Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/351 E. 2022/120 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/351 Esas – 2022/120

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2020/351
KARAR NO : 2022/120

DAVA : Kullanılmama Nedeniyle Marka İptali
DAVA TARİHİ : 06/11/2020
KARAR TARİHİ : 27/04/2022 Yazım Tarihi: 27/05/2022

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Müvekkilinin 2000 yılında kurulduğunu, medikal, kozmetik, temizlik ve diğer amaçlarla kullanılan çeşitli kimyasal ürünlerin imalatı, satışı, pazarlaması ve ihracatı işi yaptığını, medikal, dermokozmetik, dezenfektan, antiseptik, cinsel sağlık, kişisel bakım, … ve gıda takviyesi grubunda yüzü aşkın farklı ürün ürettiğini, kendi imalatı olan ürünlerinin %70’ini 125 ülkeye ihraç ettiğini, medikal ürünler kategorisinde ‘Türkiye’nin En Büyük İhracatçıları’ sıralamasında 2. sırada yer aldığını, medikal sektöründe kendi alanında üretim yapan dünyanın en büyük 5 üreticisinden biri olduğunu, kesintisiz ve yoğun biçimde kullandığı, ticaret unvanının da çekirdek/kılavuz unsurunu oluşturan “turkuaz” ibaresi ile tanınıp bilindiğini, bu ibarenin müvekkili ve ürünleri ile özdeşleştiğini, müvekkili firmanın ticaret unvanının çekirdek unsurunu oluşturan …ibaresini yurt içi ve yurt dışında katıldığı fuarlarda, tanıtıcı reklam ve kataloglarında, yaptığı yazışmalarda ve faturalarında kullandığını, bu sebeple …ibaresinin tescili için başvurularda bulunduğunu, … başvuru numaralı …ibareli marka, 11.02.2020 tarihinde 2020/16980 numaralı ve 11.02.2020 tarihinde … numaralı “turkuazhealthcare” ibareli marka başvurularının davalı markası mesnet gösterilerek SMK 5/1-ç kapsamında reddedildiğini, markaların görsel olarak birbirinden ayrıştığını, müvekkilinin …ibaresi üzerinde öncelikli ve gerçek hak sahibi olduğunu, davalının 2005 yılında kurulmuş bir Göz Cerrahi Merkezi olduğunu, Ankara Ticaret Sicil Memurluğunda kayıtlı bilgilere göre davalı firmanın faaliyet konusu ve kapsamının; hasta kabulü, muayene, teşhis, tedavi, cerrahi müdahale ile laboratuvar incelemeleri yapmak, poliklinikler, özel dal merkezleri gibi ayakta tedavi merkezleri açmak, kurmak, işletmek, kiralamak olarak tanımlandığını, davalı tarafın adına tescilli … numaralı …ibareli markanın 02.05.2007 tarihinde 5. ve 10. sınıfta yer alan bir kısım emtialar için tescil edildiğini, davalının markayı tescil kapsamında yer alan emtialar için kullanmadığını, davalı adına tescilli … numaralı markanın tescil edildiği emtialar üzerinde ciddi biçimde kullanımı bulunmadığını, 10.01.2024 tarihine kadar markanın iptaline karar verme yetkisinin Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemelerinde olduğunu, 5 ve 10. sınıfta yer alan emtialarla 44. sınıfta yer alan hizmetler arasında doğrudan bağlantı kurulamayacağını, müvekkilinin tıbbi alanda hizmet sunmadığını, davalı markasının kelime + şekil markası olduğunu, faaliyet alanı ile doğrudan bağlantılı göz şeklini içerdiğini, müvekkili başvuruları ile çakışan 5. ve 10. sınıfta yer alan mal ve hizmetler yönünden iptalini dava ve talep etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı firma vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: SMK’nın 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe girdiğini, öncesinde markanın kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne ilişkin hükmün iptal edildiğini, dolayısıyla 2017 tarihinden önceki markalara ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, müvekkilinin …ibaresini ticaret unvanı yanında markasal olarak da kullandığını, ulusal basında yoğun şekilde reklam yayınlattığını, AVM, metro billboardlarına reklam verdiğini, markanın tüm kişi ve kuruluşlar tarafından bilinmesi ve tanınması için kullanmış olduğu fatura, ilaç reçetesi, gözlük reçetesi, antetli kağıt vs. tüm belgelerde …markasının yer aldığını, müvekkilinin markayı tescilli kullanımının neredeyse davacı şirketin geçmişi kadar olduğunu, bu nedenle gerçek hak sahipliği iddiasının hukuki bir dayanağı bulunmadığını, davacının ilk marka tescilinin 2001 yılında olduğunu, aradan geçen 20 yıl sonunda “Turkuaz” ibaresini marka olarak tescil ettirmek istemesinin samimi bir davranış olmadığını, hükümsüzlüğü istenen sınıfların müvekkilinin dava dışı 2009/03306 sayılı “TURKUAZ” ibareli markası kapsamında bulunan 44. sınıftaki hizmetle ile bağlantılı hizmetler olduğunu, müvekkilinin dava dışı 2009/03306 nolu markası nedeniyle davacı markalarının tescil edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU
Madde 9: “(1) Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.
(2) Aşağıda belirtilen durumlar da birinci fıkra anlamında markayı kullanma kabul edilir:
a) Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması.
b) Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması.
(3) Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.” hükmü,
Madde 26: (1)……. markanın iptaline karar verilir:
a) 9 uncu maddenin birinci fıkrasında belirtilen hâllerin mevcut olması…….” hükmü yer almaktadır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı firmanın … tescil sayılı markasının davanın açıldığı tarihten geriye yönelik son 5 yıl içerisinde 5 ve 10. Sınıfta yer alan emtialar açısından kullanılmadığı iddiasına dayalı markanın iptalinin/ hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu … sayılı markanın 30/05/2016 tarihinde başvurusu yapılıp 02/07/2007 tarihinde 05,10 ve 21.nci sınıfta tescil edildiği ve ilgili emtialar açısından markanın kullanma hak ve yetkisinin bu tarih itibariyle başladığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki mevzuat hükümleri kapsamında kendisine ispat yükü düşen taraf (davalı) davaya konu marka/markaların kapsamındaki mal veya hizmetler bakımından markasının tescil edildiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere davanın açıldığı tarihten geriye yönelik son 5 yıl içerisinde Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğunu ispatlamalıdır.
Tahkikata aşamasında bu davada kullanım ispat külfeti olan davalı firmanın sunduğu delil ve belgeler üzerinde bilirkişi incelmesi yapılmıştır.
Bilirkişi heyetinin sunduğu 07/08/2021 tarihli KÖK RAPOR’da ÖZETLE ”
Davalıya Ait Deliller;
• Şirket imza sirküleri
•… .Göz Merkezi kampanya kira bedeli, yapıştırma bedeli, özel uygulama bedeli, baskı bedeli” açıklamalı 5.006,06 TL bedelli fatura,
➢ 15.09.2010 tarihli “Bilgilendirme broşür basımı bedeli” açıklamalı 5.782,00 TL bedelli fatura,
➢ 1 … da ifade edildiği üzere;
• Markanın ciddi kullanımı, markanın fiilen kullanımını gerektirmektedir. Dolayısıyla, tek amacı markadan kaynaklanan hakları sürdürmek olan simgesel kullanım ciddi kullanım olarak kabul edilemez.
• Bir markanın ciddi kullanımı, markanın esas işlevine, yani tescile konu malların veya hizmetlerin kaynağını ayırt etme işlevine uygun biçimde gerçekleştirilmelidir.
• Ciddi kullanım, kullanımı gerçekleştiren işletmenin kendi içindeki kullanımı değil, markanın kapsamında yer alan malların veya hizmetlerin piyasadaki kullanımını (ticari etki oluşturacak kullanımı) gerektirir.
• Ciddi kullanım, hâlihazırda piyasaya sürülmüş veya piyasaya sürülmek üzere olan ve bunun için reklam kampanyaları hazırlanarak müşterilere ulaştırılmış mallara veya hizmetlere ilişkin olmalıdır.
• Bir markanın kullanımının ciddi kullanım olup olmadığı değerlendirilirken, markanın ticari kullanımını oluşturan tüm faktörler ve durumlar dikkate alınmalıdır. (Markanın ticari kıymetinin gerçek olup olmadığı, özellikle bu kullanımın ilgili ticari sektörde mallar ve hizmetler için pazar oluşturma veya pazar payı yaratma etkileri sağlayabilecek kullanım olarak görülüp görülemeyeceği, vb.)
• İnceleme konusu vakanın kendi şartları, diğerlerinin yanı sıra, incelenen malların ve hizmetlerin niteliğine, ilgili piyasanın özelliklerine, markanın kullanım sıklığına ve ölçüsüne önem verilmesini gerektirebilir.
• Kullanımın ciddi kullanım olarak kabul edilebilmesi için kullanım miktarının her zaman yüksek olması gerekmez, bu husus ilgili piyasanın, inceleme konusu malların ve hizmetlerin özelliklerine bağlıdır.
Belirtmek gerekir ki; ciddi kullanım halinde illa bir kazanç elde edilmesi şart değildir. Kanun koyucu bu konuda tescilli markanın ciddi kullanım niteliği ile ilgili önemli bir istisnaya yer vermiştir. Bunlardan en önemlisi de markanın ayırt edici unsurlarının, değiştirilmeksizin farklı unsurlarla kullanılması da markayı kullanma olarak kabul edilmektedir.
Sonuç itibariyle; yargı kararlarından hareketle markanın ciddi kullanımından söz edilebilmesi için; işlevlerini (ayırt edicilik, garanti işlevi) sağlayacak şekilde, kapsamındaki mal ve hizmetler için pazar payı yaratacak biçimde, sembolik olmayacak şekilde kullanması gerekmektedi… ibareli markanın tescil kapsamında 05 sınıf: “……………….”ile 10. Sınıftaki “………….” yer almaktadır.
Markanın kullanımında süreklilik esastır. Buna göre dava konusu markanın tescil tarihinin 02.05.2007 tarihi olduğu ve dava tarihi olan 06.11.2020 tarihi dikkate alındığında; davalının sunmuş olduğu deliller III nolu başlık altında detaylı olarak incelenmiş olup işbu delillerin çoğunluğunun 2005 ve 2010 yılları arasına ait reklam faturaları, kartvizitler, antetli evraklar ile bir kısmının basım yer ve tarihi belirli olmayan reklam suretlerinden oluşmaktadır. 2018 ve 2019 yılına ait birer tane faturanın ise içeriği tamamen farklı olup iptali talep edilen 05. ve 10 sınıf emtiaları ile ilgisi bulunmamaktadır.
Sayın Mahkeme tarafından heyetimize verilen görev kapsamında dava tarihinden geriye doğru 5 yıl içinde olan kullanımların inceleme ve değerlendirme kapsamında olduğu açıktır. Bu doğrultuda 06.11.2015-06.11.2020 tarihleri arasındaki kullanım ispatına ilişkin davalı tarafından sunulan deliller arasında yer alan 14.12.2015 tarihli … kira bedeli, 12-20 Aralık 2015… bedelli fatura” da genel nitelikteki bir reklam/tanıtım ile ilgili olup çekişme konusu malların markasal olarak ciddi biçimde kullanıldığını ispat edebilecek güçte değildir. Zira söz konusu tanıtımlar genel hatları ile hastanenin tanıtımına ilişkindir ve çekişme konusu olan malların kullanımını kanıtlamamaktadır.
Dolayısıyla davalı tarafından dava konusu markanın 05. ve 10. sınıf emtialarının markasal olarak ciddi şekilde kullanıldığına dair delillerin dosyaya sunulmadığı anlaşılmakla birlikte davalı tarafından işbu sınıflarda ciddi biçimde kullanımının ispatlanmadığı kanaatine varılmıştır.
SONUÇ; • Davalının iptali istenilen markayı dava tarihinden önceki beş yıllık dönemde kesintisiz olarak kullandığına dair yeterli delil sunmadığı Sonuç ve kanaatine ulaşıldığı, ” şeklinde;
Rapora itiraz üzerine Sağlık alanında çalışan bir idareci de dahil edilen aynı heyetten alınan 28.12.2021 tarihli EK RAPOR’da da ÖZETLE ” Markanın kullanımında süreklilik esastır. Buna göre dava konusu markanın tescil tarihinin 02.05.2007 tarihi olduğu ve dava tarihi olan 06.11.2020 tarihi dikkate alındığında; davalının sunmuş olduğu deliller kök raporda yer alan III nolu başlık altında detaylı olarak incelenmiş olup işbu delillerin çoğunluğunun 2005 ve 2010 yılları arasına ait reklam faturaları, kartvizitler, antetli evraklar ile bir kısmının basım yer ve tarihi belirli olmayan reklam suretlerinden oluşmaktadır. 2018 ve 2019 yılına ait birer tane faturanın ise içeriği tamamen farklı olup iptali talep edilen 05. ve 10. sınıf emtiaları ile ilgisi bulunmamaktadır.
Davalı vekili itiraz dilekçesinde “Çekişme konusu 05 ve 10. sınıfta yer alan ürünlerin kullanılmadığını söylemenin mümkün olmadığı” iddiasında bulunulmuş ise de iddia edildiği gibi hastane içerisinde kullanılan bu ürünlerin bu marka ile üretildiği, üretilen bu ürünler üzerinde markasal kullanımın bulunduğuna dair herhangi bir belge sunulmamıştır. Örnek vermek gerekirse 10. Sınıfta yer alan “diş hekimliği ve veterinerlik için alet ve cihazlar” ın davalı tarafından çekişme konusu “Şekil + TURKUAZ” markası altında üretilerek cihazlarda markanın kullanıldığına dair bir delil sunabilmiş değildir. Nitekim 05. sınıfta bulunan doğum kontrol hapları, vitamin, aşı, serum ve benzerlerinin üretimini yaparak yine bu marka adı altında piyasaya sunduğuna ilişkin bir delili bulunmamaktadır. 05. Sınıfta bulunan “tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel çiçekler emtiası yönünden de bitki yetiştiriciliği ve yetiştirilen bitkilerin bu marka altında piyasa sunulduğuna dair bir delilleri bulunmamaktadır.
Davalı vekili itiraz dilekçesinde mal/hizmetler için ürün bazında kullanımını ispatlamanın zor olduğunu, bilirkişi heyetinin “tek tek ürün bazında değerlendirme yapılması gerektiği” ni iddia etmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki; heyetimiz sunulan delillere bağlı olarak markanın kullanımı yönünde inceleme yapabilmektedir. Bu noktada kök raporda sunulan deliller ayrıntılı olarak incelenmiş olup …ibareli markasal kullanımın bulunduğu 05 ve 10. sınıflarda yer alan hiçbir emtianın üretimine, satımına ilişkin bir delil bulunmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla delillerin incelenmesi neticesinde işbu emtiaların “Şekil + TURKUAZ” markası ile piyasaya sunulduğuna bu marka altında yoğun bir kullanıma dair bir delile rastlanılmamıştır.
Davalının iddiasına konu kullanım ise markanın kullanımı olmayıp davalının 05 ve 10. sınıflardaki emtialar yönünden tüketici olduğu, işbu emtiaları üreticilerinden, satıcılarından ve benzeri yerlerden satın alarak hastane içerisinde kullanımına yöneliktir. Bu kapsamda çekişme konusu sınıflar yönünden tüketici davalı hastanedir. Başka bir ifadeyle başkalarının markalı ürünlerinin tıbbi hizmet sunumu sırasında kullanılması ile tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin tescile konu işaret ile kullanılması birbirinden farklıdır. Çekişme konusunun davalının tescil kapsamındaki kullanımları ile ilgili olması nedeniyle başka markalar altındaki malların kullanılması davalının tescilli markasının kullanımı olarak değerlendirilemeyecektir.

İnsan sağlığı için ilaçlar, serumlar, vitaminler, tıbbi amaçlı alkol, cerrahi alet ve cihazlar, enjeksiyon iğneler, tansiyon ölçme aletleri, yapay gözler,” ismiyle anılan ürünlerin Göz Hastalıklarının tıbbi tedavisinde ve/veya cerrahisinde fiilen kullanıldığı kabul edilmekle birlikte, buradaki kullanım nihai kullanımdır. Davalı piyasa araştırması yaparak hastanesinde kullanacağı cihazları, ilaçları, tıbbi ortopedik malzemeleri bunları satan yerlerden temin etmektedir. Davalı eğer yapay göz imal edip bunu …markası adı altında satışa sunuyorsa bunu ispata yarayan delillerini sunmasıyla birlikte kullanımın gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilebilirdi. Ne var ki davalı tarafından dosya kapsamında belirtilen içerikte delil sunulmamıştır. Somut olarak sunulmamış delillerin ise davalı itirazında ileri sürüldüğü şekilde varsayımlarla dikkate alınması mümkün değildir.
Belirtilen hususlar karşısında kök raporda detaylı olarak açıklandığı üzere Sağlık sektöründe uzman bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi heyeti, davalı tarafından dava konusu markanın 05. ve 10. sınıf emtialarının markasal olarak ciddi şekilde kullanıldığına dair delillerin dosyaya sunulmadığı anlaşılmakla birlikte davalı tarafından işbu sınıflarda ciddi biçimde kullanımının ispatlanmadığı sonucuna ilişkin görüşlerini aynı şekilde korumaktadır.

SONUÇ; Davalının iptali istenilen markayı 05. ve 10. sınıflardaki tüm emtiaları dava tarihinden önceki beş yıllık dönemde kesintisiz olarak kullandığına dair yeterli delil sunmadığı ” şeklinde ifade edildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Davalı firmaya ait … tescil sayılı markanın davanın açıldığı 06/11/2020 tarihten başlamak üzere geriye yönelik son 5 yıl içerisinde 5 ve 10. Sınıfta yer alan emtialar açısından kullanılmadığı iddia edilmektedir.
Adı geçen markanın bu sınıflarda kullanıldığını ispatlama külfeti davalıya ait olduğundan bu kapsamda davalı firmanın çok sayıda sunduğu delil ve belgeler uzman bilirkişi heyetince incelenmiştir.
Bilirkişi heyetinin sunduğu 07/08/2021 tarihli KÖK RAPOR ile 28.12.2021 tarihli EK RAPOR’da açıkça ifade edildiği şekilde ” davalının sunmuş olduğu deliller III nolu başlık altında detaylı olarak incelenmiş olup işbu delillerin çoğunluğunun 2005 ve 2010 yılları arasına ait reklam faturaları, kartvizitler, antetli evraklar ile bir kısmının basım yer ve tarihi belirli olmayan reklam suretlerinden oluşmaktadır. 2018 ve 2019 yılına ait birer tane faturanın ise içeriği tamamen farklı olup iptali talep edilen 05. ve 10 sınıf emtiaları ile ilgisi bulunmamaktadır.
Sayın Mahkeme tarafından heyetimize verilen görev kapsamında dava tarihinden geriye doğru 5 yıl içinde olan kullanımların inceleme ve değerlendirme kapsamında olduğu açıktır. Bu doğrultuda 06.11.2015-06.11.2020 tarihleri arasındaki kullanım ispatına ilişkin davalı tarafından sunulan deliller arasında yer alan 14.12.2015 tarihli “… kira bedeli, 12-20 Aralık 2015 ÖZEL …GÖZ HASTAHANESİ, OUTODOOR TV, ANKARA METRO kira bedeli, 21-27 Aralı… kullanıldığını ispat edebilecek güçte değildir. Zira söz konusu tanıtımlar genel hatları ile hastanenin tanıtımına ilişkindir ve çekişme konusu olan malların kullanımını kanıtlamamaktadır. ……….. davalı tarafından dava konusu markanın 05. ve 10. sınıf emtialarının markasal olarak ciddi şekilde kullanıldığına dair delillerin dosyaya sunulmadığı anlaşılmakla birlikte davalı tarafından işbu sınıflarda ciddi biçimde kullanımının ispatlanmadığı ” şeklindeki görüş ve tespitlere mahkemece de aynı gerekçelerle iştirak edilerek davalı markasının, davanın açıldığı 06/11/2020 tarihten başlamak üzere geriye yönelik son 5 yıl içerisinde 5 ve 10. Sınıfta yer alan emtialar açısından ciddi kullanımı davalı tarafca kanıtlanmadığından SMK 9 ve 26.ncı maddeye göre davanın kabulü gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Dava konusu … tescil sayılı markanın kapsamında yer alan 05 ve 10. Sınıftaki tüm mallar yönünden markanın KULLANILMAMASI NEDENİYLE İPTALİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye 26,30 TL’nin davalıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
4-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
5-Davacının yaptığı; 2.800,00 TL bilirkişi ücreti, 134,50 TL tebligat ücreti, 54,40 TL ilk harç masrafı olmak üzere toplam 2.988,9‬ TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı firma yetkilisinin yokluğunda, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı.27/04/2022

E İmzalıdır. E İmzalıdır.