Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/150 E. 2022/150 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/150 Esas
KARAR NO : 2022/150
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVA : Marka 2021-M-2867 sayılı YİDK Kararı İptali- Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 21/05/2021
KARAR TARİHİ : 18/05/2022 Yazım Tarihi:18/06/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: “Davacının çok sayıda … ibareli markanın sahibi olduğu, Davacının … ibareli … sayılı marka tescil başvurusuna başvurunun reddi istemiyle yaptıkları itirazın YİDK tarafından reddedildiği; oysa, başvuru markasının kapsadığı mallarının, davacının… sayılı 3 adet hizmet markasının kapsadığı hizmetlerle benzerlik taşıdığı; … ibaresinin Davacının itiraza mesnet markalarının markaların asıl ve ayırt edici unsuru olduğu, beş harften oluştuğu, Markayı oluşturan sözcüğünün ilk harfi olan V ile son harfi olan A, olağan hal ve alışılmışın dışında büyük harf karakteriyle yazılmış; arada kalan i, t ve r harfleri ise küçük harf karakteriyle yazıldığı; Davalının … sayılı başvurusunun asıl ve ayırt edici unsurunun … kelimesi olduğu; altı harften oluştuğu, ilk harfleri ve ortadaki okunmayan H harfi dışında, tüm harfler ve bunların sıralanışının Davacı markasıyla birebir aynı olduğu; ilk harfi ile son harfi büyük harf karakteriyle, diğerleri olan i, t ve r harfleri ise küçük harf karakteriyle yazıldığı ve ortadaki okunmayan H harfinin de büyük harfle yazıldığı; başvuru konusu işaretin, mavi su damlası ile birleştirilmiş yeşil yaprak şeklinin doğayı ve doğayı korumayı çağrıştırdığı, genellikle temiz enerji veya yakıtlar için yaygın kullanımı olduğundan ayırt ediciliği olan bir unsur değil, tali bir unsur olduğu; değerlendirme yapılırken ayırt edici olan kelime unsuru üzerinde durulması gerektiği; ilk harflere ilişkin olsa dahi tek harf farklılığının karıştırma ihtimalini ortadan kaldırmayacağı yargı kararlarıyla istikrar kazandığı; YİDK kararında başvuru konusu işaretin V şeklini ihtiva ettiğinin de yok sayıldığı; dava konusu başvurunun dilimizde bilinen bir anlamı olmaması ve şekil unsurunun mal ve hizmetler bakımından ayırt ediciliğinin zayıf olması nedeniyle Davacının tanınmış markası ve başvuruya konu işaret arasında kavramsal bir farklılık da yaratmadığı; taraf markalarının öncelikle yan yana konulup, özellikle farklılığı gösteren tali unsurlara yönelik değil, aksine benzerliği sergileyen ayırt edici noktalara dikkat yoğunlaştırılarak karşılaştırıldıklarında, marka ve işaret altında sunulan ürün ve hizmetlerin hitap ettiği ortalama tüketiciler nezdinde bıraktığı iz itibariyle işitsel, görsel ve biçimsel olarak benzer olduğu; davacı markalarının bir başka versiyonu veya serisi yahut uzantısı olarak algılanabileceği; … ibaresinin anlamsız ve yaratılmış bir sözcük olduğundan ayırt ediciliğinin yüksek olduğu ve uzun yıllara dayanan yaygın ve yoğun kullanım ve tanıtımlarla ayırt ediciliği yüksek tanınmış marka niteliği kazandığı; kendiliğinden veya pazarda sahip olduğu ünden kaynaklı olarak yüksek ayırt ediciliğe sahip markaların, düşük ayırt ediciliğe sahip markalara kıyasla daha geniş korumadan yararlanacağı, önceki markanın ayırt ediciliği ne kadar yüksekse, karıştırılma ihtimali o kadar fazla olacağı; ilk harfleri dışındaki tüm harfleri aynı olan, aynı sırayla dizilen ve neredeyse aynı sayıda harften oluşan … ve … ibarelerinin okunuşundaki fonetik benzerlik ve bunun yanında müvekkilin ilk tescil anından beri sürekli ve yaygın olarak kullandığı yazım biçimi, yani ilk ve son harflerin büyük harf karakteriyle gerçekleşen yazım biçiminin başvuru konusu işarette de tekrar edilmiş olması suretiyle adeta bilerek görsel veya biçimsel benzerlik gerçekleştirildiği; Türkçe dil bilgisi kurallarında bir tür “ikileme” olarak bilinen “ev mev, at mat, çocuk mocuk, dolap molap, kapı mapı, kitap mitap vb.” şeklinde sıkça kullanılan bir ikileme türü olan “… / …” şeklindeki “…” tanınmış markası kullanılarak oluşturulan ve “m” harfiyle yapılmış bir ikilemenin ikinci kelimesi olan, dahası kavramsal olarak hiçbir anlamı da bulunmayan “…” sözcüğünün özellikle tercih edilmesinin rastlantıdan ibaret olmadığı; dava konusu başvurunun, davalının bu ikileme kelimesi (…) ile tanınmış markası (…) ile açık bir bağlantı oluşturma kastı ile türetildiği; Davalının başvuru konusu işareti Davacı markasına yanaştırma yönündeki eylemleri tamamen kötüniyetli ve Davacının ilk defa oluşturup uzun zamandır yoğun ve yaygın tanıtım faaliyetleri eşliğinde kullandığı markasının imajından haksız yarar elde etme, davacının müşteri çevresinde karışıklık yaratarak, onların Davacıdan değil yanılarak artık kendisinden hizmet almasını temin etme; Davacı markasının sahip olduğu imajı transfer etme, Davacıyı ilgili ürün sektöründe engelleme ve zarara uğratma, markasına zarar verme ve zamanla Davacıyı piyasadan uzaklaştırma amaçlı olduğu; Davacının Davalının müdürü ve kurucularından olan Ümit Özvardar’ın MİTRA ibareli 2018/80043 numaralı ve 01. ve 04. sınıftaki mallar üzerinde yaptığı marka tescil başvurusuna ilişkin Ankara 5. FSHHM nezdinde açtığı 2020/118 esas sayı YİDK karar iptali ve hükümsüzlük davasında hem işaretlerin benzerliği hem de malların ayniyeti şartı gerçekleştiğinden karıştırılma ihtimalinin bulunduğu gerekçesiyle kabul edildiği; Ümit Özvardar’ın, bu mahkeme kararını dolanarak bu sefer Mitra Kimya üzerinden markanın çok az değiştirilmiş halini tescil ettirmeye çalıştığı” ileri sürülerek, TÜRKPATENT YİDK’nın 2021-M-2867 sayılı kararının iptali ile … sayılı marka başvurusunun yargılama sırasında tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesi talep edilmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …’ne ne usulüne uygun tebligatın yapıldığı, cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;davalı firmanın … başvuru sayılı markası ile davacı tarafın “…” ibareli tescilli markaları arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın SMK 6/5 maddesine göre tanınmışlık iddiasının yerinde ve doğru olup olmadığı, Türk Patent’in … sayılı YİDK kararının iptalinin, davalı markasının da hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği, hükümsüzlük iddiası açısından ayrıca dava dilekçesinde geçen davacının kötü niyet iddiası ile haksız rekabet iddialarının yerinde ve doğru olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 27/04/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 21/05/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında;” … başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2018 79654, ….. sayılı “…”, …. İbareli markalara dayalı itiraz…
….. yapılan değerlendirme sonucunda, işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar arasındaki farklıklar ve başvurunun kapsamında yer alan malların itiraz gerekçesi “…” markasının bilinir olduğu sektörle ilişkili olmaması birlikte değerlendirilerek markalar arasında karıştırılma veya tanınmışlık nedeniyle ilişkilendirme ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır. “şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir. “,
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU (14.02.2011 tarihli yayınlanan);
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
Şekil+ … (…) …

Bilirkişi heyetinden alınan 18’03’2022 tarihli raporda ÖZETLE; ” (1) … sayılı Başvuru markasının 01. ve 04. sınıfta içerdiği “Sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar, gübreler ve topraklar, işlenmemiş suni reçineler ve işlenmemiş plastikler, yangın söndürücü maddeler, kırtasiye, tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar; sınai amaçlı yağlar, gresler, kesme sıvıları, toz emici-ıslatıcı ve bağlayıcı maddeler. katı yakıtlar: kömürler, odun. sıvı ve gaz yakıtlar: benzin, mazot, sıvılaştırılmış petrol gazı, doğal gaz, fueloil ile bunların kimyasal olmayan katkıları. aydınlanma amaçlı mumlar, fitiller, yarı mamul vakslar, balmumları (vakslar), parafinler” mallarının, Davacının itiraza mesnet… sayılı markalarının 35. sınıfta “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve topraklar. İşlenmemiş suni reçineler ve işlenmemiş plastikler. Yangın söndürücü maddeler. Kırtasiye, tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar… Sınai amaçlı yağlar, gresler (kesme sıvıları, toz emiciıslatıcı ve bağlayıcı maddeler dahil). Katı yakıtlar (odun dahil). Sıvı ve gaz yakıtlar ile bunların kimyasal olmayan katkıları. Aydınlanma amaçlı mumlar, fitiller, yarı mamul vakslar, balmumları (vakslar), parafinler” mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetlerini BENZER mal ve hizmet niteliği taşıdığı;
2) Ancak, … sayılı Başvuru markasının bıraktığı bütünsel genel izlenimde Davacının bu markaları ile görsel, işitsel ve kavramsal olarak karıştırılabilecek düzeyde benzerlik taşımadığı ve tescili istenen 01 ve 04. sınıflara konu mallar bakımından karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı;
3) Davacının tanınmışlık iddiasına ilişkin olarak SMK 6/5 hükmünde aranan koşulların mevcut olmadığı;
4) Davacının kötüniyet iddiasına hükümsüzlük talebine ilişkin iddia, savunma, delil ve tespitlerin yukarıda (mahkemece takdiri) belirtildiği;
” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talep reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki marka işareti arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının ” Şekil+ …” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait ” … ” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ,sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma / faydalanma süresi içinde, davalının ” Şekil+ …” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının “… ” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının “…” ibareli tescilli markalı mallarından/hizmetinden satın almak/yararlanmak isterken davalının” Şekil+ …” ibareli başvuru markalı malı/hizmeti satın almak / yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacının tescilli markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar / hizmetler algısı da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı kanaati oluştuğu;
Davacı tarafın SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davalının” Şekil+ …” ibareli marka başvurusu dolayısıyla davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Dava konusu ” Şekil+ …” ibareli marka başvurusunda SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli veya TTK 54 ve devamı anlamında haksız rekabet oluşturacak şekilde başvurusu yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle YİDK kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,4‬ TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı Türk Patent Kurumuna verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı firmanın yokluğunda , 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 18/05/2022

Katip … Hakim …
¸e-imza ¸e-imza