Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/381 E. 2021/56 K. 08.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/381 Esas – 2021/56

T.C. “Türk Milleti Adına”
ANKARA ( Bozmaya uyma )
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2020/381
KARAR NO : 2021/56

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
DAVALI : …
DAVALI :…
DAVA : Marka … Sayılı YİDK Kararı İptali-Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 15/05/2017
KARAR TARİHİ : 08/02/2021 Yazım Tarihi: 08/03/2021

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Müvekkilinin 05, 29, 30, 31 ve 32. sınıflarda tescilli ve tanınmış … ibareli seri markalarına dayanarak davaya konu 2016/44643 sayılı “…” markasının ilanına itiraz yaptığını, bu itirazın TPMK YİDK tarafından red edildiğini, dava konusu markanın müvekkilinin … markasını içerecek şekilde oluşturulduğunu, bunun yanında markada yer alan TİRE ibaresinin İZMİR’in bir ilçesi olduğunu, coğrafi yer bildirdiğinden herkes tarafından kullanıma açık olduğunu, bu nedenle TİRE kelimesinin markaya ayırt edicilik katmadığından markanın esas ve baskın unsurunun “…” ibaresi olduğunu, bu nedenle müvekkilinin “…” markası ile dava konusu markanın aynı ya da ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğunu, müvekkilinin markasının serisi olarak kabul edileceğini, müvekkilinin markası ile ilişkilendirileceğini ya da ekonomik olarak bağlantılı işletmeler olduğu zannına kapılacağını, müvekkilinin “…” ibareli veya esas unsurlu seri markalarıyla … markasının ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğunu, müvekkilinin … ibaresinin davalının markasında aynen yer aldığını, tüketicinin markada … ibaresine odaklanacağını, bu nedenle davaya konu … markası ile müvekkilinin … markası arasında kolayca bağlantı kurulacağını, davaya konu markanın 29, 30, 35 ve 43. Sınıflar için başvuru yapıldığını, müvekkilinin de bu sınıflarda tescillinin olduğunu, … ibareli markanın 1977 yılında kullanılmaya başlandığını, köklü bir marka olduğunu, başlarda süt ürünlerinde kullanılan “…” markasının yoğurt, meyveli yoğurt, ayran, peynir, tereyağı, kaymak, krema, labne, dondurma, meyve suyu gibi ürünlerde kullanılarak ürün yelpazesini genişletmeye devam ettiğini, TPE tarafından tanınmış marka kabul edildiğini,… markasının tanınmış marka olduğundan davalının başvurusunun 556 S. KHK’nın 8/4 maddesi, Paris Sözleşmesi ve TRIPS hükümleri gereğince reddinin gerektiğini, … ibaresinin toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi gözetildiğinde davalının “…” markasına izin verilmesi halinde müvekkilinin markasının imajından haksız olarak yararlanacağını, müvekkilinin marka imajına zarar vereceğini, ayırt ediciliğini zayıflatacağını belirterek; TPMK YİDK’nın 20.03.2017 tarih ve … sayılı kararının iptalini, 2016/44643 sayılı … ibareli marka tescil edilmişse hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı firma vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Müvekkiline ait … markası ile davacıya ait … ibaresini içeren markalar arasında karıştırma ihtimali bulunduğuna dair iddianın rasyonel olmadığını, taraf markaların görsel ve işitsel olarak karışıklığa sebebiyet vermeyeceğini, vurgunun sadece … ibaresinde olmadığını, kelimenin tamamında olduğunu, müvekkiline ait markada … ibaresinin baskın olarak kullanılmadığını, oysa davacının … ibaresini içeren markalarında … ibaresinin baskın olarak kullanıldığının görüldüğünü, müvekkilinin faaliyet alanının TİRE’de olduğunu, bu nedenle kelime içerisinde … vurgusunun yok denecek kadar az olduğunu, markaların aynı ve benzer sınıflarda olmasının karıştırma ihtimaline karine teşkil etmediğini, … ve … ibareleri arasında karışıklık ve iltibas olmadığının apaçık ortada olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
ÖNCEKİ YARGILAMA ve KARAR;
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı firmanın 2016/44643 başvuru sayılı “…” ibareli marka başvurusunun davacı tarafın YİDK Kararında belirtilen … ibareli çok sayıda tescilli markası karşısında taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1 maddesi kapsamında iltibas-benzerlik oluşup oluşmadığı, davacı tarafın markalarının tanınmışlık iddiasının davalının marka başvurusuna engel oluşturup oluşturmayacağı, TÜRKPATENT’in … sayılı YİDK Kararının yerinde ve doğru olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 09.05.2018 tarih ve 2017/164 Esas- 2018/169 Karar ile ÖZETLE;” davalının “…” ibareli başvuru markasıyla davacının muhtelif sınıflarda tescilli “…” ibareli markaları arasında 29. 30. 35. sınıftaki tüm mal ve hizmetler ile 43/1 sınıfındaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğunu, davalı başvurusundaki TİRE ibaresinin İzmir’in bir ilçesi olması nedeniyle … ibaresinin asıl unsur olduğu, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde bu mal ve hizmetler yönünden her iki markanın işletmesel kökenlerinin aynı olduğu ihtimalinin doğacağı, belirtilen mallar yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu, “süt ve süt ürünleri” yönünden davacının … ibareli markasının tanınmış olduğu, davalının, davacının markasının tanınmışlığından haksız yararlanacağının ve başvurunun kötü niyetli yapıldığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, … sayılı YİDK kararının dava konusu 2016/44643 marka kapsamında bulunan, 29. sınıf, 30. sınıf, 35. sınıftaki tüm mal ve hizmetler ile 43/1.sınıfındaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden iptaline, aynı emtilar yönünden markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkin edilmesine ” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karar taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nce verilen 29.11.2019 tarih ve 2018/1667 E- 2019/1234 K. Sayılı kararın Yargıtay’ca temyizen incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiştir.
YARGITAY 11. HD.nin 04.11.2020 tarih ve 2020/551 Esas, 2020/4729 karar sayı ile ÖZETLE ;” 1- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, davalının marka tescil başvurusuna davacının yaptığı itirazın reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davalının 2016/44643 sayılı “…” ibareli başvuru markası ile davacının itirazına mesnet “…” esas unsurlu markaları arasında 556 sayılı KHK. 8/1-b maddesi anlamında görsel, sescil ve anlamsal olarak bir benzerlik bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, tarafların istinafı üzerine bölge adliye mahkemesince aynı gerekçeyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi hükmüne göre, markalar arasında karıştırılabilecek ölçüde benzerlik bulunup bulunmadığının tespiti yapılırken markaların görsel, işitsel ve kavramsal özellikleri bir bütün olarak dikkate alınmalıdır. Davacının itiraza mesnet “…” esas unsurlu markaları ile davalının “…” ibareli başvurusu arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak iltibas tehlikesi bulunmadığı, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu hizmetler için ayırdığı satın alma süresi içinde, başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacıya ait markalardan farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, başvuru konusu işaret ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi uyarınca dava konusu davalı başvuru markasının davacı markaları ile ilişkilendirme ihtimalini de kapsayacak şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, bu itibarla mahkemece taraf markalarındaki işaretlerin 556 sayılı KHK’nın 8/1-b anlamında benzer olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün davalılar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı Boyacıoğulları Ömür Süt Ürünleri Tic.ve San. Ltd.Şti. vekilinin ve davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA,” şeklinde karar verilmiştir.
YENİ GEREKÇE;
Mahkemece bozma ilamına uyularak Yargıtay’ın “.Davacının itiraza mesnet “…” esas unsurlu markaları ile davalının “…” ibareli başvurusu arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak iltibas tehlikesi bulunmadığı, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu hizmetler için ayırdığı satın alma süresi içinde, başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacıya ait markalardan farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, başvuru konusu işaret ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi uyarınca dava konusu davalı başvuru markasının davacı markaları ile ilişkilendirme ihtimalini de kapsayacak şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, bu itibarla mahkemece taraf markalarındaki işaretlerin 556 sayılı KHK’nın 8/1-b anlamında benzer olmadığı ” şeklindeki bozma gerekçesi doğrultusunda taraf markaları arasında 556 sayılı KHK 8/1-b maddesindeki iltibas koşulları oluşmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcından peşin alınan 31,40 TL’nin düşümü ile bakiye 27,90 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine,
4-Davalı kurumun yaptığı: 113,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalı kuruma verilmesine,
5-Davalı firmanın yaptığı; 8,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalı firmaya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin, davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı firma vekilinin yokluğunda 6100 Sayılı HMK’nın Geçici 3/2 madde yollaması ile, HUMK 427 vd.m. uyarınca, tebliğden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
08/02/2021

Katip … Hakim …
E İmzalıdır. E İmzalıdır.