Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/136 E. 2021/7 K. 18.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/136 Esas – 2021/7

T.C. “Türk Milleti Adına”
ANKARA (Bozmaya Uyma)
4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ K A R A R

ESAS NO : 2020/136
KARAR NO : 2021/7

HAKİM :…
KATİP…

DAVACI :…
DAVALILAR …
DAVA : Marka … sayılı YİDK Kararı İptali
DAVA TARİHİ : 08/05/2015
KARAR TARİHİ: 18/01/2021 Yazım Tarihi: 15/02/2021

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE: Davalının 29, 30 ve 32. sınıfta yer alan mallar için … sayılı “… … …” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu bu başvuruya yapılan itirazın kısmen kabul edilerek 29 ve 32. Sınıfta yer alan tüm malların başvurudan çıkarıldığını bu karara karşı davalının TPE YİDK nezdinde tekrar itiraz ettiğini bu itirazın kabul edilerek red edilen malların tescil işlemlerine devamına karar verildiğini YİDK’nın bu kararının haksız ve hukuka aykın olduğunu, müvekkilinin Türkiye’nin önde gelen sanayi ve ticaret topluluklarından biri olduğunu başta bisküvi, şekerleme, yağ, çikolatalar ve mamalar olmak üzere pek çok pide maddelerinin üretim satış pazarlama faaliyetlerini yaptığım, Türkiye’nin en büyük 100 sanayi kuruluşu arasında yer aldığını, ülker başta olmak üzere dünyaca tanınmış markaların sahibi olduğunu, müvekkilinin yıllarca yaptığı araştırma geliştirme yatırımları sonucunda ürettiği ürünlerde kullandığı ve haklı üne sahip olduğu markalardan birinin de 29, 30 ve 32. sınıflarda kullanmak üzere tescil ettirdiği “…” ve ”… …” ibareli markalar olduğu, bu markaların yazılı ve görsel basında bu markalarını geniş bir kitleye tanıttığı ve bilinirlik sağladığını, “…” ve “… …” ibaresinin haklı bir üne ve güvene sahip olduğunu 7/1-b ve 8/1-b maddelerine atıfta bulunarak … … … markasının müvekkilinin “…” ve “… …” markasını içerecek şekilde oluşturduğunu davalı markasında yer alan “…” ibaresinin tek başına tescilli olmasından dolayı davalının asıl korumak istediği unsurun “… …” ibaresi olduğunu bu nedenle “… … …” ibareli marka ile müvekkilinin “…” … …” ibareli esas unsuru markanın aynı en azından ayırt edilmeyecek derecede benzer olduğunu … ibaresinin seri markasının çabasında olurken müvekkilinin markasına yakınlaştırarak iltibasa neden olacağını, taraf markaların görsel ve işitsel olarak neredeyse aynı vc ayırt edilmeyecek derecede benzer olduğunu markalar arasında karıştırma tehlikesinin bulunduğunu mal ve hizmetlerin de aynı olduğunu bu durumun karıştırma ihtimalini artığını işletmeler arasında ekonomik bağlantının olduğunu belirterek TPE YİDK’nin 05.02.2015 tarih ve … sayılı kararın iptaline, … sayılı “… … …” ibareli başvurunun tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı TPE vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı KONYA ŞEKER SANAYİ VE TİCARET A.Ş. Vekili dilekçe ve beyanında ÖZETLE: Müvekkilinin 1953 yılında kurulduğunu, Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşları içerisinden 36. büyük şirket olduğunu, herkes taralından tanınan ve saygınlık kazandığını, müvekkilinin “…” markası ile unlu mamullerden şekerlemeye, dondurulmuş gıdalardan süt ve et ürünlerine karar oldukça geniş bir yelpazede faaliyet gösterdiğini, … ibaresinin sektörde çok sayıda firma tarafından farklı eklerle birlikte kullanıldığını ve tescilli markaların olduğunu, bu nedenle “…” ibaresinin ayrıt ediciliğinin düşük olduğunu, bu ibarenin gıda emtiaları açısından davacımn tekeline bırakılmayacak nitelikte olduğunu, müvekkilinin “…” markasının TPE nezdinde tanınmış marka olarak tescil edildiğini, yurtiçi ve yurtdışında herkes tarafından bilinen lider bir marka olduğunu, müvekkilinin başvurusunun kötü niyetli olmadığını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.

ÖNCEKİ DEĞERLENDİRME;
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı firmanın … başvuru sayılı “… … …” ibareli marka başvurusuna yönelik davacı firmanın “…” ve “… …” ibareli tescilli markaları karşısında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında markalar arasında iltibas oluşup oluşmadığı, davacının tanınmışlık iddiasının davalı başvurusuna engel teşkil edip etmediği, davalının kötü niyetli başvuru yapıp yapmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
Davalı Markası Davacı Markaları
… … … (…) … (83047)
29,30,32. Sınıf 30. Sınıf
… … (2008/55832)
29,30,32. Sınıf
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 01/06/2016 tarih ve … sayılı kararla ÖZETLE ” davalının “… … …” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davalı başvurusunda yer alan “…” ibaresinin esas unsur olarak markaya ayırt edicilik kazandırdığı, markayı daha özgür hale getirdiği ve markanın kökenine atıfta bulunduğu, 556 sayılı KHK 8/1 (b) maddesi anlamında iltibasın bulunmaması nedeniyle YİDK kararının doğru olduğu, ayrıca KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların oluşmadığı, davalının marka başvurusunda kötüniyetli davrandığının kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine ” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından temyiz yoluna gidilmekle YARGITAY … HD.nin18/06/2018 Tarih ve 2016/13324 Esas, 2018/4471 Karar sayı ile ÖZETLE ; ” 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, daha önce başvurusu yapılmış veya tescil edilmiş bir marka ile aynı veya benzer ise ve markanın kapsadığı mal ve hizmetlere aynı veya ilişkilendirilebilecek ölçüde benzer ise, ortalama tüketiciler tarafından karıştırılma ihtimali (iltibas) varlığı kabul edilmeli ve önceki marka sahibinin itirazı üzerine başvurunun reddine karar verilmelidir. Markalar arasında karıştırılabilecek ölçüde benzerliğin tespitinde, markaların görsel, işitsel ve kavramsal özellikleri bir bütün olarak dikkate alınmalıdır.
Somut olayda taraf markaları dikkate alındığında davacı markalarının tek ve asli unsurunun “…”, davalı markasının asli unsurunun ise “… …” ibaresinden oluşmaktadır. Tarafların marka tescil kapsamındaki malların aynı ve benzer tür oldukları, ortalama tüketicilerinin her kesimden oluşabileceği, ürünlerin aynı işyerlerinde ve aynı ya da birbirlerine yakın raflarda satılması ve bu ürünün seçilmesinde gösterilen ihtimam ve süre gözetildiğinde ortalama tüketici kitlesi itibariyle her iki markanın karıştırılma ihtimalinin olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, markalar arasında 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ” şeklindeki karar ile dosya yeniden mahkememize gönderilmiştir.
YENİ DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE ;
Taraf teşkilinden sonra bozma ilamına uyularak bozma gerekçesinde belirtiliği üzere “Tarafların marka tescil kapsamındaki malların aynı ve benzer tür oldukları, ortalama tüketicilerinin her kesimden oluşabileceği, ürünlerin aynı işyerlerinde ve aynı ya da birbirlerine yakın raflarda satılması ve bu ürünün seçilmesinde gösterilen ihtimam ve süre gözetildiğinde ortalama tüketici kitlesi itibariyle her iki markanın karıştırılma ihtimalinin olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, markalar arasında 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken ” şeklindeki gerekçe doğrultusunda taraf markaları arasında 556 sayılı KHK 8/1-b maddesindeki iltibas koşulları oluştuğundan davanın kabulüne karar vermek. gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Dava konusu TÜRKPATENT’in … sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
3-Dava konusu … sayılı marka tescilli olduğundan HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, sicilden terkin edilmesine, karar kesinleştiğinde TÜRK PATENT’e müzekkere yazılmasına,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcından peşin alınan 27,70 TL’nin düşümü ile bakiye 31,60 TL’nin davalılardan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
5-AAÜT uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine,
6-Davacının yaptığı;1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 282,90 TL tebligat ücreti, 27,70 TL ilk harç masrafı olmak üzere toplam 1.810,60 TL yargılama giderinin davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının taraflara iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 Sayılı HMK’nın Geçici 3/2 madde yollaması ile, HUMK 427 vd.m. uyarınca, tebliğden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/01/2021

Katip … Hakim …
E. İmzalıdır. E.İmzalıdır.