Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/371 E. 2022/87 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/371 Esas – 2022/87

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”

4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2020/371
KARAR NO : 2022/87

DAVA : Marka … Sayılı YİDK Kararı İptali
DAVA TARİHİ : 30/11/2020
KARAR TARİHİ : 23/03/2022 Yazım Tarihi: 18/04/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Davacı tarafından …başvuru numaralı “… …” ibareli markanın 29, 30. ve 32. sınıflarda tescili için yapılan başvuruna davalı şirketin “…”,… …” markalı ürünlerin satışının 2007’den bu yana yurtdışında da yapıldığını YİDK kararının markaların parçalara ayrılarak incelenerek verildiği; davacı markasında boncuk şeklindeki çikolatalı renkli şekerlerin üzerinde yer aldığı çikolata şeklinin ve diğer renk unsurları içinde yer alan mavi ve mor renk baskın olarak yeraldığını, davalı şirketin markalarında ise ayıcık şeklinin baskın olduğu; YİDK kararına dayanak gösterilen davalının 2018/72657 sayılı “… ” ibareli başvurusunun davacının itirazı sonucu reddedilerek tescil edilmemiş olduğu” gerekçeleri ileri sürerek, …başvuru numaralı “… …” ibareli marka başvurusunun reddine dair 07.10.2020 tarih ve … sayılı YİDK kararının iptaline ve başvuru markasının tesciline karar verilmesi talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı firma vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Davacının halihazırda tescilli “…” markaları ile işbu dava konusu markanın benzer olarak algılanacağını, davacının “…” ibareli markaları/ tasarımları ilk olarak 2002 yılında tescil ettirip kullanmaya başladığını, davacının, 05, 29 ve 30. sınıflarda yurtiçinde ve yurtdışında tescilli … ibareli çok sayıda markanın bulunduğunu, davacının “…” ibareli markasının 06.03.2017 tarihli başvuru üzerine T/03138 sayı ile tanınmış marka statüsüne alındığı ve bunun iltibas ihtimali artırdığını, davacının tescil talep ettiği sınıfların da gıda ürünlerinin üretilmesi/sunulması/satılması/pazarlanması fiillerine ilişkin olduğunu, muhtelif uyuşmazlıklarda davacı yanın “…”/“…” markası ile davacının “…” markasının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu yönünde kesinleşen kararlar ikame edildiğini dava konusu marka ile davacı markaları arasında yüksek derecede işitsel benzerlik olduğundan ortalama gıda tüketicilerce karıştırılabileceğini, …” ibaresini gören ortalama tüketici doğrudan bu ürünün Davacının “…” ibareli ürünleri ile bağlantılı olduğunu düşüneceği ve dava konusu markanın Davacının tanınmış … ibareli seri markaları arasına sızabileceğini “… markası yönünden dava tarafları arasında süregelen bir uyuşmazlık söz konusu olduğundan karşı tarafın “…” markası üzerinde öncelikli hakka sahip olmadığını, davalının “…” markasıyla ilgili fiili kullanımları kanıtlayıcı herhangi bir bilgi ve/veya belgeyi sunamadığını, davalıya ait … sayılı marka başvurularının davalının 21.02.2008 tarihinde yaptığı dava konusu başvurudan bir yıldan daha az bir süre önce gerçekleşmiş başvurulardan ibaret olup kazanılmış hak oluşturmak için yukarıda özetlenen yüksek yargıtay’ın içtihatlarında belirlenen “tescilli olarak uzun süredir kullanma ve taraflar arasında çekişmeli olmaktan çıkmış olma koşullarını taşımadıklarını öne sürülerek davanın reddini talep etmiştir.

MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.

DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı tarafın …başvuru sayılı markası ile davalı firmanın kurum nezdinde ileri sürdüğü mesnet markaları arasında SMK 6/1 maddesi açısından iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, davacı firmanın başvurusu nedeniyle davalının markalarının tanınmışlığı dolayısıyla SMK 6/5 maddesine göre davacı başvurusuna engel oluşturup oluşturmayacağı, Türk Patent’in … sayılı YİDK kararının yerinde ve doğru olup olmadığı, davacı tarafın başvuru ibareli açısından müktesep hak iddiası ile önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği iddiasının alınan YİDK kararına etki edip etmeyeceği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 08/10/2020 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 30/11/2020 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında; “…başvuru numaralı “… …” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkaniığı kararına karşı, başvurunun 2018 59258, 2018/72657, 2018 59558 salrh “…”, “eti popito”, “…” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali, tanınmışlık ve kötü niyet gerekçeleriyle 6769 s. SMK,nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
Öncelikle, itiraz edilen başvurunun Somut uyuşmazlık dışındaki bir başka yayını itiraz sahibinin itirazı üzerine Markalar Dairesi Başkanlığ’nın 06/03/2020 tarih ve … saylı kararı ile “SINIF 29: Et, balık, kiimes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri” bakımından reddedilmiş olduğu ve bu karara karşı yasal süresi içinde başvuru sahibi tarafından itiraz edilmemiş olduğundan işbu Kurul kararı tarihi itibariyle itiraza konu başvurunun anılan mallar bakımından reddine yönelik kararın kesinleşmiş olduğu tespit edilniştir. Dolayısıyla, anılan mallar bakımından itiıaz konusuz kalmış olduğundan söz konusu mallar bakımından esas hakkmda karar vermeye yer olmadığına karar verilmiştir. Bu çerçevede, Kurul’un önündeki itirazın başvuru kapsamında kalan aşağdaki mallar bakımından incelenmiştir:
“Sınıf 29: Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeyıin, zeyıiı ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tiitsülenmiş, salamura edilniş her tiirlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozlan. Patates cipsleri.
Sınıf 30: Küve, kakao; küve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fınncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf şerbetli tatlılar , puding, mühallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütiü propolis. Yiyecekler için çeşni, lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak iizere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri,, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez
Sınıf32: Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden sulan, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsiiz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri.”

Kurul; çekişme konusu markalarda bağmsız ayrt edici unsur olarak yer alan “…/…/popito/…” ibarelerinin herhangi bir anlam içermeyen yaratılmış ibareler olması ve ibarelerin işitsel olarak yüksek benzerlik içermesi hususlarını dikkate alarak, … “…”, “eti popito”, “…” ibareli itiraz gerekçesi markaları bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımından benzer markalar olarak değerlendirmiştir. Buna ilaveten, başvuru ile itiraz gerekçesi markaların aynı/aynı tür veya ilişkilendirilebilir malları kapsadıklan tespit edilmiştir. Bu sebeple, başvuru ile itiraz gerekçesi markalar arasında karıştırılma , ilişkilendirilme ihtimallerinin ortaya çıkabileceği kanaatine varılmış ve itiraz haklı bulunmuştur.
….. somut olay açısından, itiraza konu başvurunun tescilinin 6769 Saylı SMK’nın 6/5 maddesi hiikmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açacağı kanaatine varıldığından, tanınmışlık gerekçesine dayalı itiraz da haklı görülmüştir.
Başvurunun kötüniyetle yapıldığı yönündeki iddia somut delillerle ispatlanamadığından temelsiz bulunmuş ve kabul edilmemiştir.
Saylan nedenlerle itirazın kabul edilmesi gerekmiştir.
KARAR: İtirazın kabulüne ve başvurunun reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Taraf markalarında AYNI işaret olması ve kapsamlarındaki emtia (mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
Kazanılmış hak kavramı, Türk Patent kurumunda daha önceden tesçilli olan markanın aynısının önceki sahibine bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunarak yeni markayı da alabileceği düşüncesinden ortaya çıkmıştır.
Kazanılmış hak açısından ise Yargıtay uygulamalarında KRİTER “1-Kazanılmış hak sağlayan markanın tesçilli olarak uzun süre kullanılması (kullanım ve tesçilin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkması- kabullenilmesi), 2-Sonradan yapılan başvurunun kazanılmış hak sağlayan markanın ASLİ UNSURU muhafaza edilerek , işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle oluşturulması, ( önceki markanın asli unsuru değişmiş ise yeni başvuru kabul edilir), 3- Sonraki başvurunun önceki markanın kapsadığı ve hizmet ile AYNI veya AYNI TÜR mal ve hizmetleri içermesi, ( yani kapsamını genişletmemesi)” şeklinde özetlenebilir.

Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davacı başvuru Markası Davalı Markaları


Önceki markası

Bilirkişi heyetinden alınan 21/02/2022 tarihli raporda ÖZETLE; ” (1) SMK 6/1 çerçevesinde, başvuru markasının kapsadığı 29 ve 30. sınıfa konu malların Davalının itiraza mesnet 2018/59258 ve 2018/59558 sayılı markalarının kapsamındaki mallarla ayniyet düzeyinde, başvuru markasının kapsadığı 32. sınıfa konu malların ise yüksek düzeyde benzerlik taşıdığı;
(2) Başvuru markasının Davalının itiraza mesnet 2018/59258 ve 2018/59558 markasıyla bıraktığı bütünsel genel izlenim yönünden görsel, işitsel ve kavramsal olarak ilişkilendirilebilecek ve karıştırılabilecek düzeyde yüksek düzeyde benzerlik taşıdığı;
(3) Ancak, Davacının 2007’den bu yana uzun yıllardır fasılasız fiilen tescille kullanıldığı ispatlanan …markasının serisi niteliğindeki … esas unsurlu başvuru markasının, 30. sınıf “Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler; Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül” malları bakımından Davacının tanınmış markasıyla veya itiraza mesnet 2018/59258 sayılı … ve 2018/59558 sayılı … markalarıyla ilişkilendirme veya karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı; ve bu mallar bakımından YİDK Karar iptal şartlarının mevcut olduğu;
(4) Davacının 2000/14671 sayılı …, … sayılı … …markalarına dayalı olarak, davaya konu marka başvurusunda, AYNI/AYNI TÜR MAL niteliğindeki 30. sınıfa konu “Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler; Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül” malları bakımından kazanılmış hak müessesi için Yargıtay içtihatlarında belirtilen kriterleri karşıladığı ve bu mallar bakımından YİDK Karar iptal şartlarının mevcut olduğu;
(5) SMK 6/5 hükmünde öngörülen şartlar/durumlardan birinin gerçekleşebileceğine ilişkin itiraz veya dava aşamasında sunulmuş somut olgu ve delile rastlanmadığı; ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davalı firma vekilinin yeni bilirkişi heyetinden rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talep reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki başvuru veya Tescilli bir marka ile sonraki başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davacının “Şekil+… … ” ibareli marka başvurusu ile davalı firmaya ait 2018/59258 ve 2018/59558 sayılı “…-… ” ibareli tescilli markaları arasında YİDK kararına konu olan 29,30 ve 32.nci sınıftaki malları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu; Taraf markalarındaki malların da ilişkili ve bağlantılı mallar olduğu ;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu 29,30 ve 32.nci sınıftaki malları için ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davacının “Şekil+… … ” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalı firmanın … sayılı “…-… ” ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, işaret benzerliği nedeniyle her iki markada yanılgı yaşayabileceği , ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından işaret benzerliği nedeniyle bu mallar açısından başvuru konusu işaret ile davalı taraf markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı Mallar algısı oluşabileceği yani markaları karıştırabileceği, bu açıdan SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşulları oluştuğundan YİDK kararı yerinde ve doğru olduğu;
Diğer yönden davacının önceki markaları dolayısıyla müktesep hak iddiasında bulunulmuş ise de başvuru markası ile önceki markalarında asli unsurlar değiştiğinden müktesep hak koşulları da oluşmadığı;
((aksi yöndeki bilirkişi görüşüne HMK 282 .nci maddede ” Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmünden hareketle yukarıdaki gerekçe ile iştirak edilmediği) ;
Her ne kadar YİDK kararında ” itiraza konu başvurunun tescilinin 6769 Saylı SMK’nın 6/5 maddesi hiikmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açacağ kanaatine varıldığından, tanınmışlık gerekçesine dayalı itiraz da haklı görülmüştir. ” şeklinde hatalı ve yanlış bir tespit yapılmış ise de somut olayda SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ; Ancak bu durum yukarıdaki açıklandığı şekilde SMK 6/1 maddesindeki iltibas durumunu da ortadan kaldırmadığı;
Neticeden davanın reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 23/03/2022

E-İmzalıdır E-İmzalıdır