Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/158 E. 2021/58 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C. ”Türk Milleti Adına”
ANKARA
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2020/158
KARAR NO : 2021/58

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : 2- … …
VEKİLİ …
DAVA : Marka … Sayılı YİDK İptali – Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 21/05/2020
KARAR TARİHİ : 10/02/2021 Yazım Tarihi : 10/03/2021

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE:Müvekkili Firmanın Türkiye’nin önde gelen sanayi ve ticaret toplulukları arasında çeşitli gıda maddelerinin üretim ve satış faaliyetiyle iştigal eden ülkemizin öncü kuruluşlarından olduğunu, müvekkili Şirketin dava konusu markanın tescili istenilen ürünler de dahil olmak üzere çeşitli gıda maddelerinde tescilli ve önceki tarihlerden beri kullanılmakta olan çok sayıda “…” ibareli markalarının bulunduğunu, bu markaların müvekkili … …Mamulleri Sanayi A.Ş. adına … nezdinde tescilli olduğunu, davacının TPMK nezdindeki tescilli “…” vb. markalarının tescil bilgilerinin çok sayfada liste halinde belirtildiği, müvekkili Şirket adına tescilli bu markaların varlığı ve tüketici nezdindeki bilinirliğine rağmen, davalı …’ın … başvuru numarası ile diğer davalı … nezdinde “… …ÜRÜNLERİ DAMAK ZEVKİNİZ…” ibaresi ile başvuru yapılarak tescil talebinde bulunduğunu, bu markanın müvekkili Şirketin tescillerinden sonra 13.05.2019 tarih ve 324 sayılı Resmi Marka Bülteninde yayınlandığını, müvekkil Şirket tarafından, davalının bu marka başvurusuna, diğer davalı …’in Markalar Dairesi Başkanlığı nezdinde yapılan itirazın kabul edilmediğini, TÜRKPATENT Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 25.12.2019 tarih ve 71248886–… /E.2019-OE-547273 sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiğini, müvekkili Şirket tarafından … YİDK nezdinde itirazda bulunulduğunu, YİDK’nın 18.03.2020 gün ve … sayılı kararı ile; “…Yapılan incelemede, başvuruya konu marka örneğinin “… …ürünleri damak zevkiniz…” ibarelerinden oluştuğu, marka örneğinde “…” ibaresi baskın markasal unsuru oluştururken diğer unsurların tali biçimde konumlandırıldığı, “…” ibaresinin “…” ibaresi ön plana çıkmadan anlamsal, görsel ve işitsel yönden bütünsel bir algıya sahip olduğu, itiraz gerekçesi markalarda ise “…” ibaresinin tek başına ya da başka unsurların tamamıyla birlikte ve bir bütün olarak değerlendirildiğinde karıştırılacak düzeyde benzer olmadığı kanaatine varılmıştır. Markalar benzer olmadığından, itiraz gerekçesi markaların önceki kullanımları ya da piyasadaki bilinirlik düzeyinin de markalar arasında karışıklığa ya da iltibas ihtimaline neden olmayacağı kanaatine ulaşılmıştır. İtirazlarda ileri sürülen kötü niyet iddialarının ise yeterli bilgi ve delille ispatlanmadığı tespit edildiğinden bu yöndeki iddialar da haklı bulunmamış…” gerekçeleri ile Müvekkili Şirketin itirazlarının reddine karar verildiğini, söz konusu YİDK kararının iptali ve davalıya ait markanın iptali talebi ile işbu davayı açma zorunluluklarının doğduğunu, müvekkili Şirkete ait “…” markalarının tanınmış markalar olduğunu, bu kapsamda davalının marka başvurusunun 6769 sayılı SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddelerine aykırılık teşkil ettiğini, “…” markasının davalılardan Türk Patent Enstitüsünün 14.07.1998 tarihli ve 47804 sayılı yazısında görüleceği üzere Enstitü nezdinde “Tanınmış Marka” olarak tescil edilmiş olduğunu, müvekkili Şirketlere ait “…” markasının yurtdışında da birçok ülkede tescil edildiğini, “…” markasının tanınmış marka olması nedeniyle 6769 sayılı SMK’ya ve Paris Sözleşmesinin 1. Mükerrer 6. Maddesine göre tüm sınıflarda koruma altına alınmış olduğunu, … veya benzeri ibarelerin değil aynı sınıfta hiçbir sınıfta tescilinin zaten mümkün olmadığını, “…” markasının, müvekkili Şirket adına tescilli bir marka olması yanında, bugün için müvekkili Şirket adına, “…” ibaresi taşıyan, çok sayıda başvuru aşamasında bulunan markanın da mevcut olduğunu, müvekkili Şirketin “…” markası adı altında üretmiş olduğu ürünlerinin kalite ve standartları, toplumun büyük bir kesimi, hatta bu malın alıcısı olmayanlar tarafından dahi bilindiğini ve tanındığını, TÜRKPATENT nezdindeki…’in 2007 yılı marka bilinirlik raporlarına göre müvekkil şirkete ait … ibareli markaların …üretiminde 1. sırada, et üretiminde 1. sırada, damacana su üretiminde 2. sırada, şişelenmiş su üretiminde 1. sırada yer aldığını, müvekkili Şirketin “…” markasının uzun yıllardır kesintisiz olarak kullanımı ile tüketicide çok yüksek bir bilinirliğe ulaştığının ve “…” markasını taşıyan ürünlerin tercih edildiğinin görüldüğünü, davalı markasının tescili halinde davalının müvekkili Şirketin toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyinden haksız bir yarar sağlayacağını, markanın itibarına zarar vereceğinin ve markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğuracağının açık olduğunu, dava konusu “… …ÜRÜNLERİ DAMAK ZEVKİNİZ…” ibaresinin, müvekkili Şirket adına tescilli tanınmış “…” esas unsurlu muhtelif markaları ile iltibas yaratacak şekilde birebir aynı olduğunu, davalının müvekkili Şirkete ait “…” markasının itibar ve tanınmışlığından faydalanılarak haksız kazanç sağlayabileceklerinin açık olduğunu, davalı başvurusunda “…” ibaresinin markanın esas unsuru olarak yer aldığını, YİDK kararının bu yönden de iptalinin gerektiğini, dava konusu markanın tescili halinde bu markayı kullanacak tüketici grubunun müvekkili Şirkete ait “…” markasının tüketici grubuyla aynı olacağını, müvekkili Şirketin “…” ibaresini uzun yıllardır kullanmakta olduğunu, ilgili ibarenin ayırt edici unsur haline gelmesini sağladığını, maruf ve meşhur hale getirerek büyük bir tüketici kitlesi oluşturduğunu, dolayısıyla “…” ibaresinin ayırt edici unsur haline geldiğini ve markanın esaslı unsuru olduğunu, davalının amacının müvekkili Şirket tarafından “…” ibaresi ile piyasada oluşturulan tanınmışlığı, itibarı ve seri marka algısı yaratmak suretiyle müşteri çevresinden yararlandığını, bu niyetini de tescil ettirmek istediği “… …ÜRÜNLERİ DAMAK ZEVKİNİZ…” ibareli başvurusu içerisinde “…” ibaresini kullanmak suretiyle gizlemeye çalıştığını, markaların esas unsurlarının aynı veya benzer olmasının markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa ve haksız rekabete yol açacağını, davalı tarafından tescili istenen “… …ÜRÜNLERİ DAMAK ZEVKİNİZ…” ibaresi müvekkil şirket markaları ile okunuşla, gözle ve fonetik olarak aynı algılamayı sağlayacak ve iltibas yaratacak derecede aynı olduğunu, dava konusu başvuru kapsamında yer alan tüm emtialar yönünden dava konusu başvuru ile müvekkil Şirketin itirazına mesnet markaları arasında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1 hükmü uyarınca iltibas mevcut olduğunu, dava konusu TÜRKPATENT YİDK kararının itiraza konu edilen mal ve hizmetler yönünden hukuka aykırı olduğunu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5. Maddesinin 1. Fıkrasının (ç) bendinde, “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler,”’in mutlak ret nedeni olarak sayıldığını, davalı başvurusuna konu “… …ÜRÜNLERİ DAMAK ZEVKİNİZ…” ibaresi ile müvekkili Şirket adına tescilli muhtelif “…” ibareli markaların ayırt edilemeyecek derecede aynı hatta birebir aynı olduğunu, oysaki aynı ya da ayırt edilemeyecek kadar aynı olan iki markanın aynı mal ve hizmette kullanılmalarının mutlak ret nedeni olduğunu, dolayısıyla, davalının marka tescil başvurusunun öncelikle 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesine aykırılık teşkil ettiğini, davalı tarafından tescil başvurusunda bulunulan “… …ÜRÜNLERİ DAMAK ZEVKİNİZ…” ibaresinin esas unsurunun “…” olduğunu, müvekkili Şirketin markalarındaki “…” ibaresinin davalı başvurusunda kullanılmasının müvekkili Şirket adına tescilli markaların tanınmışlık düzeyinden haksız ve kanunsuz bir şekilde yararlanma amacı taşıdığını, bu başvuruda hem görsel hem de işitsel olarak tüketicinin dikkatini çekecek ve kulağında kalacak unsurun “…” olacağını, belirterek davalı …’a ait dava konusu … sayılı “… …ÜRÜNLERİ DAMAK ZEVKİNİZ…” markasının üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi adına ihtiyaten tedbir kararı verilmesine, TPMK YİDK’nin 18.03.2020 gün ve … sayılı kararının iptaline, marka tescil edilmiş ise hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı kurum vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Şahıs Vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Davalı müvekkilinin …Gıda Petrol Sanayi ve Limited Şirketi yöneticisi olduğunu ve bu Şirket ile “… …Ürünleri Damak Zevkiniz…” markalı ürünleri üretip, satışa sunduğunu, bu markanın davalı müvekkili ve davalı müvekkilinin eski ortakları tarafından yaklaşık 6-7 yıldır kullanılmakta olduğunu, markanın müvekkilinden önce de başkaları tarafından kullanıldığını, daha sonra müvekkilinin bu markayı ortağından bedeli karşılığında devraldığını, müvekkilinin markayı devralabilmek adına fazlaca maddi ve manevi emek harcadığını, işbu davaya konu markanın, uzun süredir zaten kullanılmakta olduğunu, markanın kendi müşteri çevresini oluşturmuş başlı başına bir marka olduğunu,”… …Ürünleri Damak Zevkiniz…” ibaresinin tamamen kendine has olan, davacının markasıyla asla aynı veya benzer olmayan bir marka olduğunu, ayrıca zaten bu markanın uzun zamandır davalı müvekkili ve onun öncesinde de dava dışı şahıslar tarafından kullanılmakta olduğu için kendi müşteri çevresinin oluştuğunu, bu nedenle de, zaten davacının markasına ait tanınmışlığa davalı müvekkilinin ihtiyacı olmadığını, ortalama bir tüketicinin “… …Ürünleri Damak Zevkiniz…” adlı markayı bildiğini ve “…” markası ile ilişkilendirmediğini, tüketicinin her iki markanın da farklı olduğunun farkındalığı ile tüketim yaptığını, makul bir tüketicinin zaten iki marka arasındaki farkı çok net bir şekilde fark edilebilir olduğunu, bu nedenlerle davalı müvekkilinin haksız bir yarar sağlamamakta olduğunu, davacıya ait markanın itibarına zarar vermediğini, davacının markasının ayırt edici karakterini zedelemediğini, aksi yöndeki davacı yan beyanlarının asılsız, mesnetsiz, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ayrıca davacı yanın bu iddialarını ispata yarar delil de sunmadığını, ayrıca “…” ibaresinin birçok yerde, birçok şekilde kullanılabilen bir ibare olduğunu, bu nedenle halkın bu ibareye karşı bir aidiyetliğinin olduğunu düşündüğü sabit bir algı bulunmadığını, “…” ibaresinin birçok şekilde, birçok üründe kullanılması sebebiyle halkın, ortalama bir tüketicinin bu ibareyi taşıyan ürünleri tamamen davacının markasıyla bağlantılı imiş gibi düşünmesinin imkansız olduğunu, davalı müvekkilinin kesinlikle kötüniyet sahibi olmadığı gibi, herhangi bir marka tecavüzünde de bulunmadığını, haksız rekabete mahal verecek tavır sergilemediğini, müvekkilinin tescilli markasının koruması altındaki kullanımları ile, davacıya ait markalara tecavüz ettiğinden de söz edilemeyeceğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.

MUHAKEME:HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.

DELİLLER ve DEĞERLENDİRME:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı şahsın … başvuru sayılı markası ile davacı tarafın kurum nezdinde ileri sürdüğü mesnet markaları arasında 6769 sayılı SMK 6/1 maddesi açısından iltibas-benzerlik-karıştırılma ihtimali oluşup oluşmadığı, başvuru ibaresi üzerinde davacı tarafın önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği, markalarının yurtiçi ve yurtdışı tanınmışlığı, başvuru ibaresi üzerinde ticaret unvanına bağlı ve diğer fikri-sınai hak iddiası, davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı iddialarının SMK 6/3, 6/4-5, 6/6, 6/9 maddeleri açısından yerinde ve doğru olup olmadığı, Türk Patent’in … sayılı YİDK kararının iptali ve davalı markasının da hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
YİDK kararının 23/03/2020 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, davacının da 5000 sayılı TürkPatent Kanununun 15/C maddesinde öngörülen iki aylık süre içerisinde 21/05/2020 tarihinde görevli ve yetkili mahkemeye dava açtığı anlaşılmıştır.
TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararında; ”… başvuru numaralı “… …ürünleri damak zevkiniz” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın … incelenmiştir.
Yapılan incelemede, başvuruya konu marka örneğinin “… …ürünleri damak zevkiniz…” ibarelerinden oluştuğu, marka örneğinde “…” ibaresi baskın markasal unsuru oluştururken diğer unsurların tali biçimde konumlandırıldığı, “…” ibaresinin “…” ibaresi ön plana çıkmadan anlamsal, görsel ve işitsel yönden bütünsel bir algıya sahip olduğu, itiraz gerekçesi markalarda ise “…” ibaresinin tek başına ya da başka unsurlarla birlikte ön plandaki markasal unsur olduğu, bu çerçevede, markalar ihtiva ettikleri unsurların tamamıyla birlikte ve bir bütün olarak değerlendirildiğinde karıştırılacak düzeyde benzer olmadığı kanaatine varılmıştır.
Markalar benzer olmadığından, itiraz gerekçesi markaların önceki kullanımları ya da piyasadaki bilinirlik düzeyinin de markalar arasında karışıklığa ya da iltibas ihtimaline neden olmayacağı kanaatine ulaşılmıştır.
İtirazlarda ileri sürülen kötü niyet iddialarının ise yeterli bilgi ve delille ispatlanmadığı tespit edildiğinden bu yöndeki iddialar da haklı bulunmamış ve itirazın reddi gerekmiştir.”
Karar: İtirazın reddedilmesine oybirliği ile karar verilmiştir. ” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)

Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını,fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,
Medeni Kanun 2.nci maddesinde “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.
Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmü yer almaktadır.
SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için ;
Taraf markalarında AYNI işaret olması ve kapsamlarındaki emtia (mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Taraf markalarının BENZER işareti taşımaları ve kapsamlarındaki emtia(mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise , dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.
SMK 6/3 maddesinin uygulanması için tescilsiz olarak kullanılan işaretin MARKASAL şekilde yani işlevine uygun , ayırt ediciliği sağlanmış olarak ticaret alanında kullanılması, bu kullanımın da Türkiye hudutları için olması gerekir. Üçüncü kişinin davaya konu tescil başvurusundan veya rüçhan hakkının doğumundan önce, bu işareti kullandığı , çevresinde belli bir oranda bu işaret üzerinde hak sahibi olarak bilinip tanındığının ispatı (tüm Türkiye genelinde değil) gerekir. Diğer bir anlatımla, öncelik hakkını ileri sürenin söz konusu ibarenin başkası tarafindan kullanımını veya tescilini engelleme hakkı verecek nitelik ve yoğunlukta bu işareti Türkiye hudutları içinde ticaret alanında kullandığını ispatlaması gerekir. Gerçekten, bir işareti ilk kullanan ve ona ayırt edici nitelik kazandıran kişi onun hak sahibi olarak kabul edilir ve bu halde gerçek hak sahipliği sözkonusudur.
SMK 6/4 maddesine göre tanınmış markada ;
Paris sözleşmesi kapsamında tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, işaret ve emtia açısından aynı veya benzerinin Türkiye’de aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından başvurusunun yapılması halinde itiraz üzerine reddedileceği düzenlenmektedir.
SMK 6/5 maddesine göre tanınmış markalarda;
Toplumda (Türkiye sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.
SMK 6/6 madde kapsamına, kişilik haklarından isim hakkı ile fotoğraf üzerindeki hak, FSEK kapsamında telif hakları ve sınaî haklar olan marka, tasarım, patent, faydalı model, coğrafi işaret, ticaret unvanı, işletme adı girer. Marka ve ticaret unvanı da sınaî mülkiyet hakkı olarak maddenin koruma kapsamına alınmıştır. Ancak sınaî mülkiyet hakları kapsamında korunacak bir markadan veya ticaret unvanından söz edebilmek için “tescil” şarttır. Örneğin bir ticaret unvanına dayanarak başkasına ait marka tescilinin engellenmesi isteniyorsa bu ticaret unvanının ticaret sicilinde tescilli olması gerekmektedir.
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı başvuru Markası Davacı Markaları
… …ürünleri damak zevkiniz+Şekil …+Şekil (2011 111032)
29,35. Sınıf (…) 35. Sınıf
…+Şekil (2004 04787)
05,29,30,32. Sınıf
(ve YİDK’daki diğer markalar)

Bilirkişi heyetinden alınan 20.01.2021 tarihli raporda ÖZETLE; “
( Oyçokluğu) 1. Davalı …’a ait … sayılı ve … …ürünleri damak zevkiniz+Şekil ibareli markası ile davacı … …A.Ş.’ye ait şekil+… ibareli markalarda, SMK 6/1 maddesi kapsamında 29. ve 35. Sınıf mal ve hizmetler yönünden aynılık olduğu, buna karşılık markalar arasında işitsel, fonetik ve logoların görseli bakımlarından ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmadığından makul bir tüketicinin her iki markanın da farklı olduğunun farkındalığı ile tüketim yaptığı ve iki marka arasındaki fark net bir şekilde fark edilebilir olduğundan tüketiciler nezdinde karışıklığa ve ayrıca markalar arasında iltibasa neden olmayacağı;
2. Davacı … …A.Ş.’ye ait “…” markalarının, SMK 6/4 ve 6/5 maddeleri kapsamında tanınmış marka olduğu;
3. Davacı … …A.Ş.’nin, “…” ibareli markaları üzerinde SMK’nın 6/3. ve 6/6. maddelerine göre gerçek hak sahipliğinin ve önceye dayalı markasal kullanım hakkının bulunduğu
4. Davalı …’ın “… …Ürünleri damak zevkiniz” ibareli marka başvurusunda bulunmasının, SMK 6/9. Maddesi kapsamında kötüniyetini göstermeyeceği;
5. Sonuç olarak, … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından verilen 18.03.2020 tarihli … sayılı YİDK kararının iptali konusundaki nihai takdirin Mahkemeye ait olduğu, kanaat ve sonucuna varılmıştır.
(Karşı Görüş) Heyet üyeleri arasında uyuşmazlığa düşülen durum markalar arasında benzerlik olup olmadığı noktasında gerçekleşmiştir. Çoğunluk görüşü taraf markalarının benzer olmadığı yönündedir. Tarafımca ise taraf markalarının benzer olduğu sonucuna varılmıştır.
Davacı Şirket … …A.Ş.’nin “…” ibareli çok sayıdaki markaları ile davalı … tarafından marka başvurusu yapılan uyuşmazlığa konu … başvuru numaralı “… …Ürünleri damak zevkiniz” markası arasında benzerlik olduğu; gıda ürünleri tüketicisi olan orta düzeydeki tüketiciler nezdinde davalının markasında kullanılan “…” birleşik kelimesinde bulunan “…” sözcüğünün davacı firmaya ait “…” ibareli tescilli markalarının bir alt markası veya seri markası olduğu izlenimini yaratabileceği hususları dikkate alındığında, davalının uyuşmazlığa konu … başvuru numaralı “… Sür Ürünleri damak zevkiniz” markasındaki dominant esas unsurun “…” kelimesi olduğu, davalının markasının davacının “…” markalarıyla ilişkilendirilme ve karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğu, ortalama tüketici nezdinde de davalının markasının davacının “…” ibareli markasını açıkça çağrıştırdığı görülmektedir.
Nitekim, davacı … …A.Ş. tarafından delil dilekçesi ekinde Mahkemeye sunulmuş 17 tane “…” ibaresini içeren kelimenin Yüksek Mahkemelerce “…” markalarıyla benzerlik ve iltibas teşkil ettiğine dair kararlar verilmiş, iş bu kararlarda “…” kelimesini içeren birçok birleşik ve ayrı kelimelerden oluşan marka başvurularının “…” markasıyla benzer olduğu ve iltibasa neden olduğu yönünde kesinleşmiş kararlar mevcuttur. Söz konusu emsal Mahkeme kararlarından örnek olarak; “Çatalpınar” birleşik kelimesindeki “…”, “Karpınar” birleşik kelimesindeki “…”, …” birleşik kelimesindeki “…”, “İlksupınarım” kelimesindeki “…”, bir ilçe olan “Akçapınar” ibaresindeki “…”, “…Doğal Kaynak Suyu Güvenle İçilir+şekil” ibaresindeki “…”, “Ulupınar” birleşik kelimesindeki “…”, “Çikolatanın Lezzet Pınarı” ibaresindeki “…”, “Şekil+Tatlı Pınarı” ibaresindeki “…”, “… ve Oğulları …+şekil” ibaresindeki “…”, “Çiftlik Pınarı” ibaresindeki “Pınarı”, “Güzelpınar” birleşik kelimesindeki “…” kelimelerinin vb. içinde “…” kelimesi geçen birçok marka başvurusunun “…” markalarıyla benzer olduğu ve iltibas teşkil ettiği yönünde emsal Yüksek Mahkeme kararları bulunmaktadır.
Bu çok sayıda Yüksek Mahkeme kararları da göz önüne alındığında, tarafımca davacı … …A.Ş.’nin “…” markaları ve davalı …’ın “… …Ürünleri damak zevkiniz” markasının, 29. ve 35. Sınıflarda aynı mal ve hizmet grubunda olduğu; taraf markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesine göre, ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu, iltibas ihtimalinin mevcut olduğu ve tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimali bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Neticeten, SMK 6/3, 6/4-5, 6/6, 6/9 maddeleri yönündeki tespit ve değerlendirmelere tarafımca aynen iştirak edilmektedir. Buna karşılık, SMK 6/1 maddesindeki benzerlik konusunda çoğunluk görüşüne iştirak edilmemektedir.Zira tarafımca, davalı …’a ait … sayılı ve … …ürünleri damak zevkiniz+Şekil ibareli markası ile davacı … …A.Ş.’ye ait şekil+… ibareli markalarda, markaların esas unsuru olan “…” ibaresinde, işitsel, fonetik ve logoların görseli bakımlarından ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olduğu; davalının markasının tüketiciler nezdinde davacı Firmaya ait “…” markalarının devam serisi veya alt grubu olarak ilişkilendirilme ve karıştırılma ihtimali bulunduğu; bu nedenlerle, taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi çerçevesinde ortak emtialar olan 29. ve 35. Sınıf mal ve hizmetler yönünden aynılık olduğu ve bu durumun iltibasa neden olduğu kanaat ve sonucuna varılmaktadır.” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor ve aynı heyetten ek rapor alınması talebi HMK 30.ncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek yargılama gereksiz uzamasın diye bu talepler reddedilmiştir.

GEREKÇE:
Tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınmakla beraber münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin de nazara alınarak belirlenmesi gerektiğinden hareketle;
Davalının “… …ürünleri damak zevkiniz+Şekil ” ibareli marka başvurusu ile davacının ” şekil+… ” ibareli tescilli markaları arasında bir kısım mal/hizmetler aynı olsa da biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ,sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı;
İşin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma / faydalanma süresi içinde, davalının “… …ürünleri damak zevkiniz+Şekil ” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının ” şekil+… ” ibareli tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, diğer bir anlatımla ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının ” şekil+… ” ibareli tescilli markalı mallarından/hizmetinden satın almak/yararlanmak isterken davalının “… …ürünleri damak zevkiniz+Şekil ” ibareli başvuru markalı malı /hizmeti satın almak/yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar/hizmetler algısı da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı kanaati oluştuğu;(aksi yöndeki bilirkişi karşı görüşüne HMK 282 .nci maddede ” Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmünden hareketle yukarıdaki gerekçe ile iştirak edilmediği)
Davacı tarafın “… …ürünleri damak zevkiniz+Şekil ” ibareli başvuru üzerinde SMK 6/3 maddesi anlamında önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği kanıtlanmadığı,
Taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/4-5 maddesindeki tanınmışlık koşulu da oluşmadığı, ( davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan ” haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ” kanıtlanmadığı ) ;
Davacı tarafın “… …ürünleri damak zevkiniz+Şekil ” ibareli başvuru üzerinde SMK 6/6 maddesi anlamında ticaret ünvanı dahil diğer fikri ve sınai mülkiyet hak iddiası kanıtlanmadığı;
Dava konusu marka açısından SMK 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiası da kanıtlanmadığı;
Tüm bu gerekçelerle YİDK kararı doğru olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
3-AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,

Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341 ila 345 inci maddesine göre tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememiz aracılığı ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar okunup açıklandı. 10/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır