Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/160 E. 2021/73 K. 08.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

T.C. “Türk Milleti Adına”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2020/160
KARAR NO : 2021/73

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … …
VEKİLİ : Av. … …
DAVALILAR : …
DAVA : Marka … sayılı YİDK Kararı İptali- Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 28/05/2020
KARAR TARİHİ: 08/03/2021 Yazım Tarihi: 08/04/2021

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: … Spor Kulübü’nün 1925’te kurulduğunu, kulübün bulunduğu semtin adından ismini aldığını, çok sayıda başarı elde ettiğini, İzmir’i ulusal ve uluslararası alanda tanıttığını, …’in hem kulübün başkanı hem de müvekkil şirketin sahibi olduğunu, dava konusu markanın yayınına itiraz ettiklerini, itirazın kabul edilerek markanın reddedildiğini, davalının karara itiraz ettiğini, itirazın kısmen kabul edilerek “eğitim ve öğretim hizmetleri”nin markaya iade edildiğini, aynı hizmetler için … unsurlu markaları bulunduğunu, markaların karıştırılacağını, davalının kötü niyetli olduğunu, … Spor Kulübü Eğitim ibaresi ile Google araştırması yapıldığında da müvekkilin çıktığını, TÜRKPATENT’in emsal kararları bulunduğunu, daha önce … Koleji markası için davalının başvuru yaptığını, bu başvuruyla ilgili davanın 2019/73E. sayı ile Ankara …FSHHM’nde görülmekte olduğunu, bilirkişi raporunun müvekkil lehine olduğunu, www…. adresinin davalıya ait olduğunu düşündüklerini, bu adreste sarı kırmızı renklerin kullanıldığını belirterek, dava konusu YİDK kararının iptalini ve markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şahıs vekili beyanında ÖZETLE: Müvekkilin 2005 yılından beri öğretmen olarak görev yaptığını, taraf markaları arasında karıştırılma olasılığı bulunmadığını, … kelimesinin davacıya ait olmadığını, bu ibare ile tescilli 11 marka olduğunu, hizmetlerin benzer olmadığını, davacı hizmetlerinin akademik bir eğitime ilişkin olmadığını, davacının 2011’deki … marka başvurusunun reddedildiğini, …’nin İstanbul ve İzmir’in gözde semtlerinin adı olduğunu, emsal yargı kararları bulunduğunu, kötü niyet iddialarının haksız olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.
DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şahsın … başvuru sayılı markası ile davacı tarafın kurum nezdinde ileri sürdüğü “…” ibareli tescilli markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi açısından iltibas-benzerlik-karıştırılma ihtimali oluşup oluşmadığı, davacı tarafın markalarının tanınmışlığı, davalı başvurusunda kötü niyetli bulunulduğu iddialarının ve Türk Patent’in … sayılı YİDK kararının yerinde ve doğru olup olmadığı, davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 20/04/2020 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 28/05/2020 tarihinde ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 156.ncı maddesinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında; “… başvuru numaralı ve “… eğitim kurumları” ibareli başvurunun … sayılı … ibareli markalar İle karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’mn 6(1) maddesi uyarınca reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvuru hakkındaki ret kararının kaldırılması talebiyle başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz incelenmiştir.
Ülkemizdeki şehir, bölge veya maruf mahal isimlerinin tek bir sözcük olarak bir kişi lehine marka olarak tesciline olanak tanımak, bu isimlerin artık başkaları tarafından markalarında kullanılamayacağı sonucunu ortaya çıkaracaktır. Örneğin, İstanbul, Ankara veya İzmir veya dava konusu olayda olduğu gibi İstanbul’un maruf bir ilçesinin adı olan sadece “Pendik” sözcüğünün tek bir kişi adına marka olarak tescil edilmesi halinde, bu sözcük artık bir kişinin tekelinde kalacak ve bu şekilde bir kamu adı başkaları tarafından markalarında kullanılamayacaktır. (Yargıtay I… Hukuk Dairesi, 1999/5790 E., 1999/9590 K., 26.11.1999 tarihli “Pendik” kararı)
Yapılan incelemede, somut olayda markalarda ortak unsur olan “…” ibaresinin İstanbul ve İzmir’de maruf semt adı olduğu, “… Eğitim Kurumları” ibaresinin bütünsel algıya yol açtığı, itiraz sahibinin münhasıran “…” ibaresi üzerinde tescilli markalarına dayalı hakkı bulunmadığı zira itiraz gerekçesi markaların da “…+kelime veya şekil” ihtiva eder biçimde tescil edilmiş olduğu, tescili talep edilen ” Sınıf 41: Eğitim ve öğretim hizmetleri.” bakımından yapılan değerlendirmede ilgili sektörde semt marka kullanımının olağan ve yaygın bir durum olduğu, yayma İtiraz kararın dayanağının Md. 6/1 olduğu, dolayışı ile marka başvurusunun iyi niyetle yapılmış olduğunun işbu itiraz incelemesi açısından sabit olduğu hususları dikkate alınmıştır. Belirtilen hususlar çerçevesinde, markalar ihtiva ettikleri tüm unsurlarla birlikte görsel, işitsel veüiilamsa düzeyde bıraktıkları bütünsel izlenim itibariyle iltibasa yol açacak derecede benzer görülmediğinden başvuru sahibinin itirazının ” Sınıf 41: Eğitim ve öğretim hizmetleri.” bakımından kısmen kabulü gerekmiştir.
KARAR: İtirazın kısmen kabulüne ve ” Sınıf 41: Eğitim ve öğretim hizmetleri başvuruya iadesine oybirliği ile karar verilmiştir.” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Medeni Kanun 2.nci maddesinde “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.
Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Taraf markalarında AYNI işaret olması ve kapsamlarındaki emtia (mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/5 maddesine göre tanınmış markalarda;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları, kapsamları, işaretsel karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
… EĞİTİM KURUMLARI TAM 35 … (2018/77792)
(41.sınıf) (…) (03,09,11,14,16,18,20,21,22,24….33,
38,39,41,43,35.sınıf)
… E-Spor (2018/101538)
(09,41,42.sını)
… (2010/18189)
(….,41.sınıf)
… KİDS (2011/106070)
(….,41.sınıf)
(ve YİDK kararında geçen diğerleri)

Bilirkişi heyetinden alınan 10/02/2021 tarihli raporda ÖZETLE; “
1) Dava konusu hizmetlerin davacının 2018/03984 sayılı markası dışındaki tüm markaların kapsamındaki hizmetlerle aynı/aynı tür/benzer olduğu,
2) Taraf marka işaretlerinin genel izlenim yönünden benzer olmadığı,
3) Tanınmışlıkla ilgili iddiaların dava konusu markanın tesciline engel oluşturmadığı,
4) Kötü niyet iddialarının ispat edilemediği,
5) Değerlendirmelerimizin dava konusu … sayılı YİDK kararı ile paralel olduğu,,” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talep reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının “… EĞİTİM KURUMLARI” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli ve diğer … asli unsurlu tescilli markaları arasında dava konusu edilen hizmetler açısından biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, her iki taraf markalarında … ibaresinin asli unsur olarak kullanıldıkları ve aynı sınıftaki hizmete ilişkin olduğu
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu hizmetler için ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davalının”… EĞİTİM KURUMLARI” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının “…” ibareli ve diğer … asli unsurlu tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, her iki markada yanılgı yaşayabileceği, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı hizmetler algısı oluşabileceği yani markaları karıştırabileceği, bu açıdan SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşulları oluştuğu ,(aksi yöndeki bilirkişi görüşüne HMK 282 .nci maddede “Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmünden hareketle yukarıdaki gerekçe ile iştirak edilmediği);
Yukarıda belirtilen şekilde iltibas oluşmakla beraber SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulu ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan davalı … başvurusu nedeniyle ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ) ile dava konusu markanın kötüniyetli olarak başvurusu yapıldığı kanıtlanmadığı , ancak bu durum iltibası ortadan kaldırmadığı,
Tüm bu gerekçelerle davanın kabulü gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Dava konusu … sayılı YİDK Kararının İptaline,
3-Dava konusu … sayılı marka tescilli olduğundan, HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, sicilden terkin edilmesine, karar kesinleştiğinde Türk Patente müzekkere yazılmasına,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye 4,90 TL’nin davalılardan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
5-AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine,
6-Davacının yaptığı; 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 109,50 TL tebligat ücreti, 54,40 TL ilk harç masrafı olmak üzere toplam 1.963,90 TL yargılama giderinin davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı.
08/03/2021

Katip … Hakim …
E. İmzalıdır. E.İmzalıdır.