Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/61 E. 2023/271 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/61 Esas – 2023/271
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/61 Esas
KARAR NO : 2023/271

KATİP :….

DAVACI :….
DAVALI ….

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/02/2017
KARAR TARİHİ : 12/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; 09/10/2016 tarihinde müvekkili…’ın yolcu olarak bulunduğu, sürücü …’nin sevk ve idaresindeki elektrik bisikletle seyir sırasında marka ve modeli tespit edilemeyen bir aracın arkadan kendilerine hızla çarpıp kaçması nedeniyle meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kaldığını, davalı Güvence Hesabına 11/01/2017 tarihinde başvuruda bulunulduğunu ancak ödeme yapılmadığını belirterek ve artırım hakkını saklı tutarak 4.000,00-TL kalıcı iş görmezlik, 900,00-TL geçici iş görmezlik ile 100,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 5.000,00-TL maddi tazminatın 09/10/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dava şartının yerine getirilmediğini, kuruma başvuru yapıldığını, 15 gün içerisinde kurum tarafından cevap verildiğini, verilen cevabi yazıda eksikliklerin giderilmesinin beklendiğini, 09/10/2016 tarihinde plakası tespit edilemeyen aracın karıştığı kazada davacının malul kaldığını, poliçeden doğan sorumluluğun davacının kusuru oranında olmak üzere sakatlık halinde olay tarihi itibariyle azami 310.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, teminat limiti bildirilmesinin davayı kabul anlamına gelmediğini, davacının verdiği ifadesinde kask takmadığına ilişkin beyanı bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, plakası tespit edilemeyen aracın çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacının Güvence Hesabına karşı açtığı geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından 12/01/2017 teslim tarihli dilekçesi ile davalı güvence hesabına hitaben müvekkiline çarparak yaralanmasına sebebiyet veren ancak plakala ve markası tespit edilemeyen araçtan dolayı güvence hesabından tazminat talebinde bulunduğu, güvence hesabının cevabi yazısında sağlık raporu ve kazaya ilişkin soruşturma evraklarının gönderilmesinin istendiği anlaşılmıştır.
SGK’ya yazılan müzekkereye verilen cevapta davacıya ait SGK kayıtlarının gönderilmiş olduğu görüldü. Yapılan incelemede dava konusu kazanın 09/10/2016 tarihinde meydana geldiği, davacının en son 2016 yılının altıncı ayında SGK çalışmasının olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan kolluk araştırmasında davacının babası ve kardeşi ile birlikte kaldığı, bekar, lise mezunu ve işsiz olduğunun belirtildiği anlaşmıştır.
Dava konusu kazadan dolayı meydana gelen trafik kazasında kazaya sebebiyet veren plakalısı tespit edilemeyen aracın kimliği belirsiz sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan kusur bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde plakasını tespit edilemeyen araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu belirtilmiştir.
Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen rapora göre davacının dava konusu kazadan dolayı %26 oranında özürlü kaldığı, bakıcı ihtiyacının olmadığı, 18 aya kadar iyileşme süresinin uzayacağının belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan aktüer bilirkişi raporunda özetle; 09/10/2016 tarihli kazada davacının yaralanarak %26 oranında özürlü kaldığını, 18 ayda iyileşeceğini ve bakıcı ihtiyacının olmadığının adli tıp raporu ile tespit edildiğini, kazaya sebebiyet veren faili meçhul araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunu, bedensel zararlardan dolayı TBK.’nın 54.maddesinde belirlenen kayıpların tazmininin talep edilebileceğini, %26 oranında malul kalan davacının gelirinde herhangi bir azalma olmasa dahi aynı işi yapabilmek için normal birine göre daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacağından maluliyet oranında kazanç kaybına uğrayacağının Yargıtay içtihatları ile kabul edildiğini, kaza tarihi dikkate alınarak TRH-2010 yaşam tablosu ve aktüerya yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiğini, davacının sunulan SGK kayıtlarına göre en son 30/06/2016 tarihine kadar çalışmış olduğunu, kaza tarihinin 09/10/2016 olduğunu, buna göre asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığını, yapılan hesaplamaya göre geçici iş görmezlik zararının 25.651,69-TL sürekli iş görmezlik zararının 146.454,26-TL olduğunu, bakıcı ihtiyacı olduğuna dair rapor bulunmadığından bakıcı gideri talep edilemeyeceğini belirtmiştir.
İtiraz ve sunulan bordro belgeleri üzerine bilirkişiden ek rapor aldırılmış bilirkişi ek raporunda davacı vekilinin sunduğu belgelere göre davacının 14/05/2019 tarihinde çalışmaya başladığı ve 4.615,98- TL brüt gelirinin olduğunu ancak kazanın 09/10/2016 tarihinde meydana gelmiş olup bu dönemlerde çalışmasının bulunmadığını, mahkemenin takdirinde olmak üzere son bordro üzerinden yapılan hesaplamaya göre 18 aylık geçici iş görmezlik zararının 25.651,69-TL sürekli iş görmezlik zararının 320.639,13-TL olduğunu, kaza tarihinde trafik sigortası sakatlık teminatının 310.000,00-TL olduğunu belirtmiştir.
Davacı vekili 02/12/2019 tarihli arttırım dilekçesinde; başlangıçta müvekkili için 4.000,00-TL olarak belirttikleri sürekli iş görmezlik talebini 310.000,00-TL olarak arttırdıklarını, 900.000,00-TL geçici iş görmezlik tazminatı, 100,00-TL bakıcı gideri tazminatı ile 310.000,00-TL sürekli iş görmezlik tazminatının avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiklerini belirterek harcını yatırmıştır.
Davacının kaza tarihinde ve kazadan önceki 3 aylık dönemde çalışmasının olmadığı dikkate alınarak bilirkişiden ek rapor aldırılmış, aktüer bilirkişi ek raporunda özetle; kazanın 09/10/2016 tarihinde meydana geldiği, davacının 2016 yılında kazadan üç ay önce SGK’lı olarak çalıştığını, aylık brüt 1.948,67-TL gelirinin olduğu, 2016 yılında asgari brüt ücretin 1.647,00-TL olup bu durumda davacı gelirinin asgari ücretin 1,19 katı olduğunu, 2020 yılı net asgari ücreti 2.324,71-TL olup buna göre davacının 2020 yılı net gelirinin 2.766,41-TL olarak kabul edildiğini, buna göre yapılan hesaplama sonucunda davacının 18 aylık geçici iş görmezlik zararının 30.525,52-TL, sürekli iş görmezlik zararının 194.738,14-TL olduğunu belirtmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda aktüer hesap bilirkişi raporu benimsenerek Mahkememiz’ce davanın davacının değer artırım talebi doğrultusunda kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35.H.D.Başkanlığı’nın 28/12/2022 tarih, 2022/508E., 2022/703K. sayılı ilamı ile Mahkememiz kararının müterafik kusur indirimin değerlendirilmesi ve ayrıca % 1,8 teknik faiz oranı uygulanmaksızın hesaplamanın yapıldığı bilirkişi heyeti raporu aldırılarak faturası ibraz edilen maluliyet rapor giderinin yargılama gideri olarak hüküm altına alınması gerektiğinden bahisle kaldırılmakla; dosya Mahkememiz yeni esasına kayden yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyamızda kaldırma kararı sonrasında alınan aktüer bilirkişi ek raporunda özetle; TRH-2010 yaşam tablosu esas alınarak ve dosyada mevcut gelir verisi üzerinden progresif rant tekniği üzerinden ve % 1,8 teknik faiz oranı uygulanmaksızın yapılan hesaplama sonucunda dosyada mevcut maluliyet raporuna göre; %26 oranında malul ve 18 ay süreyle geçici iş
göremezlik halinde kalan davacının sürekli iş göremezlik zararının 894.250,00-TL olduğu,
davalı Güvence Hesabının ise sakatlık teminatı
azami sorumluluğunun 310.000,00-TL teminat limiti ile sınırlı
olduğu belirtilmiştir.
Aktüer bilirkişi ek raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, dosya kapsamındaki veriler ile istinaf ilamına uygun nitelikte denetime elverişli görülmekle Mahkememiz’ce de benimsenmiş ve yeniden aktüer raporu alınmasına gerek görülmemiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ise; kazazede davacının yolcu olarak bulunduğu elektrikli bisiklete plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın çarpması sonucunda davacının yaralanarak malul kaldığı, bundan dolayı davalı Güvence Hesabına karşı geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatı ile bakıcı gideri bakıcı gideri tazminatının tahsili talebiyle derdest davanın açıldığı, dosyamıza sunulan adli tıp raporuna göre davacının dava konusu kaza nedeniyle %26 oranında sürekli işgöremezliği oluştuğu gibi 18 ay boyunca geçici iş göremezlik durumunda bulunduğu, ancak geçiçi ve sürekli işgöremezliği nedeni ile bakıcı ihtiyacının doğmadığı, diğer taraftan dosyamıza sunulan ve Mahkememiz’ce de kazanın olışumundaki olgular ve soruşturma dosyası kapsamı ile de uyumlu görülmekle benimsenen kusur bilirkişi raporu dikkate alındığında; trafik kazasının kazanın meydana gelmesinde dava dışı plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davacı bisiklet sürücüsü ile yine kazada hasar gören park halindeki kamyonun ise; herhangi bir kusurunun bulunmadığının sabit olduğu, lise mezunu olan davacının kaza tarihinde ve bu tarihten önceki 3 aylık sürede davacının herhangi bir çalışması olmadığı, ancak kaza tarihinden 4 ay öncesine ait SGK prim kayıtlarına göre çalıştığı sözkonusu dönemde asgari ücretin bir miktar üzerinde gelir elde ettiğinin tespit edilebildiği, bu nedenle istinaf kaldırma ilamından sonra bu miktar esas alınarak ve istinaf ilamı doğrultusunda yapılan hesaplamayı içeren aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alınmak gerektiği sonucuna varılmıştır.
Ancak dava konusu trafik kazasının oluşumu sonrasında davacının sol ayak bileğinde ve alt ekstremide aksayarak yürüyüş arazının oluştuğu, kaza nedeni ile sol tibia ve fibula distal parçalı kırığı ile yaralanmalarının meydana geldiği, sözkonusu yaralanmaların niteliği ve oluştuğu vücut bölgesi nedeni ile davacının koruyucu ekipman takmaması sonucunda oluşan maluliyet zararları ile illiyet içerisinde olduğu dikkate alınarak 6098 sayılı TBK’nın 52.m. gereğince aktüer hesap bilirkişisinden alınan 21/02/2023 tarihi ek raporda hesaplanan 894.250,00-TL sürekli işgöremezlik zararından takdiren % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması sonrasında davacının davalıdan 715.400,00-TL, geçiçi işgöremezlik tazminat kalemi olarak hesaplanan 30.525,52-TL’den aynı oranda indirim yapılması sonrasında ise; 24.420,41-TL geçiçi işgöremezlik tazminatı talep edebileceği anlaşılmıştır.
Diğer taraftan, davacının haklılığı kanıtlanamayan dava konusu bakıcı gideri alacağı yönünden ise; talebinin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, Mahkememiz’ce toplanan deliller ve istinaf ilamı sonrasında alınan aktüer bilirkişi ek raporu çerçevesinde ve müterafik kusur indirimi yapıldıktan sonra haklılığı kanıtlanan davanın davalı Güvence Hesabının ZMMS poliçe teminat limiti olan 310.000,00-TL ile sınırlı sorumlu olduğu gözetildiğinde; davanın bedel artırım talebi gözetilerek ve dava konusu geçiçi işgöremezlik tazminatı yönünden HMK 26.m. Gereğince talep ile bağlı kalınarak 900,00-TL geçici iş göremezlik, 309.100,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 310.000,00-TL’nin dava tarihi olan 06/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının sürekli iş göremezlik talebi yönünden fazlaya ilişkin talebinin ve bakıcı giderine yönelik isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek ve hüküm kurmak gere gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın bedel artırım talebi gözetilerek KISMEN KABULÜNE; 900,00-TL geçici iş göremezlik, 309.100,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 310.000,00-TL’nin dava tarihi olan 06/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli gerekli karar ve ilam harcı nispi 21.176,10-TL olup davacı tarafından peşin yatırılan 31,40 TL ile 1.045,14-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.076,54-TL’nin mahsubu ile bakiye 20.099,56-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 31,40 TL ile 31,40-TL başvurma harcı ile 1.045,14-TL ıslah harcı olmak üzere1.107,94-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki A.A.Ü.T.uyarınca hesaplanan nispi 46.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-(Reddine karar verilen alacak miktarı yönünden) Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.13/2.m. gereğince nispi 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Bu dava kapsamında davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 5.713,40-TL yargılama giderinin HMK 326/2 m.gereğince red-kabul oranı (0,99) gözetilerek 5.656,26-TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK 333 m.gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,

Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2023

Başkan…

Katip ….
e-imza

YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ
1-Posta ve davetiye gideri : 423,40-TL
2-Bilirkişi gideri : 3.050,00-TL
3-HÜTF Maluliyet rapor gideri :+ 2.240,00-TL
TOPLAM : 5.713,40-TL