Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/391 E. 2022/29 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2020/391
KARAR NO : 2022/29

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. …..
DAVALI :…
DAVA : Marka…Sayılı YİDK Kararı İptali-Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 20/12/2020
KARAR TARİHİ : 02/02/2022 Yazım Tarihi : 22/02/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Dava konusu markanın müvekkil markalarıyla benzer olduğunu, müvekkilin, tüketim ürünleri alanında, 70 yılı aşkın süredir öncü ürün ve kategorilerde tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamakta olduğunu, çok sayıda UNI ibareli markası bulunduğunu, markalarının tanınmış marka olduğunu, davalının müvekkil şirketle ilişkilendirilmesi yoluyla haksız kazanç sağlamaya çalıştığını, bu durumun davalının kullandığı satış ve reklam politikaları kapsamında açıkça gözlemlenebildiğini, taraf markaların aynı olduğunu, SMK 7(2) uyarınca markanın reddi gerektiğini, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek…sayılı dava konusu YİDK kararının iptalini ve davalı şahsın … başvuru sayılı markasının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şahıs vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Markaların benzer olmadığını, farklı sınıflarda olduğunu, müvekkilin bu markayla uzun zamandır üretim yapmakta olduğunu, davacı markalarının tanınmış olmadığını, davalının kötü niyetli olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şahsın … başvuru sayılı markası ile davacı tarafın “…” ibareli ve YİDK kararında belirtilen tescilli markaları arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı tarafın markalarının tanınmışlığı ve davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı yönündeki iddialarının SMK 6/5, 6/9 maddeleri açısından yerinde ve doğru olup olmadığı, TÜRKPATENT’in…sayılı YİDK kararının iptalinin gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 20/10/2020 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 20/12/2020 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun…sayılı kararında; “… başvuru numaralı “… baby” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın kısmen reddi yöniindeki Markalar Dairesi Başkanlığı karanna karşı, yayına itiraz sahibi firma tarafindan, başvurunun … “…”, …..ibareli markalarla karıştırılma ihtimali, tanınmışlık ve kötü niyet gerekçeleriyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarrnca tümden reddi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
…Belirtilen kapsamda yapılan inceleme sonucunda başruru ile itiraz gerekçesi markalarda ortak unsur durumunda bulunan ve baskın unsur durumunda konumlandırılan ibarenin “…” ibaresi olduğu, bu ibarenin ön ek şeklinde yaygın kullanımı bulunan bir ibare olduğu ve özgün niteliğinin görece yüksek düzeyde bulunmadığı hususu ile başıurunun tescile konu mal/hizmetlerinin itiraz gerekçesi markaların tescil kapsamında bulunlarla farkh türden olduğu hususu dikkate alındığında başıuru ile itiraza gerekçe markalar arasında ilgili tüketici nezdinde ilişkilendirme ya da karıştırılma olasılığının bulunmadığı kanaatine vanlmıştır
… sunulan bilgi ve belgelerin itiraz gerekçesi markanın Tiirkiye’de tanınmışlık düzeyine ulaştığı hususunu ispatlamada ve başvurunun tescile konu mallar/hizmetler bakımından tescile bağlanması durumunda itiraz gerekçesi markalara verilecek zararların ya da bu markaların ününden sağlanacak yararın nelerden oluşacağını ve nasıl ortaya çlkacağını göstermede yeterli olmadığı tespit edilmiştir.
….başvurunun kötüniyetle yapıldığı yönündeki iddia da somut delillerle ispatlanmadığı gibi, sadece markalar arasında iltibas yaratacak bir adet kullanım görseline dayandırıldığından ve Kurul’un kanaatine göre, markalar aıasındaki benzerlik, diğer başkaca koşulların varhğı aranmaksızın , tek başına, kötüniyet iddiasının kabulü için bir kanıt teşkil etmediğinden (aynı yönde bkz. AB Adalet Divanı Genel Mahkemesi, 0|l02l20l2 lanh, T ,29ll09 sayılı karan, para. 90) bu gerekçenin de kabulü mümkün ı olmamıştır.
Belirtilen nedenlerle işbu itirazın reddi gerekmiştir.
KARAR: İtirazın reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde ifade edilmiştir.
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.

Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
… baby (…) … oyna öğren +şekil (2019/06552)
09,11,12,18,20,24,25,28. Sınıf 03,05,08,09,10,11,12,16,18,20,21,24,25,28, 29,30,31,35 sınıf
(YİDK’da geçen diğer markalar)

Bilirkişi heyetinden alınan 30.10.2021 tarihli raporda ÖZETLE; “
1) Taraf marka işaretlerinin genel izlenim yönünden yüksek düzeyde benzer olduğu,
2) Dava konusu malların tamamının davacı markaları kapsamındaki hizmetlerle benzer olduğu,
3) Taraf markaları arasında karıştırılma olasılığı bulunduğu,
4) Tanınmışlık ve ilgili risklere ilişkin iddiaları ispat edecek şekilde delil sunulmadığı, bu iddiaların dava konusu markanın tesciline engel oluşturmadığı,
5) Kötü niyete ilişkin iddiaları ispat edecek şekilde delil sunulmadığı, bu iddiaların dava konusu markanın tesciline engel oluşturmadığı,
6) Dava konusu …sayılı YİDK kararının iptali koşullarının oluştuğu, ” şeklinde ifade edilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki marka işareti arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının “… baby” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “… oyna öğren +şekil ” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, her iki markada … baby ibarelerinin belirgin olarak öne çıktığı, diğer yönden davalın başvurusunu yaptığı mallar ile davacıya ait markanın kapsamındaki bu malların satışına yönelik 35.nci sınıftaki hizmetler açısından taraf markaları arasında ilişkili ve bağlantılı mallar/hizmetler olduğu;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yargılama konusu mallardan satın almak/yararlanmak istediğinde davalı başvuru markasını gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davacının “… oyna öğren +şekil ” ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, yüksek benzerlik nedeniyle her iki markada bir yanılgı yaşayabileceği, benzerlik nedeniyle her iki taraf markasının aynı işletmeye ait markalar ya da idari ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme markaları olarak algılanabileceği , taraf markaları arasında bu mallarda (ilişkili ve bağlantılı ) SMK 6/1 maddesindeki iltibas /karıştırılma / benzerlik koşulu oluştuğu ;
Davacı tarafın SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Dava konusu marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Ancak bu durumlar SMK 6/1 iltibas durumunu da ortadan kaldırmadığından neticeden aksi yöndeki YİDK kararının iptali ile davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Dava konusu Türk Patent’in…sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
3-Dava konusu … sayılı marka tescilli olduğundan HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, sicilden terkin edilmesine, karar kesinleştiğinde Türk Patent’e müzekkere yazılmasına,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye 26,30 TL’nin davalılardan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
5-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine,
6-Davacının yaptığı; 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 191,50 TL tebligat ücreti, 54,40 TL ilk harç masrafı olmak üzere toplam 2.345,90 TL yargılama giderinin davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı.02/02/2022

Katip … Hakim …
E İmzalıdır. E İmzalıdır.