Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/140 E. 2022/184 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/140 Esas
KARAR NO : 2022/184
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVA : Marka … sayılı YİDK Kararı İptali- Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 11/05/2021
KARAR TARİHİ : 27/06/2022 Yazım Tarihi:04/07/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Davacı taraf dava dilekçesinde, …’nin 1965 yılında kurulduğunu, “…” marka ibaresinin tanınırlığını arttırmak için büyük efor sarfettiğini, 1965 yılından beri markayı kesintisiz kullandıklarını, 10/09/2009 tarihli başvuru neticesinde 05/08/2010 tarih ve 2009/48369 tescil numarası ile 08 /09 / 14 / 16 / 20 /21 /24 / 25 / 28 / 35 /41 nolu sınıflarda faaliyet gösteren marka olarak tescil edildiğini, markalarının tescil koruması devam ederken davalı tarafından “ Manisa Futbol Kulübü” marka ibaresi 14 / 16 / 20 /21 /24 / 25 / 26 / 27 / 28 / 30 / 32 / 35 / 38 /41 / 43 sınıflarına … sayılı tescil başvurusu yapıldığını, aynı tarihte “manisa fk 2019” markasının 14 / 16 / 20 /21 /24 / 25 / 26 / 27 / 28 / 30 / 32 / 35 / 38 /41 / 43 sınıflarına tescili için … sayılı tescil başvurusu yapıldığını, bu tescil başvurularının Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 14,16,20,21,24,25,28,35,41,43. Sınıflar yönünden reddedildiğini, ancak dava konusu 01/04/2021 tarihli Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı tarafından E-298223-000-210036846 sayılı karar ile yaptıkları itirazların reddedildiğini, karşılaştırılan markaların birbiri ile görsel ve işitsel benzerliklerinin olduğunu, halk ve medya önünde de sürekli karıştırıldıklarını, şekil unsurlarının birebir taklit olduğunu, ses ve fonetik yönden benzer olduklarını, ana akım ve yerel medyada karıştırmalara sebep olduğunu, YİDK kararında marka ayırt ediciliği hususunda hatalı değerlendirme yapıldığını, genel izlenim ve benzerliklerin irdelenmediğini, ortalama tüketici tarafından ayırt edilmesinin mümkün olmadığını, kararın eksik ve gerekçesiz olduğunu, SMK uyarınca davalı tarafın marka tescilinin mümkün olmadığını iddia etmiş ve bu sebeplerle … sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı firma Vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: dava dayanağı yapılan markaların zayıf unsurlardan oluşan / coğrafi ad taşıyan, kimsenin tekeli altında olamayacak zayıf nitelikli markalar olup böylesi markalar dayanak yapılarak herhangi bir üçüncü şahsın ve/ veya davalı kullanımı engellenemeyeceğini ve kullanım markaya tecavüz ve / veya haksız rekabet olarak nitelendirilemeyeceğini, müvekkiline ait “manisa futbol kulübü 2019 + şekil ” markası (ve manisa fk 2019 + şekil markası ) müvekkilinin ticaret ünvanı, tff nezdinde kayıtlı adı, ünvanı ve markası olmasının yanında büyük emek ve özveri ile 2017 yılından itibaren kullanım hazırlığına başladığını ve 2019 yılından günümüze ve hala fiilen ve kesintisiz olarak kullandığı, tanıttığı, büyük meblağlarda yatırım yaptığı, ayırt edici ve tanınmış hale getirdiğini ve SMK madde 6 ve 6/3 kapsamında gerçek ve üstün hak sahibi olduğu markası olduğunu ve gerçek dışı iddiaların aksine davacının markasından türetilmiş olması, yararlanma amacının olmadığını, “…” ibaresini davacının meşhur etmediğini manisa zaten bir cografi alan adı olduğunu, davacının dilekçesindeki ddiaların aksine ; davalı müvekkilinini davacının yasaya göre kimsenin tekeli altına alınamayacak coğrafi alan adını taşıyan, şehir – anonim isim olan, tanınmış markası statüsünde olmayan dava dayanağı markalarının sözde ününden yararlanması ve / veya markasına herhangi bir ihlali ihtimali ve kötüniyeti olmadığını, doktrin ve yerleşmiş yargıtay içtihatları da aynı doğrultuda olduğunu belirtmiş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;davalı firmanın … başvuru sayılı markası ile davacı tarafın kurum nezdinde ileri sürdüğü mesnet markalar arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas-benzerlik-karıştırılma ihtimali oluşup oluşmadığı, davacı tarafın başvuru ibaresi üzerinde önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği iddiasının SMK 6/3 maddesine göre yerinde ve doğru olup olmadığı, Türk Patent’in … sayılı YİDK kararının iptalinin, davalı markasının da hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 08/04/2022 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı Türk Patent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 11/05/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında; “… başvuru numaralı “manisa futbol kulübü 2019” ibareli başvurunun … sayılı “… ms şekil”, “… … …şekil” ,”…” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi uyarınca kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı başvuru hakkında kısmi ret kararının kaldırılması talebiyle başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz incelenmiştir.
… başvuru numaralı “manisa futbol kulübü 2019” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, yayına itiraz sahibi firma tarafından başvurunun … sayılı “… ms şekil” “… … …şekil” “…” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali ve eskiye dayalı kullanım gerekçeleriyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca tümden reddi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir…
……..taraf markaları nezdinde yapılan değerlendirme sonucunda ihtilaf konusu markaların bir bütün olarak bıraktıkları izlenim nedeniyle karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde karıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varıldığından itiraz edene ait md. 6/1 ve 6/3’ ilişkin iddiaların reddine , başvuru sahibi tarafından yapılan itirazın kabul edilerek kısmi ret kararından dönülmesine, … tarafından yapılan itirazın reddine.” şeklinde ifade edilmiştir.

6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.”, hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/3 maddesinin uygulanması için tescilsiz olarak kullanılan işaretin MARKASAL şekilde yani işlevine uygun , ayırt ediciliği sağlanmış olarak ticaret alanında kullanılması, bu kullanımın da Türkiye hudutları için olması gerekir. Üçüncü kişinin davaya konu tescil başvurusundan veya rüçhan hakkının doğumundan önce, bu işareti kullandığı , çevresinde belli bir oranda bu işaret üzerinde hak sahibi olarak bilinip tanındığının ispatı (tüm Türkiye genelinde değil) gerekir. Diğer bir anlatımla, öncelik hakkını ileri sürenin söz konusu ibarenin başkası tarafindan kullanımını veya tescilini engelleme hakkı verecek nitelik ve yoğunlukta bu işareti Türkiye hudutları içinde ticaret alanında kullandığını ispatlaması gerekir. Gerçekten, bir işareti ilk kullanan ve ona ayırt edici nitelik kazandıran kişi onun hak sahibi olarak kabul edilir ve bu halde gerçek hak sahipliği sözkonusudur.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
Şekil+Manisa Futbol Külübü (…) Şekil+…(2009/48369) 14/16/20/21,24,25,26,27,28,30,32,35,38,41,43.Sınıf 08,09,14,16,20,21,24,25,28,35,41.Sınıf
Şekil+… (2009/48368)
16,35,41.Sınıf
şekil +…(2018/101568)
43.ncü sınıf

Bilirkişi heyetinden alınan 28/03/2022 tarihli raporda ÖZETLE; “• Davacı adına tescilli 2009/48369 sayılı şeklindeki marka , 2009/48368 sayılı şeklindeki marka, 2018/101598 sayılı şeklindeki marka ile Davalı adına … sayı ile tescilli ibareli marka arasında iltibas ihtimali bulunmadığı, ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bilirkişiden rapor alınması ve aynı heyetten ek rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki veya hükümsüzlüğe konu olan işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının “Şekil+Manisa Futbol Külübü” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait yukarıda tabloda gösterilen ” Şekil+…”, ” Şekil+…” ve ” şekil +…” ibareli tescilli markaları arasında bazı mallar ve hizmetler benzer olsa da biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil benzerlik oluşmadığı; Manisa ibaresi yöre adı olması ve ayırtediciliği de düşük olduğundan markalar arasında karıştırılma ve iltibas oluşmadığı;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma / faydalanma süresi içinde, davalının “Şekil+Manisa Futbol Külübü” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının yukarıda tabloda gösterilen ” Şekil+…”, ” Şekil+…” ve ” şekil +…” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının yukarıda tabloda gösterilen ” Şekil+…”, ” Şekil+…” ve ” şekil +…” ibareli tescilli markalı mallarından/hizmetinden satın almak/yararlanmak isterken davalının “Şekil+Manisa Futbol Külübü” ibareli başvuru markalı malı/hizmeti satın almak / yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacının tescilli markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar / hizmetler algısı da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı kanaati oluştuğu;
Davacı tarafın başvuru markası açısından SMK 6/3 maddesi anlamında önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği kanıtlanmadığı,
Tüm bu gerekçelerle bilirkişi raporu da benimsenerek başvuru markasının kapsamında kalan emtialar açısından YİDK kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,4 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara eşit şekilde verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 27/06/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza