Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/166 E. 2022/23 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/166 Esas – 2022/23

T.C. “TÜRK MİLLETİ ADINA”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2020/166
KARAR NO : 2022/23

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI …
DAVALI : …
DAVA : 1-Marka … sayılı YİDK kararı İptali – Marka Hükümsüzlüğü
2-Marka …sayılı YİDK kararı İptali
DAVA TARİHİ : 08/06/2020
KARAR TARİHİ : 26/01/2022 Yazım Tarihi : 14/02/2022
İDDİA:
Davacı dilekçesinde ÖZETLE: Davacının 2010 yılında tescil için başvurusunu yaptığı, … sayılı “…” ibareli markaya davalı bankanın “işcep” markalarından dolayı ileri sürdüğü itirazlarının reddedildiğini ve bu uyuşmazlığın yargıya taşındığını, sonuçta Yargıtay … HD.nin 2014/11549 E.- 2014/18228 K. sayılı kararı ile taraf markalarının benzer olmadığı hususunun kesinleşmiş olduğunu, daha sonra davalı bankanın … sayılı “…” ibareli markasını tescil ettirme talebine bu sefer davacının dosyaladığı itirazlardan dolayı bu konunun da yargıya taşındığını, bu uyuşmazlıkta da Ankara …. FSHHM’nin 2016/412 Esas sayılı dosya kapsamında yapılan yargılamada davacının itirazlarının haklı bulunduğunu, davalı bankanın bundan sonra da muhtelif kereler aynı ibareyi marka olarak tescil ettirmeye çalıştığını, huzurdaki davaya konu … sayılı markanın da bu tür bir marka olduğunu, ancak bu sefer davalı TÜRKPATENT’in, davacının itirazlarını “markayı çok fazla kullanmama” gerekçesiyle reddetmesinin haksız ve hukuksuz bir işlem olduğunu, davacının markasının kullanımına dair sunmuş olduğu üç tarafla devam eden marka kiralama sözleşmesine, ürün görseline ve www……. sitesinin yayınına dair belgelere rağmen markanın “çok kullanılmadığı”ndan bahsedilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu;
Aynı şekilde davacının … sayılı marka başvurusunun, önceki tarihlerde yargının vermiş olduğu kararlara rağmen, davalı bankanın … sayılı markası mesnet gösterilerek reddedilmesi işleminin de hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın … ve 2020-3210 sayılı kararlarının iptalini, davalı bankanın … sayılı markasının hükümsüzlüğünü, davacının … sayılı markasının ise tescilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı firma Vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: dava dilekçesinde bahsi geçen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararının Yargıtay tarafından davalı banka lehine bozulmuş olduğunu, bu karar ışığında ve davacının davasına itirazına mesnet aldığı markasının kullanımının ispat edilemediği hususu gözetilerek davacının huzurdaki davadaki taleplerinin de reddinin gerektiğini, Yargıtay bozma kararında “…” ibaresinin zayıf marka niteliğinde olduğunun ve davalının bu marka olarak zayıf ayırt ediciliği haiz ibareye eklediği, tanınmış “Türkiye İş Bankası” ve “İş” ibarelerinin davalı markasına yeterince ayırt edicilik kazandırdığının sabit olduğunu, davacının itirazlarına ve davasına mesnet aldığı markayı ciddi biçimde kullandığını ispatlayamadığını ve kullanıma dair huzurdaki davada ek bir delil sunmasının da hukuken mümkün olmadığını, davalının dava konusu marka başvurusunu kötüniyetli olarak yaptığına ilişkin iddiaların da mesnetsiz olduğunu ve reddinin gerektiğini, davalının “…” markasına konu teknolojisinin bir çok önemli ödüle layık görüldüğünü, bu duruma davalının söz konusu markaya yapmış olduğu ciddi yatırımların yol açtığını, “…” ibaresinin, uzun süredir davalı banka tarafından kullanılan tescilli “işcep” markası ile davalının “bankamatik” markasının “matik”uzantısı alınarak oluşturulmuş bir marka olduğunu, markada davalının tanınmış markalarında kullanılan mavi tonun da kullanıldığını, bu özellikleri itibariyle taraf markalarının birbirlerine benzemediğini, karşılaştırılan kelimelerde geçen “cep” ve “matik” ibarelerinin günlük yaşamda kullanılan, davacı şahsın tekelinde olmayan ibareler olduğunu, davalının “…” markasını, bu markalı cihazlar üzerinde herhangi bir kart okuyucu veya giriş için bir klavye olmadan OR kodu ve bluetooth teknolojileri ile hızlı ve kolayca para çekmeye yarayan cihazlarda kullandığını, davalının “işcep’li ve “matik”li markalardan gelen kazanılmış bir hakkının bulunduğunu, bu nedenlerle davadaki taleplerin reddinin gerektiğini savunmuştur.
MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; 1- Davalı bankanın … başvuru sayılı markası ile davacı şahsın … sayılı markası arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi açısından iltibas oluştuğu, SMK 6/9 maddesi açısından kötü niyetli başvuru yapıldığı, davalının SMK 19/2 maddesi açısından kullanım def’i talebi üzerine davacının kullanım ispatını yerine getiremediği ve davacı itirazı hakkında nihai olarak red kararı verilen Türk Patent’in … sayılı YİDK kararının iptalinin ve davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği;
2-Davacı tarafın … başvuru sayılı markası ile davalı bankanın … sayılı markası arasında 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesine göre “aynı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerlik” olduğu gerekçesiyle mutlak red sebebine bağlı olarak davacı başvurusunun nihai olarak reddi konusunda verilen Türk Patent’in …sayılı YİDK kararının iptalinin gerekip gerekmediği, davacı tarafın başvuru markası üzerinde müktesep hak iddiasının yerinde ve doğru olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
Her iki YİDK kararlarına yönelik tebliğ tarihleri dikkate alındığında 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 08/06/2020 tarihinde ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun 2020-M-3210 sayılı kararında; … başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun … sayılı “…” ibareli marka ile aynılık veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlik gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 5/1-(ç) bendi uyarınca, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler marka olarak tescil edilemez.
Buna göre, bir işaretin 5/1-(ç) bendi kapsamında değerlendirilebilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunlardan birincisi, başvuruya konu marka ile önceden tescilli/başvurusu yapılmış markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması; ikincisi ise başvuruya konu marka ile önceden tescilli/başvurusu yapılmış markanın kapsamında aynı veya aynı tür mal /hizmetlerin bulunmasıdır. Bu husular çerçevesinde yapılan incelemede, işbu başvuru ile reddine gerekçe olarak gösterilen … sayılı “…” ibareli markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca, ret kararına konu malarla aynı veya aynı türdeki malların ret gerekçesi markanın kapsamnıda bulunduğu tespit edilmiştir. Diğer yandan, başvuru sahibi firmanın farklı başvurulara ilişkin sunmuş olduğu mahkeme kararları işbu başvuruya emsal karar teşkil etmeyeceğinden başvuru hakkında 6769 s. SMK’nın 5/1-(ç) bendi uyarınca verilen ret kararı yerinde görülmüş ve başvuru sahibinin itirazının reddi gerekmiştir şeklinde ifade edilmiştir.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında ise ; 2018/117587 başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2010 46394 sayılı “…” ibareli marka ile karıştırılma ihtimali ve kötü niyet gerekçeleriyle 6769 s. SMK’nın 6’ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
….Başvuru sahibi yayına itiraza cevaben sunduğu karşı görüş dilekçesinde, 6769 s. SMK’nın 19(2) maddesi hükmü kapsamında, itiraza gerekçe olarak gösterilen … sayılı “…” ibareli markanın, tescil kapsamında, itiraza gerekçe olarak gösterilen … sayılı “… ibareli markanın, tescil kapsamında yer alan tüm mallar yönündeki kullanımının ispatlanmasını talep etmiştir.
Belirtilen markanın, itiraz konusu başvurunun yapıldığı 22/12/2018 tarihi itibariyle beş yıldan uzun süredir tescilli durumda olduğu, dolayısıyla söz konusu marka bakımından SMK m. 19(2) hükmünün uygulanabilir durumda olduğu tespit edilmiştir.
İtiraz sahibi süresi içinde markasının kullanımını ispatlamaya yönelik delilleri Kuruma sunmuştur. İtiraz sahibi tarafından sunulan deliller şunlardır:
-… domain aktif kullanım faturası
-… USB OTG bellek üretim sipariş faturası
-… kullanım izah sayfası
Kullanım ispatlanması gereken süreç 19 uncu maddenin ikinci fıkrasına “.. İtiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğunu ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. “hükmü ile düzenlenmiştir. Marka mevzuatında “ciddi biçimde kullanma” kavramına ilişkin açık bir düzenleme yer almamasına rağmen, söz konusu kavramla; markadan işlevlerine uygun bir tarzda uygun bir tarzda yarar elde edecek, yani üzerinde kullanıldığını malın veya hizmetin piyasada tanınmasını ve diğer işletmelerin mal veya hizmetlerden ayrılmasını sağlayacak şekilde ve yoğunlukta piyasada veya piyasaya hitap eden, piyasayı etkileyen yerlerde kullanılması kastedilmektedir.
Bu anlamda, marka tarafından sağlanan hakların elde tutulması amacıyla markanın sembolik (göstermelik) kullanıma konu edilmesi ciddi kullanım olarak değerlendirilmemektedir. Dolayısıyla ciddi kullanım kriteri, sembolik kullanmaya ilişkin hareketlerle marka hakkının haksız biçimde devamını ve rekabet açısından işletmelerin hareketlerini kısıtlayıcı tavırları engellemektedir. Bu noktada, marka sahibinden beklenen davranış, şüphe yaratmayacak biçimde, düzenli ve kurallara uygun ve mümkünse süreklilik arz eden bir kullanımda bulunmasıdır.
Ciddi kullanım, markanın esas işlevine yani tescile konu mal veya hizmetlerin kaynağını ayırt etme işlevine uygun biçimde gerçekleştirilmelidir. Kullanımın ciddi kabul edilebilmesi için her zaman miktar olarak çok büyük olması gerekmez, bu husus ilgili piyasada, inceleme konusu mal ve hizmetlerin özelliklerine bağlıdır. Belirtilen çerçevede yapılan değerlendirme neticesinde, başvuru sahibi firmanın, 22/12/2013- 21/12/2018 tarihleri arasındaki kullanımına ilişkin olarak yalnızca 3 adet evrak sunması, söz konusu evrakların da ciddi kullanımı ispatlar nitelikteki evraklar olmadığı tespit edildiğinden SMK’nın 19(2) hükmü uyarınca 2010 46394 sayılı “…” ibareli markaya dayalı olarak SMK’nın 6(1) maddesi çerçevesince yapılan itirazın reddi gerekmiş, aynı yöndeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararı yerinde görülmüştür.
Karar : İtirazın reddedilmesine ” şeklinde ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük tarihli)
Madde 5/1-ç “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler” marka olarak tescil edilmez. hükmü yer almaktadır.
Buradaki “ayniyet” olgusuyla, “bir markanın tamamen taklit edilmesi” kast edilmektedir. “Ayırt edilemeyecek derecede benzerlik” olgusuyla ise başvuru konusu markanın tescilli markanın birebir aynısı olmamakla birlikte, “ilk bakışta fark edilemeyecek derecede aynı” olan ve bu hususun ispatına dahi gerek duyulmayan, ancak çok dikkatli bir inceleme sonucu farkın anlaşılabileceği ibare ve şekilleri taşıyan işaretler kast edilmektedir (Pril/Pırıl örneği, Sabih Arkan, Marka Hukuku).
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
19/2 maddesi “6/1 fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. İtiraz sahibi tarafından bu hususların ispatlanamaması durumunda itiraz reddedilir. İtiraz gerekçesi markanın, tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin sadece bir kısmı için kullanıldığının ispatlanması hâlinde itiraz, sadece kullanımı ispatlanan mal veya hizmetler esas alınarak incelenir.”,
Madde 25 ” (1) 5 inci (mutlak red nedenleri ) veya 6 ncı ( nisbi red nedenleri ) maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. ” ,
SINAİ MÜLKİYET KANUNUNUN UYGULANMASINA DAİR YÖNETMELİK;
Madde 29 ” (1) Kanunun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasının uygulanabilmesi için başvuru sahibinin, yayıma itiraza ilişkin görüşünü sunması gereken süre içinde kullanımın ispatına ilişkin talebini açıkça ve yazılı olarak Kuruma bildirmesi gerekir. Belirtilen koşulları taşımayan ve süresi içinde yapılmayan kullanımın ispatına ilişkin talepler yapılmamış sayılır.
(2) Kullanımın ispatı talebi açık, net ve koşulsuz olarak yapılır. Bu talepte, kullanımın ispatı istenilen markaların tescil numaralarının açıkça belirtilmesi zorunludur. Aksi halde talep yapılmamış sayılır.
(3) Başvuru sahibinin talepte bulunması halinde Kurum, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması için itiraz sahibine bir aylık süre verir. İtiraz sahibi tarafından süresi içinde delil sunulmaması veya sunulan delillerin itirazla ilgili olmaması halinde ve ayrıca başka bir itiraz gerekçesi veya itiraza gerekçe gösterilen başka bir marka da yoksa Kurum itirazı reddeder.” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının benzer işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Kullanılmama def’i; 10/01/2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU’nda 6/1 maddesine göre marka başvurularında, 25.nci maddeye göre hükümsüzlük davasında ve de 29.ncu maddesindeki tecavüz davalarında iltibasa dayalı itiraz gerekçesi mesnet marka ( ya da markaları) yönünden kullanılmama def’i imkanı getirilmiştir. Buna göre kendisine ispat yükü düşen taraf ileri sürdüğü davaya konu başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde mesnet (dayanak) marka/markaların kapsamındaki mal veya hizmetler bakımından markasını Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğunu ispatlamalıdır. Aksi takdirde itiraz yapılmamış veya iltibas iddiasına dayalı açmış olduğu davasını da ispat edememiş sayılması sonucu ortaya çıkacaktır.
YİDK davalarında, 6769 sayılı SMK’nın Uygulanması Yönetmeliği 29/1-2 maddede belirtilen kullanımın ispatına dayanan taraf yayına itiraza ilişkin görüşünü sunması gereken süre içinde kullanımın ispatına ilişkin talebini açıkça ve yazılı olarak ve de kullanımın ispatı istenilen markaların tescil numaralarının açıkça belirtmesi gerekmektedir. Aksi halde talep yapılmamış sayılacaktır.
Kazanılmış hak kavramı, Türk Patent kurumunda daha önceden tesçilli olan markanın aynısının önceki sahibine bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunarak yeni markayı da alabileceği düşüncesinden ortaya çıkmıştır.
Kazanılmış hak açısından ise Yargıtay uygulamalarında KRİTER “1-Kazanılmış hak sağlayan markanın tesçilli olarak uzun süre kullanılması (kullanım ve tesçilin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkması- kabullenilmesi), 2-Sonradan yapılan başvurunun kazanılmış hak sağlayan markanın ASLİ UNSURU muhafaza edilerek , işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle oluşturulması, ( önceki markanın asli unsuru değişmiş ise yeni başvuru kabul edilir), 3- Sonraki başvurunun önceki markanın kapsadığı ve hizmet ile AYNI veya AYNI TÜR mal ve hizmetleri içermesi, ( yani kapsamını genişletmemesi)” şeklinde özetlenebilir.

Yukarıdaki kriterler, taraf markaları, kapsamları, işaretsel karşılaştırıldığında;

… sayılı YİDK kararı yönünden;
Davalı başvuru Markası Davacı Markası
… …
… … 09 09

…sayılı YİDK kararı yönünden;
Davacı başvuru markası mesnet marka
… …
… …
09 09
Önceki markası


09
Bilirkişi heyetinden alınan 15.02.2021
tarihli raporda ÖZETLE: “
14.04.2020 tarihli ve … sayılı YİDK kararı yönünden;
1) Karşılaştırılan işaretler arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğu,
2) Davalının markasının kapsamına alınmak istenilen, “metronomlar” hariç olmak üzere, 09. Sınıfa giren tüm emtialar yönünden emtia ayniyeti/ türdeşliği/ benzerliği şartının gerçekleştiği,
3) (1) ve (2) nolu bentlerde yer alan sebeplerden dolayı, karşılaştırılan markalar arasında, “metronomlar” hariç olmak üzere, karıştırılma/iltibas ihtimalinin bulunduğu,
4) ANCAK; davacının karşılaştırmaya konu markasının SMK hükümlerinin aradığı şekilde yoğun ve ciddi bir biçimde kullanıldığı davacının sunmuş olduğu delillerin niceliği, niteliği ve içeriğinden tespit edilemediğinden, davacının 2010 46394 sayılı markasına dayalı olarak SMK m. 6/1 hükmü kapsamında bir koruma talep edemeyeceği, (davacının kullanmama def’ine konu 2010 46394 sayılı markasının, davacı tarafından, 09. Sınıfa giren tüm emtialarda ve ciddi/yoğun bir şekilde kullanıldığını ispat edemediği, bu nedenle de davalının TÜRKPATENT nezdinde ileri sürdüğü kullanmama def’inin yerinde olduğu ve davacının 2010 46394 sayılı markasına dayalı olarak SMK m. 6/1 hükmü kapsamında bir itiraz ileri süremeyeceği/koruma talep edemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.)
5) YİDK Kararının, (4) nolu bentteki değerlendirme ile uyumlu olduğu,
6) Davacının “kötü niyet” iddialarının değerlendirmesinin hukuki niteliği yüksek olduğundan Sayın Mahkeme tarafından yapılması gerektiği,
15.04.2020 tarihli ve …sayılı YİDK kararı yönünden;
1) Karşılaştırılan işaretler arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğu,
2) Davacının markasının kapsamına alınmak istenilen, 09. Sınıfa giren tüm emtialar yönünden emtia ayniyeti/ türdeşliği/ benzerliği şartının gerçekleştiği,
3) (1) ve (2) nolu bentlerde yer alan sebeplerden dolayı, davacının … sayılı marka başvurusu açısından 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesinin uygulanma koşullarının oluştuğu;
4) Davalının önceki tarihlerde tescilli 2010 46394 sayılı markasından kaynaklanan ve korunması gereken bir müktesep hakkının bulunmadığı;
5) YİDK Kararının, (3) ve (4) nolu bentteki değerlendirmeler ile uyumlu olduğu, ” şeklinde ifade edilmiştir.

GEREKÇE:
Tarafların iddia ve savunması, marka başvuru kapsamı ve görseli, davacı markası , ilgili birimlerden gelen yazılar, bilirkişi heyet raporu, YİDK kararları ve dosyanın bütünü birlikte ele alındığında;
…sayılı YİDK kararı yönünden;
Davacının başvuru markasının “…” ibaresini içermesi, mesnet markanın da “…” ibaresini içermesi ve her iki markanın da reddedilen aynı emtiaları kapsadıklarından dolayı 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesine göre “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler” marka olarak tescil edilmez. şeklindeki mutlak red engeli hükmünden hareketle taraf markaları arasında ayniyet söz konusu olduğu görüleceği, bu hususun her hangi bir inceleme yapılmasını gerektirmeyecek derecede açık ve net biçimde görüldüğü birinin büyük harfle diğerinin de küçük harfle yazılması sonuca etkili olmadığı, ortalama tüketicinin hiç bir ayrıntılı araştırma ve inceleme yapmaksızın başvuru konusu işaret ile redde mesnet markayı ayniyet şeklinde kabul edip karıştırılacak derecede benzer görmesinin kaçınılmaz olduğu;
Davacının müktesep hak iddiası ise ; bilirkişi raporunda da geçtiği şekilde “tarafların dava dosyasına sunduğu beyan ve belgelerden, “…” markasının kullanımının taraflar arasında bir süredir çekişmeli olduğu anlaşılmaktadır.” başvuru ibaresi ve önceki marka yukarıda sayılan ilkeler kapsamında çekişme konusu yapıldığından müktesep hak koşulu da oluşmadığı;
Diğer yönden davacının önceki marka … sonraki başvuru markası da … olup her iki markanın asli unsuru da değiştiğinden yine müktesep hak koşulu da oluşmadığı ;
Neticeden …sayılı YİDK kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir
… sayılı YİDK kararı yönünden;
Tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının ” “…” ” ibareli marka başvurusu ile davacının 2010 46394 sayılı ” …” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle 9.ncu sınıftaki mallar açısından (“metronomlar” hariç ) görsel ve sesçil benzerlik oluşsa da SMK 19/2 maddesindeki kullanmama def’i kapsamında davacı markasının bu mallar açısından kullanımı ispat edilemediğinden taraf markaları arasında SMK 6/1 maddesindeki iltibas – karıştırılma olasılığı koşulları oluşmadığı;
Dava konusu marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle bilirkişi heyet raporu da benimsenerek … sayılı YİDK kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 54,4 TL’nin düşümü ile bakiye 26,3‬ TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı asılın ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı firma vekilinin e duruşma yoluyla yüzüne karşı 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 26/01/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza