Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/370 E. 2022/65 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C. ”TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2020/370
KARAR NO : 2022/65

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI :…
DAVALI : …
DAVA : Marka …Sayılı YİDK Kararı İptali
DAVA TARİHİ : 26/11/2020
KARAR TARİHİ : 28/02/2022 Yazım Tarihi : 17/03/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Davacı …’ün faaliyet göstermekte olduğu ve faaliyetine devam
etmek niyetinde olduğu içecek sektöründe kullanmak amacı ile “…. …
…fresh” isimli markasını 43.sınıfta tescil ettirmek amacı ile 25.07.2019 tarihinde diğer
davalı kurum olan Türk Patent ve Marka Kurumuna … başvuru numarası ile başvuruda bulunduğu, Bu başvurunun ilanı üzerine davalı … A.Ş. “…” ve “…
2016 … premium coffee” markalarının tescilli markaları olduğu gerekçesi ile itiraz
ettiği, İtiraz sonucu marka tescil başvurusunun reddine karar verildiğini, bu karara karşı Yeniden
İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na itirazda bulunulduğu ve itirazın kurulun 29.09.2020 tarih
ve …sayılı karar ile reddedildiği,
…’ e ait 2019/ 70534 numaralı başvurunun konusu
… ”… …fresh” +şekil arkasında şekil unsurunun son derece ön planda olduğunu, davacı markasında “…. … …fresh” şeklinde iken davalı şirkete ait marka
yalnızca “…” şeklinde olduğunu,
davalıya ait markada baskın unsur “…” iken müvekkilin markası sloganı ve
şekli ile birlikte bir bütün ve davalının markası ile iltibas edilmeyecek şekilde baskın farklılıkları
olduğunu, belirtilen farklılıklar temel olarak, markanın şekil öğesinde, sloganında kendisini
göstermekte olduğunu,
davalının markası bitişik tek kelime şeklinde yazılır iken davacıya ait markada iltibas
tehlikesi yarattığı iddia edilen kısım iki kelimeden oluştuğunu, her iki markada sadece “coffee”
kelimesi ortak olup ardından ise davacı tarafın markasında ayrı bir kelime oluşturularak
“…” kelimesi ayrı bir kelime olarak geldiğini, davalının markasının “…”
olduğunu, davalı tarafın markasının iki ayrı kelime değil tek bir bitişik kelime olduğu ve “…”
ibaresi iki kelime arasından çıkartıldığını,
bir cins adı olan “…” kelimesi dışında bir benzerlik olmadığı gibi her iki markanın aynı
ve ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığı, okunuş, yazılış ve görünüm itibariyle farklı
olduklarının görüldüğü,
tescili talep edilen markanın en baskın unsurlarından birisi sarı renkli konteynır
olduğunu ve yazıda bulunan “o” harfi yerine kalp şekli kullanılmasının markanın en baskın
özelliği olduğunu,
davalı tarafın markasında şekil unsuru neredeyse olmadığını, var olan şeklin ise ortalama
bir tüketicide karıştırılma ihtimali yaratmayacağını, markalar birbirleri ile kıyaslandığında “şekil
unsurlarının” markaların önüne geçtiğini ve bu şekilde markaların birbirinden kolayca ayrıldığını,
davacı markasının şekil unsurunun yanı sıra temel unsurlarından birisi de slogan unsuru
olduğunu, davalının … başvuru sayılı “estd 2016 … premium coffee”
şeklindeki markasında “… 2016” ve “premium coffee” şeklinde sloganı mevcut iken
2017/52907 sayılı markasında slogan olmadığını,
iddia ederek Türk Patent Ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi
Başkanlığı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 29.09.2020 tarihli …
sayılı YİDK Kararının iptalini, Türk Patent ve Marka Kurumunun … başvuru
numaralı dosyası ile 43. Sınıfta yapmış olduğu tescil talebinin kabulüne karar verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Firma Vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Davacı tarafın marka örneğindeki şekil unsurunun kelime unsuruna fon oluşturacak
şekilde ve kelime unsurlarından biri olan “…” ibaresine vurgu yapacak şekilde bir
konteyner dış görünüşünden ibaret olduğu, özel bir tasarım veya ayırt edici bir özellik taşımadığı
açık bir şekilde görüldüğü,
davaya konu tasarımdaki asli unsur olan kelime unsuru incelendiğinde “…
…” ibaresinin davalı markası ile , görsel, işitsel ve anlamsal olarak ileri düzeyde benzer
olacak şekilde “marka da kısaltılmış olarak yazılan “…” ibaresi yerine, kelimenin uzun
halinin “…” olarak kullanılmasıyla oluşturulduğu, “O” harflerinde yapılan basit şekil
değişikliğinin ise kelime veya şekil unsuruna bir ayırt edicilik kazandıracak nitelikte olmadığı,
Uyuşmazlık konusu marka olan ”….” marka asli unsurundan sonra
gelen ”… …fresh” ibaresi yalnızca bir slogan niteliğinde olmakla beraber bu durum
tescil başvurularındaki görselde de sloganın, asıl markaya oranla oldukça küçük yazılmasında
anlaşmazlığa konu olan markalarını tescilli marka olan ”…” dan ayırt edici bir
niteliğe haiz olmasının mümkün olmadığı,
“…” ibaresinin arkasında yer alan konteyner yan cephesi görselinin, ayırt edici bir özelliği bulunmamakla beraber yine ilk defa sektörde davalı şirket tarafından
kullanılan konteyner fikrini çağrıştırır nitelikte olduğunu,
davacı tarafın marka örneğinin asli unsuru olan “…” ibaresinin, davalı
markasının kelime unsuruyla anlamsal olarak bire bir aynı olduğunu,
davalı şirketin ülkemizde son derece yaygın olan yiyecek içecek hizmetlerinde mal
üretimi ve hizmet sunumu sektörüne 2016 yılında girmiş olduğunu, Antalya’da Lara ve
Konyaaltı’nda ve İstanbul/Nişantaşında şubeleri olan marka, önemli sayıda franchise talebi
aldığını, kendine has bir vizyonu olan ve aynı zamanda ”…” markasını kurduğu
zamandan bu yana büyük başarı elde ettiğini, gerek Türkiye’de gerekse dünyada faaliyet
gösterdiği sektörde kendine yer edinmiş bir marka olduğunu,
markanın uluslararası başvuru işlemlerine 2019 yılı itibarı ile başlanmış ve AB ülkelerinde
(28 üye ülke), Karadağ ve İran’da tescil başvuruları yapıldığı, aynı zamanda Çin ve Arap
ülkelerinde şubeler açılması için görüşmelere devam edildiği,
davalının tescilli markası “…” sektörde sağladığı büyük başarı sonucunda
2019 yılında “Antalya’nın en iyi kafeteryası” ödülünü almaya hak kazandığını, davacı tarafın markasının tescili durumunda, tüketicilerin davalı taraf adına kayıtlı diğer
markaların varlığını göz önünde bulundurduğunda söz konusu markayı, davalı markasının
serisi/ devamı olarak algılamalarının kaçınılmaz olduğunu,
davacı tarafın tescilini talep ettiği markanın ve faaliyet gösterdiği alanın müvekkil şirket
faaliyet alanı ile birebir aynı olduğunu ayrıca iç ve dış konsept tasarımları dahil bir çok konunun
benzerlik ihtiva etmesi ve bu sebeplerle tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin oldukça
yüksek olduğunu,
savunarak dava konusu YİDK kararının hukuka uygun olduğunu ve davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı tarafın … başvuru sayılı markası ile davalı firmanın mesnet markaları arasında SMK 6/1 maddesi açısından iltibas-benzerlik-karıştırılma ihtimali oluşup oluşmadığı, Türk Patent’in itiraz hakkında nihai olarak verdiği …sayılı YİDK kararının iptalinin gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 30/09/2020 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 26/11/2020 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun …sayılı kararında; ”… başvuru numaralı ”…. … …fresh” ibareli başvurunun … sayılı ”…”, ” …” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK ‘nın 6(1) maddesi uyarınca reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvuru hakkındaki ret kararının kaldırılması talebiyle başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz incelenmiştir.
……Yukarıda belirtilen değerlendirme çerçevesinde, başvuru konusu markanın ”…” ibaresinden oluştuğu, redde mesnet gösterilen markaların ise ”…” ibaresini ayırt edici unsur olarak içerdiği, ibarelerdeki farklılığın başvuruda bulunan ”…” harf diziliminden ve ilave şekil unsurlarından kaynaklandığı, ancak bu farklılığın markaların görsel ve işitsel olarak benzerliğinin ortadan kaldırmadığı, markaların aynı/ aynı tür veya benzer malları/ hizmetleri kapsadıkları hususlarının tamamı birlikte dikkate alındığında, başvuru ile … sayılı red gerekçesi marka arasında, 6. Madde kapsamında verilen ret kararı gereğince reddedilen mallar/ hizmetler bakımından karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkabileceği kanaatine varılmış ve aynı tespit doğrultusunda Markalar Dairesi Başkanlığı’nca verilen ret kararı yerinde görülmüştür.
Karar: İtirazın ve başvurunun reddine oybirliği ile karar verilmiştir. ” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davacı başvuru Markası Davalı Markaları
… … (2017 52907)
”…” +şekil (…) 16,29,30,35,43. Sınıf
43. Sınıf …+şekil (2016 65052)
30,43. Sınıf
Bilirkişi heyetinden alınan 27.10.2021 tarihli raporda ÖZETLE; ” Dava konusu … sayılı başvuru kapsamında reddolunan 43. Sınıf: “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” hizmetler açısından taraf markalarının aynı, aynı tür hizmetleri kapsadıkları,
Taraf markalarını oluşturan işaretlerin esas unsurlarının ayniyet derecesinde benzer olduğu, bu haliyle işaretler arasında güçlü bir görsel, işitsel ve hatta kavramsal köken benzerliğinin mevcut olduğu, bu durumun işaretlerin ilgili tüketiciler nezdinde karıştırılmaları sonucunu doğurabileceği,
” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin aynı heyetten ek rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki marka işareti arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davacının ” … ”…” +şekil ” ibareli marka başvurusu ile davalıya ait “… ” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ,sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik oluştuğu; Diğer yönden taraf markaları arasında hizmet benzerliği de oluştuğu;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu 43.ncü sınıftaki hizmetler için ayırdığı satın alma / faydalanma süresi içinde, davacının ” … ”…” +şekil ” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalının “… ” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı; Diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davalının “… ” ibareli tescilli markalı hizmetinden satın almak/yararlanmak isterken davacının ” … ”…” +şekil ” ibareli başvuru markalı hizmeti satın almak / yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşayabileceği;
Ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından benzerlik nedeniyle başvuru konusu işaret ile davalının tescilli markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı hizmetler algısı oluşabileceği;
Bu açılardan SMK 6/1 maddesindeki iltibasın bulunduğu kanaati oluştuğundan bilirkişi raporu da benimsenerek YİDK kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye 26,3‬ TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı firma vekilinin yokluğunda 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 28/02/2022
Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır