Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/353 E. 2022/11 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/353 Esas – 2022/11

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2020/353
KARAR NO : 2022/11

HAKİM :…
KATİP :…

DAVACI :…
DAVALI :…
DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Ticaret Unvanının Terkini
DAVA TARİHİ : 09/11/2020
KARAR TARİHİ : 19/01/2022 Yazım Tarihi : 03/02/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Müvekkil şirketin “…” markasının 2000 18498 sayı ile 05.09.2000 tarihinden beri 9, 19, 37. sınıflarda tescilli olduğunu ve şirketin gerek ülkemizde gerekse dünyada inşaat sektörünün önemli şirketlerinden olduğunu, yine müvekkiline ait 2011 24102 sayılı markanın da faaliyet göstermekte olduğu diğer sektörler açısından 23.03.2011 tarihinden itibaren 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45. sınıflarda tescilli olduğunu, bu kapsamda “…” markasının başta inşaat sektörü olmak üzere müvekkil şirketin faaliyet gösterdiği bütün alanları kapsayan bir marka olduğunu, -Müvekkilinin marka hakkına süregelen bir tecavüz niteliği taşıyan ve aynı zamanda haksız rekabet yaratımı olan fiillerin durdurulması gerektiğini, 6769 s SMK 29, 30. maddeleri gereği müvekkil markasının ticari amaçla davalı şirket tarafından kullanımının marka hakkına tecavüz olduğunu, dava konusu fiilin 6769 s SMK 7/2. maddesine giren fiillerden olması sebebi ile müvekkil markasının davalı şirketçe kullanımının önlenmesini talep etme hakları bulunduğunu, görüleceği üzere somut olayda SMK 29. madde gereğince markanın marka sahibinin izni olmaksızın 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanılması halinde marka hakkına tecavüzün oluştuğunu, -Yukarıda izah edilen fiili vakıalara göre yargılama konusu davada TMK 2. maddesi gereği davalı şirketin kötü niyetli olduğunun izahtan vareste olduğunu, -Maddi vakıalar ve TTK 56, 62. maddeleri yönünden de davalı şirketin müvekkilin tescilli sınai mülkiyet hakkına tecavüz ettiği ve haksız rekabet fiillerinin gerçekleştiğini, Tasfiye Halinde … Petrol Ürün. Nak. Tur. İnş. Otom. San ve Tic. Ltd. Şti. unvanlı davalı şirketin …Ticaret Müdürlüğüne 26008 no ile kaydedildiğini, kuruluşunun Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 18.12.2003 tarih ve 5949 sayılı nüshasında ilan olunduğunu ve faaliyet konusunun müvekkilinin ana faaliyet alanı ve faaliyet gösterdiği diğer tescilli marka sınıflarının bulunduğu sektörler ile aynı kapsamda olan “ petrol ürünleri, inşaat, nakliye, sanayi ve ticaret işleri yapmak v.b.” hizmetlerden oluştuğunu, davalı şirketin faaliyet alanının müvekkil faaliyet alanı ile özdeşlik arz ettiğini, ayrıca müvekkilin 2000 yılından bu yana tescilli … markasının emtiaları ile de birebir aynı olduğunu, hususun ticari sicil kayıtları ile marka tescil belgelerinin mukayeseli incelenmesi neticesinde açıkça görüleceğini, müvekkili adına 1993 yılından beri tescilli “… İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.” ticaret unvanının esaslı unsuru konumunda bulunan “…” ibaresi ile 2003 yılında tescil edilen davalı şirket unvanının esaslı unsuru olan “…” ibaresinin aynı olduğunu ve her iki şirketin de iştigal alanlarının özdeş olduğunu, bunun iltibasa neden olacağını ifade ederek maddi zararları ile her türlü hak ve alacaklara ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı ticari işletmenin ticaret unvanından sonraki tarihte “…” ibaresini tescil ettirmek ve bu ibareyi unvanının çekirdek unsuru olarak kullanmak suretiyle vaki fiillerin haksız olduğunun tespitine, haksız rekabetin men’ine, davalı şirket unvanından “…” ibaresinin çıkartılmasına ve bu ibarenin davalı ticaret sicil kaydından silinmesine, davalı şirketin kullanımının önlenmesi yönünde tedbir kararı verilmesine, yargılama neticesinde verilecek kararın Türkiye genelinde tirajı 50.000 ve üzeri olan gazetede ilanına, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalıya ve yetkili tasfiye memuruna usulüne uygun tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermediği görülmüştür.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 29 ” (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
(Madde 7- (1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c) Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.)
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek,
(2) 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü tecavüz davalarında def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır.” hükmü;

6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU (14.02.2011 tarihli yayınlanan);
Madde 50 ” Usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkı sadece sahibine aittir.”
Madde 52 ” (1) Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.
(2) Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemi üzerine, giderleri aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasına da karar verebilir.” ,
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.; ” hükmü yer almaktadır.

DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı tarafın tescilli … ibareli markası ile ticaret ünvanına bağlı olarak davalı eylemlerinin marka tecavüzü ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı, buna bağlı olarak … ibaresinin davalı ticaret ünvanından terkini gerekip gerekmediği noktasında anlaşılmıştır.
Davacı firmanın;
“… inşaat”asli unsurlu 07,19,37.nci sınıfta tescilli 2000/18498 sayılı markası,
“…” unsurlu muhtelif sınıflarda tescilli …sayılı markası, olduğu tespit edilmiştir.
Ticaret Ünvanları;
Dosyaya yansıtılan ticaret sicil kayıtlarında ve bilirkişi raporunda;
Davacı “… İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.”nin, önce “… İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” unvanı ile 21.01.1993 tarihinde 92203 ticaret sicil no ile Ankara Ticaret Siciline kayıtlı olduğu, hususun 26.01.1993 tarih ve 3207 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği;
Davalı “Tasfiye Halinde … Petrol Ürünleri Nakliyat Turizm İnşaat Otomotiv Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi”, … …adresinde, 10.12.2003 tarihinde 26008 ticaret sicil no ile …Ticaret Siciline kayıt edilmiş ve husus 18.12.2003 tarih ve 5949 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiştir , Akabinde şirketin 31.03.2008 tarihindeki ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girdiği ve tasfiye memurluğuna Hayri Çalışkan’ın atandığı ve bu kararın …Ticaret Siciline 04.04.2008 tarihinde tescil edildiği ve hususun 29.04.2008 tarih ve 7051 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği tespit edilmiştir.
Bilirkişi tarafından sunulan 25.11.2021 tarihli raporda ÖZETLE ” Dava içeriğinde davacı tarafından, davalının markasal fiili kullanımına veya ticaret unvanının fiili kullanımına dair bir delile rastlanılmamıştır. Bu durumda sadece davalı adına tescilli ticaret unvanının, ticaret unvanı olarak salt varlığı, kullanımı değerlendirilecektir.

1. Davalının “Tasfiye Halinde … Petrol Ürünleri Nakliyat Turizm İnşaat Otomotiv Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” şeklindeki salt tescilli ticaret unvanının varlığının, ticaret unvanı fonksiyonu icra edecek şekilde kullanım olduğu, bu nedenle davacının tescilli markalardan doğan haklarına tecavüz teşkil etmediği,
2. Davalının “Tasfiye Halinde … Petrol Ürünleri Nakliyat Turizm İnşaat Otomotiv Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” şeklinde salt tescilli ticaret unvanının varlığının, ticaret unvanı fonksiyonu icra edecek şekilde kullanım olduğu, bu nedenle davacı markaları ve ticaret unvanı ile TTK kapsamında haksız rekabete yol açmayacağı,
3. Davacının, davalının ticaret unvanında yer alan “…” ibaresinin terkini için talepte bulunabileceği ve somut uyuşmazlıkta davalı ticaret unvanından “…” ibaresinin terkini koşullarının oluştuğu ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor veya aynı bilirkişiden ek rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talep reddedilmiştir.

GEREKÇE ;
Davacı taraf iddiası, sunulan ve celbedilen deliller, marka tescil belgeleri, ticaret sicil kayıtları, bilirkişi raporu ve dosya bütünü ile incelendiğinde;
Davacı taraf tescilli ticaret ünvanına bağlı ve marka hakkına yönelik marka tecavüzü tespit , men terkin istemli dava açmıştır.
SMK 7.nci madde kapsamında marka tesciline sahip olanların hakları belirtilmiş ve buna aykırı davrananların eylemi de yine SMK 29.ncu maddede marka tecavüzü olarak nitelendirilmiştir. Buna göre davacı tarafın yukarıda sayılan … asli unsurlu markası mevcut olup 7.nci madde kapsamında bu ibarelerin diğerleri tarafından kullanılmasını önleme ve yasaklama hakkı mevcut olduğu söylenebilecektir. Diğer taraftan davacının … klavuz unsurlu tescilli ticaret ünvanı da olduğundan TTK hükümlerine göre de korunabilecektir.
Somut olayda ise davalı tarafın davacının ticaret ünvanının tescilinden ve 2000/18498 sayılı markasının tescilinden daha sonra ( davacının dayandığı diğer …sayılı markasından ise daha önce ) , … ibaresini klavuz unsur seçerek “… Petrol Ürünleri Nakliyat Turizm İnşaat Otomotiv Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” olarak 10.12.2003 tarihinde 26008 ticaret sicil no ile …Ticaret Siciline kayıt edildiği , 18.12.2003 tarih ve 5949 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde de ilan edildiği tespit edilmiş ve sonrasında ise 31.03.2008 tarihindeki ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girdiği ve tasfiye memurluğuna Hayri Çalışkan’ın atandığı ve bu kararın …Ticaret Siciline 04.04.2008 tarihinde tescil edildiği ve hususun 29.04.2008 tarih ve 7051 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği ayrıca tespit edilmiştir.
Ticaret ünvanı terkini açısından;
Davacının tescilli “… inşaat ” ibareli 2000/18498 sayılı markası ile “…” klavuz unsurlu ticaret ünvanı ile davalı tarafın “…” Klavuz unsurlu ticaret ünvanı arasında ortalama tüketici nazarında iltibas oluşturacak şekilde görsel ve sescil benzerlik oluştuğu, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davalının “…” Klavuz unsurlu ticaret ünvanı ile davacının tescilli “… inşaat ” ibareli markası ve ” …” klavuz unsurlu ticaret ünvanı arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından kullanılan ibareler olduğu yanılgısı oluşabileceğinden bu açıdan davacının daha önce tescil edilen “… inşaat ” ibareli 2000/18498 sayılı tescilli markası gerekse de tescilli … klavuz unsurlu ticaret ünvanına dayalı olarak SMK ( mülga 556 sayılı KHK dahil) ve TTK hükümlerine göre daha sonra tescil edilen davalı ticaret sicilindeki … ibaresini engelleme /terkin hakları bulunduğundan davalının ticaret ünvanı terkini açısından açılan dava kabul edilmiştir.
Marka tecavüzü açısından ise davacının … ibareli markaları bulunmakla beraber davalının … ibaresini ticaret ünvanı dışında ( TTK Madde 50 de ” Usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkı sadece sahibine aittir.” hükmünden hareketle ticaret ünvanı olarak kullanma terkin edilmediği sürece usulüne uygun olduğundan) markasal şekilde kullandığı yönünde dosyaya herhangi bir delil sunulmadığından marka tecavüzü davasının ise reddi gerekmiştir.
Neticeden dava kısmen kabul edilip kısmen de reddedilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davalı firmanın ticaret unvanında geçen ”…” ibaresinin ticaret unvanından terkin edilmesine, karar kesinleştiğinde ilgili ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
3-Diğer kısımlar yönünden davanın reddine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye 26,30 TL’nin davalıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
5-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
6-Davacının yaptığı (700,00 TL bilirkişi ücreti, 209,10 TL tebligat gideri) toplam 909,10 TL nin kabul ve red oranına göre takdiren 1/2 si olan 454,55 TL ile 54,40 TL ilk harç masrafının toplam 508,95‬ TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı firma yetkilisinin yokluğunda 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 19/01/2022

Katip … Hakim …
E-İmzalıdır E-İmzalıdır