Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/154 E. 2022/63 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA” ANKARA (Bozmaya Uyma)
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/154
KARAR NO : 2022/63
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : …
DAVALI : ….
DAVA : Haksız Rekabetten kaynaklanan Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 05/03/2013
KARAR TARİHİ : 23/02/2022 Yazım Tarihi: 14/03/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; … arama motoruna müvekkili davacının tescilli markası ve ünvanı olan “….” yazıldığında, “…. …” ve “…Turizm …” ibarelerinin otomatik olarak görüntülendiğini, yine … internet arama motoruna “…. …” yazıldığında ise hemen ilk sayfada davacı hakkında … bulunulduğuna ilişkin davalıya ait internet sitesinin linkinin yer aldığını, söz konusu …. şikayetleri-… var başlıklı linke tıklandığında davalıya ait ”…” internet sitesinin “…. şikayetleri” başlıklı internet sayfasının çıktığını, bu sayfada davacı ile ilgili herhangi bir … yer almadığını, dava dışı başka rakip turizm firmalarının adı, telefonu ve internet adresi yayınlanmak suretiyle reklam yapıldığını, … arama motorunun ilk sayfasında “…. rehber eksik bilgi verdi” başlığının hemen altında “12 Şub 2013- Dini Manevi duyguların yüksek olduğu umre için …. u seçmiştik, ama seçmez olsaydık, ailem ile umre yolculuğuna çıktık ama bütün …. ” ifadelerinin yer aldığını, aynı link tıklandığında davalıya ait internet sitesinin sayfasının çıktığını, açılan sayfada ise “görüntülemeye çalıştığınız … şikayetçi tarafından yayından kaldırılmıştır” ifadesinin yer aldığını, internet tekel konumundaki … arama motorunda davacının ünvanı ve markası olan “…turizm” yazıldığında davalıya ait internet sitesinin çıkmasının davacı hakkında şikayetlerin olduğu izlenimini oluşturduğunu, ilgili link tıklandığında açılan sayfada davacı markasının kullanılması suretiyle aynı sektördeki başka bir rakip firmanın reklamının yapılmasının davacının şöhreti, markası, ticari itibari gibi kişilik haklarının zedelendiğini, dava konusu hukuka aykırı ve kusurlu fiil nedeniyle müvekkilin menfaatiyle aykırı ve diğer rakipleri lehine haksız rekabet oluştuğunu, müvekkilinin müşterileriyle olan tüm ilişkisinin etkilendiğini, maddi ve manevi zarar gördüğünü, davanın kabulü ile davacının uğradığı manevi zarara ilişkin 30.000 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6102 sayılı TTK 59. ve 6098 sayılı TBK 58. Maddeleri doğrultusunda kararın ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davacının haksız rekabet oluşturduğu iddia edilen şikayetlerin sahibinin davalı olmadığını, bu sebeple husumet yöneltilemeyeceğini, hakkında … olan firmaların ücretsiz olarak şikayetlere cevap verebildiğini ve bunların da şikayetin altında yayınlandığını, bahsi geçen şikayetlerin davalının her hangi bir görüşünü yansıtmadığını ve davalının da bu şikayetlere müdahalesinin olmadığını, haksız rekabetin düzenlendiği 6102 sayılı TTK’nun 58. Maddesindeki hiç bir şartın gerçekleşmediğini, davalının sorumluluğunun bulunmadığını, davalının”…” internet sitesinin yalnızca insanların yaşamış oldukları mağduriyetleri diğerler ile paylaşmasına ve firmaların seslerini duyurabilmesine aracılık eden bir platform olduğunu, bu platformda kişilik hakları ihlal edilmediği sürece hukuka aykırılıktan söz edilemeyeceğini, aksine tüketicinin … hakkının anayasaca koruma altına alındığını, davalıya ait sitede yayınlanan şikayetlerin bir çoğunun kişilik hakkını ihlal etmediği ya da haksız rekabet teşkil etmediği mahkeme kararları ile sabit olduğunu, her ne kadar davacı şikayetin tüketiciler tarafından silindiğini ancak … indexde adları ile yapılan aramalarda bu şikayetlerin belli bir kısmının görülmeye devam ettiği gerekçesi ile haksız rekabete neden olunduğu iddia edilmiş ise de, bu iddianın hukuki dayanağı olmadığını, zira … indexde verilerin silinmesinin … tarafından yerine getirildiğini, tüketicinin şikayetini kaldırmasından sonra davacının da üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirerek … içeriğini yayından kaldırdığını, bu şekilde haksız rekabeti oluşturacak hiç bir davranışı bulunmadığını, dürüstlük kuralına aykırı herhangi bir davranışının da bulunmadığını, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
(Mülga ) 556 sayılı KHK 61.nci maddesi; marka hakkına tecavüz sayılan haller;
1- Markayı 9 uncu maddede belirtilen biçimlerde kullanmak (9 .ncu madde 1.nci FIKRADA; tescil kapsamına giren aynı mal ve/veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılması, halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, tescilli markanın kapsamına giren mal ve/veya hizmetlerle benzer olmayan, ancak Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle tescilli markanın itibarından dolayı haksız bir yarar elde edecek veya tescilli markanın itibarına zarar verecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin kullanılması, 2.nci FIKRADA; İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması, işaretin malın piyasaya sürülmesi veya bu amaçla stoklanması, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi veya o işaret altında hizmetlerin sunulması veya sağlanması, İşaretli malın gümrük bölgesine girmesi, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması, İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması,İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılması.)
2-Markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
3-Markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için gümrük bölgesine yerleştirmek, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutmak veya ticari amaçla elde bulundurmak.
4-Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. “şeklindedir.
Hukuka uygunluk sebepleri
Hak sahibinin rızası,-izni ya da muvafakati- (61.m.)
Temel başvuru eserlerinde jenerik olarak kullanma (10.m.)
Dürüst ticari uygulamalarda tanımlayıcı olarak kullanma (12.m.)
Marka Hakkının Tüketilmesi (13.m.)
Önceye dayalı kullanım hakkı (8/3 m.)
Müktesep hak (8/5 m.)
Dürüstlük Kuralı-Sessiz Kalma (M.K. 2.m.) sayılabilecektir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10.01.2017 yürürlük ve karar tarihli)
Madde 7 ” (1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ”
Madde 29 ” (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek,
(2) 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü tecavüz davalarında def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır.” hükmü;
Hukuka uygunluk sebepleri
Hak sahibinin rızası,-izni ya da muvafakati- (29.m.)
Temel başvuru eserlerinde jenerik olarak kullanma (8.m.)
Dürüst ticari uygulamalarda tanımlayıcı olarak kullanma , aksesuar,yedek parça ve eşdeğer parça üretiminde kullanım amacını belirtilmesi (7/5 m.)
Marka Hakkının Tüketilmesi (152.m.)
Önceye dayalı kullanım hakkı (6/3 m.)
Müktesep hak (6/6 m.)
Dürüstlük Kuralı-Sessiz Kalma (M.K. 2.m.) sayılabilecektir.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU (14.02.2011 tarihli yayınlanan);
Madde 52 ” (1) Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.
(2) Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemi üzerine, giderleri aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasına da karar verebilir.” ,
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” ,
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.; ” ,
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükmü yer almaktadır.

DAVA SAFAHATI ;
Taraflar arasında görülen bu dava ilk önce Ankara …ncu Asliye Ticaret Mahkemesine açıldığı, mahkemece de 24/11/2014 tarihli 2014/609 sayılı karar ile “davalıya ait ”…” internet sitesinin vatandaşların şikayetlerinin değerlendirildiği bir site olup davalıya ait yorumların yer almadığı, davacının talebi üzerine hakkındaki yayının kaldırıldığı, davalının haksız rekabet yarattığı ve kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle,” davanın da reddine karar verilmiştir.
Bu karar davacı vekilince temyiz edilmekle Yargıtay …nci H.D. nin 28/02/2017 tarih ve 2016/2159 Esas, 2017/1164 karar sayılı ilamı ile “Dava, davalıya ait … adlı internet sitesinde davacının markası ve ticaret unvanı kullanılmak suretiyle davacı hakkında … varmış gibi gösterilerek rakip firmaların reklamının yapıldığı, haksız rekabet yaratıldığı, davacının marka ve ticari itibarının zedelendiği iddiasıyla açılan manevi tazminat istemine ilişkindir. Davada tescilli markadan doğan haklara da dayanılmış olmasına göre mülga 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 71. maddesi uyarınca davanın Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasına ilişkin hüküm tesisi doğru olmamış, kararın res’en BOZULMASINA” şeklinde karar verilmiş; Ankara 10.ncu Asliye Ticaret Mahkemesince de 17/07/2017 tarih ve 2017/329 Esas, 2017/554 karar sayı ile “GÖREVSİZLİK” kararı verilerek dosya mahkememize gelmiştir.
Mahkememizin 2017/334 esas sayılı dosyasında;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalıya ait … adlı internet sitesinde davacının tesçilli “…” ibareli markası ve ticaret unvanı kullanılmak suretiyle davacı hakkında … varmış gibi gösterilerek rakip firmaların reklamının yapıldığı, haksız rekabet yaratıldığı, davacının marka ve ticari itibarının zedelendiği iddialarının ve manevi tazminat isteminin yerinde olup olmadığı noktasında olduğu tespit edilmiştir.
Davacının 2002/29609 sayılı 35 ve 39.ncu hizmet sınıflarında 2004 yılında sicile kayıtlı ve 2004/16932 sayılı 35,39 ve 43.ncü sınıflarda 2005 yılında tesçil edilen markaları olduğu tespit edilmiştir.
Davacının … Ticaret Sicil Müdürlüğünde “…TURİZM TAŞIMACILIK VE TİCARET A.Ş.” şeklinde ,davalının da …Ticaret Sicil Müdürlüğünde ” … BİLİŞİM DANIŞMANLIK LTD.ŞTİ.” şeklinde ticaret ünvanına sahip olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi heyetinden ( Bilgisayar-Marka Uzmanı – Marka Patent Vekili ) alınan 20/02/2018 tarihli raporda ÖZETLE: ” ihtilafta öncelikle arama motorlarında davacı şirket ile ilgili yayın çıkmasında sorumluluğun davalı şirkete ait olup olmadığı hususu İrdelenmiştir. Bilindiği gibi kullanıcılara sunulan ürün ve hizmetlerin çok yüksek boyutlara ulaştığı günümüzde kullanıcıların beğenebilecekleri ürünleri klasik yöntemlerle arayıp bulmaları giderek zorlaşmaktadır. Tavsiye sistemleri bu noktada devreye girerek devasa bilgi ve ürün yığınları arasından kullanıcılara ilgilerini çekebilecek veya beğenebilecekleri ürünleri bulmalarında yardım etmektedir. Kullanıcıların İP adresleri dolayısıyla bağlantı yaptıkları ülkeler, ürünlere verdikleri oylar, ziyaret ettikleri sayfa!ar(çerezler vasıtasıyla}, veya arkadaşlık ilişkileri{girdikleri sosyal ağlar vasıtasıyla) gibi veriler kullanılarak kullanıcı modelleri oluşturulur, bu modeller kullanılarak kullanıcıların sistemde var olan ürünleri ne kadar beğenebilecekleri tahmin edilir ve yüksek beğeni tahmini yapılanlar kullanıcıya tavsiye edilir. Tavsiye sistemleri film tavsiyesi, kitap tavsiyesi, restoran tavsiyesi, otel tavsiyesi, haber tavsiyesi, firma tavsiyesi, müzik tavsiyesi gibi birçok alanda kullanılabilir.
… arama motoru da arama Özelliklerinin haricinde devasa büyüklükte bir tavsiye sistemidir. Kullanıcıların ziyaret ettikleri sayfaların içeriklerinden kullanıcıların ilgi alanlarıyla ilgili indeksler çıkartarak AdWords reklam oluşturma altyapısında kişilere özel reklamlar üretmektedir. Bu işlemi yaparken kullandıkları hızlı ve kesintisiz hizmet algoritmalan sanki sayfayı oluşturan kişilerin bu İçerikleri bilinçli olarak oraya ekledikleri düşüncesini oluşturmaktadır. Ancak durum tam aksi yöndedir, basitçe ifade etmek gerekirse aynı şekilde İslamİ … hizmeti veren başka bir firmaya ait ilk yüklenen … sayfası aşağıdadır. Dava konusu …. … isimli sayfaya internet üzerinden erişilemediğinden benzer faaliyet alanında olan … … … isimli site örneklendirilmiştir.
… Reklamlar bölümü ilk gelen sayfa içeriğinde yer almamaktadır. … belirli bir süre zarfında sayfanın içeriğini analiz ederek aşağıdaki reklamlı sayfa bloğunu ekrana getirmektedir.
Dolayısıyla ekrana gelen … Reklamları bu sayfaya giren kullanıcının İslami turizm şirketine duyduğu ilgiye binaen … firması tarafından yapılan analiz sonucuna göre çıkmaktadır. Burada görünen reklamın rakip bir firmaya ait olmasının tek nedeni sayfaya giren kullanıcının ilgi alanıdır, bu reklamın içeriğini … adlı sitesinin kontrol etmesi, belirlemesi ve/veya bilinçli olarak rakip firmaları ön plana çıkartacak düzeyde bir ilgiyle yönetmesi teknik açıdan olası değildir. Bir diğer ifade ile … firmasının 3. Parti bir yazılım ya da şirket ile bu tarz bir ortaklık içine girmesi de milyonlarca ürün ve milyonlarca şirketin hukuki sorumluluğunu üzerine alacağından şüpheyle hayatın olağan akışına aykırıdır.
Özetle, bilgisayar mühendisliği bilimi açısından bu reklam içeriği bir tavsiye sistemi(recommender system) tarafından üretilerek ekranda gösterilmekle birlikte reklamın yayınlandığı internet sitesinin bu reklam içeriğine teknik ya da ticari müdahalesinin olmasının teknik açıdan mümkün olmadığı kanaati oluşmaktadır. Açıklanan sebeplerle bilirkişi heyeti arama motorlarında davacı şirket ile ilgili yayın çıkmasındaki sorumluluğun davalı şirkete ait olmadığı,
Arama motorlarında davacı şirket ile ilgili yayın çıkmasındaki sorumluluğun davalı şirkete ait olmayıp bu yayının bizzat arama motorları tarafından yapıldığı ve arama motorunun yönlendirdiği sitede yayınlanan reklama davalının müdahale etmesinin teknik açıdan mümkün olmadığı,
Arama motorlarında davacı şirket ile ilgili yayın çıkmasındaki sorumluluğun davalı şirkete ait olmayıp bu yayının bizzat arama motorları tarafından yapılması ve arama motorunun yönlendirdiği sitede yayınlanan reklama davalının müdahale etmesinin teknik açıdan mümkün olmaması nedenleriyle dava dosyası kapsamında davalının eylemlerinin hukuka aykırı olduğu bu eylemler nedeniyle davalının haksız kazanç elde ettiği ve davalının, davacı adına tescilli markalara ve ticari İtibarı gibi kişilik haklarına zarar verdiği hususlarının ispatlanmış kabul edilemeyeceği ve bu nedenle davalının, davacı ile haksız rekabet yapmadığı gibi kişilik haklarına da zarar vermediği,” şeklinde;
Rapora itiraz üzerine aynı heyetten alınan 13/06/2018 tarihli EK RAPOR’da ÖZETLE ” Davacı sayın vekilinin itirazlarının kök raporun değişmesini gerektirecek herhangi bir husus ihtiva etmediği, bilirkişi heyetinin kök raporda ulaştığı sonuç ve kanaatin devam ettiği, bu kapsamda;
Davacı vekilinin iddiasının aksine davalı sitesinde Tüm Zamanlar seçeneği aktif edildiğinde 2016 senesine ait 2 şikâyetin dava konusu sayfada görünür olduğu,
Ispa … şirketine ulaşmak isteyen bir vatandaşın hayatın olağan akışı içinde …. Şikâyet yerine direkt olarak …. yazarak arama yapmasının gerektiği,
11/06/2016 tarihinde yaptığımız tespitte …. yazıldığında ilk arama sayfasında davalıya ait site bağlantısının görünmediği,
Davalı sitesinin “İçeriğe dayalı hedefleme” … Adsense hizmeti kullandığının düşünüldüğü bu nedenle davalının, davacının rakipleri hakkında çıkan reklamlardan sorumlu tutulamayacağı,
Reklam engelleme, … dosyalarının statik içerikli sayfalarda klasör bazlı engelleme için kullanılabileceği ancak dinamik sayfalarda tüm site reklam içeriğinin engellenmesine neden olabileceği,
Davalının dinamik sayfa oluşturulma aşamasında … Adsense mekanizmasını devre dışı bırakabilecek … dosyasından bağımsız sayfaya özel kod yapısı geliştirebileceği,”şeklinde ifade edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda ise 19.09.2018 tarih ve … sayılı karar ile ÖZETLE;” davalı sitesinde tüm zamanlar seçeneği aktif edildiğinde 2016 senesine ait 2 şikâyetin dava konusu sayfada görünür olduğu, davacı şirkete ulaşmak isteyen bir vatandaşın hayatın olağan akışı içinde “…. Şikâyet” yerine direkt olarak “….” yazarak arama yapmasının gerektiği, “….” yazıldığında ilk arama sayfasında davalıya ait site bağlantısının görünmediği, arama motorlarında davacı şirket ile ilgili yayın çıkmasındaki sorumluluğun davalı şirkete ait olmadığı, bu yayının bizzat arama motorları tarafından yapıldığı ve arama motorunun yönlendirdiği, sitede yayınlanan reklama davalının müdahale etmesinin teknik açıdan mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karar temyizen incelenmesi davacı vekilince istenmesi üzerine YARGITAY …. HD.nin 11.03.2021 tarih ve 2020/1871 Esas,2021/2355 karar sayı ile ÖZETLE ;”1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, … arama motorunda davacı firma arandığında aynı zamanda “…. …” ibaresinin görünmesi, “…. …” yazıldığında 12 Şubat 2013 tarihli … özetinin sonuçta yer alması, bu linke tıklandığında şikayetçi tarafından yayından kaldırılmıştır ibaresinin çıkması, diğer bir anlatımla şikayetçi tarafından kaldırılan önceki tarihli … özetinin web sayfasından kaldırılmamış olmasının, davacıya ait markanın izinsiz kullanımı ve kötülenmesi ile haksız rekabet teşkil edip etmediğine ilişkindir.
Her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmelidir. Dava tarihi (05.03.2013) itibariyle tüketici şikayetlerini ve bu sorunlara bulunan çözümleri yayınlayan davalı şirketin, şikayetçi tarafından kaldırılmış olmasına rağmen, gerçekliği dahi belli olmayan … özetinin site içeriğinden çıkarılmayarak, arama motorunda gözükmesi şeklindeki iddianın doğruluğu değerlendirilerek ve bu hususta gerektiğinde web arşivi konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dava tarihinden sonra yapılan şikayetler esas alınarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ” şeklinde karar verilmiştir.
YENİ DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE;
Mahkemece bozma ilamına uyularak ilk önce web arşivi konusunda uzman bir bilirkişinin de bulunduğu heyetten rapor alınması yönüne gidilmiştir.
Bilirkişi heyetinin sunduğu 03.12.2021 tarihli raporda ÖZETLE ” -… linkli web sayfasının içeriğinden davalı firmanın, davacı firma unvanı ile kendi sitesinde şikayetlerin yer alacağı bir marka profil web sayfası oluşturduğu, bu sayfanın kendi sistemlerinden kaldırılması ya da silinmesinin davalı firmaya ait olduğu, “… linkli web sayfasının davalı firmanın sisteminden tamamen kaldırmadığı sadece sayfa içeriğinden şikayetin silindiği, … içeriği yerine “Görüntülemeye çalıştığınız … şikayetçi tarafından yayından kaldırılmıştır.” ifadesinin yerleştirildiği anlaşılmakta, hala aktif bir sayfa olduğundan web arşiv kayıtlarında, 05.03.2013 tarihine yakın tarihlerde görüntüleme yapılabildiği, söz konusu linkleri davalı firmanın sisteminden kaldırma işleminin davalının yapması gereken bir işlem olduğu,
“http:/… ..-…” ve “https://… linklerinin … arama sonuç sayfasında gözükmemesi için günümüzde … üzerinden; davalı firmanın talep yapabileceği, davacı vekilinin dilekçesinde sunduğu davalı-davacı mailleşmelerinde davalı firmanın gözükmeme talebini …’a ileteceği fakat dosyada … ve davalı firmaya ait mailleşme sistem görüntüsü vb. gibi delilin yer almadığı davacı firmanın da … üzerinden değil de günümüzde farklı bir yöntem ile … arama sonuç sayfasında gözükmeme talebini …’a iletebileceği bu sebeple sorumluluğun çift taraflı olduğu,
-“http://…
“https://… bu iki linkin kendi sistemlerinden silinmesinin davalı firmanın sorumluluğunda olduğu, davalı firmaca silinme işleminin yapılmadığı, bu durumun tüketiciler nezdinde davacı hakkında şikayetlerin olduğu şeklinde yanlış izlenime neden olabileceği, davacı ile rakip firmalar aralarında haksız rekabete yol açabileceği, davacının şöhreti, markası, ticari itibarı gibi kişilik haklarını zedeleyebileceği, manevi zarara yol açabileceği kanaatine varılmıştır.
-Manevi tazminatın Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, “şeklinde ifade edildiği görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunması, sunulan deliller, bilirkişi raporları , Yargıtay bozma ilamı ve dosya bütünü ile ele alındığında;
Davacı taraf, davalıya ait … adlı internet sitesinde kendisine ait “…” ibareli tescilli markası ve ticaret unvanı kullanılarak hakkında … varmış gibi gösterildiğini ve haksız rekabet yaratıldığını , marka ve ticari itibarının zedelendiğini ileri sürmektedir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda; WEB arşivi ,marka ve Mali müşavir – Pazarlama uzmanından oluşan heyetin sunduğu yukarıda belirtilen raporda ” -“http://www.sikayetvar.com/firma/detay/…-…” linkli web sayfasının içeriğinden davalı firmanın, davacı firma unvanı ile kendi sitesinde şikayetlerin yer alacağı bir marka profil web sayfası oluşturduğu, bu sayfanın kendi sistemlerinden kaldırılması ya da silinmesinin davalı firmaya ait olduğu, …. linkli web sayfasının davalı firmanın sisteminden tamamen kaldırmadığı sadece sayfa içeriğinden şikayetin silindiği, … içeriği yerine “Görüntülemeye çalıştığınız … şikayetçi tarafından yayından kaldırılmıştır.” ifadesinin yerleştirildiği anlaşılmakta, hala aktif bir sayfa olduğundan web arşiv kayıtlarında, 05.03.2013 tarihine yakın tarihlerde görüntüleme yapılabildiği, söz konusu linkleri davalı firmanın sisteminden kaldırma işleminin davalının yapması gereken bir işlem olduğu,
-“http://www.sikayetvar.com/firma/detay/…-…” ,
“https://…/…-…-rehber-eksik-bilgi-verdi” bu iki linkin kendi sistemlerinden silinmesinin davalı firmanın sorumluluğunda olduğu, davalı firmaca silinme işleminin yapılmadığı, bu durumun tüketiciler nezdinde davacı hakkında şikayetlerin olduğu şeklinde yanlış izlenime neden olabileceği, davacı ile rakip firmalar aralarında haksız rekabete yol açabileceği, davacının şöhreti, markası, ticari itibarı gibi kişilik haklarını zedeleyebileceği, manevi zarara yol açabileceği ” şeklindeki ayrıntılı izahat ve görüşüne aynı gerekçelerle iştirak edilerek davalının … internet adresinde davacıya ait firmayı … edilen gibi gösterilmesinde tanıtılması şekildeki kullanımı TTK 54 ve devamı maddelerinde sayılan haksız rekabet oluşturduğu sonucuna varılarak bu kısımdan talep kabul edilmiştir.
Tazminat oranı; Davacı taraf dilekçesinde 30.000 TL manevi tazminat ve faiz istemiş olup
Davalı tarafın , davacıya ait markasını ve firma ismini internet ortamında … edilen olarak izinsiz kullanımından dolayı haksız rekabete uğrayan davacının müşteri potansiyeli kaybı , itibarının zarar görmesi ihtimali ve diğer benzeri olumsuz etkileri, her iki tarafın olumsuz durumu giderme açısından (kaldırma talebi) …’ye iletme yükümlüğünü ne oranda yerine getirdiği gibi hususlar dikkate alınarak tazminat oranı takdiren 20.000 TL olarak ( 05/03/2013 tarihinden itibaren yürütületecek yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ) şeklinde tayin edilmiştir.
Kararın hüküm özetinin de ilanına karar verilmiştir.
Neticeden dava kısmen kabul edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE
2-Davacı tarafa ait “….” ibareli tescilli marka hakkının davalı tarafa ait internet sitesinde haksız rekabet oluşturacak şekilde kullanıldığından …. ibaresinin yer aldığı link ve içeriklerin davalı internet sitesinden çıkartılmasına, (kaldırılmasına,)
3-Davacı tarafça talep edilen manevi tazminat talebinde takdiren 20.000.00 TL manevi tazminatın 05/03/2013 tarihinden itibaren yürütületecek yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Kararın hüküm özetinin Türkiye genelinde yayınlanan ve tirajı 100 binin üzerinde olan bir gazetede masrafı davalı taraftan tahsil edilmek üzere bir kez ilan edilmesine
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.366,20 TL karar ilam harcından peşin alınan 512,35 TL’nin düşümü ile bakiye 853,85 TL’nin davalıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
6-AAÜT uyarınca maddi istemler yönünden 7.375,00 TL vekalet ücreti ile manevi tazminat yönünden 7.375,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 14.750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
7-AAÜT uyarınca reddedilen manevi tazminat yönünden 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
8-Davacının yaptığı; 3.900,00 TL bilirkişi ücreti, 642‬.00 TL yargılama gideri olmak üzere 4.542‬ TL’nin kabul ve ret oranına 1/2 si olan 2.271‬.00 TL yargılama gideri ile ilk harç masrafı olan 512,35 TL olmak üzere toplam 2.783,35‬ TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı firma vekilinin e duruşma yoluyla yüzüne karşı,6100 Sayılı HMK’nın Geçici 3/2 madde yollaması ile, HUMK 427 vd.m. uyarınca, tebliğden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/02/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza