Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/122 E. 2022/79 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/122 Esas – 2022/79

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”

4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/122
KARAR NO : 2022/79

DAVA : Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Men
DAVA TARİHİ : 22/04/2021
KARAR TARİHİ : 16/03/2022 Yazım Tarihi: 15/04/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Müvekkilinin ülkemizin önde gelen kuruluşlarından biri olduğunu, ilk olarak 1955 yılında çelik eşya ve elektrikli ev aletleri üretimi ile pazara girdiğini, halen 145’den fazla ülkede ürün ve hizmet sunduğunu, çok sayıda markası olduğu gibi … markasının T/00132 sayı ile tanınmış marka olduğunu,… markası yazıldığında … markasına işaret ettiğinin görüldüğünü, bu durumun markalar arasında karıştırılma ihtimali olduğunu kanıtladığını, davalının … markasının kullanımına ilişkin Noter vasıtasıyla yaptırdıkları etespit tutanaklarını sunduklarını, davalının müvekkilinin markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer markayı aynı sektörde kullandığını, davalının marka başvurusuna itiraz ettiklerini, davalının marka başvurusunun reddedilmiş olmasına rağmen kullanmaya devam etmesinin açıkça kötüniyetli olduğunu, davalının … markasını üzerinde kullandığı mallar müvekkilinin markasının kapsamında bulunduğu gibi müvekkilinin ana faaliyet alanını da oluşturduğunu, dolayısıyla müvekkil markasıyla ayırt edilemeyecek derecede benzer olan marka kullanımının müvekkilinin markalarına tecavüz eder nitelikte olduğunun ortada olduğunu, söz konusu kullanımın marka hakkına tecavüzün yanı sıra haksız rekabet de teşkil ettiğini, müvekkili adına tescilli … markasının tanınmış marka olduğunu, hiçbir tüketicinin … ve … markalarını karıştırmaması aralarında bağ kurmamasının mümkün olmadığını, dolayısıyla markanın kullanımının evleviyetle durdurulmasının gerektiğini beyan ederek ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı kullanımın müvekkilinin markalarından doğan haklara tecavüz teşkil ettiğinin ve haksız rekabet yarattığının tespitini, tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulması ve men’i ile davalının “…” ibaresini markasal kullanımının her türlü mecrada durdurulmasını talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı firma vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Marka isminin belirlenmesi aşamasında kötüniyetli olmadıkları gibi asıl niyetlerinin davacının bilinirliğinden faydalanmak değil; Kayseri çevresinde kendi sektöründe bilinirliği, güvenirliği olan, … Emaye Dayanıklı Tüketim Malları İthalat ve İhracat San. Ve Tic. Ltd. Şti. olarak ticaret sicile kaydettirdiklerini, Açıklanan bu sebeplerle ve müvekkili şirketin unvan değişikliği sebebiyle davanın konusuz kalmasından dolayı reddini, aksi halde davacı şirketin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet kastıyla hareket etmediğinden dolayı davanın reddini talep etmiştir.

MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.

6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 7 ” (1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ”
Madde 29 ” (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek,
(2) 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü tecavüz davalarında def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır.” hükmü,
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU (14.02.2011 tarihli yayınlanan);
Madde 52 ” (1) Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.
(2) Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemi üzerine, giderleri aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasına da karar verebilir .” ,
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.; “hükmü yer almaktadır.

DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı tarafın tescilli “…” ibareli marka ve ticaret unvanına bağlı haklarının davalı tarafça iltibas oluşturacak şekilde marka tecavüzü ve haksız rekabet de bulunulup bulunulmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
Davacı … adına muhtelif sınıflarda … ibareli dava tarihi itibariyle 79217, 86576,137364, 2013 54972, 2001 13222, 2017 58357,2002 23392, 86571, 2002 23497, 2002 23496 sayılı çok sayıda tescilli markaları olduğu Türk Patent Marka tescil belgeleri ile tespit edilmiştir.
Davacı … A.Ş.nin İSTANBUL ticaret sicil müdürlüğünde 54957-4388 sayı ile İSTANBUL Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği, buna göre 26/11/1960 tarihinde sicile tescil edildiği;
Davalı … Emaye Dayanıklı Tüketim Malları İthalat Ve İhracat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin ise KAYSERİ ticaret sicil müdürlüğünde 50084 sayı ile 01/11/2018 tarihinde tescil edildiği ticaret sicil kayıtları ile tespit edilmiştir.
SMK hükümlerine göre iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
Dava dilekçesi ile birlikte ihtiyati tedbir talep edilmiş olup mahkemece bu talebin alınacak bilirkişi raporu ile değerlendirilmesine karar verilmiştir. Bu kapsamda alınan 14/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda ÖZETLE “Marka Tecavüz Açısından;
Davalının ocaklar üzerindeki “…” markası kullanımının, davacının… “… ŞEKİL” markaları ile karıştırılma ihtimali yarattığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Haksız Rekabet Açısından
Davalının ocaklar üzerindeki “… ” markaları ile karıştırılmaya yol açtığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. ” şeklinde ifade edildiği görülmüştür.
Mahkemece de 17/11/2021 tarihli ara karar ile de “1-Davacının İhtiyati Tedbir talebinin KABULÜNE,
2-Davalı tarafca … şeklindeki markalı ürün ve hizmetlerin her türlü üretimi, satışı, sergilenmesi, tanıtımı veya reklamı gibi benzeri şekilde ticarete konu edilmesinin İHTİYATİ TEDBİR yoluyla ÖNLENMESİNE, DURDURULMASINA,
3- Bu kapsamda “… ” ibareli herhangi bir ürün/malzeme ele geçtiğinde EL KONULUP davalıya yediemin olarak verilmesine, ” şeklinde karar verilmiştir.
Tahkikat aşamasında ise önceki bilirkişiye pazarlama uzmanı ve elektrikli ev aletleri konusunda uzman biri ilave edilip 3 kişilik bilirkişi heyetinden Ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyetinin sunduğu 18/01/2022 tarihli raporda Ek raporda ÖZETLE ;”
Marka Tecavüz Açısından
Davalının ocaklar üzerindeki “…” markası kullanımının, davacının… markaları ile karıştırılma ihtimali yarattığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Haksız Rekabet Açısından
Davalının ocaklar üzerindeki “…” markası kullanımının, davacının… “… ŞEKİL” markaları ile karıştırılmaya yol açtığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davalı firma vekilinin ek rapor alınması talebi HMK 30 uncu maddesi kapsamında ele alınıp değerlendirildiğinde sunulan heyet ek raporu tescilli markalar, ticaret ünvanları ve taraf kullanımlarına ait karşılaştırma tablosu da gösterilerek denetlenebilir olduğu , içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir nitelikte bulunarak yargılamanın gereksiz uzamaması için bu talebin reddine karar verilmiştir.
GEREKÇE
Önceki tescilli bir marka ile sonraki tesçilsiz (marka siciline kayıt olmayan) kullanım arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin nazara alınarak belirlenmesi gerekmektedir.
Marka tecavüzü açısından;
SMK 7.nci madde kapsamında marka tesciline sahip olanların hakları belirtilmiş ve buna aykırı davrananların eylemi ise SMK 29.ncu maddede marka tecavüzü olarak nitelendirilmiştir.
Davacı tarafın yukarıda belirtilen çok sayıda “…” ibareli tescilli markaları bulunmaktadır.
Davalı tarafın ise ( davacı markasının kapsamında yer alan mal/hizmet sınıfındaki ) üretip ticarete sunduğu ocaklar üzerinde “…” ibaresini markasal şekilde kullandığı bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Buradan hareketle ;
Davalının ” …” şeklindeki markasal kullanımları ile davacının yukarıda belirtilen “…” esas unsurlu tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu; ortalama tüketici kesimi tarafından taraf markaları arasında benzerlik nedeniyle her iki markada yanılgı yaşayabileceği, her iki taraf markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar/hizmetler algısı oluşabileceği yani markaları karıştırabileceği, (nitekim benimsenen bilirkişi heyeti ek raporunda bu husus “Davalının ocaklar üzerindeki “A… markaları ile karıştırılma ihtimali yarattığı ” şeklinde de izah edildiği) bu açıdan davalının eyleminin marka tecavüzü şeklinde oluştuğu sonucuna varılmıştır.
Haksız rekabet açısından;
TTK 54 ve devamı maddesinde haksız rekabet hükümleri belirtilmiştir.
Davacının … şeklinde tescilli ticaret ünvanı yanında tescilli … ibareli birçok markası bulunduğu, Davalı tarafın ise ( davacı markasının kapsamında yer alan mal/hizmet sınıfındaki ) üretip ticarete sunduğu ocaklar üzerinde … devamı maddelerinde sayılan haksız rekabet oluşturduğu sonucuna varılmıştır.
Neticeden dava kabul edilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı taraf eyleminin davacıya ait “…” ibareli tescilli markalarına yönelik marka hakkına tecavüz/haksız rekabet oluşturduğunun TESPİTİNE, bu eylemlerin DURDURULMASINA, MEN’İNE,
3-Mahkememizin 17/11/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının HMK 397/2 maddesine göre nihai kararın kesinleşmesine kadar devamına,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,40 TL’nin davalıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
5-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
6-Davacının yaptığı; 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 104,50 TL tebligat ücreti, 59,30 TL ilk harç masrafı olmak üzere toplam 2.663,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı.16/03/2022

E İmzalıdır. E İmzalıdır.