Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/377 E. 2021/68 K. 01.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C. ”Türk Milleti Adına”
ANKARA ( Bozmaya Uyma )
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2020/377
KARAR NO : 2021/68

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… …
VEKİLİ….
DAVALI …
DAVALI :2- … – …
VEKİLİ …
DAVA : Marka… Sayılı YİDK Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 29/06/2017
KARAR TARİHİ : 01/03/2021 Yazım Tarihi : 01/04/2021

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Müvekkili tarafından … sayılı “… … … ŞEKİL” ibareli marka başvurusunu yaptığını, bu başvurunun 29. sınıfta yer alan “…, Kuru yemişler, Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin” mallar ile 30. Sınıfta yer alan “Bal, arı sütü, propolis.” mallarının “… …” markasından dolayı red edildiğini, müvekkilinin markası ile red gerekçesi markanın ayırt edilmeyecek kadar benzer olmadığını, müvekkilinin markasının mavi flema üzerine beyaz renkle … … ve altında lacivert şerit içerisinde beyaz harflerle … ibaresinden oluştuğunu, red gerekçesi markanın ise siyah beyaz baş harfleri büyük … ve … … ibarelerinden oluştuğunu, markaların kompozisyonları bütünsel olarak değerlendirildiğinde benzer olmadığını, … … ve … … ifadelerinin bir ürünün cinsi ve bitki çeşidi olduğundan ayırt edici niteliği bulunmadığını, müvekkilinin faaliyet alanı ile davalının faaliyet alanlarının farklı olduğunu, davalının pasta, tuzlu, profiterol pasta ve hamburger çeşitlerini sattığını, cafe işletmeciliği sektöründe olduğunu, müvekkilinin 2014/52828 nolu … … … ŞEKİL ibaresinin 31 ve 41. Sınıflarda tescilli olduğunu, bu ibare ile piyasada tanınır hale geldiğini, davalının itirazının kötü niyetli olduğunu belirterek; … sayılı başvurunun talep edilen tüm sınıflarda tescil işlemlerinin kaldığı yerden devamına, … sayılı kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şahıs vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Davacı tarafından özgün ve farklı bir marka yaratıldığı iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, markadaki asıl vurgunun “… AĞACI” ibaresi olduğunu, … ibaresinin herhangi bir ayırt ediciliğinin bulunmadığını, davacının tüketici nezdinde iltibasa neden olacak şekilde müvekkilinin tanınmışlığından ve müşteri çevresinden yararlandığını belirterek; TTK’nın 54 vd. kapsamında iyi niyet kurallarına aykırılık ve haksız rekabet ettiğini belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.

ÖNCEKİ DEĞERLENDİRME;
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı firmanın … başvuru sayılı “şekil+… … …” ibareli marka başvurusunun davalı şahsın 2012/86775 sayılı “… …” ve 2012/86773 “…” ibareli tescilli markası karşısında taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1 maddesi kapsamında karıştırılma-benzerlik oluşup oluşmadığı Türkpatent’in… sayılı YİDK kararının yerinde olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişiden alınan 09/02/2018 havale tarihli raporda ÖZETLE:”Davaya konu … sayılı “… … …+şekil” marka ile redde mesnet gösterilen markaların hem işitsel hem de görsel bir benzerliğin olması nedeniyle çekişme konusu red edilen 29. sınıfta yer alan “…, Kuru yemişler, Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin” mallar ile 30. Sınıfta yer alan “Bal, arı sütü, propolis.” mallar bakımından 556 S. KHK md. 8/1-b anlamında iltibas tehlikesinin söz konusu olduğu,
Bu nedenle TPMK YİDK tarafından tesis edilen 06.03.2017 tarih ve 2017-M-1315 sayılı kararının yerinde olduğu,” şeklinde ifade edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda ise 19/03/2018 tarih ve 2017/222 E- 2018/101 K. sayılı kararla ÖZETLE ” davacının “… … …+şekil” ibareli marka başvurusuyla davalı şahsın “… …” ve “…” ibareli markaları arasında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, başvuru markasında asli ayırt edici unsurun … … şeklinde ön plana çıktığı, bu açıdan … … ile … … ve … markalarının sesçil ve görsel olarak yüksek derecede benzerlik oluşturduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yargılama konusu 29. sınıfta yer alan “…, kuru yemişler, fındık ve fıstık ezmeleri, tahin” mallar ile 30. sınıfta yer alan “Bal, arı sütü, propolis” mallar bakımından ayırdığı satın alma süresi içinde, davacının “… … …+şekil” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davalının “… …” ve “…” ibareli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, diğer bir açıdan bakıldığında ortalama tüketici nezdinde davalı şahsın yukarıda belirtilen 29 ve 30. sınıftaki mallar bakımından “… …” ve “…” ibareli markalı ürünleri almak isterken davacının “… … …+şekil” ibareli markalı ürünü satın almak şeklinde bir yanılgı yaşayabilecekleri, 29 ve 30. sınıftaki reddedilen mallar yönünden ortalama tüketici nezdinde başvuru konusu işaret ile davalı firmanın markası arasında işletmesel bağ olduğu algılaması oluşabileceği, her iki markanın aynı işletmenin markası ve idari-ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme markaları olarak algılanabileceği bu açılardan taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1 maddesindeki iltibas koşulu oluştuğu gerekçesi ile davanın reddine ” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karar davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara BAM … Hukuk Dairesi’nce verilen 17/10/2019 tarih ve 2018/1543 E- 2019/1017 K. sayılı kararın temyizen Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla YARGITAY … HD.nin 12.10.2020 Tarih ve 2020/92 Esas, 2020/3984 Karar sayı ile ÖZETLE ; “1-) Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Dava, davalı kurum kararının iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince yapılan istinaf başvurusu, bölge adliye mahkemesince yazılı gerekçelerle esastan reddedilmiştir.
556 sayılı KHK’nın 8/1-b. maddesi uyarınca karıştırılma ihtimalinin varlığı değerlendirilirken, markaların birbirlerine olan görsel, sescil ve kavramsal benzerlikleri yanında, markaya konu unsurların ayırt edicilik gücü de dikkate alınmalıdır. Bu anlamda, markalarda yer alan ve tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden kimsenin tekeline verilemeyecek olan tanımlayıcı ibareler karşılaştırmada dikkate alınamaz. Tanımlayıcı olmamakla birlikte tanımlayıcılığa yakın ve tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden herkesin kulllanımına açık olan ve bu sebeple ayırt edicilik düzeyi zayıf ibareler yönünden ise koruma düzeyinin düşük tutulması ve bu hususta kimseye tekel hakkı verilmemesi gerekir. Zira, marka kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden tanımlayıcı veya tanımlayıcıya yakın ibareleri esas unsur olarak içeren markalar baştan itibaren ayırt edicilik gücü zayıf marka konumunda olup, bu tür zayıf markaların koruma kapsamı değerlendirilirken iltibas tehlikesinin yapılacak küçük bir değişiklik ile dahi bertaraf edilebileceği göz önüne alınmalıdır.
Belirtilen ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa, davalının itirazına mesnet tuttuğu markalar, “…” ve “… …” ibareli markalar olup, mesnet markalarda yer alan ibareler, başvuru markası kapsamında yer alan 29. sınıftaki “… ve kuru yemişler, fındık ve fıstık ezmeleri, tahin” malları yönünden doğrudan tanımlayıcı olmasa da tanımlayıcıya yakın ve herkesin kullanımına açık ibarelerdir. Bu nedenle mesnet markalar anılan mallar bakımından ayırt edicilik düzeyi zayıf marka konumundadır. Bu itibarla, “… … …” ibaresinden ve iki sincap şeklinden oluşan başvuru markasının, mesnet markalardan farklı olarak içerdiği “…” ibaresi ve şekilden dolayı 29. sınıftaki mallar yönünden iltibas tehlikesini bertaraf edecek şekilde farklılaştırıldığının kabulü ile hüküm tesisi gerekirken, ilk derece ve bölge adliye mahkemelerince yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA ” şeklindeki karar ile dosya yeniden mahkememize gönderilmiştir.
YENİ DEĞERLENDİRME ;
Taraf teşkilinden sonra bozma ilamına uyularak bozma gerekçesinde “Davalının itirazına mesnet tuttuğu markalar, “…” ve “… …” ibareli markalar olup, mesnet markalarda yer alan ibareler, başvuru markası kapsamında yer alan 29. sınıftaki “… ve kuru yemişler, fındık ve fıstık ezmeleri, tahin” malları yönünden doğrudan tanımlayıcı olmasa da tanımlayıcıya yakın ve herkesin kullanımına açık ibarelerdir. Bu nedenle mesnet markalar anılan mallar bakımından ayırt edicilik düzeyi zayıf marka konumundadır. Bu itibarla, “… … …” ibaresinden ve iki sincap şeklinden oluşan başvuru markasının, mesnet markalardan farklı olarak içerdiği “…” ibaresi ve şekilden dolayı 29. sınıftaki mallar yönünden iltibas tehlikesini bertaraf edecek şekilde farklılaştırıldığının kabulü ile hüküm tesisi gerekirken, ” şeklindeki bozma gerekçesi doğrultusunda 29. sınıftaki mallar yönünden iltibas tehlikesini bertaraf edecek şekilde taraf markaları farklılaştığı, sonucuna varılarak dava konusu edilen … başvuru sayılı markanın kapsadığı 29.ncu sınıftaki mallar yönünden TÜRKPATENT’in… sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesi gerekmiştir.
Kısa kararda sehven … başvuru sayılı markanın kapsadığı 29.ncu sınıftaki mallar ibaresi yer almasa da HMK 304/1 ve 305/A ve 306.ncı maddelerine göre bu durum düzeltilerek /tamamlanarak gerekçeli kararda yer verilmiştir.
Dava konusu markanın … başvuru sayılı markanın kapsadığı 30. Sınıfta yer alan “Bal, arı sütü, propolis.” mallar bakımından ise YARGITAY 11 HD.nin 12.10.2020 Tarih ve 2020/92 Esas, 2020/3984 Karar sayı ile “1-) Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığında…davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ” denilerek bu kısım hakkında daha önce verilen ” davanın reddi” kararı kesinleştiğinden bu konuda tekrar karar verilmesine yer olmadığı şeklinde HMK 304/1 ve 305/A ve 306.ncı maddelerine göre bu durum düzeltilerek /tamamlanarak gerekçeli kararda yer verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-… başvuru sayılı markanın kapsadığı 29.ncu sınıftaki mallar yönünden TÜRKPATENT’in… sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
3-Dava konusu … başvuru sayılı markanın kapsadığı 30. Sınıfta yer alan “Bal, arı sütü, propolis.” mallar bakımından daha önce mahkememizce verilen davanın REDDİ şeklindeki kararının YARGITAY …HD.nin 12.10.2020 Tarih ve 2020/92 Esas, 2020/3984 Karar sayılı kararı ile kesinleştiğinin tespiti ile aynı konuda tekrar karar verilmesine yer olmadığına,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcından peşin alınan 31,40 TL’nin düşümü ile bakiye 27,9‬0 TL’nin davalılardan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
5- Kabul edilen kısım açısından AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine,
6- Red edilen ve kesinleşen kısım açısından önceki kararda geçtiği şekilde “AAÜT uyarınca 3.145,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine, ” hükmünün aynen uygulanmasına,
7-Davacının yaptığı; 500,00 TL bilirkişi ücreti, 308,73‬ tebligat ücreti, 31,40 TL ilk harç masrafı olmak üzere toplam 840,13‬ TL yargılama giderinin davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,

Dair verilen karar davacı vekilinin, davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şahıs vekilinin yokluğunda 6100 Sayılı HMK’nın Geçici 3/2 madde yollaması ile, HUMK 427 vd.m. uyarınca, tebliğden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır