Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/302 Esas – 2022/5
T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R
ESAS NO : 2020/302
KARAR NO : 2022/5
HAKİM …
KATİP :…
DAVACI …
DAVALI :…
DAVALI :…
DAVA : Marka … Sayılı YİDK Kararı İptali – Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 29/09/2020
KARAR TARİHİ: 19/01/2022 Yazım Tarihi: 02/02/2022
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Davacının 05.03.1976 tarihinde … A.Ş ticaret ünvanıyla tescil edilerek o tarihten bu yana gıda sektöründe faaliyet gösterdiği, …sayılı … ibareli başvuru markasının Davacının itiraza mesnet … ibareli tanınmış markalarıyla SMK 6/1 uyarınca iltibas düzeyinde benzer olduğu; başvuru markasının davalıya ait … sayılı markasını serisi niteliğinde olmadığı, 2006/34687 sayılı markanın kullanılmadığı ve 7. sınıf bakımından tescilli olmadığından bu sınıftaki ürünler bakımından kazanılmış hakkının bulunmadığı; dava konusu markada bulunan tek esaslı unsurun … ibaresi olduğu ve Davacının … markalarına benzer olduğu; eğer dava konusu markada bulunan şekil unsurları esaslı ve ayırt edici unsur kabul edilir ise, bu durumda davalının kazanılmış hakkı olduğu iddiası tamamen temelsiz kalacağı; zira sonraki tarihli markanın seri marka kabul edilebilmesi için önceki tarihli markanın esaslı unsurunun değiştirilmemesi gerektiği; Davacının … markalarının davalının tescil istediği tüm ürünler bakımından tescilli olduğu; … markaları ile … markasının benzerliğinin ise Yargıtayca defaeten ortaya konulduğu; zira, … sayılı dava dışı “…” markasına yapılan itirazın TPMK tarafından reddedilmesi üzerine açtıkları YİDK iptal davasında Yargıtay’ın … markaları ile … ibaresini benzer bularak 22.01.2020 T., 2018/4052 E.–2020/665 K. Sayılı kararı ile aksi yöndeki kararı bozduğu; Yargıtayca onanan Ankara … FSHHM’nin 01.11.2016 tarih 2015/99E. 2016/250K. sayılı emsal kararında dava dışı … ” markasının tanınmış … markalarıyla benzer kabul edilerek, farklı hizmetler bakımından da iptal edildiği; ayırtedilemeyecek kadar benzer bir markanın aynı ve benzer mal ve hizmetleri de içerecek şekilde tescilinin başvurunun kötüniyetle yapıldığını gösterdiği; davaya konu başvurunun SMK 6/1, 6/3, 6/5, 6/6 ve 6/9 hükümleri uyarınca tümden reddi gerektiği” gerekçeleri öne sürülerek, … sayılı YİDK Kararının iptali ile tescili halinde …sayılı markanın tüm ürün ve hizmetler bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı firma vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Davaya konu … markası ile davacı adına tescilli … markaları arasında fonetik ve görsel olarak benzerlik bulunmadığı; Davacı şirket belli bir tür gıda ürünleri üzerine faaliyet gösterdiğinden hedef kitlesi nihai tüketici iken, Davalının elektrolit metal kaplama ve yüzey işlem tesisleri yapım faaliyetleri yürütmekte olup hedef kitlesinin anılan faaliyet konularında üretim tesisi yatırımı yapan sanayici şeklinde nitelikli tüketiciler olduğu; Davalı ve Davacının faaliyet konularının müşteri portföyünün, hedef kitlesinin, müşteri grubunun benzer olmaması sebebiyle, … markası ile davacı adına tescilli … markalarının iltibas yaratma imkanı olmadığı; Dava konusu … markasının, Davalı adına tescilli ve uzun yıllardır kullanılan 2006/34687 sayılı … markasının şekil unsuru eklenmiş serisi olduğu; davacı tarafça 2006/34687 sayılı marka hakkında davacı şirketin herhangi bir dava açmadığından kullanımı ve tescili çekişme konusu olmaktan da çıktığı ve müktesep hak oluşturduğu gerekçeleri öne sürülerek davanın reddini talep etmiştir.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı firmanın 2019/52208 başvuru sayılı markası ile davacı tarafın Kurum nezdinde ileri sürdüğü mesnet markaları hakkında SMK 6/1 maddesi açısından iltibas- benzerlik- karıştırılma ihtimali oluşup oluşmadığı, davacı tarafın önceye dayalı kullanım- gerçek hak sahipliği, markalarının tanınmışlığı, ticaret unvanı ve diğer fikri- sınai hak iddiası ve davalı başvurusunu kötü niyetli yapıldığı iddialarının SMK 6/3, 6/5, 6/6, 6/9 maddeleri açısından yerinde ve doğru olup olmadığı, Türk Patentin … sayılı YİDK Kararının İptalinin, davalı markasının da hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 29/07/2020 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 29/09/2020 tarihinde ve 6769 sayılı SMK 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında; “…başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun 2015 22505 “… şekil”, 2018 59334 “eti”, 2007/54411 “eti şekil” sayılı ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6(l) maddesi uyarınca reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararrna karşı, başvuru hakkındaki ret karannın kaldırılması talebiyle başvuru sahibi tarafindan yapılan itiraz incelenmiştir.
….İnceleme esnasında, başvuru sahibinin ret kararına konu bir kısım mallar ve hizmetlerle aynı ve aynı tür mallar/hizmetler bakımından “…” markasını 2006 yılında başvurusunu yaparak, 2008 yılında 2006 34687 sayıyla tescil ettirdiği ve bu markanın 9, 11 ve 40 ıncı sınıfları kapsayan tescilinin halen hükümde olduğu tespit edilmiştir. Ret gerekçesi markalardan ise 2015 22505 “… şekil” sayılı,/ibareli markanın 2017 , 2018 59334 “eti” sayılı/ibareli markanın 2019 yılında” 2007 54411 *eti şekil” sayıl/ ibareli markanın 2010 ylında tescil edildiği görülmüştür.
Buna ilaveten, başvurunun, başvuru sahibi adına önceden tescilli “…” markalarıyla benzerlik derecesinin, başvuruyla kısmi ret gerekçesi 2015 22505 “… şekil”, … “eti”,2007 54411 ‘eti şekil” sayılı./ ibareli markaların benzerlik derecesinden daha kuvvetli olduğu da görülmüştür.
Belirtilen hususları bir arada dikkate alan Kurul; başvuruyla … “… şekil”, … “eti şekil” sayılı/ ibareli markalar arasında yalnızca başvuru kapsamında yer alan SINIF KODU : 07 Ahşap, metal, cam ve plastik malzemelerin ve madenlerin işlenmesi, bunlara şekil verilmesi için makineler, takıın tezgahlan ve bu amaçla kullanılan endüstriyel robotlar, üç bolutlu yazıcılar. Kaldırm4 taşrma ve iletme makineleri: asansörler, yürüyen merdivenler, vinçler, aynı işleve sahip robotik mekanizmalar. Kara taşıtları için olanlar hariç motorlar, elektrikli motorlar, bunlann parçaları ve tertibatlan: hidrolik, pnömatik kontroller, kara taşıtlan için olanlar hariç frenler, balatalar, krank milleri, dişliler, silindirler, pistonlar, tiirbinler, filtreler; kara taşıtlannda kullanılan ve bu srnrfta yer alan parçalar: taşıtlar için yağ, yakıt ve hava filtreleri, egzozlar, egzoz manifoldları, silindirler, silindir başları, pistonlar, karbüratörler, yakıt dönüşüm cihazları, enjektörler, yakıt tasamıf cihazlan, pompalar, valfler, marşlar, dinamolar, bujiler. Altematörler, jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler. Boya makineleri, otomatik boya püskürnne tabancaları, elektrikli, hidrolik ve pnömatik zımbalama makineleri ve tabancaları, elektrikli yapıştıncı tabancalar, basınçh hava veya slv! püskürtiicü makineler için tabancalaı, elektrikli el matkaplan, motorlu el testereleri, dekupaj makineleri, spiral makineler, basınçlı hava üreticiler, kompresörler, araç yıkama makineleri ve yııkarıda sayılan makine ve araçlarla aynı işleve sahip robotlar.” malları bakımından karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkacağı, redde konu 11 ve 40 ıncı sınıftaki mallar ve hizmetler ile “SINIF 7: Galvanizle kaplama ve elektroliz (akımla kaplama) makineleri.” bakımından markalar arasında karıştırılma veya ilişkilendirilme ihtimallerinin otaya çıkmayacağı sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla, 6. madde kapsamında verilen ret kararının kısmen kaldırılması gerekmiştir.
Sayılan nedenlerle işbu itiraz kısmen kabul edilmiştir.
KARAR: İtirazın kısmen kabulüne ve başvuru hakkındaki ret kararının ““SINIF 7: Galvanizle kaplama ve elektroliz (akımla kaplama) makineleri, ,SINIF 11: iç ve dış mekanlar için aydınlatma armatürleri). Katı, sıvı, gaz yakıtlı ve elektrikli ısıtma amaçlı cihazlar: kombiler, boylerler, kaloriferler petekleri, eşanjörler, sobalar, kuzineler; güneş enerjisi kollektörleri. Buhar, gaz ve sis (duman) üreteçleri (jeneratörleri): buhar jeneratörleri (kazanları), asetilen jeneratörleri, oksijen jeneratörleri, nitrojen jeneratörleri. İklimlendirme ve havalandırma cihazları. Soğutucular ve dondurucular. Pişirme, kurulama ve kaynatmada kullanılan elektrikle ve gazla çalışan aletler, makineler ve cihazlar: fırınlar, elektrikli tencereler, elektrikli su kaynatıcıları, mangallar, barbeküler, elektrikli çamaşır kurutucuları, saç kurutucuları ve el kurutma cihazları. Sıhhi tesisat ürünleri: musluklar, duş takımları, klozet iç takımları, banyo-duş kabinleri, küvetler, klozetler, evyeler, lavabolar, musluklar için contalar, salmastralar (musluk iç takımı). Su yumuşatma cihazları, su arıtma cihazları, su arıtma tesisatı, atık arıtma tesisatı. Tıbbi amaçlı olmayan elektrikli alt yaygıları ve elektrikli battaniyeler, ısıtıcı yastıklar, elektrikli veya elektriksiz ayak ısıtıcıları, sıcak su torbaları (termoforlar), elektrik ısıtmalı çoraplar. Akvaryumlar için filtreler ve filtre-motor kombinasyonları. Sanayi tipi pişirme, kurutma ve soğutma tesisatı. Pastörize ve sterilize edici makineler; SINIF 40: Adi metallerin işleme hizmetleri. Değerli metallerin işlenmesi hizmetleri. Fotografik ve sinematografik ürünlerin işlenmesi hizmetleri, banyo, baskı ve foto gravür hizmetleri. Gıdaların kurutulması, konservelenmesi, dondurulması, pişirilmesi, tütsülenmesi, salamura edilmesi hizmetleri; gıda işleme ve üretimi konularında bilgi verilmesi hizmetleri. Hayvan kesim hizmetleri. Deri ve kürk işleme hizmetleri. Saraçlık hizmetleri. Kumaş işleme hizmetleri, yün işleme hizmetleri. Terzilik hizmetleri, nakış işleme hizmetleri. Ahşap ve kereste işleme hizmetleri. Sanat eserlerinin çerçevelenmesi hizmetleri. Sıvı, kimyasal madde, gaz, hava işleme hizmetleri. Cam ve optik cam işleme hizmetleri. Malzemelerin montajı (üçüncü şahıslar adına) hizmetleri. Diş teknisyenliği (döküm) hizmetleri. Çömlekçilik hizmetleri. Enerji üretimi hizmetleri, jeneratörlerin kiralanması hizmetleri. Kağıdın işlenmesi. Baskı hizmetleri, ciltçilik hizmetleri. Plastik işleme hizmetleri” bakımından kaldırılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını,fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/3 maddesinin uygulanması için tescilsiz olarak kullanılan işaretin MARKASAL şekilde yani işlevine uygun , ayırt ediciliği sağlanmış olarak ticaret alanında kullanılması, bu kullanımın da Türkiye hudutları içinde olması gerekir. Üçüncü kişinin davaya konu tescil başvurusundan veya rüçhan hakkının doğumundan önce, bu işareti kullandığı , çevresinde belli bir oranda bu işaret üzerinde hak sahibi olarak bilinip tanındığının ispatı (tüm Türkiye genelinde değil) gerekir. Diğer bir anlatımla, öncelik hakkını ileri sürenin söz konusu ibarenin başkası tarafindan kullanımını veya tescilini engelleme hakkı verecek nitelik ve yoğunlukta bu işareti Türkiye hudutları içinde ticaret alanında kullandığını ispatlaması gerekir. Gerçekten, bir işareti ilk kullanan ve ona ayırt edici nitelik kazandıran kişi onun hak sahibi olarak kabul edilir ve bu halde gerçek hak sahipliği sözkonusudur.
SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için ;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
SMK 6/6 madde kapsamına, kişilik haklarından isim hakkı ile fotoğraf üzerindeki hak, FSEK kapsamında telif hakları ve sınaî haklar olan marka, tasarım, patent, faydalı model, coğrafi işaret, ticaret unvanı, işletme adı girer. Marka ve ticaret unvanı da sınaî mülkiyet hakkı olarak maddenin koruma kapsamına alınmıştır. Ancak sınaî mülkiyet hakları kapsamında korunacak bir markadan veya ticaret unvanından söz edebilmek için “tescil” şarttır. Örneğin bir ticaret unvanına dayanarak başkasına ait marka tescilinin engellenmesi isteniyorsa bu ticaret unvanının ticaret sicilinde tescilli olması gerekmektedir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Kazanılmış hak kavramı, Türk Patent kurumunda daha önceden tesçilli olan markanın aynısının önceki sahibine bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunarak yeni markayı da alabileceği düşüncesinden ortaya çıkmıştır.
Kazanılmış hak açısından ise Yargıtay uygulamalarında KRİTER “1-Kazanılmış hak sağlayan markanın tesçilli olarak uzun süre kullanılması (kullanım ve tesçilin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkması- kabullenilmesi), 2-Sonradan yapılan başvurunun kazanılmış hak sağlayan markanın ASLİ UNSURU muhafaza edilerek , işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle oluşturulması, ( önceki markanın asli unsuru değişmiş ise yeni başvuru kabul edilir), 3- Sonraki başvurunun önceki markanın kapsadığı ve hizmet ile AYNI veya AYNI TÜR mal ve hizmetleri içermesi, ( yani kapsamını genişletmemesi)” şeklinde özetlenebilir.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
…+şekil (2019/52208) … (T/02156)
99. Sınıf
Önceki markası şekil+… group (2013/103891)
… (2006/34687) şekil+… (2015/22505)
(YİDK’da geçen diğer markalar)
Bilirkişi heyetinden alınan /08/2021 tarihli raporda ÖZETLE; “
1) Başvuru markasının davaya konu YİDK Kararıyla tesciline karar verilen …sayılı başvuru markasının 7, 11 ve 40. sınıflarda kapsadığı mal ve hizmetlerin tamamının, Davacının itiraza mesnet 2013/103891 ve 2015/22505 sayılı markalarının kapsamında olan aynı mal ve hizmet niteliği taşıdığı;
2) Ancak, bütünsel genel izlenim yönünden görsel, işitsel ve kavramsal mukayeselerinde, …sayılı başvuru markası ile Davacının 2013/103891 sayılı ve 2015/22505 sayılı markaları arasında ilişkilendirilebilecek ve karıştırılabilecek düzeyde benzerlik bulunmadığı; ve dolayısıyla SMK 6/1 uyarınca karar iptal şartlarının oluşmadığı;
3) Aksinin benimsenmesi halinde, Davalının sunduğu faturaların, Davalının kazanılmış hak iddiasına dayanak gösterdiği 2006/34687 sayılı markası, fiilen kullandığını da ispatladığı 40. sınıfta “Adi metallerin işleme hizmetleri; sıvı, kimyasal madde, gaz, hava işleme hizmetleri” bakımından başvuru markasının kazanılmış hak müessesine ilişkin Yargıtay içtihatlarında belirtilen kriterleri karşıladığı;
4) Dosya münderecatında, SMK 6/3 ve 6/9 kapsamında, Davacının ne “…” ne de “…” veya “…” ibaresini Davalı markasının tescil edildiği 07, 11 ve 40. sınıflara konu mal ve hizmetler bakımından, markasal etki yaratacak şekilde veyahut fiilen ticaret ünvanı veya alan adı olarak kullandığına dair bir delile rastlanmadığı;
5) Davacının tanınmışlık iddiasına ilişkin olarak, “… şekil” ibareli başvuru markasının, Davacının tanınmışlık iddia ettiği “…” markasıyla benzer olması kriterinin bulunmadığı; Mahkemece aksinin benimsenmesi durumunda ise; “… şekil” ibareli başvuru markasının tesciline karar verilen mal ve hizmetlerden, … markasının tanınmışlık kazandığı UN emtiası veya GIDA sektörüyle yakın ilişki içerisinde olan “40/Gıdaların kurutulması, konservelenmesi, dondurulması, pişirilmesi, tütsülenmesi, salamura edilmesi hizmetleri; gıda işleme ve üretimi konularında bilgi verilmesi hizmetleri. Hayvan kesim hizmetleri.” bakımından tescil ve kullanımı halinde; … markasından haksız menfaat sağlanması; markanın itibar ve ayırtedici niteliğine zarar verilmesi hallerinden birinin oluşabileceği;
6) Davacının kötüniyet iddiasına ilişkin sunulan delil ve tespitlerimizin yukarıda belirtildiği;(Davaya konu YİDK Kararında Davacının “Kötüniyet” itirazına ilişkin herhangi bir değerlendirme veya gerekçe bulunmamaktadır. Davacı tarafından, ayırtedilemeyecek kadar benzer bir markanın aynı ve benzer mal ve hizmetleri de içerecek şekilde tescilinin başvurunun kötüniyetle yapıldığını gösterdiği ileri sürülmüştür.Dolayısıyla, Davalı şirketin Davacının … markasıyla iltibas yaratacağı umudu/planı/niyetiyle, ve böylece haksız menfaat temin etmek amacıyla veyahut markayı gerçekte kullanılmayıp yedeklemek, marka ticareti yapmak veya şantaja yönelik veyahut davacıyı engellemek amaçlarıyla yapıldığının somut olgu ve delillerle ispatlanıp ispatlanamadığının takdiri gerekmektedir.) ” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor ve aynı heyetten ek rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.
GEREKÇE:
Önceki tescilli bir marka ile başvuru konusu sonraki marka işareti arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının “…+şekil” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ,sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı; Ayrıca davalı başvurusundaki belirgin şekil unsurunun ayrı bir işaretsel ayırt ediciliği de olduğundan ve … ibaresi ile bütünsel açıdan incelendiğinde davacının … şeklindeki markalarından bütünüyle uzaklaştığı da görüleceğinden benzerlik oluşmadığı;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma / faydalanma süresi içinde, davalının “…+şekil” ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının “…” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının “…” ibareli tescilli markalı mallarından/hizmetinden satın almak/yararlanmak isterken davalının “…+şekil” ibareli başvuru markalı malı/hizmeti satın almak / yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacının tescilli markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar / hizmetler algısı da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı kanaati oluştuğu;
Davacı tarafın “…+şekil” ibareli başvuru üzerinde SMK 6/3 maddesi anlamında önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği kanıtlanmadığı,
Taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Davacı tarafın “…+şekil” ibareli başvuru üzerinde SMK 6/6 maddesi anlamında ticaret ünvanı dahil diğer fikri ve sınai mülkiyet hak iddiası kanıtlanmadığı;
Dava konusu marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle YİDK kararı netice olarak doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin düşümü ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 19/01/2022
Katip … Hakim …
E-İmzalıdır E-İmzalıdır