Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/168 Esas – 2022/155
T.C. ”TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R
DAVA : Marka …sayılı YİDK Kararı İptali – Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 07/06/2021
KARAR TARİHİ : 18/05/2022 Yazım Tarihi : 17/06/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE:Davacı şirketin temellerinin 1978 yılında Adana’da
atıldığı, günümüze kadar büyüyerek geldiği, son yıllarda Trabzon Sürmene’de çay
fabrikası satın alan … A.S’nin, Türk çayını uluslararası standartlarda üretmeye
başladığı, … A.Ş’nin en iyiyi ve en kaliteliyi en uygun fiyata tüketicisine sunabilmek
için var gücüyle çalısan global bir marka haline geldiği, “…” ibaresinin ilgili sektörde
uzun yıllardır kullanıldığı, ilk günden bu yana yatırımlar yapılarak bu uğurda maddi ve
manevi emek harcandığı ve markaya ayırt edicilik kazandırıldığı, … markasının Davacı
ile özdeşleştiğini, … numarası ile tanınmış marka olarak korunduğu, markanın
1992 yılından itibaren aktif olarak kullanılması nedeniyle özellikle gıda sektörünün 01,
03, 05, 07, 08, 09, 11, 16, 21, 22, 23, 24, 26, 27, 29, 30, 31, 32, 33, 35, 36, 38, 41,
43, 44, 45. sınıflarda ve bu ürünlerin tüketiciye sunulduğu 35. sınıfta dahil olmak üzere
bir tanınmışlığa ulaştığı, davalıya ait 2020/19694 başvuru numaralı “…” ibareli
marka başvurusunun ise 09/12/35/37/40/42. sınıflar için yapıldığı, taraf markalarının
aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, “B” harfi ”G” harfi ile değiştirilerek
farklılık yaratılmaya çalışıldığını, markaların görsel olarak da ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, başvuru markasının Davacıya ait seri marka olarak düşünülebileceği,
Davacının faaliyet alanı olan sınıflarda Davalının “…” markası ile faaliyette
bulunmak amacıyla gerçekleştirdiği tescil nedeniyle, Davacının maddi ve manevi
zararları olacağı, Davalının ise gerek yurt içinde gerekse yurt dışında tanınmışlığa sahip
… ve seri markaları sayesinde haksız kazanç ve iktisaplara kavuşacağı, “…”
ibareli başvurunun Davacının tescilli markaları olan … ibareli markalarına ayniyet derecesinde benzer olduğu, işitsel ve görsel olarak iltibasa
sebebiyet verdiği ve anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali ve karıştırılmaya yol
açabilecek kuvvette benzer bulunduğu; ve başvurunun kötüniyete dayandığı”
gerekçeleri öne sürülerek, Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme
Kurulunun 13.04.2021 tarih ve 2021- M- 293 nolu karanının iptaline, “…” ibareli
başvuru markasının tescil edilmiş olması halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Firma Vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Davalı markası ile davacının logoları
arasında benzerlik ya da karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, davalının özgün bir
logosu olduğu, taraf markalarının başlangıçlarının farklı olduğu, bütünsel ve
anlamsal olarak hiçbir ortak noktalarının bulunmadığı, davalı markasındaki
renklerinin sektörel anlamı bulunduğu, davalının gemi yat ve elektrik gibi alanlarda
faaliyet gösterdiği için mavi rengin denizi, yeşil rengin doğayı sembolize ettiği,
renklerin uzun hatlar halinde olmasının ise elektriktik kablolarını sembolize ettiği,
… ibaresinin ayırt ediciliği bulunmayan tarihi bir kullanım alanına sahip olduğu,
Yunan alfabesinin ikinci harfi olduğu, harfin adının … olmasına karşın matematik
terimi …’nın bu harf ile sembolize edilmesi nedeniyle … olarak da bilindiği,
birçok şirketin unvanında kullanıldığı, yalnızca İstanbul Ticaret Odasına kayıtlı
yüzlerce şirket unvanı olduğu, herkes tarafından kullanıldığı, anonim bir terim
olduğu, halka mal olduğu, bir kişi ya da kurumun inhisarına bırakılamayacağı,
davacının tanınmış marka olmasına dayanarak tekelci bir yaklaşımla çok fazla dava
açtığı, haksız kazanç saiki ile hareket ettiği, taraf markalarının hitap ettiği tüketici
kitlesinin farklı olduğu, karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı, davalının gemi, yat ve
santrallere özel olarak projelendirme, proje çizimleri, otomasyon, pano imalatı,
elektrik malzemesi tedarik etme, elektrik işleri ile ilgili montaj operasyonlarının
yapılması, kablo döşeme işlemleri teknik arızların giderilmesi ve buna benzer hizmet
ve ürün temini sağladığı, gemi elektriği hizmeti almak isteyen tüketicinin içecek
sektöründeki bir marka ile karıştırmayacağı, davalının mal ve hizmetlerinin hitap
ettiği tüketicilerin gerçek kişi tüketici değil tacir ya da kamu kurumu olduğu, taraf
markaları arasında benzerlik koşulunun sağlanmadığı, sektörel anlamda birbirinden
çok uzak iki şirketin tanınmışlığı nedeni ile birbiri aleyhine veya lehine menfaat
sağlamayacağı” gerekçeleri öne sürülerek davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı firmanın 2020/19694 başvuru sayılı markası ile davacı tarafın “…” ibareli tescilli markaları arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın önceye dayalı kullanım, tanınmışlık, ticaret unvanı ve fikri hak iddiası, kötü niyetli başvuru yapıldığı iddialarının SMK 6/3, 6/5, 6/6, 6/9 maddeleri açısından yerinde ve doğru olup olmadığı, Türk Patent’in …sayılı YİDK kararının iptalinin, davalı markasının da hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 15/04/2022 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 07/06/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … başvuru numaralı ”…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2001 19191, 2003 12043,…. sayılı ……….. , ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali, tanınmışlık ve kötü niyet gerekçesiyle 6769 s. SMK ‘nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
………
…. yapılan değerlendirme sonucunda, çekişme konusu ” … 7 Geta” ibarelerinde ortalama tüketicilerin dikkatinin yoğunlaştığı ilk harflerin farklı olduğu, dörder harften oluşan görece kısa ibarelerde tek harf farklılığının daha kolay fark edilebilir olabildiği, yan unsurlarla birlikte başvurunun bir bütün olarak itiraz gerekçesi markalardan farklılaştığı hususları dikkate alındığında markalar arasında karıştırılma veya tanınmışlık nedeniyle ilişkilendirme ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Diğer yandan başvurunun kötü niyetle yapılmış olduğuna ilişkin yeterli bilgi ve belge itiraz ekinde sunulmadığından söz konusu itiraz da yerinde bulunmamış ve işbu başvurunun reddi gerekmiştir.
Karar: İtirazın reddedilmesine oy birliği ile karar verilmiştir. ” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük tarihli)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını,fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/3 maddesinin uygulanması için tescilsiz olarak kullanılan işaretin MARKASAL şekilde yani işlevine uygun , ayırt ediciliği sağlanmış olarak ticaret alanında kullanılması, bu kullanımın da Türkiye hudutları içinde olması gerekir. Üçüncü kişinin davaya konu tescil başvurusundan veya rüçhan hakkının doğumundan önce, bu işareti kullandığı , çevresinde belli bir oranda bu işaret üzerinde hak sahibi olarak bilinip tanındığının ispatı (tüm Türkiye genelinde değil) gerekir. Diğer bir anlatımla, öncelik hakkını ileri sürenin söz konusu ibarenin başkası tarafindan kullanımını veya tescilini engelleme hakkı verecek nitelik ve yoğunlukta bu işareti Türkiye hudutları içinde ticaret alanında kullandığını ispatlaması gerekir. Gerçekten, bir işareti ilk kullanan ve ona ayırt edici nitelik kazandıran kişi onun hak sahibi olarak kabul edilir ve bu halde gerçek hak sahipliği sözkonusudur.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
SMK 6/6 madde kapsamına, kişilik haklarından isim hakkı ile fotoğraf üzerindeki hak, FSEK kapsamında telif hakları ve sınaî haklar olan marka, tasarım, patent, faydalı model, coğrafi işaret, ticaret unvanı, işletme adı girer. Marka ve ticaret unvanı da sınaî mülkiyet hakkı olarak maddenin koruma kapsamına alınmıştır. Ancak sınaî mülkiyet hakları kapsamında korunacak bir markadan veya ticaret unvanından söz edebilmek için “tescil” şarttır. Örneğin bir ticaret unvanına dayanarak başkasına ait marka tescilinin engellenmesi isteniyorsa bu ticaret unvanının ticaret sicilinde tescilli olması gerekmektedir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
… +şekil (2020/19494) … +şekil (2001 19191)
09,12,35,37,40,42. Sınıf 05,29,30,31. Sınıf
… …+şekil (2016 01385)
16,35,38,41.Sınıf
…. Ve … ibareli diğerleri
Bilirkişi heyetinden alınan 03/03/2022 tarihli raporda ÖZETLE; “(1) Başvuru markasının 09. sınıfta tesciline karar verilen mallardan “Bilim, denizcilik, topoğrafya, meteoroloji, sanayide ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları: tıbbi amaçlı olmayan termometreler, barometreler, ampermetreler, voltmetreler, nem ölçerler, test cihazları, teleskoplar, periskoplar, pusulalar; taşıt göstergeleri; laboratuvarlarda kullanılan malzemeler: mikroskoplar, büyüteçler, dürbünler, deney malzeme ve cihazları. Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar (sensörler). Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar.. Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil yangın söndürme aletleri ve cihazları (yangın söndürme hortumları ve yangın söndürme vanaları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar. Dekoratif mıknatıslar. Metronomlar” mallarının, 35. sınıfa konu hizmetlerin ve 40. sınıfta tesciline karar verilen hizmetlerden “Gıdaların kurutulması, konservelenmesi, dondurulması, pişirilmesi, tütsülenmesi, salamura edilmesi hizmetleri; gıda işleme ve üretimi konularında bilgi verilmesi hizmetleri. Hayvan kesim hizmetleri. Deri ve kürk işleme hizmetleri”,nin Davacının itiraza mesnet gösterip hükümden düşmemiş olan 94 adet markasının kapsamındaki mal ve hizmetler ile aynı veya benzer mal veya hizmet niteliği taşıdığı;
(2) Ancak, Davalının “…” esas unsurlu başvuru markası ise Davacının …, … TEA veya farklı kelimeleri esas unsur olarak ihtiva eden markalarının “görsel, işitsel ve kavramsal bakımdan bütünsel olarak ortaya çıkardıkları genel izlenim itibarıyla ilişkilendirilebilecek veya karıştırılabilecek düzeyde benzerlik taşımadığı;
(3) Davacı tarafından SMK 6/5 hükmünde aranan şartların mevcut olduğunun somut olgu ve delillerle ortaya konulamadığı;
(4) Davacı tarafından SMK 6/3 ve 6/6 hükümlerinde aranan şartların mevcut olduğunun somut olgu ve delillerle ortaya konulamadığı; internette rast geldiğimiz ve Davacı tarafından sunulan somut başkaca bir delil ile desteklenmeyen görsellere göre, Davacının … TEA ibareli markasal kullanımının veya … ibareli ticaret ünvanı kullanımının 30. sınıfa konu çay emtiası ile 35 sınıfta çay ve demlik emtiasının perakende satışı hizmetleriyle sınırlı olabileceği;
(5) Davaya konu başvurunun, Davacının kötüniyet iddiasına dayalı itirazına ve davasına mesnet gösterdiği markasıyla iltibas yaratacağı umudu/planı/niyetiyle, ve böylece haksız menfaat temin etmek amacıyla veya markayı gerçekte kullanılmayıp yedeklemek, marka ticareti yapmak veya şantaja yönelik veyahut davacıyı engellemek amaçlarıyla yapıldığının somut olgu ve delillerle ispatlanıp ispatlanamadığının takdiri gerekmektedir. ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.
GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki marka işareti arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının “… +şekil” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “… ” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ,sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma / faydalanma süresi içinde, davalının “… +şekil” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının”… ” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının “… ” ibareli tescilli markalı mallarından/hizmetinden satın almak/yararlanmak isterken davalının “… +şekil” ibareli başvuru markalı malı/hizmeti satın almak / yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacının tescilli markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar / hizmetler algısı da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı kanaati oluştuğu;
Davacı tarafın”… +şekil” ibareli başvuru üzerinde SMK 6/3 maddesi anlamında önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği kanıtlanmadığı,
Taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/4-5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Davacı tarafın “… +şekil” ibareli başvuru üzerinde SMK 6/6 maddesi anlamında ticaret ünvanı dahil diğer fikri ve sınai mülkiyet hak iddiası kanıtlanmadığı;
Dava konusu marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle YİDK kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,4 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara eşit olarak verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 18/05/2022