301 sayılı Kurul kararı dikkate alınarak yapılan değerlendirme sonucunda, işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar, görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmadığından iş bu itirazın da tüm gerekçeleri bakımından reddi gerekmiştir.
Karar: İtirazın reddedilmesine oy birliği ile karar verilmiştir. ” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
… (…) … koleji + şekil (2013 27985)
41. Sınıf 16,41,43. Sınıf
… koleji +şekil (2013 27986)
16,41,43. Sınıf
…. ve diğerleri
Bilirkişi heyetinden alınan 04.02.2022 tarihli raporda ÖZETLE; “1) Karşılaştırılan işaretlerin görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzer olduğu,
2) Davalının markasının kapsamına alınmak istenilen 41. Sınıfa giren tüm hizmetler açısından, emtia ayniyeti şartının gerçekleştiği,
3) (1) ve (2) nolu bentte yer alan sebepten dolayı, karşılaştırılan markalar arasında, iltibas tehlikesinin/karıştırılma ihtimalinin bulunduğu,
4) Davacının markalarının tanınmışlığından kaynaklanan iddiasının davalının markasının tesciline/hükmüne engel olabileceği,
5) Davacının “kötü niyet” iddialarının değerlendirmesinin hukuki niteliği yüksek olduğundan Sayın Mahkeme tarafından yapılması gerektiği,
6) Dava konusu edilen 13.04.2021 tarihli ve … sayılı YİDK Kararının, (3) ve (4) nolu bentlerdeki değerlendirmeler ile uyumlu olmadığı,
7) Davacının hükümsüzlük isteminin, (3) ve (4) nolu bentlerdeki değerlendirmeler ile uyumlu olduğu, ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davalı firma vekilinin yeni bir heyetten rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki marka işareti arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yargılama konusu hizmetlerden satın almak/yararlanmak istediğinde davalı başvuru markasını gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davacının “…” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, yüksek benzerlik nedeniyle her iki markada bir yanılgı yaşayabileceği, benzerlik nedeniyle her iki taraf markasının aynı işletmeye ait markalar ya da idari ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme markaları olarak algılanabileceği , taraf markaları arasında SMK 6/1 maddesindeki iltibas /karıştırılma / benzerlik koşulu oluştuğu ;
Davacı tarafın SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Dava konusu marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Ancak bu durumlar SMK 6/1 iltibas durumunu da ortadan kaldırmadığından neticeden aksi yöndeki YİDK kararının iptali ile davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Dava konusu Türk Patentin … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
3-Dava konusu … sayılı marka tescilli olduğundan HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, sicilden terkin edilmesine, karar kesinleştiğinde Türk Patente müzekkere yazılmasına,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,4‬ TL’nin davalılardan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
5-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan eşit tahsiliyle davacıya verilmesine,
6-Davacının yaptığı; 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 162‬,00 TL tebligat ücreti, 59,30 TL ilk harç masrafı olmak üzere toplam 2.321,3‬ TL yargılama giderinin davalılardan eşit tahsiliyle davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 18/05/2022