Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/112 E. 2022/321 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2021/112
KARAR NO : 2022/321
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI … …
VEKİLİ : Av. … …
DAVA : Marka Hakkına Tecavüze bağlı Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/04/2021
ISLAH TARİHİ : 19/09/2022
KARAR TARİHİ : 28/11/2022 Yazım Tarihi: 27/12/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Müvekkilinin sürücü kursu sektörüyle uğraştığını, …. markalarının …. sayı ile tescilli olduğunu anılan markayla müvekkilinin …’da tanınan bir marka haline geldiğini, davalı şirketçe hukuka aykırı olarak ….’da bulunan işyerlerinde girişinde, içerisinde, muhtelif yerlerde müşterilerine vermiş oldukları eşantiyon araba süsleri, kitap, broşür, kartvizit, araba üzerinde kullanılan reklam ve afiş vs. her türlü tanıtım materyallerinde, “gokalpsurucukursu” isimli instagram hesabı adresinde, “gokalpsurucukursu” isimli facebook hesabı adresinde,….” isimli twitter hesabı adresinde, … isimli web hesabı adresinde müvekkilinin tescilli markasının kullanıldığının tespit edildiğini, bunun üzerine …. karar sayılı dosyasında marka hakkına tecavüzün önlenmesi ve men’i davası açıldığını, yargılama sonucunda, davalının davacı adına tescilli … sayılı markaya tecavüzünün önlenmesine ve men’ine karar verildiğini, kararın 10.12.2020 tarihinde kesinleştiğini, bir sürücü kursunun bir kursiyerden ne kadar bedel alacağı ile kaç adet kursiyer alacağına dair bilgilerin … Bakanlığı’nda kayıtlı olduğunu, davalı ile müvekkili şirketin ticari kayıtları incelendiğinde ilgili kazanç kayıplarının tespit edilebileceğini, davalının müvekkilinin markasını kullanarak kendi sürücü kursuna kursiyer kayıt ettiğini, kazanç elde ettiğini, bu nedenle müvekkilinin kazancında ve müşteri sayısında azalma olduğunu, ayrıca davalının müvekkilinin markasını haksız kullanma süresi boyunca kursiyer veya vatandaşlara olumsuz hal ve tavırları sonucu müvekkilinin itibarının zedelendiğini, müvekkiline şikayetlerin geldiğini, bu nedenle müvekkilinin manevi bütünlüğünün zarar gördüğünü ifade ederek, şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ile 35.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
Davacı vekili 19/09/2022 tarihli ıslah dilekçesiyle; 1.000,00 TL’lik dava değerini 199.000,00 TL daha artırarak 200.000,00 TL’ye yükselterek 200.000,00 TL maddi tazminatın haksız fiilin başladığı tarihten işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan müvekkile verilmesini, 35.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin başladığı tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekille verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 17.04.2021 tarihli dilekçesinde maddi tazminat açısından SMK. 151/2-b maddesine dayandıkları ifade etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı firma vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Müvekkili şirketin yetkilisi …’ın babası … ile davacı şirketin kurucusu olduğunu, uzun yıllar şu anki yetkilileriyle birlikte sürücü kursunu işlettiklerini, tarafların daha sonra yollarını ayırdığını, ….’ın tüm haklarını davacı şirket yetkilerine devrettiğini, uzun yıllar tarafların dostluklarının devam ettiğini, müvekkili şirkette bulunmayan ehliyet sınıfları için davacı şirkette kursiyer yönlendirildiğini, tescilli marka sahibinin, marka tescil belgesinin geçerli olduğu mal kapsamındaki davalı kullanıma uzun süre sessiz kalması halinde markadan doğan hakkını bu kişiye karşı ileri sürme kabiliyetini kaybedeceğini,…. karar sayılı dosyasında 10.12.2020 tarihli kesinleşmiş hükmü bulunuyorsa da taraflar arasında tazminatı gerektirecek bir kusur bulunmadığını, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi davalarında kusur aranmayacağını, ancak tazminat davalarında kusur arandığını, varlığını ileri süren tarafın, haksız eylemin kusuru, nedensellik bağı ve zararı ispat etmekle yükümlü olduğunu, müvekkilinin davacı şirketten daha fazla tanındığını, davacı şirketin markasının kullanımından dolayı zarara uğramadığını, manevi tazminat isteminin kötü niyetli olduğunu, müvekkil şirket adına 21.05.2020 tarihinde tescil edilen …. markasına itiraz ettiklerini, …. ismini tescil ettirmeye çalıştıklarını, müvekkili şirketi mağdur etmek için manevi tazminat isteminde bulunduklarını ifade ederek davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
6769 Sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU ; (10/01/2017 yürürlük)
Madde 7 ” (1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir.Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.”,
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek…………..” hükmü,
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden ;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı “gibi taleplerde bulunabilir.
Madde 151/2 ” Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.” hükmü ;
6098 sayılı TÜRK BORÇLAR KANUNU
Madde 49″ Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Madde 50 ” Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.”, hükmü yer almaktadır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı tarafın … tescil sayılı ‘…. ibareli 41. Sınıfta tescilli marka hakkının davalı tarafça ihlal edildiği iddiasına yönelik maddi (davalının elde ettiği net kazanç üzerinden) ve manevi tazminat talebinin yerinde olup olmadığı, davalı taraf iddiasına göre sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğrandığı iddiasının davacının talebine etkisi olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
Davacıya ait … sayılı ” ….” ibareli 41.nci sınıftaki “Eğitim ve öğretim hizmetleri, sürücü kursu hizmetleri” yönünden dava tarihinde tescilli ve korunan markası olduğu… kayıtları ile tespit edilmiştir.
Bu davaya dayanak yapılan… karar sayılı 10.12.2020 tarihinde kesinleşen gerekçeli kararda ” … davalının davacı adına tescilli… sayılı markaya tecavüzün önlenmesine ve men’ine, tescilli markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına …” şeklinde karar verildiği , yine bu dosyaya sunulan 02/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda ” 29/02/2020 tarihinde davalıya ait 4 ayrı adreste “….” markası altında “motorlu taşıtlar için sürücü kursu eğitimi” veren işletmeler olduğu, işletmelerde kullanılan tabela,kartvizit,broşür,bardak,araç kokusu, trafik rehberi gibi malzeme ve evraklarda “…” ibaresi kullanıldığı; yine “www…” web sitesi ile “gokalpsurucukursu” isimli instagram ve facebook sosyal medya hesaplarının profil resimleri ve hesap içeriklerinde “… ibarelerinin markasal fonksiyon icra edecek şekilde kullanıldığı , davalı kullanımlarının davacıya ait … sayılı markası kapsamında kaldığı tespit edilmiştir.
(Bilirkişi raporunda da geçtiği şekilde ) “… 15.10.2021 tarihli yazısında; davalı şirketin Kahramankazan İlçesi’nde Özel …Kursu adı altında motorlu taşıt sürücüleri kurslarının bulunduğunun bildirildiği, yazı ekinde;
– Özel Kızılcahamam …. Kursu’nda 2019 Kasım-2021 Ekim tarihleri arasında toplam 409 kursiyer bulunduğu, bunların 308 adedinin sertifika almaya hak kazandığının,
– Özel Kahramankazan ….Kursu’nda 2020 Mart-2021 Eylül tarihleri arasında grup açılışına katılan toplam 208 kursiyer, uygulama sınavına katılan toplam 375 kursiyer bulunduğu, bunlardan 169 adedinin sertifika almaya hak kazandığının,
– Özel İncek Gökalp Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu’nda, 2018 Mayıs-2021 Ekim tarihleri arasında toplam 1245 katılan kursiyer bulunduğu, 2018 Temmuz-2021 Eylül tarihleri arasında sertifika alan toplam 1046 kursiyer bulunduğunun bildirildiği,” hususları tespit edilmiştir.
… Müdürlüğünden gelen 17.02.2022 tarihli yazı ile davalı şirkete ait Özel …. Motorlu Taşıt Sürücüleri kursuna 2018 yılından itibaren 1863 kişinin kayıt yaptırdığı ve bu kişilerden 1538 kişinin kurs belgesi aldığının belirtildiği görülmüştür.
Mahkememizce görev verilen bilirkişi heyeti tarafından sunulan 20/12/2020 tarihli raporda ise ”
Davalının tecavüzü sonucu elde ettiği net kazancın hesaplanması için;
– Dava konusu tecavüzün hangi aylar/yıllar arasında gerçekleştiğine,
– Davalının tecavüze konu süre içerisindeki toplam net kazancının, yüzde kaçının tecavüze konu eylem sonucu elde edilen net kazanca tekabül ettiğine,
– Davalının bir kursiyerden aldığı kurs bedeline (aylara/yıllara bağlı olarak değişkenlik gösteren),
….yazısıyla bildirilen davalıya ait iş yerlerindeki kursiyer sayılarından; ‘‘katılan kursiyer’’, ‘‘sertifika almaya hak kazanan kursiyer’’,‘‘uygulama sınavına katılan kursiyer’’ sayıları farklılık gösterdiğinden hangi kursiyer sayısının esas alınması gerektiğine,
İlişkin bilgilere dosya kapsamında rastlanmadığından davacı lehine maddi tazminat hesabının tespiti bu aşamada mümkün olmamıştır. “şeklinde ;
İlgili defter ve kayıtlar temin edildikten sonra aynı bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme sonunda sunulan 05/05/2022 tarihli raporda ÖZETLE ” 1. Davalı şirketin 2018 yılı Net Kazancının 19.620,07 TL Zarar, 2019 yılı Net Kazancının 18.839,19 TL Zarar olduğu ve 2020-2021 yıllarına ait Net Kazancın tespit edilemediği,
2…. ücret tarifesine ve bildirilen katılan kursiyer sayılarına göre …. ve .. (3 Şube) Şube B Sınıfı Ehliyet katılımı varsayımı ile tahsilat tutarının 2019-2020-2021/31.03 tarihi itibariyle ciro toplamının 2.380.750,00 TL olması gerektiği,
3. 2018 yılına ait tüm şubelerin, …. Şubesinin ise tüm yıllara ait hesaplamasının yapılamadığı,
4. Manevi tazminatın ve miktarının takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin tazminat hesabı açısından 25/05/2022 tarihli itiraz dilekçesinde belirtilen ilgili yerlere yazı gönderilmesi, diğer tarafa ihtarlı yazı gönderilmesi yönündeki talebi dosyaya sunulan bilirkişi heyeti ek raporu duruşmada tespit edilen uyuşmazlık ve davacının seçenek talebine göre bilirkişi incelemesi yapıldığından bu yönündeki talepleri HMK.30.maddesi kapsamında değerlendirilerek reddine,
Davalı firma vekilinin ise yeniden bilirkişi raporu alınması talebi HMK 30.maddesi kapsamında değerlendirilerek reddine karar verilmiştir.
GEREKÇE
SMK 7.nci madde kapsamında marka tesciline sahip olanların hakları belirtilmiş ve buna aykırı davrananların eylemi ise SMK 29.ncu maddede marka tecavüzü olarak nitelendirilmiştir.
Davacı tarafın yukarıda belirtilen şekilde ….” ibareli 41.nci sınıftaki “Eğitim ve öğretim hizmetleri, sürücü kursu hizmetleri” yönünden dava tarihinde tescilli ve korunan markası olduğu Türk Patent kayıtları ile tespit edilmiştir.
Davalı tarafın ise ,bu dosyaya kesin delil teşkil eden …. Mahkemesinin 10.11.2020 tarih ve ….K. karar sayılı 10.12.2020 tarihinde kesinleşen gerekçeli kararında ” … davalının davacı adına tescilli 2006/01165 sayılı markaya tecavüzün önlenmesine ve men’ine, tescilli markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına …” şeklinde karar verildiği , yine bu dosyaya sunulan 02/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda ” 29/02/2020 tarihinde davalıya ait 4 ayrı adreste “…. markası altında “motorlu taşıtlar için sürücü kursu eğitimi” veren işletmeler olduğu, işletmelerde kullanılan tabela,kartvizit,broşür,bardak,araç kokusu, trafik rehberi gibi malzeme ve evraklarda “….” ibaresi kullanıldığı; yine “…. web sitesi ile “gokalpsurucukursu” isimli instagram ve facebook sosyal medya hesaplarının profil resimleri ve hesap içeriklerinde ….” ibarelerinin markasal fonksiyon icra edecek şekilde kullanıldığı , davalı kullanımlarının davacıya ait …. sayılı markası kapsamında kaldığı ” ifade edildiğinden davalının eylemi marka tecavüzü şeklinde oluştuğu sonucuna varılmıştır.
Maddi , Manevi tazminat konusu;
SMK Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden ;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı “gibi taleplerde bulunabilecektir.
Bu kapsamda davacı vekili 18/05/2021 tarihli dilekçesi ile SMK 151/2-b maddesindeki ” Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. ” seçenek talebi üzerinden başlangıçta 1.000 TL. , sonradan da 19/09/2022 tarihli dilekçe ile ıslah-bedel arttırımı yaparak 200.000 TL. Tazminatı haksız fiil tarihinden itibaren ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsili talebinde bulunmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından 05/05/2022 tarihli raporda ” 1. Davalı şirketin 2018 yılı Net Kazancının 19.620,07 TL Zarar, 2019 yılı Net Kazancının 18.839,19 TL Zarar olduğu ve 2020-2021 yıllarına ait Net Kazancın tespit edilemediği, ” şeklinde ifade edilmiş olup dosyaya sunulan ve celbedilen delil ve belgelerden davalı firmanın “….” ibaresi altında şube sayısı , sürücü belgesi alanların sayısı, bu markanın davalı tarafca kullanım süresi gibi hususlar gözetilerek ( Bilirkişi heyeti raporunda elde edilen net kazancı tespit edemediğinden) davalı eylemi aynı zamanda Borçlar Kanunu hükümleri kapsamında “haksız fiil” de sayılarak BK 49 ve 50/2.nci maddesine göre takdiren 100.000 TL miktar üzerinden haksız fiilin ilk tespit tarihi olan ( yukarıda geçtiği şekilde ” 02/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda ” 29/02/2020 tarihinde davalıya ait 4 ayrı adreste “….” markası altında “motorlu taşıtlar için sürücü kursu eğitimi” veren işletmeler olduğu,” ) 29/02/2020 tarihinden itibaren yürütülecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine hükmedilmiş, fazlası ile reddedilmiştir.
Davacı taraf aynı zamanda manevi tazminat talebinde de bulunmuş olup davalı eylemi marka tecavüzü oluşturduğundan SMK 149.ncu maddeye göre takdiren 20.000 manevi tazminatın 29/02/2020 tarihinden itibaren yürütülecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın reddine karar verilmiştir. ( bu oranın tespitinde ise davacının tescilli markasındaki işaretin aynısı davalı tarafca işyerinde izinsiz kullanılması dolayısıyla bu durumun davacı üzerinde yarattığı/yaratabileceği olumsuz etkileri nedeniyle takdiren tayin edilmiştir.)
Neticeden dava kısmen kabul edilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davacı tarafça talep edilen ve Borçlar Kanunu 50/2 Maddesine göre takdir edilen 100.000 TL maddi tazminatın 29/02/2020 tarihinden itibaren yürütülecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın REDDİNE,
3-Davacı tarafça talep edilen manevi tazminat talebinden takdiren 20.000 TL manevi tazminatın 29/02/2020 tarihinden itibaren yürütülecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 8.197,2‬0 TL maktu karar harcından peşin alınan 614,79 TL+ıslah harcı 3.399,00 TL= 4.013,79 TL’den düşümü ile bakiye 4.183,41‬ TL’nin davalıdan
tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m. 18/A-13 ve Arabuluculuk Asgari Ücreti Tarifesi m. 7/3 hükmü uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 660,00 TL’sinin davacıdan, 660,00 TL’sinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-AAÜT uyarınca maddi tazminat yönünden 16.000,00 TL vekalet ücreti, manevi tazminat yönünden 15.000,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 31.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
7-AAÜT uyarınca reddedilen maddi tazminat yönünden 15.840,00 TL vekalet ücreti, manevi tazminat yönünden 15.000,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 30.840,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
8-Davacının yaptığı (2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 95,40 TL tebligat gideri) toplam 2.495,4‬0 TL nin kabul ve red oranına göre takdiren 1/2 si olan 1.247,7‬0 TL ile 614,79 TL+ıslah harcı 3.399,00 TL= 4.013,79TL ilk harç masrafı olmak üzere toplam 5.261,49‬ TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı firma vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile …. Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı.28/11/2022 Katip … Hakim …
E-İmzalıdır E-İmzalıdır