Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/118 E. 2022/109 K. 18.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C. ”TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/118
KARAR NO : 2022/109

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVA : Marka … Sayılı YİDK Kararı İptali
DAVA TARİHİ : 15/04/2021
KARAR TARİHİ : 18/04/2022 Yazım Tarihi : 12/05/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Müvekkilinin ”…” adlı markanın 38.Sınıfta yer alan hizmetlerde tescili için 05.12.2019
tarihinde … no başvuru yaptığını, bu başvurunun ilanına davalılardan … Grup tarafından
itiraz edildiğini ve itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedildiğini; ancak bu karara karşı davalı
firmanın itirazı üzerine Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun bu itirazı kabul ederek
başvurularının reddine karar verdiğini, ancak bu kararın hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin itirazına konu ettiği markalardan sadece … sayılı ”…” markasının
38. Sınıfta yer aldığını, bundan dolayı sadece bu markanın değerlendirmede dikkate alınması gerektiğini;
ayrıca, müvekkili şirkete ait 16,35 ve 41 sınıflar üzerinde … sayılı ”… dengi” ibareli marka
tescili bulunduğunu,
davalı şirketin, itirazına gerekçe gösterdiği markaların ortak özelliğinin ”zayıf ayırt edici
işaretlerden” meydana gelmeleri olduğunu; davalı şirketin önceki itirazında gerekçe gösterdiği markaların
temel unsuru olan ”…” markasının çok genel, halkın günlük dilde yaygın olarak kullandığı bir kelime
olduğunu, jenerik bir kelime olduğunu, herhangi bir ayırt ediciliğinin bulunmadığını; TPMK nezdinde de
çeşitli sınıflarda kayıtlı, içinde ”…” ibaresi geçen pek çok markanın tescilli olduğunu, müvekkili Eksen Yayıncılık’ın okullarda okutulan MEB kitaplarını dahi basan saygın bir eğitim
kurumu olduğunu, tescil ettirilmek istenen markanın çocuklara ve gençlere eğitim içerikli yayınların
yapılacağı bir marka olduğunu, tescil talebine itiraz eden … Grup’un itirazına konu ettiği markaların ise
eğlence sektörüne ilişkin olduğunu; bundan dolayı ortalama bir tüketicinin bu iki markayı karıştırma
ihtimalinin bulunmadığını; özellikle davalı şirketin 38.sınıfta kayıtlı ”…” markasının tüketicileri müzik dinlemek için bu markayı kullanırken; ”…”nin tüketicilerinin ortaokul, lise ders kayıtları
için bu markayı kullanacağını,
ayrıca, davalı şirketin içinde … ibaresinin geçtiği pek çok farklı markaya yapmış olduğu itirazın da
gerek Markalar Dairesi Başkanlığı gerekse YİDK tarafından reddedildiğini, davalı şirketin, SMK m.6/5 kapsamında yaptığı tanınmışlık itirazının yerinde olmadığını, müvekkil
şirket adına tescil edilmiş 2016/31464 sayılı ”… dengi” markası bulunduğunu; tescilini talep ettikleri
‘…” markasının ise bunun devamı niteliğinde olduğunu; itirazcı şirketin markalarının sözde
ününden yararlanmak ya da o markalara zarar vermek gibi durumlar söz konusu olmadığını, aksine 2016
yılından gelen ”… dengi” markasının, ”…”nin tescil edilmesi için haklı sebep oluşturduğunu,
ayrıca, davalı şirket itirazına gerekçe ettiği markalardan hangisi ya da hangilerinin tanınmış marka
olduğu, tanınmışlık şartının ne şekilde sağlandığı konusunda bilgi dahi vermediğini, müvekkil şirketin
tescilini istediği marka olan ”…”nin ana unsurunun, davalı şirketin markalarındaki gibi ”…”
kelimesi değil, bir bütün olarak … Dengi deyimi olduğunu belirterek YİDK kararının iptalini ve marka
başvurusunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Firma Vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: 2015 yılında kurulan müvekkili şirketin … dergisi, Fitbol dergi, tarih dergi, … Çocuk ve Bilim
dergisi ve Sadece Şiir dergisi gibi piyasanın prestijli dergilerini bünyesinde bulundurduğunu ve yıllar
içerisinde çıkarttığı çok satan dergileriyle yayıncılık sektörüne damga vurduğunu,
Müvekkilinin, sürekli güncellenen içerikleri, okurların ihtiyaçlarını ve isteklerini göz önünde
bulundurarak dergiler yayınladığını; kuruluşundan sonra müvekkil şirket tarafından yayımlanan ve tüm
Türkiye’de bulunabilen ulusal bir yayın olan … dergisinin ülkenin en çok satan edebiyat dergisi
olduğunu; müvekkilinin tüketici tarafından yoğun ilgi gören, ülke çapında bilinen ve tanınan yayınları
bulunduğunu, müvekkilin basın-yayın sektöründeki faaliyetlerinin yanı sıra, radyo ve televizyon yayın sektöründe
de tüketicinin yoğun ilgisiyle faaliyetlerini sürdürmeye devam ettiğini, müvekkili adına tescilli, “…” ibareli birçok marka bulunduğunu ve bunların tescilli olduğu mal ve
hizmetler için kullanıldığını; bu markaların aynı zamanda TÜRKPATENT tarafından yayınlanan “Markaların
Tanınmışlık Düzeyleri İle İlgili Esaslar ve Uygulaması”nda belirtilen kriterleri sağlayan TANINMIŞ markalar
olduğunu; davacının iddiasinin aksine, davacının markalari ile müvekkilin “…” ibareli tescilli markallarinin
asli unsurlarinin aynı olduğunu ve aynı hizmetleri kasadığını, iltibas ihtimalinin en yüksek seviyede
olduğunu,
SMK 6/1 maddesinde öngörülen koşulların gerçekleştiğini, markaların ayniyete varacak kadar
benzer olduğunu; ihtilafa konu markanın esas unsuru ile müvekkil markasının asli unsurlarının “…”
kelimesini içerdiğini; davacının marka başvurusuna konu işaretin, müvekkilin hem ticaret ünvanının hem
de birçok tescilli markasının esas unsuru olan “…” kelimesi AYNEN KULLANILMAK SURETİYLE ve yanına
hiçbir ayırt ediciliği olmayan “DENGİ TV” ibarelerinin eklenmiş halinden ibaret olduğunu; başvuruya konu
işarete bakıldığında “…” ibaresinin ön planda olduğunu, çünkü başta yazıldığını, tüketicinin ilk
bakacağı/ dikkat edeceği kısmın bu olduğunu, İhtilafa konu işaretin, müvekkil markasından farklılaşmayı sağlayacak renk, şekil ve sair başkaca
hiçbir unsur içermediği gibi müvekkilin tescilli markaları ile aynı hizmet sınıfını içerdiğini,
Davacının “…” markasındaki ilk kelime olan “…” ibaresinin asli unsur olarak öne
çıktığını ve markanın bir bütün olarak tamlama markası niteliğinde olması sebebiyle “…” ibaresinin bu
bütünselliğin içinde “… ” kelimesinden ayrı olarak bir anlam kazandığını,
müvekkilinin markaları ile ihtilafa konu ibarenin okunuş, fonetik, yazılış ve genel görünüm vb. her
açıdan ayniyete varacak derecede benzer olduğunu; davacının müvekkil markasını AYNEN KOPYALAYIP,
bunun arkasına ayırt ediciliği olmayan “DENGİ TV” kelimelerini eklediğini ve bunun markaları
farklılaştırmadığını, ürünler/Hizmetler arasında da benzerlik bulunduğunu,
müvekkil markası ile konu başvurunun esas unsuru olan … kelimesi müvekkiline ait birçok
markanın esas unsurunu oluşturduğu gibi aynı zamanda müvekkilin ticari unvanının da esas unsuru
olduğunu; ihtilafa konu işaretin müvekkilinin mesnet markasının aynısı olması ve aynı hizmetleri
kapsaması sebepleriyle, iltibas ihtimalinin ortada olduğunu,
Tüketicinin, konu işareti müvekkilin markası olarak algılaması ve/veya konu işaret altında sunulacak
hizmetlerin kaynağının müvekkil veya müvekkil ile ilişkili kişiler (örneğin lisans sahiplerinden biri) olduğunu
sanması yada taraflar arasında idari-organik bir bağ olduğunu zannetmesinin kaçınılmaz olduğunu,
müvekkilin mesnet markası altında sunduğu hizmetlerin daima en yüksek kalite standartlarında
tutulduğunu, davacının konu işaret altında sunacağı hizmetlerin aynı kalite standartlarında olmadığında
ise, müvekkilin ve markasının prestiji ve kalite mesajı zedeleneceğini, İhtilafa konu işaretin müvekkilin tescilli markasının kapsadığı 38. sınıfta tescili ve kullanımı halinde,
davacı hiç çaba sarfetmeksizin müvekkile ait tanınmış markanın tüketici kitlesini kendisine çekerek haksız
yarar sağlayacağını, dava konusu markanin tescil edilmesi halinde müvekkilin menfaati doğrudan zarar göreceğini,
gerek doktrinde, gerekse Yargıtay kararlarında marka üzerindeki öncelik hakkının o markayı ihdas
eden ve piyasada maruf hale getiren kişiye ait olduğu, buna gerçek hak sahibi denildiği, bu gibi durumlarda
markanın tescilinin yalnızca açıklayıcı etkiye sahip olduğu, diğer bir deyişle marka üzerindeki hakkın
tescilden önce doğduğunun kabul edildiğini, bu bağlamda müvekkilin, anılan markaların üstün ve öncelikli
gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkilinin kendisiyle özdeşleşmiş ve kurum kimliğinin de bir parçası olmuş “…” markasını
2010’lu yılların başında yaratıp günümüze dek kesintisiz kullandığını, markanın ülkemizde bilinir, tanınmış
olduğunu, müvekkilinin bu markaya yüksek ekonomik değer kazandırdığını,
tüketicinin de markayı çok iyi bildiğini ve bu durumun, markalar arasında iltibas/karışıklık doğması
tehlikesini daha da kuvvetlendirdiğini; Türkiye’nin en ünlü sosyal medya platformlarından ekşi sözlükte
müvekkilin “…” markası için tam 41 sayfa yorum yapıldığını,
davacının “…” ibareli markası müvekkil markasının kapsadığı sınıfta tescil edilmesi
halinde müvekkilin kullanmış ve tanıtmış olduğu marka ibaresi üzerindeki tüm haklarının zarar göreceğini,
belirterek davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı firmanın … başvuru sayılı markası ile davalı firmanın … sayılı markası arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas oluşup oluşmadığı, Türk Patentin … sayılı YİDK kararının yerinde ve doğru olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 15/02/2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 15/04/2021 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında; ”… başvuru numaralı ”…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun …. 2018 114268,….sayılı ‘…. ”…’ ‘ ”…”, ….’… çocuk”, ”… bilim çocuk”, ‘… ibareli markalarla karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK ‘nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
…….
Yapılan incelemede, ” … ” ibareli başvuru konusu marka ile itiraz gerekçesi markalardan 2018 114268 sayılı ” … ” ibaresi markanın görsel, işitsel ve kavramsal yönden bağlantı kurulması ihtimali dahil iltibasa yol açabilecek düzeyde benzer oldukları görüşüne varıldığı gibi, başvuru konusu marka ile 2018 114268 sayılı markanın kapsamında aynı hizmetlerin bulunduğu tespit edilmiştir.
Bilindiği üzere, karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde, tüketicilerin satın almayı düşündükleri mal/ hizmet yerine başka bir malı /hizmeti almak durumunda kalması kadar, iki ayrı marka ile karşı karşıya olduklarını anlamalarına rağmen bu markaların aynı kişiye/ firmaya ait olduğunu ya da marka sahipleri arasında iktisadi veya idari yönden bir bağlantı bulunduğunu düşünmeleri ihtimalinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bir başka ifadeyle eğer ilgili tüketici kesiminin, ihtilaf konusu markaları taşıyan ( veya taşıyacağı var sayılan ) ihtilaf konusu mal veya hizmetlerin aynı işletmeden ya da durumuna göre iktisaden birbirine bağlı işletmelerden geldiğini düşünebilmesi riski söz konusu ise, karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmektedir.
Bu hususlar çerçevesinde, başvuruya konu marka ile itiraz gerekçesi 2018 114268 sayılı marka arasındaki görsel ve işitsel yönden benzerlik, markaların aynı hizmetleri kapsaması hususunun yanı sıra, çekişme konusu hizmetler bakımından ”…” ibaresinin ayırt edici niteliği de dikkate alındığında, ilgili tüketici kesimi nezdinde bu hizmetlerin aynı ticari kaynak tarafından sunulduğu veyahut marka sahipleri arasında iktisadi yönden bir bağlantı bulunduğu yönünde bir izlenim oluşabileceği, diğer bir ifade ile markalar arasında 6769 s. SMK ‘nın 6(1) maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimalinin bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Diğer itiraz gerekçeleri ulaşılan bu sonucu değiştirmeyeceğinden itirazın açıklanan nedenlerle kabulü gerekmiştir.
Karar: İtirazın kabulüne ve başvurunun reddedilmesine oy birliği ile karar verilmiştir. ” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Taraf markalarında AYNI işaret olması ve kapsamlarındaki emtia (mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davacı başvuru Markası Davalı Markası
… (…) … (2018 114268)
38. Sınıf 38. Sınıf

Bilirkişi heyetinden alınan 03/02/2022 tarihli raporda ÖZETLE; “1. Davacının davaya konu olanb … başvuru sayılı markası ile davalı firmanın YİDK kararında belirtilen 2018 114268 sayılı “…” ibareli markası arasında görsel, işitsel ve kavramsal yönden bağlantı kurulması ihtimali dahil iltibasa yol açabilecek düzeyde benzer olduğu görüşüne varıldığı,
2. Dolayısıyla, YİDK’nın … sayılı kararının yerinde olduğunu” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bilirkişi heyetinden rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talep reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki başvuru veya Tescilli bir marka ile sonraki başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davacının “… ” ibareli marka başvurusu ile davalının ” … ” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, her iki marka açısından TV ve RADYO ibareleri tanımlayıcı olup …-… ibarelerinin baskın unsur olarak öne çıktıkları için karşılaştırmada bu ibarelerin esas alındığı;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu hizmetler için ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davacının “… ” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalının “… ” ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, görsel ve sesçil benzerlik nedeniyle her iki markada yanılgı yaşayabileceği , yine benzerlik nedeniyle ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davalı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı hizmetler algısı oluşabileceği yani markaları karıştırabileceği, bu açıdan SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşulları oluştuğundan YİDK kararı yerinde ve doğru olduğundan bilirkişi raporu da benimsenerek davanın reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,4‬ TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 18/04/2022

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır